Potpori tadında bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle…

Sen mi bana geç kaldın?
Ben mi sana erken.
Hazalda esintiye yenik düştük belki de.
Direnemedik keskin fırtınalara. 
Elimize aldığımız çiçeğin bahtıyla hangimiz oynadı? 
Papatyadan medet umarken sarı gülün yazgısına mı esir olduk yoksa?
Sonsuz körebe oyununda hangimiz körleştik.
Hangimiz köreltildik?
Hangimiz söyle. 

*

Bomboş bir gökyüzünde dans eden iki yabancı sevgili gibidir bazen hayat. İki yabancı sevgili ayrı kollarda, tanıdık yüreklere dönüşürken; tanımadığı birinin kolunda danstır onun tek aşkı…Semalarda dans....

*

Kırılmaktan ve kırmaktan korktuğum kadar korkmadım hiçbir şeyden. Ancak şunu anladım ki, kırıldıkça yen içinde kaldıkça, hayat seninle dalga geçtikçe ve sen tutunabildiğin, kırıp kanırtabildiğin ölçüde insanlık mertebesinde kıdemin artıyor. Ne acı! 

*

Şairini kaybeden şiirler gibiyim. Tut elimi korkuyorum Molly. En çok baharları sevdim. En çok da son baharı. Kısalan güne sığmayan kocaman yüreğin, gölgeleri yırtarcasına asi. Gölgede uzayan içimdeki ellerine dokundum. Hissettin mi? Aklıma düşeni aklımdan düşürmekten yoruldum Molly. Satırlar arasına sıkışmış bir aşk bizimkisi. Cümlelerin dışına çıkamayan. Duy sesimi. Yüreğimde uçuşan Anka kuşlarının yanan kanatlarından kaçtım da geldim. Aç kapıyı. Geceyi sana devrediyorum. Tüm yıldızları sırtladım gidiyorum. Engel olsam da tüm dilekler sana çıkıyor. Neden Molly? Ben azaldıkça içimde çoğalan şey de ne? Söyle Molly. Vakit sahte gönüllere sahne vaktidir. Ömrümden ömrüne katarak geldim. Ben azaldıkça, gökyüzünde çoğalan meleklerin kanatlarından sesleniyorum. “Seni seviyorum” 

Sevda kaçsın çayınıza