Haftalardır söylüyoruz. Normalleşme söylemleri yerinde ve organize şekilde olmazsa kontrol kaybedilir diye. Salgının tam ortasında bir anda alışveriş merkezlerini ve kuaförleri açtık. İnsanlar henüz maske takmayı öğrenememişken bu tür kapalı alanları kullanıma açmak risk demek. Postanelerin önündeki kuyruklar az veya çok bize ipucu veriyordu. Postane önündeki kuyrukların çözümünü bulamamışken alışveriş merkezlerini açmak ve buradaki kalabalığın ve kuyrukların çözümünü bulmak daha zor. 

Alışveriş merkezlerine giden insanlara kızmayın. Ortada bir yasak yoksa isteyen istediği yere gider. Kısıtlamaları kaldırıyorsak insanlar doğal olarak gidecektir ve insanların gideceğini de herkes biliyordu. Salgın başladığında ilk kapanan yerlerden biri alışveriş merkezleriydi çünkü. 

Alışveriş merkezlerini açmakla bitmiyor. Oraya giden insanlar toplu ulaşım araçlarını kullanacaklarından, toplu ulaşım araçlarında da kalabalıklar oluşacak. Bu sefer toplu taşımada alışveriş merkezine gitmeyen insanlar da risk grubuna girecek. Nerden bakarsanız bakın riskli bir süreç.

Alışveriş merkezlerindeki havalandırma sistemleri de başka bir tartışma meselesi. İçerdeki havayı soğutup veya ısıtıp tekrar içeri verdiği söyleniyor. Bu yüzden içeride bulunan bir hasta öksürdüğü zaman partiküllerini havaya bulaştırdığı an, virüsün havalandırma yolu ile tüm alışveriş merkezine yayılacağı söyleniyor. Bu yüzden çalışanlar da risk grubuna girmiş oluyor.

NORMALLEŞMEYE SONDAN BAŞLAMAK

Kuaförleri ve alışveriş merkezlerini açtık ve gidip gitmeme tercihini vatandaşa bıraktık. Tercihi vatandaşa bırakmanın meali şudur: Normalleşiyoruz. Tehdit artık büyük değil, demek.

Bazı uygulamalar vatandaşlar tarafından farklı yorumlanabilir. Alışveriş merkezlerinin açılması bana göre yapılması gereken en son şey idi. Hafta sonu sokağa çıkma yasağı varken, maske takma zorunluluğu varken, sosyal mesafe kuralı hâlâ geçerliyken normalleşmeye sondan başlamak insanların salgınla ilgili algısını birden alt üst etti. Salgınla ilgili günlük veriler olumlu geliyor ama insanlar verileri eskisi kadar umursamıyor. 

Salgın henüz tam kontrol altına alınmadığından ve normalleşmeye alışveriş merkezlerini açarak sondan başladığımızdan tercihi vatandaşa bırakarak hata yapıyoruz

Virüsten dolayı insanlarımızı kaybederken normalleşme görüntüsü vermek, ikinci dalga geldiğinde işimizi zorlaştırır. Çünkü insanlar tedbirleri gevşetmiş olacak ve psikolojik olarak rahatlamış olacaklar. İkinci dalga geldiğinde böyle bir rahatlama içine giren vatandaşı toparlamak daha zor olur.

İKİNCİ DALGA İÇİN TEDBİRLER ALINDI MI?

Bence alınmadı. Tedbirlerimiz olsaydı normalleşmeye sondan başlamak yerine adım adım baştan giderdik. İkinci dalga için planımızı yapmamız gerek. “Virüs bulaştığı kadar bulaştı artık kimseye bulaşmaz” diye düşünmemek gerek. Birçok insan evinde yaşlısı var diye dışarı çıkmıyor 2 aydır.

Bir an önce ikinci dalga için plan yapılmalı ve hazırlıklı olmalıyız. İkinci dalganın yaratacağı tahribatı kimse kestiremiyor. En azından şu anda salgın kontrol altına alınmışken, ipler elimizdeyken normalleşme sürecinde yapılması gerekenleri baştan sona adım adım uygulayarak kontrolü elimizde tutmamız gerek. Sondan başa giderek bu işi riske atmamalıyız.