Yayın dünyası denildi mi Cağaloğlu akla gelirdi bir zamanlar. Gençliğimiz Cağaloğlu’nun kaldırımlarını arşınlamakla geçti. 

Gazete, dergi, yayınevi ve yazarlar arasında geçen onca yılın hatıralarını bir kalemde silip atmak mümkün değil. Güzel günler her zaman yaşanası günlerdir. Güzel hatıralar yaşatır umudumuzu. 

Cağaloğlu’na adımımı attığım ilk günden itibaren gördüğüm, yaşadığım gerçeklerle hayalini kurup idealize ettiğim gerçekler arasında ne kadar farklılıkların bulunduğunu yaşayarak görmek büyük bir tecrübeydi.

Zamanla basın-yayın dünyası Cağaloğlu’ndan uzaklaşmaya başladı. Önce gazeteler gitti. Daha sonra bazı köklü yayınevleri Cağaloğlu’nu terk etti. Cağaloğlu’nda hala yayıncılık yapan değerli yayınevleri var. Birkaç yayınevi hariç durumlarının ne kadar nazik olduğu ilk bakışta fark ediliyor. Ancak yayıncılık gönül ve fedakârlık gerektiren bir uğraş. Kısa zamanda çok paralar kazanmak isteyen yayınevi kurmayı bile düşünmez, düşünmemelidir.

Zor şartlarda basın-yayın dünyasında kitap, dergi ve gazete yayımlamaya devam eden birçok arkadaşın her türlü imkânsızlık ve zor şartlara rağmen canhıraş mücadele ile para kazanmanın ötesinde gönül vermişlikleriyle açıklanabilir.

İstanbul basın-yayın camiasının kendi içinde yaşadığı zihinsel bir açmazı da belirtmem gerekiyor. İstanbul yüzyıllardır basın-yayının hatta kültürün başkenti olmuştur. Bunun ila nihaiye devam ettiğini, edeceğine olan inanç İstanbul’da çok yaygındır. Bu düşünce neredeyse zihinlerde kalıplaşmış bir şekilde günümüzün teknolojik imkanlarına rağmen devam ediyor!

İstanbul dışında yayıncılık yapılamaz, kültürel çalışmalar kadük kalır, dergi, gazete, dernek çalışmaları başarısız olur gibi zihinsel bir yanlışlık sanırım Osmanlı’dan itibaren devam ediyor. Anadolu hala taşra olarak görülmeye devam ediyor!

Ancak Osmanlı son dönemden itibaren Anadolu’da yayın yapan gazete, dergi, kitap yayıncılığı olmuştur, olacaktır.  Hatta Anadolu yayıncılığı olmasaydı Kuvayı Milliye ve Millî Mücadele’nin başarılı olması, gecikebilir, güçleşebilirdi.  İstanbul işgal altındayken ve Millî Mücadele karşıtlığı had safhadayken Millî Mücadele yanlısı gazete ve dergileri, kitap ve broşürlerin önemi yabana atılamaz.

Anadolu yayıncılığı İstanbul yayıncılığından daha zor ve daha kutsaldır. Yayıncılık yapan birkaç gönül erinin omuzlarında yol almaya çalışan gazete, dergi ve kitap yayıncılığı çok önemli çalışmalar, projelere, dergi ve kitaplara imza atmaya devam ediyor. 

Son yıllarda sayıları giderek artan dergi yayıncılığının yanı sıra nitelikli kitap yayıncılığında da adından övgüyle bahsettiren birçok yayınevi ve dergi mevcuttur.

İstanbul dışında yayın yapan dergi, gazete ve yayınevleri birkaç arkadaşın ortak heyecanı ile kurulur ve yayın, yayım hayatını sürdürmeye çalışırlar. Sektör gazete, dergi ve yayınevleri dışında kalan yayıncılığın kaderi uzun soluklu olmaz. Fedakârane gayretler gerektirir. Ancak nitelik açısından İstanbul yayıncılığından aşağı kalmayan dergi ve kitaplılarla nice köklü yayınevlerini kıskandıracak denli güzel çalışmalar yaparlar. Böyle güzel çalışmalar yapan dergiler ve yayınevleri azımsanamayacak kadar fazladır. Hatta Anadolu’nun, kuruldukları şehirlerin nefes almasını sağlarlar. Şehir dergiciliği bir yana ulusal çapta yayın yapan dergi ve yayınevleri arasında ilk aklıma gelen Akçağ, Çolpan, Karakum, Tün, Serencam, Hüner, Manas… yayınevlerine ilaveten, Edebice, Ihlamur, Mahalle Mektebi, Erciyes, Porsuk Kültür… ismini sayamadığım nice dergi İstanbul’u aratmayacak denli güzel çalışmalara imza atıyorlar. Bunlar arasında son zamanlarda dikkat çeken Karakum yayınları.

Karakum Yayınevine teşekkürlerimle

Karakum Yayınevi Haydar Barış Aybakır yönetiminde emin adımlarla yoluna devam ediyor. Birbirinden değerli yazarlarıyla nitelikli kitaplar çıkarmaya devam ediyor. Genç bir yayınevi. Ankara merkezli çalışıyor. Ancak yayımladığı kitapların niteliği dikkate alındığında birçok köklü yayınevinin şimdiden gıptayla baktığı bir çizgiye ulaşmışa benziyor.

Haydar Barış Aybakır Beyefendi incelik göstererek bazı kitaplarını göndermiş.
 Kutlu Altay Kocaova’nın "Bozkırın Savaşçısı", M. Olgay Söyler’in “Anadolu’nun Kronikleri", İsmail Pehlivan'ın "Osmanlı’da Terör " ve Gülbahar Kurtuluş'un "Bulgaristan Türklerinin Göç Hikayesi " gibi değerli kitaplara imza atan yazarlar adına ve yayınevini kutluyorum.