Aksu, Gönül Coşkun Ve Kavuştu ile bir gün

Abone Ol

2002’de AK Parti Konya Milletvekili olarak parlamentoya giren ve bir dönem görev yapan Ahmet Işık telefon edip, misafirleri hakkında bilgi verdi ve program yapmak için biraraya geldik.
AK Parti’nin dört önemli ismi sadece bir dost ziyaretinde bulunacaklardı, biz de programı bu şekilde düzenledik. Ama biliyorduk ki, gelenler AK Parti’nin olduğu kadar, devletin de önemli isimleriydi. Bu nedenle Konya Garı’nda Vali Aydın Nezih Doğan, Emniyet Müdürü Hüseyin Namal ve AK Parti İl Başkanı Ahmet Sorgun başta olmak üzere kalabalık bir grup karşıladı konukları.
Önce Vali Doğan’ı makamında ziyaret edip Konya hakkında bilgi alan heyet daha sonra Işık’ın yaklaşık bir yıl önce açtığı Hukuk Bürosu’nu ziyaret etti. Gazeteci dostlarımız heyeti burada bekliyordu. Aksu, Gönül, Coşkun ve Kavuştu burada Işık ve Konya’ya dair mesajlar verirken gündeme dair konulara değinmediler. Dört ismin de konuşmalarında “Ahmet Işık milletvekilliği döneminde AK Parti’nin en aktif isimlerindendi. Umarız önümüzdeki dönemde yeniden mecliste olur” sözleri dikkat çekiciydi.
Daha sonra öğle yemeği için topluca Konya’nın en eski yerleşim yerlerinden Sille’ye hareket ettik. Çocukluk yılları Konya’da geçen Vecdi Gönül, geçtiğimiz semtlerin ve caddelerin isimlerini sayınca şaşırdık, Gönül “Biz biliriz  ve unutmayız, yaşadığımız ve gittiğimiz yerleri” diyerek heyette uyanan merakı gidermeye çalıştı.
Sille’ye girişte, sohbet Sille’nin tarihine odaklanmışken Abdülkadir Aksu, şoföre seslenerek “Dur, dur, şu gelenlerin yanında dur”dedi. Araç durunca da ayağa kalkıp “Kapıyı aç”dedi. Gözler merakla camlara çevrilmişken, Aksu “Lokman gel bakalım, sen ne arıyorsun buralarda” dedi. Görme Engelli Eski İstanbul Milletvekili Lokman Ayva, elindeki bastonu sallayarak “Ooo, Sayın Bakanım, buralar bizim memleketimiz, asıl sis ne arıyorsunuz buralarda” deyince Aksu gülerek “Arkadaşlar, Lokman görüyor da bizi kandırıyor galiba” dedi. Birkaç dakikalık araç başı sohbeti bitirirken Aksu bir kez daha Ayva’ya takıldı, “Bugün nasıl giyinmişim, nasıl görünüyorum” Ayva önce bir kahkaha atıp “Sayın bakanım yine çok şıksınız, spor giyinmişsiniz” diye cevap verdi.
Tarihte “Papazın Evi” diye bilinen otantik Sille Konağı’nda Konya’ya özgü ikramları, nefis musıki nağmeleri tamamlıyordu.  Ancak, Ali Coşkun için zaman sınırlıydı, veda edip ayrıldı, Ankara’daki bir başka programa katılmak üzere.
Aklımızda olan soruları paylaşmak için buraya kadar olan zaman diliminde ortam uygun değildi. Ancak Ahmet Işık’ın evinde bir akşam bamya çorbası ve çiğköfte ikramı yapılacaktı. Bu bölümde özel sohbete daha fazla zaman bulabilirdik.
Çiğ Köfte organizasyonunu Derbent Belediye Başkanı Hamdi Acar yapıyordu. Hele misafirlerin arasında Aksu gibi, çiğ köfte diyarından bir erbap bulununca, malzeme seçiminde daha hassas olmak gerekiyordu. Bir ara, Ali Yüksel Kavuştu geldi çiğ köftenin yanın. Köftenin tadına baktıktan sonra “biberi” sordu. Sonra “Abdülkadir beyin biber hassasiyetinden”bahsedip “Sayın Bakan biberin nereye ait olduğunu iyi bilir” dedi.
Çiğ köfte servise hazırlanırken Hamdi Acar bir tabak tadımlık hazırlayıp içeri girdi ve Abdülkadir beye ikram etti. Bu sırada Ali Yüksel Kavuştu “Biber, Maraş biberi mi Bakanım?” diye sordu. Abdülkadir bey “Hayır, Maraş değil, ama hakiki Urfa’da değil, ama güzel bir biber. 10 üzerinden 8 veriyorum” dedi. Bu, çiğ köfte açısından iyi idi.
Çiğ köfte sırasında sohbetimiz derinleşti. Aksu, ANAP Eski Genel Başkan Yardımcısı, Eski Konya Milletvekili ve Eski Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler ile öğrencilik yıllarına dayanan dostluğunu anlattı, son seçimlerde Keçeciler’in kendisine ve AK Parti’ye verdiği desteği hatırlattı.
Uzun yıllara dayanan, zihnimdeki soruyu sorma fırsatını bulmuştum; “Sayın Bakanım, Mehmet Keçeciler’in iki defa ANAP Genel Başkanlığı için ciddi şekilde adı geçti. O süreçte kimler ve nasıl Keçeciler’in Genel Başkanlığını engelledi?” diye sordum.
Aksu içtenlikle cevap verdi;
“Ben Keçeciler’in Genel Başkan olması için çalışıyordum. Bu sırada Mesut Yılmaz’ın Konya’da bir iftarı oldu, bizim haberimiz yoktu ve Keçeciler bu iftara katılmış, ardından da ANAP rozetini takmış. Böylece Genel Başkanlık yolunu kendisi kapattı.”
Ardından bölgeyi iyi bilen tecrübeli bir siyasetçi olan Aksu’ya “Uludere olayını” sordum. Araya giren Vecdi Gönül “PKK olmasaydı, Uludurere vakıası olur muydu?” dedi. Sonra ekledi; “PKK’yı bitirmek lazım. PKK bittikten sonra ne Uludere olur, ne de diğer terör olayları.”
Ardından Aksu, PKK ile mücadele konusunda geçmişten bugüne yürütülen çalışmalardan örnekler anlattı. Uyuşturucu dahil, PKK’nın en büyük gelirinin kaçakçılık olduğunu söyledi.
Sonra Gönül’e, “Savunmamız ne kadar milli?” şeklinde bir sorum oldu. Gönül, savunma sanayiin yerlileşmesi konusunda yaptıkları çalışmaları anlattı, yerli savaş gemisinden, helikopter ve uçağa kadar birçok üretime imza attıklarını, hatta dış pazara satış yaptıklarını anlatarak “Savunma Sanayimiz yerlileşmede büyük yol aldı” dedi.
Bunları duyduktan sonra 5-6 yıl önce yazdığım bir yazıya atıfta bulunup “Çevre ülkelerle son yıllarda yaşadığımız sorunların temelinde savunma sanayindeki bu gelişmemizin etkisi olabilir mi?” dedim. Gönül, “Sorunların, gelişmelerle aynı zamana denk gelmiş olmasını da düşünmek lazım” diyerek cevap verdi.
AK Parti tüzüğündeki üç dönem seçilme konusunu sordum ve ekledim “Tüzükteki bu madde, ülke yönetiminde başarılı bazı insanların görevden erken ayrılması anlamına da geliyor. Bu durum, başarılı olmuş insanların önünü de kapamıyor mu?”
Aksu gülümseyerek cevap verdi:
“Biz AK Parti’nin tüzüğünü yazarken her şeyi düşünerek, konuşarak, mütalaa ederek yazdık. Üç dönem şartını da aynı şekilde üzerinde uzun uzun görüşerek yazdık. Hatta, ‘iki dönem olsun’ diye de düşünüldü, sonra üç dönemde karar kılındı. Kimsenin de şimdi bu maddeyi sorun ettiği yok.”
Araya Vecdi Gönül girdi: “Bizim son dönemimiz mesela. Görevimizi tamamladıktan sonraki dönem bizim için, iyi bir vicdan muhasebesi vesilesi olacak. Yaptıklarımızı, yapamadıklarımızı düşüneceğiz” dedi.
Zaman daralıyor, AK Parti İl Teşkilatı bizi bekliyordu. Başkan Sorgun ve ekibi tam kadro salondaydı. Önce Aksu, sonra Gönül birer konuşma yaparak son seçimlerde rekor kıran Konya’yı tebrik ettiler. AK Parti’nin çalışma disiplininden, halkla bütünleşmesinden örnekler verip ”Durmak yok, yola devam” diyerek müsaade istediler.
Aksu, Gönül, Coşkun ve Kavuştu’nun ziyareti vesilesiyle Konya hareketli ve dolu bir gün yaşadı. Biz de zihnimizdeki sorulara cevap bulma fırsatı yakaladık. Aksu’yu havaalanından uğurlayıp, Gar’dan beni almaya gelen işadamı dostumuz Süleyman Boncuk, Bakanların enerjisi ve zihin dinginliğine vurgu yaparak “Yaşlarına rağmen hala delikanlılar, Her meseleye de vakıflar” diyerek, etkilendiğini belirtiyordu.