Türk Milletinin kurtarıcısı ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, Büyük Önder ve ebedi Başkomutanımız Gazi Mareşal Mustafa Kemal ATATÜRK’e,  din adamı kimliği taşıyan bazı haysiyet fukaraları tarafından doğrudan veya dolaylı olarak hakaretlerde bulunulmaktadır. Akçokaca müftü terbiyesizinin Selaniklileri hedef alan “sebataist-dinsiz” ithamının hemen arkasından bir imam müsvettesinin Cumhurbaşkanı ve devlet erkanının da olduğu ortamda Ayasofya’daki bir programda   Atatürk’e hakaret etmesi hangi ahlaka, vicdana ve dini anlayışa sığar bilemem. Ama Allahtan korkmaz, kuldan utanmaz bu nankörleri tanımlayabilecek kelime bulmakta zorlansam da verilen bazı cevapları aşağıda değerli bilgilerinize sunuyorum.

Milli mücadelenin öncü kahramanlarından Maraşlı Sütçü İmam Ali  “Her kim ki Mustafa Kemal ve Kuvayı Milliye aleyhine fetva verip düşmanlık yapar, bilin ki onların damarlarında kafir kanı akar...” sözleriyle cevap veriyordu.

Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk hoca bunlara “Eyy Yobazlar alemi, Atatürk’e saldırmak daha kaliteli bir dindar olduğunuz değil, daha kaliteli bir ŞEREFSİZ olduğunuz anlamına gelir...” sözleriyle cevap veriyordu.

Kandemir KONDUK bu gafillere hitaben çok güzel bir şiir yazmış.

Akıl, bilgi, vicdan, iman Olmadan olmuşsun imam

Vah zavalı, vah tarihten bihaber, Allahtan korkmaz, kuldan utanmaz

O kovmasaydı düşmanı eğer  Ayasofyada imam değil, olurdun papaz...

 

Üç tarafı denizler, dört tarafı düşmanlarla çevrili bir ülke olan Türkiyemizin milli değerleri, dış güçler ve içimizdeki işbirlikçileriyle sinsi bir şekilde toplumun hafızasından silinmeye ve unutturulmaya çalışılmaktadır. Bunların asla iflah olmayacağını, fırsat buldukça, alçaklık ve terbiyesizliklerini arttırarak devam edeceklerini düşünüyorum.

Küresel güçler tarafından ATATÜRK ve fikirlerinin, kurnaz taktiklerle yavaş yavaş yok etme operasyonu yürütüldüğü unutmamalıyız. “MÜTTEFİK BİLDİKLERİMİZİN, DÜŞMAN”, “KARDEŞ ZANNETTİKLERİMİZİN KALLEŞ” olduğu bir dünyada yaşıyoruz.

30 Ekim 1918’de Osmanlı Devleti kayıtsız şartsız teslim olmuş, Haçlı paryaları, vatanımıza, bayrağımıza, egemenliğimize, dinimize, imanımıza,  namusumuza, şeref ve haysiyetimize  musallat olmuştu.  Çanakkale Kahramanı Gazi MUSTAFA KEMAL Paşa’nın önderliğinde başlatılan İstiklal Harbimiz sonucunda vatanımız işgalden, Türk Milleti esaretten kurtulmuş, namus, şeref ve haysiyetine kavuşmuştu...

Hindistan Bağımsızlık Hareketi'nin siyasi ve ruhani lideri Mahatma Gandhi, “Mustafa Kemal ingilizleri yeninceye kadar tanrıyı da İngiliz zannediyordum....” sözüyle  ATATÜRK’ün mazlum milletlere örnek olduğunu  ifade ettiği halde, bugün ülkemizdeki mütareke artığı bazı şerefsiz ve haysiyetsizler,  O büyük insana dil uzatmaktan utanmamaktadırlar. ATATÜRK, emperyalizmin üzerimizdeki plan ve projelerine engel olduğu için O’na duydukları öfke hiç bitmedi. Dış güçlerin ATATÜRK’ün eşsiz zaferi ve kuruluşuna öncülük ettiği modern Türkiye Cumhuriyetinin aydınlığı, dış güçler tarafından üzerimizde kurgulanan oyunları bozduğu için başından beri sinsi planlarla ATATÜRK’ü unutturmaya ve hafızalardan silmeye çalışmaktadırlar. Küresel çevrelerin bakış açısına kısaca göz atacak olursak;

·         Avrupa Parlamentosu üyesi Andrew Duff isimli milletvekili   “Türkiye’nin Avrupa’nın partneri olabilmesi için “klasik milliyetçi Kemalizm’le mücadele etmesinin gerektiğini” 

·         Alman vakıfları Doğu Enstitüsü başındaki Udo Steinbach ,  “Kemalist değerlerden vazgeçeceksin!” diye buyuruyor

·         Amerikan RAND düşünce kuruluşunun daimi politik danışmanı, ABD Merkezi Haber alma Teşkilatı'nın (CIA) eski yöneticisi, ABD Dışişleri Bakanlığı görevlisi Graham FULLER;   “Türkler Kemalizm’i terk edip ılımlı İslam’ı benimsemelidir. Ilımlı İslam, Kemalizm’i silmeye yönelik bir karşı devrimdir ve bu devrimin karşısındaki tek güç Türk Ordusu ile ulusalcı aydınlardır ve TASFİYE EDİLMELERİ gerekir” diyor.

·         Paul Henze, “Atatürkçülük öldü, Nurcular ileri...” diyerek hedef göstermekte,

·         Samuel Huntington,  “Türkiye Atatürk’ün mirasını reddetmelidir...” demekte

·         Kurt Zeimke, “Yapılması gereken, Atatürk’ün hem din, hem de Kürt düşmanı olduğu fikrini yaymaktır” iftirasını atmaktaydı.

·         Hollandalı Hıristiyan Demokrat Parlamenter Arie Oostlander. 2003 yılı Mart ayında Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu’na bir rapor sunuyor. Bu rapor, 19 Mart 2003 tarihinde onaylanıyor. Raporda;    “Türk devletinin temel felsefesi olan Kemalizm, Türkiye’nin AB’ye katılımına köstek oluşturuyor. Bu nedenle Kemalizm TASFİYE EDİLMELİDİR”  diyor.

·         Amerika Birleşik Devletlerindeki  "Kuzey Amerika Ulusal Kürt Kongresi" isimli, kuruluşun düzenlendiği 1nci Konferansın açılış oturumunda, ikinci sözü alan ve Türkiye Kürtlerini temsilen katıldığı belirtilen Süleyman KURTİR:  “KEMALİST HAREKETİ YOK ETMEK İÇİN bilimsel projeler başlattık” diyebiliyor.

Olay bu kadar açık... ATATÜRK’ü unutmamızı istediklerine dair buna benzer bir sürü örnek var.

Ey gafiller,

Atatürk  Diyaneti Kuran,

Atatürk Kuran-ı kendi parasiyla tefsir ettiren.

Atatürk kuran ilmihali yaptıran

Atatürk  İmam hatipleri açan

Atatürk  Ayasofyayı Cami olarak kaydettiren liderdir...

Atatürk bu vatanı işgalden kurtararak, Ayasofya ve bütün camilerimizi kilise olmasını önlemiştir.

Atatürk, bu milletin namus, şeref ve haysiyetini kurtarmıştır.

Atatürk, insanımızı kula kulluk etmekten kurtarıp, eşit vatandaşlar ve saygın bireyler olmasını sağlamıştır,

Atatürk, medeniyettir, insanlıktır, ahlaktır, onurdur, şereftir, bilimdir, teknolojidir, sanattır, eğitimdir, üretimdir, geleceğimizi aydınlatan ışıktır.

Dün Sevr anlaşmasıyla başaramadıkları “TÜRKLERİ ANADOLU’dan TASFİYE ETME” planını bugün gerçekleştirmek isteyen dış güçler ve içimizdeki , adap, edep, şeref ve haysiyet yoksunu maşaları, Türk çocuklarına “ATATÜRK’ü sıradanlaştırmak, değersizleştirmek  ve unutturmak amacıyla akıl ve mantık dışı her yolu denerlerken, düşmana askerlik yaptıklarını unutmasınlar.

 “Keşke Yunan kazansaydı diyebilen haysiyetsizlerle” aynı zihniyete sahip olanların  bu vatana ve millete verebilecekleri sadece gam-kasavet, işgal ve esarettir....

Düşmanlarının bile, “ASRIN TÜRKLERE NASİP OLAN DAHİSİ” diyerek önünde saygıyla eğildikleri ATATÜRK’e hakaret etmeye ve hatta lanetleyebilmeye cüret edebilen bazı müftü ve imamların tutumlarını izah edecek kelime bulmakta zorlanıyor ve şiddetle kınıyorum. Verdiğimiz vergilerden maaş alan bu heriflere asla hakkımı helal etmiyorum.