Tarikatçılar şeyhlerini, cemaatçiler efendilerini, ideoloji taraftarları ideologlarını merkeze alırken, Kur'an'ı gereği gibi okuyarak idrak edenler ise Allah'ı merkeze almaktadırlar.

Bunca hizipleşmenin zuhur etmesinin yegane sebebi, Yüce Allah'ın merkeze oturtulmadığı, gizli şirkin temsil edildiği bir İslam davasının güdülmesidir.

Allah'ın merkeze oturtulduğu bir İslam inancının hâkim olduğu bir coğrafyada; ne adaletsizlik, ne yolsuzluk, ne arsızlık, ne de vicdansızlık zuhur eder.

Allah'ın merkeze oturtulduğu bir İslam inancında, Hazret-i Peygamber'in tebliğ etmiş olduğu, Yüce Kur'an hâkim olur.

Kur'an'ın hâkim olduğu bir coğrafyada; mezhepler, cemaatler, tarikatlar, ideolojiler ve partilere göre ayrı ayrı İslam inancı olmaz, tek bir İslam anlayışı hüküm sürer. 

Tevhid dinini parça parça eden anlayışın kaynağı Kur'an değil, putlaştırmış oldukları küçük tanrıcıklarıdır.

Başta çağımızın etten putları olmak üzere, tüm putlar yıkılmalıdır! Bu yıkılma manevi anlamda gerçekleşmediği sürece, din adı altında emperyalistlerin köpeği olmaktan, İslam âlemi, kurtulamacaktır!

Kurtuluş, uydurulana değil, indirilene imandadır. 

Yoksa, ziyandayız!

Selâm, sevgi ve muhabbet ile...