Chicago Başkonsolosu Umut Acar ile Röportaj 

Amerika’nın en Amerikan kenti: Chicago

Amerika Birleşik Devletleri’nde Türkiye’nin 6 Başkonsolosluğu bulunmakta. Bunlardan biri de ABD’nin Orta Batısı diye adlandırılan ve nüfus bakımından en büyük üçüncü  şehri Chicago’da. Başkonsolosumuz da Umut Acar Beyefendi. 

Konsolosluğa işimiz düşünce, fırsattan istifade Umut Acar’la ayaküstü sohbet, ardından da  röportaj gerçekleştirdik. İyi ki de konuştuk. Zira Chicago’da ne nerede yenir kendisinden soruluyormuş. Boşnak Böreğinden tutun Karadeniz Pidesine Chicago’da bulabileceğiniz adreslerin hepsi Umut Acar’da. 

Vakit buldukça sosyal medyayı aktif kullanmaya özen gösteren Chicago Başkonsolosumuz, takipçi sayısını her geçen gün arttırıyor. Bunda takipçileri ile girdiği diyalog ve deyim yerindeyse taşı gediğine oturacak cinsten verdiği cevaplar elbette etkili. Yani sosyal medyayı olması gerektiği şekilde kullanmasını biliyor.

Seçim telaşını geride bırakan konsoloslukta Umut Acar’la keyifli bir sohbet karşınızda...

Chicago Başkonsolosu olarak hangi eyaletlerden sorumlusunuz?

ABD’nin Orta Batı olarak adlandırılan bölgesindeki 13 eyaletten sorumluyuz. Bunlar Kuzey Dakota-Güney Dakota-Nebraska-Kansas-Missouri- Kentucky-Indiana-Ohio-Minnesota-Wisconsin-Michigan ve son olarak da Başkonsolosluğumuzun bulunduğu Şikago şehrinin de içinde yer aldığı Illinois eyaletleri. Görev bölgemizden tarihte çok ünlü isimler çıkmış. Abraham Lincoln, Ernest Hemingway, Walt Disney, Ronald Reagan, James Dean, Michael Jackson, John Wayne, Buffalo Bill, Henry Ford, Bob Dylan, Mark Twain, Malcolm X, Neil Armstrong ve daha pek çok büyük isim. İlk McDonalds’ın açıldığı, Kentucky Fried Chicken’ın icat edildiği bir bölge burası. Bu bölge yüzölçüm olarak ülkemizin 2.5 katı büyüklüktedir. Nüfus yaklaşık olarak bize eşittir. 13 eyaletin toplam milli geliri (GDP) yaklaşık 4 trilyon Dolar civarındadır. Sadece içinde bulunduğumuz Illinois’nin milli geliri ülkemizinkine yakındır.    

Halk arasında karıştırılabiliyor Büyükelçi, Konsolos, Baskonsolos bunların farkları nelerdir açıklayabilir mısınız?

İtiraf et asıl karıştıran sensin.  Büyükelçi, yani Sefir bir ülkeyi başka bir ülkede Devlet Başkanı adına temsil eden ve ülkenin başkentinde mukim olan temsilcidir. Bizim Vaşington’da, ABD’nin de Ankara’da Büyükelçisi vardır. Bir ülkenin bir başka ülkede sadece bir Büyükelçiliği olur. Başkonsolos ise yurtdışında pasaport, nüfus, vekaletname, vize gibi hizmetleri sunmak üzere iki ülke arasında varılacak mutabakata bağlı olarak ihtiyaç duyulan sayıda açılan ve Başkonsolosluk olarak adlandırılan temsilciliklerin başında bulunan görevlimizdir. Bizim halen ABD’de 6, ABD’nin Türkiye’de 3 Başkonsolosluğu bulunmaktadır. Başkonsolosluklar daha ziyade vatandaşların yoğun olduğu veya ülkenin ticari bakımdan önemli kentlerinde açılır. Başkonsolostan daha düşük kıdemli görevliler Konsolos ve Muavin Konsolos olarak adlandırılır.   

Chicago aslında tehlikeli bir yer geçen sene 787 kişi vuruldu. Neden bu kadar cinayet var? 

Şikago, New York ve Los Angeles’tan sonra ABD’nin üçüncü büyük metropolü olmasına rağmen bu şehirde maalesef New York ve Los Angeles’ın toplamından daha fazla sayıda cinayet işlenmektedir. Geçtiğimiz yıl son 20 yılın en kanlı senesi oldu. 4368 kişi vuruldu, 786 kişi öldürüldü. Bu yıl ki rakamlar 948 ve 186. Bu olaylar şehrin daha ziyade az gelişmiş bölgeleri olan güney ve batı kesimlerinde yaşanıyor. Bu bölgelerde çeteler arası mücadele görülüyor. Illinois eyaleti ABD’nin diğer bölgelerine kıyasla daha katı silah mevzuatına sahip olmasına rağmen maalesef bu olaylar görülmekte. Zaman zaman Başkan Trump’ın da bu olayları gündeme getirdiğine de tanık oluyoruz.  

Turist olarak Chicago’ya geleceklere neler tavsiye edersiniz? 

Şikago ABD’de mutlaka görülmesi gereken şehirlerin başında gelir. Belediye Başkanı burayı “Amerika’nın en Amerikan kenti” olarak tanımlıyor. Öncelikle Şikago’nun kendine özgü ve dünyaca ünlü bir mimari mirası vardır. Dünyanın saylı göllerinden olan Michigan gölünün kıyısında kurulmuş bir şehir. Gelen vatandaşlarımıza Michigan bulvarı boyunca yürümelerini tavsiye ediyorum. Şehrin önemli mekanlarını görmüş olurlar. Geçerken nehir kenarında dalgalanan bayrağımızı da görürlerse buyursunlar bir çay ikram edelim. Mutlaka yüksek bir binaya çıkıp şehir manzarası görsünler. Dünyanın en önemli müzelerinden olan Field Museum ve Art Institute görülmesi gereken yerler arasındadır. Ben reklam yapmış olmamak için restoran ismi vermeyeceğim. Şikago’nun deep dish adı verilen kalın pizzası ve steak’leri meşhurdur. Türkiye’den gelen birine mutfak olarak sunabileceği çok fazla bir şey olduğunu söyleyemem. Türk restoranları da mevcuttur.  Şikago’da genelde iki mevsim olduğu söylenir : Kış ve İnşaat. İnşaattan kaçış olmadığına göre kışa denk gelmemeye dikkat etsinler.     

Sosyal medyada bu aralar popüler bir Baskonsolossunuz . Sosyal medyayı çok aktif kullanıyorsunuz. Sosyal medyada sizinle uğraşanlar var güzel cevaplar veriyorsunuz. Nasıl tepkiler geliyor?

Artık günümüzde sosyal medyada yoksanız gerçek anlamda yoksunuz. Bakanlığımız da bunun son derece bilincindedir ve son yıllarda dijital diplomasi alanında önemli adımlar atılmıştır. Sayın Bakanımız bu konuya büyük önem vermekte ve misyonlarımızın sosyal medya kullanım oranlarını yakından takip etmektedir. Bizler kamu kurumları olarak çok sayıda veri üretiyoruz. Bunları paylaşmanın en süratli yolu sosyal medya. Artık öyle bir nesil var ki, gazete ve TV’den ziyade dünyayı facebook ve twiter’dan takip ediyor. Bu nesille iletişimin de en etkin yolu sosyal medya. Amerika’daki son seçim kampanyası sırasında en çok duyduğumuz ifadeler “fake news” ve “echo chamber” kavramları oldu. Haber ve bilgi teyit edilmeden sanal aleme postalanıyor ve bu bilgiler algı oluşturuyor. Bu algıyla süratli bir şekilde mücadele etmezseniz akıllara yerleşiyor ve imajınızı belirliyor. Ben twiter da küfür ve hakaret etmeden fikrini beyan eden her görüşten insanla diyaloğa geçiyorum. Hepsinden bir şeyler öreniyorum. En sevdiğim tepki, “Bu ne biçim Konsolos, hiç diplomatik değil, Makamına da yakışmıyor” tarzı olanlar)) 

Türkiye’de olup burada bulamadıklarınız neler ?

Türkiye’de olup da burada bulamadığımız şeylerin başında Türkiye’nin kendisi geliyor. Kavgası, gürültüsü, heyecanı, coşkusu memleketimizin her şeyini özlüyoruz. Hısım akrabayı özlüyoruz. İçindeyken pek de farkında olmadığımız şeyleri özlüyorum. Süratli hizmeti özlüyorum. Ne verim abime diyen garsonu, hafif  kolesterol çıktığında hemen ilaç vermeyen doktoru, işe giderken yolunun üstündeki ayakkabı boyacısını. Daha sonra muhabbet ve yemek tabiki. Türkiye’de acı tatlı olayları paylaşabileceğimiz bir çevremiz var. Yurtdışında kendi başımızayız. Ayrıca bir gevrek simit, şöyle damak tadımıza uygun bir dürüm döner bulamamanın ne demek olduğunu Türkiye’dekilere anlatabileceğimi sanmıyorum. Ha unutmadan Hüsrev’in kuru fasulyesi ve bir de hamsi tabi. Keyfini çıkarsınlar. 

Türk restaurantlarına gidiyor musunuz?

Favori bir Türk restoranım var. Özellikle yabancı konuklarımı götürmeyi seviyorum. Şef ne istediğimizi biliyor bizi hiç yormadan birini getirip diğerini götürüyor. Ayıca ailemle hafta da bir kez dışarda yemek yiyoruz.  Biz kendi başımızayken basit ev yemekleri severiz. Güzel bir bulgur pilavının, lezzeti yerinde etli bir nohutun yerini ne tutabilir ki. Bu arada bol zeytin yerim. Canan Karatay hocama selamlar.:))    

Haftasonuları Chicago’da neler yapıyorsunuz?

Şikago hafta sonları çok zengin bir şehir. Tiyatro, konser, sinema, müzik çok değişik alternatifler var. Şikago Senfoni orkestrası konserleri güzel oluyor. Pek çok sokak festivali yapılıyor. Hafta içi gazeteler haftasonu etkinlikleri ekleri yayınlar ona göre planları yaparsınız. Ayrıca Anadolu Ajansı muhabiri sağolsun onunla duyduğumuz etkinlikleri paslaşıyoruz. Hava güzel olduğunda göl kenarındaki parklar favorimiz. Pazar günleri favori bir Boşnak börekçim var. Tadı Karadeniz pidesine benziyor. Bol börek ve ayran eşliğinde çocuk parkına gidip Starbucks kahvesi içen Amerikalıların bakışları altında yiyoruz. Kendilerine de ikram ediyoruz tabiiki.       

Türkiye Başkonsolosuyum dediğiniz zaman ABD’lilerden nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Amerikan makamlarından ve Amerikalı dostlarımızdan büyük sevgi ve saygı görüyorum. Özellikle Türkiye’yi ziyaret etmiş Amerikalılar ülkemizin güzelliklerini anlata anlata bitiremiyorlar. Bitmez zaten. Şikago’da muvazzaf ve fahri olmak üzere 80 kadar yabancı Konsolosluk var. Diğer meslektaşlarımla da sık sık biraraya geliyoruz. Başkonsolosluğumuzun bulunduğu binada Hindistan, Litvanya ve Güney Kore Başkonsoloslukları da var.  

Kariyerine Dışişleri Bakanlığı’nda devam etmek isteyen gençlere neler tavsiye edersiniz?

Tüm genç kardeşlerime tavsiye ederim. Kamu görevinin her türü onur vericidir. Buna bir de ülkenizi yurtdışında temsil etmenin hazzını ve gururunu ekleyin. Dışişleri Bakanlığına kimse tesadüfen girmez. Ben istisnayım ). Zira sınavlar zordur ve önemli hazırlık gerektirir. Her şeyden önce Türkçe ve yabancı dilde ifade kabiliyetinizin üst düzeyde olması gerekir. Ben lisan bilgisi yeterli her kardeşimizin 6 ay-1 yıllık programlı bir çalışma sonucunda sınavlarda başarılı olabileceğini düşünüyorum. Bakanlığımızın ww.mfa.gov.tr web sitesinde önceki yıllarda sorulmuş sorulardan örnekler mevcuttur. Neticede ne kadar zor olabilir ki. Ben bile kazandım ))       

Sürekli tayinleriniz var şu ülkeyi sevdim kalayım diyemiyorsunuz sürekli farklı ülkeye alışmak sonra ayrılmak nasıl bir duygu?

Mesleğin belki de en zor yanı bu. 3-4 senede bir herşeye yeniden başlamak. Yeni bir ülke, şehir, iş arkadaşları, çocuklar için yeni okul, yeni arkadaşlar. Tabi bir de taşınmak. İyi tarafı ise her yeni tayinle birlikte yeni bir heyecanın başlaması. Yeni şeyler öğrenme ve kendini yenileme fırsatı yakalama. Düşünsenize, bu meslek bizlere Yeni Zelanda’da, Brezilya’da, Güney Afrika’da, Hindistan’da  yaşama fırsatı veriyor. Farklı kültürlerden ve inançlardan insanlarla tanışma, farklı lezzetleri tatma fırsatı veriyor. Ne kadar heyecan verici değil mi. Her gidişin en zor yanı geride bıraktıklarını bir daha görememe ihtimali. Bu da işin duygusal yönü.  

ABD’ de gördüğünüz keşke Türkiye’de olsun dediğiniz neler var?

ABD dünyanın gerçek anlamda süper gücü. Buradaki rakamlar muaazzam. 20 trilyon Dolarlık bir ekonomi . Sadece savunma bütçesi bizim milli gelirimiz kadar ve kendisinden sonra gelen 9-10 ülkenin savunma bütçesinin toplamından daha fazla. Bu ülkeler arasında Rusya ve Çin de var düşünün. O nedenle ABD’yi kıstas olarak almak bizim için de başka ülkeler için de yanıltıcı olur ve hayal kırıklığı yaratır. Bununla birlikte  dünyanın pek çok başka ülkesinde görülen toplumsal sorunlar Amerika’da da mevcut. Fakirlik, gelir adaletsizliği, az gelişmiş bölgeler, ırkçılık, yabancı düşmanlığı gibi sorunlar bu ülkede de görülüyor. Buna rağmen ABD’yi ayakta tutan nedir diye baktığımızda benim cevabım şu : dünyanın en parlak beyinlerini kendine çekebilme kabiliyeti. Düşünün ki en parlak ve zeki Çinli, Hintli, Alman, Afrikalı veya Türk öğrencinin hayali bir Amerikan üniversitesinde okumak.  Büyük bir Amerikan şirketinde çalışmak, ya da kendi fikrini gerçekleştirecek ve markalaştıracak adımları Amerika’da atmak. İşte bu cazibe merkezi olma özelliğini örnek almak gerekir bence. Türkiye bölgesel bir cazibe merkezi çoktan oldu. Giderek de dünyada bir cazibe merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Bundan da gurur duyuyoruz.     

Chicago Başkonslugunda kaç kişi çalışıyor? Dışişleri Bakanlığı tayin neye göre yapıyor? Sözleşmeli alındığı zaman nelere dikkat ediliyor?

Başkonsolosluğumuzda diplomatik kadro, sözleşmeli memurlarımız, destek elemanlarımız ve bağlı Ataşeliklerimizle toplam 20 personelimiz bulunuyor. Başkonsolos, Konsolos ve Ataşe kadroları tayinle belirli sürelerle yenileniyor. Sözleşmeli memurlarımız ise bir nevi sürekli görev amacıyla istihdam ediliyorlar. Bakanlığımızın tayin siteminde ülkeler zorluk derecelerine göre sınıflandırılıyorlar. Her memurumuzun kariyeri boyunca bu zorluk derecelerine uygun ülkelerde görev yapmasına özen gösterilmek suretiyle hakkaniyete uygun bir sistem takip ediliyor. Dünyanın çok sıkıntılı bölgelerinde zor şartlarda görev yapan çok kıymetli meslektaşlarım var. Onlara bu vesileyle kolaylıklar diliyorum. Sözleşmeli görevlilerimiz ise her bir temsilcilikçe yapılan yazılı ve sözlü aşamalarını içeren sınavlarla alınıyorlar. Biz de geçtiğimiz haftalarda 2 sınav düzenledik. Personel ihtiyacı oldukça sosyal medya hesaplarımızdan duyuruyoruz.      

Chicago özel isim neden okunuşu gibi Şikago yazılıyor? Dışişleri politikası nedir ?

Bu Bakanlığımızın kendisine özgü yerleşik uygulamalarından biri. İçerisinde Türk alfabesinde yer alan sesler olan veya söylenişi yazılışından farklı olan şehirleri Türkçe söylendikleri gibi yazıyoruz. London demiyoruz Londra diyoruz örneğin. Tabiiki istisnaları var. Geçenlerde sosyal medyada Şikago ifadesini kullanınca bir vatandaşımız gülerek “oldu olacak Vaşington da deyin bari” yazmış. Ben de cevaben mahcup mahcup “valla öyle diyoruz” dedim.:)))    

ABD’ nin Türk Hava Yolları’na karşı tablet laptop yasağı devam ediyor buna sizin yorumunuz nedir?

Biz dostlarımızın ve müttefiklerimizin güvenlik kaygılarını, işbirliği ve yardım taleplerini ciddiye alırız. Tarih boyunca hep böyle olmuştur. ABD makamları elektronik cihazlar kaynaklı tehdit konusunda duyumları olduğunu belirtince elbetteki Türk Hava Yolları ve ilgili kurumlarımız sözkonusu tehdidi ortadan kaldırmak amacıyla Amerikan makamlarıyla işbirliği içine girdiler. Ancak bu uygulamanın sadece belirli havayollarını ve kentleri kapsıyor olması ister istemez bazı endişeleri de gündeme getirdi. Her şeyden önce en ufak şüphe yaratacak bir iddia veya uygulamanın dahi ciddi sonuçlar doğurabileceği bir sektör bu. Bu uygulamanın milli gururumuz Türk Hava Yollarına zarar verecek sonuçlar doğurmaması için tüm gayretimizi gösteriyoruz. Amerikalı dostlarımıza İstanbul Atatürk havalimanının dünyanın en güvenli havalimanlarının başında geldiğini anlatıyoruz. İstanbul’dan gelmesinde sakınca görülen elektronik cihazın İstanbul çıkışlı olarak Frankfurt, Paris, Londra üzerinden gelmesi halinde tehlike olarak görülmemesinin yarattığı soru işaretlerine dikkat çekiyoruz. Vaşington Büyükelçiliğimizin eşgüdümünde yürütülen bu çalışmalarımız uygulamaya son verilinceye kadar sürecektir.          

Röportaj: Anıl Sural

Fotoğraflar: Rona Doğan