Şehir merkezine indiğimde eve dönüş, yolundan bir durak önce inerim biraz yol yürüyordum

Teyze yi de yürürken, tanıdım elinde birkaç poşet, vardı. Poşetlerin her biri yarımşar kiloluk meyve, sebze galiba, yorgun yorgun yürüyordu. Onları da, zar zor taşıyordu. Görünüşü hasta gibiydi.

- Teyze ver ben taşıyayım 

- Teşekkür ederim çocuğum. Biraz yoruldum da aha şuracıkta az dinleneyim dedi. Baktım söylediği yerin karşısında da kafeterya var.

Elinden poşetler de aldım. Onun dediği yere değil kafeteryaya götürdüm. Karışlıklı oturduk. Birde çay söyledim.

Yüzüme baktı

- Elde, kötülerin olduğu kadar iyiler de varmış dedi.

Güldüm

– Hayırdır teyzeciğim dedim

- Hayır hayır çocuğum. Bizim oğlana yapılan aklıma geldi dedi.

- Gülerek ne yapmışlar senin oğlana de bakim dedim.

- Bir kadın musallat oldu. Elinde ne var yok yiyor dedi. 

Çok şaşırmıştım. 

- Nasıl!

- Yavrum telefondan bulmuş, konuş konuş ne kontör yetiyor ne para. Kocamdan üç kuruş para kaldı o da bunların sohbetlerine gidiyor..

Teyzenin haline içim burkuldu.

- Teyzeciğim oğlunla hiç konuşuyor musun?

- Konuşmam mı?  

Kadın oğlanın aklını çelmiş bir kere. Ne desem faydası yok.. Bende elimde olanla bir şeyler alıyorum.

İşte bak 

- Peki oğlun sana bakmıyor mu?

- Bakıyor, böyle bakıyor.. Babasının maşıyla kadına, kıza yedirerek bakıyor

- Teyzenin durumuna çok çok üzülmüştüm. ne diyeceğimi bilemedim. Çıkarıp para da versem çok ayıp olacak zaten para alacak birine de benzemiyordu.

Hiçbir şeyde yapmadım..

Sadece Allah bizi kötülerden korusun diyebildim..