Amerika’nın hem ülkemizde hem de ülkemiz etrafında onlarca yıldır terör unsurları oluşturup beslediği, silah ve teçhizat vererek emelleri doğrultusunda terör eylemleri yaptırdığı artık gün yüzüne çıkarılmış bir gerçek olmasına rağmen bazı çevrelerde bu gerçeğin görmezden gelinmesi sizce ne anlamlar taşıyor?

Bakın ABD Dışişleri'ne bağlı heyet geçen hafta sonu PKK’nın Suriye uzantısı olan PYD’nin yine sözde karargâhını ziyaret etti. Sizce Amerika’nın Orta Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Ethan Goldrich başkanlığındaki heyet Washington’dan kalkıp Suriye kırsalına neden gelmiş olabilir? Ve okyanus aşırı bir devletin temsilcileri ayaklarına kadar vardıkları bu terör örgütlerinden ne gibi taleplerde bulunmuş olabilir?

PKK’nın sözde liderlerinden Mazlum kod adlı Ferhat Abdi Şahin, sözde karargâhında Washington'dan gelen devlet görevlisi heyeti kabul etmeden önce bir röportajında, Türkiye’nin kendilerine karşı gerçekleştireceği bir operasyonun Amerika ve Rusya tarafından kabul edilemeyeceğine dair kendilerine güvence verildiğini, Amerikan kongresinin Türkiye’ye yönelik yaptırımları devreye sokmasının da bu taahhütle ilgili olduğunu söylemişti.

Amerika Türkiye’ye açıktan veya dolaylı yaptırım uygulama kararı alıyor; bundan hem teröristler hem de bazı siyasiler memnun oluyor. İki cenahın birden memnun edilmesinde siz nasıl bir anlam görüyorsunuz?

**

Geçen haftanın önemli gelişmelerinden biri de uzun yıllar Abdullah öcalan’ın yakınında olan terörist Yusuf Gulo’nun Suriye’de öldürülmesiydi. Fakat Gulo’nun öldürülmesi üzerine HDP’den yükselen sesler sanki daha önemliydi.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye ve Irak operasyonlarını hiçbir zaman tasvip etmeyen ve son tezkereye de CHP ile birlikte hayır oyu veren HDP “Kuzey-Doğu Suriye’nin önemli kanaat önderlerinden Yusuf Gulo ve ailesinden iki kişi, iktidarın saldırgan politikaları sonucunda yaşamını yitirmiştir. Gulo Ailesi ve Kuzey-Doğu Suriye halkları ile yönetimine başsağlığı diliyor, Rojava’ya yönelik ve özellikle sivilleri hedef alan her türlü saldırıyı bir kez daha kınıyoruz” diye bir açıklama yaptı. HDP’nin kanaat öneri dediği Gulo ailesinin terör örgütü PKK’ya destek veren ilk ailelerden olduğu da biliniyor.

**

FETÖ’NÜN SİVİL KANADI BOŞ DURMUYOR

Ankara’da geçen hafta yapılan operasyonda Dışişleri Bakanlığında çalışan üst düzey görevli FETÖ mensuplarının tespit edilmesi, devlet içindeki yapılanmaya dair önemli ipuçları verdi. FETÖ soruşturması kapsamında Dışişleri Bakanlığında üst düzey görevli 53 örgüt mensubu ile bir mahrem imamın deşifre edilmesi devlet kurumlarında tahkikat işinin hızlandırılması gerektiğini ortaya koydu. Ataşe, başkâtip, daimi temsilcilik müsteşarı ve kâtip gibi görevlerdeki 49 ByLock kullanıcısı devlet memurunun “La Casa de Papel” adlı dizideki karakterler gibi isim yerine ülke başkentleri ve meşhur şehir isimlerini kullandığı anlaşıldı. 

Görüldüğü üzere, FETÖ konusunda en ufak bir rehavete düşülmemesi gerekiyor.

**

KONYA EMNİYETİNDE YOĞUN MESAİ VAR

Konya Emniyet Müdürlüğü son aylarda ciddi operasyonlara imza atıp başarılı sonuçlar aldı. Geçen haftanın önemli operasyonlarından biri de FETÖ örgütüne yönelikti. Konya merkezli olarak; Konya, İstanbul, Isparta, Manisa, Ankara, Antalya, Mersin, Adana, Şanlıurfa ve Iğdır olmak üzere 10 ilde eş zamanlı operasyon yapan Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri yönetici konumunda olan ve örgüte eleman yetiştiren 12 şahsı yakaladı. Bunlardan 10’u sorgularında etkin pişmanlıktan yararlandı ve ifadeleri; haklarında henüz kayıt bulunmayan 203 kişinin FETÖ örgütü ile irtibat ve iltisaklı olduğunun deşifre edilmesini sağladı. Haklarında işlem kaydı olmayan 203 şahsın arasında halen aktif olarak çalışan 70 Kamu Görevlisi bulunduğu ve 133 şahsında özel sektör çalışanı olduğu tespit edildi. 21 şahsında örgüt içerisinde bölge talebe sorumlusu görevini yaptığı anlaşıldı.

Görülüyor ki hem devlet kurumlarının önemli kademelerinde hem de özel sektörde FETÖ’cü olmaktan vazgeçmeyip halen örgüt çıkarına iş yapanlar var. Son tespitler, örgütün sivil ayağının hafife alınmaması gerektiğinin önemli bir göstergesi oldu. Konya Emniyet Müdürlüğünü tebrik etmek gerekir.

**

CAVİT ÇAĞLAR VE MERAL AKŞENER

DYP’li meşhur siyasetçi, Devlet Bakanı ve İşadamı Cavit Çağlar siyasetin hararetli bir döneminde ANAP Genel Başkanı merhum Mesut Yılmaz için “Yavşak” demişti. Konu yargıya intikal edince Çağlar Mesut Yılmaz’a tazminat ödemeye mahkum edilmişti. Çağlar, karar hakkında görüşlerini soran gazetecilere de “Bedeli belli oldu. Paramla değil mi, canım sıkılırsa bir daha söylerim” diye cevap vermişti.

İYİ Parti Milletvekili Lütfi Türkkan önceki hafta “HDP ile işbirliği yaptığı gerekçesiyle” partisine tepki gösteren bir şehit kardeşine kameraların önünde çok ağır şekilde küfretmişti. Türkkan’ın bu hakaretine karşı en sert tepkiler AK Parti, MHP ve BBP’den gelirken ana muhalefet partisi CHP başta olmak üzere Millet İttifakı cenahında elem veren sessizlik ya da eveleme gevelemeler oldu. Fakat meydanlarda, esnaf ziyaretlerinde “Ben sizin bacınızım” diyerek insanlarla yakınlık kurmaya gayret eden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in partisinin grup toplantısında, yani TBMM çatısı altında, küfürbaz yardımcısını savunurken şehit ağabeyi için kullandığı “Yavşak yavşak konuşuyor…” şeklindeki sözler Türkkan’ın küfrünü perçinleyici ifadeler olmuştur. Bu ifadelerin karşılığı geçmişte Türk Mahkemelerince “Tazminat Cezası olarak” verildiğine göre, Meral hanım bu suçu bilerek neden işlemiştir?

** 

TÜRK DÜNYASI BİRLEŞİRKEN…

Bütün bunlar olurken diğer yandan da İstanbul’da Türk Dünyası liderler zirvesi yapıldı. Konsey’in adı Türk Devletleri Teşkilatı olarak değiştirilirken Kazakistan kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev tarafından başlatılan “Türk Dünyası 2040 Vizyonu” belgesi de kabul edildi. Üye ülkeler “2022-2026 Türk Devletleri Teşkilatı Stratejik Yol Haritası” hazırlanmasına karar verip orta ve uzun vadeli hedefler belirledi. 

Irak’tan Suriye’ye, Ege Adalarından Ukrayna’ya kadar etrafımıza pek çok bölgeye Amerikan silahlarının yerleştirildiği şu dönemde Türk dünyasının bu cesur adımları tarihin seyrine yön verecektir. Ülkemizde ve etrafımızda huzursuzluğa sebebiyet veren olayların asli amaçlarından birinin de Turan adımlarını durdurma amaçlı olduğunu ifade edip, birkaç satırla anlatılamayacak olan bu büyük gelişmeyi başka yazıya bırakalım.