Alevî ve Bektaşî Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı, Cem Vakfı Başkan'ına karşı çıkıyor, "Alevî'lere Diyânet İşleri Başkanlığı'ndan pay verilmesi ve Kadrolarda kontenjan ayrılması, her şeyden evvel lâikliğe aykırıdır. Lâik ülkelerde din işleri devlet işlerinden beslenmez, Diyânet içine asimile edilmiş bir kaç Alevî alınarak Alevî'lerin lâik ve Cumhuriyet ilkelerini savunma kararlılığı'nın önüne set çekmek istiyorlar. Sünnî-Alevî kesimi itibar etmeyeceklerdir.
Diyânet İşleri Başkanlığından pay ve kontenjan almak isteyenler Alevî sapıklardır." diyor.
Kendilerine Alevî , Alevî-Bektâşî diyen Kardeşlerimizin fikir önderler'inin düşünce ve iddialarını kısaca yukarıda özetledik...
Aynı zamanda hukukçu-İlâhiyatçı, öğretim üyesi de olan, Diyânet İşleri Başkanı Prf. Dr. Ali Bardakoğlu, Alevîlik hakkında:
"Alevî'ler, Müslüman kardeşlerimizdir. Alevî'lik İslâm Kültür tarihinin içinde mevcut olan ve benzerleri de bulunan bir tarîkat veya kültürel eğilimdir. Alevî'lik İslâm içinde kalan, kültürel öğelerin daha belirgin olduğu alt bir yorum ve anlayıştır. Aleviliği mezhep saymak, tarihten akıp gelen bilimsel ölçütleri kullanırsak, zordur. Şîa mezheptir ama Alevî'lik daha çok bizim Anadolu Coğrafya'sına ait bir kültürel eğilimdir. Ancak önemle belirteyim, lâik ve demokratik yapı içinde insanları vatandaşlık esasına göre ele almalı. Tarîkat ve mezheplerine göre ayrıştırmaktan mutlaka kaçınmalıyız. Diyânet'in bir kamu kurumu olarak Alevî Kardeşlerimizi de kuşatan bir din anlatımı yapması gerekir. Zâten öyle de yapıyoruz"...
İlköğretim ve Orta dereceli okullarda okutulan "Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Ders Kitaplarına Alevî'liğin de dahil edilmesi münâkaşaları esnasında Milli Eğitim Bakanı, Hüseyin Çelik; Alevî'liği İslâm'ın dışında kabul etmenin daha büyük sıkıntılara sebebiyet vereceğini ifade ederek şöyle diyor, "Hazret-i Muhammed bizim de peygamber'imizdir," diyen Alevî'ler ki çoğu böyledir-dinî pratikleri olmasa da kendilerinin İslâm dışında görülmelerini hakaret olarak alırlar."
Gerek Prf. Dr. Ali Bardakoğlu ve gerekse Hüseyin Çelik'in görüşlerine katılmak mümkün değildir, en azından bu görüşlerin objektif olduğunu belirtmek isteriz.
Yine Prf. Dr. Ali Bardakoğlu'nun, "Alevî'ler İslâm'ın bir alt grubudur. İslâm'daki alt grupların taleplerine göre hizmet oluşturduğumuz takdirde bunun getireceği soruları da göze almak gerekir. Nakşî'lik, Kadirî'lik gibi pek çok alt grup var. Bizim görevimiz, (Diyânet'in) dinin ortak bilgisini vermektir. Bunun dışındaki farklılıkları insanların kendi tercihlerine bırakmanız gerekiyor." tespiti de doğru bir tespittir.
Fethullah Gülen, "Avrupa Parlamentosu Alevî'leri azınlık statüsünde görmek istiyor. Alevî'lerin de Cemevlerinin yasal statüye kavuşturulması, Diyanet'te temsil edilme gibi talepleri var. Bu konuya bakışınız ne?" diye kendisine tevcih edilen suale verdiği cevapta:
"Şimdiye kadar Alevî'lerin Türkiye'de ciddi bir problemi olmadı.
Cumhuriyetin ilk yıllarında bazı olumsuzluklar zuhur etmiş, belki üzerlerine gidilmişti. (Cumhuriyet Tarihinde öyle bir vak'a hiç yok) Şimdi ise Alevî'ler hayatın bütün birimleri içinde, her yerde, her şey olabiliyorlar. Parti de kurabiliyor, asker de, vali de olabiliyorlar. Türk Milletinin bazı fertleri olarak (bazı Alevî'lerin) azınlığa talip olmalarını anlamakta zorluk çekiyorum.
Devletin kanunları var, o çerçevede istedikleri yerde eğitim yapabilirler. B
[1]elki kendilerine göre bazı öğretilerin gündeme getirilmesini düşünüyorlardı. Önceki yıllarda bazı Alevî kardeşlerimize demiştim." Şifâhî kültürle bu mes'ele götürülemez, bunu kitabiye dökelim" zannediyorum şimdi Diyânet'in teşebbüslerinden birisi de o.
Ahmet Yesevî'nin Hikemiyat'ından Hacıbektaş'ın Makalat'ına kadar 15-20 kitap bir araya getirilerek, belki Alevî Külliyatı şeklinde ortaya koyacaklar (Diyânet'in böyle bir çalışması olduğunu bilmiyoruz, tahmin de etmiyoruz). O kitaplardan çıkacak ihtiyaç, eğer bir cemeviyse demokrasinin gereği onlara da o hakkın verilmesi gerekir. Zâten Cemevleri var. Fakat her zaman bazı mekânlar bazı ideolojilere alet olduğu gibi (edildiği gibi demek istiyor) Cemevlerinin de-bazı şeylerde Alevî vatandaşlarımızın rızasının hilafına-kullanılması Alevî vatandaşlarımızı zor durumda bıraktı.
Teklifimiz arasında, "Cami'in yanına Cemevi de olsun" demiştik. Cemevleri yasal bir statüye kavuşturulabilir." diyor!..