İnsan ne oldum değil, ne olacağım demeli. Genç yaşlarımızda belli bir sorumluluk almadan evvel dolu dolu  yaşarız hayatımızı gönlümüzce. Gün gelip evlilik çemberinden içeri atladık mı hayatımız bir anda okkalı bir tokat yemiş edasıyla ve şiddetle sarsılır ve değişime uğrar. 

Nedir bu değişiklik? Artık bekar değilizdir. Tek değil çoğuluzdur, artık çocuk değil Adam'ızdır, KADIN'ızdır, anayızdır, babayızdır, Kimimizin evlatları hayırlı, okumuş, sadık ailesine bağlı çıkar bizi yaşlılığımızda bile yalnız çaresiz bırakmazlar.  Kimimizin evlatları hayırsız, vefasız Ana-Babasının yaptıklarını, emeklerini  görmezden gelir ve bizi istemezler artık. Bırakın el uzatmayı, cefa üstüne cefa çektirirler. 

Bugün sizlere gözü yaşlı bir annenin dramını anlatacağım.

Hatice hanım. 63 yaşında.

Hatice hanım. sıkıntılarını anlatmaya başlamadan evvel, Sakın ola soyadımı ve o lanet'in ismini verme diye tembihliyor.

Korkması gayet doğal diye düşünüyorum. Merak etmeyin. Sizin onaylamadığınız hiç bir şey yazılmayacak.Diyorum.

Öyle de mahçup ki, defalarca özür diliyor. 

Hatice hanım, İki çocuk annesi ismini kullanmamı istemediği oğlu, 35 yaşında. Uyuşturucu ve Alkol bağımlısı. 

Bağımlılığı on dokuz yaşlarında başlamış. Ve uzun bir süre hastanede tedavi görmesine rağmen uyuşturucuyu bırakmamış. 

Askerliğini yapıp geliyor ve bir kızı seviyor. Ailesine bu kızı bana isteyin evlendiğim zaman bir daha kullanmayacağım diye söz verir.  Sevdiği kızla evlenir birde çocuğu olur. Fakat çok sürmez,  iki yıl aradan sonra tekrar başlar. Önce eşine düğünde takılan takıları satar. Elde avuçta ne varsa siler süpürür ve para suyunu çektiğinde eşine ve annesine fiziksel şiddet uygular. Daha fazla dayanamayan eşi çocuğunu alır baba ocağına döner.

Eşinin gitmesiyle tümden kendini kaybeder ve sokaklarda sızıp kalır eve gitmez olur. Zavallı anne ve babası evlatlarını kaldırım köşelerinden toplar, zorla eve götürürler. 

Ancak eve götürülen bir evlat değil, bir canavardır adeta. Çünkü uyuşturucunun dozuyla birlikte  anne ve babaya uygulanan şiddet'inde dozu artmıştır.

Hangi anne öz evladına beddua edebilir? 

Hatice hanım ediyor. Sadece dilimi, yoksa yüreğide destekliyormu? bilmiyorum.

Ama Hatice hanım ağız dolusu beddua ediyor öz evladına.

Bir kaç haftadır yine ortalardan kaybolmuş evladı. 

Endişelenmeyin. Yakın zaman da çıkar gelir diye teselli ediyorum aklım sıra.

Allah göstermesin yüzünü bana bir daha. Ölüsü gelsin kapıma diye feryat ediyor. 

İnsanın nutku tutuluyor değil mi? 

Ne diyeceğini, hangi cümleler bir araya getiririlirde bu üzüntü tarif edilir. 

Gece boyu düşündüm. Bir yanda acı çeken, şiddet gören bir anne ve baba, öte yanda aklı başında olmayan, ne yaptığını dahi bilmeyen bir bağımlı. 

Neyse!

Günümüzde vefasız evlat örneği çoğaldı değil mi?

Bazen dönüp şöyle arkama bakıyorum da, ne çok unutulmuş büyüklerimiz var. Toprağa teslim edilen ve unutulan büyüklerimiz.

İleride bizlerde bu şekilde unutulacağız. Sanırım kural bu.

Yine yalnız bıraktın bizi

Bizde hatıraların dizi dizi

Ara sıra sesini duymak bile güzeldi

Zaten o avutuyordu bizi

Seni çok seviyoruz diye yazacaklar mezar taşına. 

"Seni seviyoruz" diyenler bir daha uğramayacaklar yanına. Kim bilir nerede, ne yapıyorlar. Ama kesin olan bir şey var ki sen artık akıllarında değilsin! Çünkü mezarında tek bir yeşil ot bile yok. Çünkü kimse bir damla su dökmeye gelmemiştir. 

Oysa sen kim bilir ne emeklerle, ne çabalarla onları büyüttün. Belki kaç kere "siz yiyin ben tokum" deyip aç yattın onlar bir kaç lokma daha yiyebilsin diye. 

Yanından geçtiğin lokantada insanlar fırından yeni çıkmış, sıcak ekmeğe tas kebabının suyunu bandırıp yerken sen sadece yutkundun, bir kuru simitle geçiştirdin öğünü. Olsun. Karnın doydu ya. 

Yahut  kaç sene aynı elbiseyi giydin, eskittin, yamalttın ama onlara yenilerini aldın.

Onları okutmak için gece gündüz, hatta hastayken bile çalıştın. Rapor alsan yevmiyenden keseceklerdi. Para lazımdı oysa sana. 

Başka ülke insanları gibi emekli olunca da rahat edemedin. Zaten emekli maaşı dediğin kaç liraydı ki. 

Velhasıl onca çabanın, didinmenin karşılığı arkanda bıraktığın senden duasını bile esirgeyen  bir kaç vefasız evlat.

Allah kimseyi vefasız evlatlara düşürmesin. 

...