Sardı beni bu sabah Karadeniz havası

Trabzon en güzeli, uşakları en hası

Kulaklarımda çınlar, kalan o hoş sadası.

Yoktur ondan zengini; yaşıyorsa anası .

“Sevesin, sevilesin!” diye dua ederdi.

“Gülesin, güldüresin, benim uşağum!” derdi.

Kimde ne dert var ise omuzuna yüklerdi.

Kararınca tüketir, paylaşmayı severdi.

Dokuz yüzlük tespihle dertlerini savardı;

Duayla ve şükürle kasaveti kovardı.

Hesap günü aklında, onun için ağlardı.

Ağır hastayken bile gözleriyle kılardı.

Hiç bir vakit şaşmadı, kulağı ezandaydı.

Ondan önce gidende, Hakk’ına varandaydı.

Kimsesizler kimsesi, sesini duyandaydı.

Mülkün gerçek sahibi, yazgıyı yazandaydı. 

Aynı kefede idi evlatla yeğenleri

Eksilmezdi haneden dostları, sevenleri.

Sabırla ve duayla çıktı merdivenleri

Sığmadı avlulara “Elveda!” diyenleri

Canfer der ki ; yastayız, iyi değiliz ana!

Bir zerreyle patladı, koca küresel vana.

Boğulmakta on binler İspanya’dan Tayvan’a .

Tedbirle, tevekkülle, sığındık Yaradan’a. 

İnşallah, doğru yola, düze evrileceğiz.

İnşallah; güzel, aydın,  çok günler göreceğiz.

Biliriz; “Ondan geldik ve ona döneceğiz!”

İnşallah senin gibi menzile ereceğiz.