Geniş ailelerden çekirdek aileye geçildikçe boşanmalar artmaktadır. Batı ülkelerinde boşanma oranı her geçen günü artarak %50leri aşmıştır. Ülkemizde bu oran ortalama %20 yi geçmiştir. Ülkemizin batısında boşanma oranı %40ları bulmuştur. Boşanma nedenlerinin başında "sen" "ben" olmaktan "biz" olamamak var. 

*İşsizlik pahalılık geçim sıkıntısı gibi ekonomik sorunlar ve sosyokültürel değişimler yanında teknolojik gelişmeler sanal ortamın evlilik ilişkilerini kötü etkilemesi başlı başına konular
*Genel olarak romantik ilişkilerle başlayan evliliklerin zamanla güç mücadelesine dönüştüğü gözlenir. "Ben haklıyım, sen hatalısın" ekseninde devam eden ilişkilerden hayır gelmez. İki tarafında ruh sağlığı bozulmaya başlar en büyük zararı da çocuklar öder. Çiftler eşlerini anlamaya çalışmadıkça, konulara onun gözüyle bakmayı alışkanlık haline getirmedikçe çatışmalar kavgaya dönüşür.

* Mutlu ve başarılı evliliklerde kişiliklerin uyumlu olmasından çok ilişkilerin uyumu vardır.

*Mutlu başarılı evliliklerde emek vardır, caba vardır, sevgiye yaşanılacak güzel anılara yatırım vardır.

Kendimizi tanımak önemlidir
*Mutlu başarılı evliliklerde birinci şart kendini bilmektir.

*Ben kimim olmazsa olmazlarım nelerdir?

*Güçlü yönlerim nelerdir, zayıf yönlerim nelerdir, olumlu-olumsuz yönlerim, yeteneklerim yapabildiklerim yapamadıklarım nelerdir?

*Çocukluk dönemlerimden kalma yaralarım nelerdir? Sevgi açlığı, umursanmak, kabul görme değerli olma konularında geçmişim nasıldır?

 *Kim olduğumuzun farkındaysak ve anlamışsak eksiklerimizi, geriye olumluya ulaşmak için çaba gerekir.

Sık karşılaşılan tablo nedir?
Erkek evlenince elden gidendir; kadın ise evden giden. Evliliğin ilk yıllarında erkeğin annesi çoğunlukla kaptırmışlık kaybetmiş duygusu ile oğluna olan düşkünlüğü artarken gelin ise daha çok sahiplenme kaptırmama çabasına girer. İki tarafın da sürekli şikayetine maruz kalan erkek en çok bunalan kaybedendir.

Ya annesine hak vererek eşine şiddet uygular veya annesine cephe alır ya da ikisinden de soğur. Bu tablo her aile de aynı değildir.

Çözümü ise bilgilenmedir; farkındalığın artması ve sağlıklı iletişim becerilerinin kazanılmasıdır.

Bazı anne ve babaların evlendirdikleri çocuklarının her şeylerine karışmaları boşanma nedenleri arasında ilk sıralardadır. Öyle ya evlendirdikleri çocuklarının her şeylerine karışmayı kendilerine hak görürler sözde iyi niyetlidirler ve çocukları için çok fedakarlıklar ettiler ancak duyguları mantıklarını baskılamış çocuklarına en büyük kötülüğü yapmaktadırlar.

Anneler babalar çekin ellerinizi çocuklarınızın üzerinden! Onlar sizlerle evlenmediler.   Anne babalar evlenmiş çocuklarının yanlarındadır, arkalarındadır ama aralarına girmemelidirler.

Yeni evlilerin kavgaları birbirlerini tanımalarını sağlar, yaşadıkları krizler fırsata dönüşebilir.

 Onlar birden bire damat bacanak kayın enişte gelin elti görümce oldular yüklendikleri onca sıfatın yanında çevre beklentileri ve birbirleriyle sorunları vb onları bunaltıp sinirli yapabilir. Biraz geriye çekilin, beklentilerinizi sık dile getirmeyin duygu sömürüsü yapmayın ve zaman tanıyın onlara…

Ve kısa bir öykü…

Bir danışanım ile Mudanya deniz kenarı bir kafede buluşuyoruz.

Bir an önce konuya girdi "güvenimizin bittiği yerdi kırılmanın başlangıcı" derken uzaklara alıp başını giden bakışları ve sessizleşen haliyle çok şey anlattığını fark etmiyordu bile. Karşı kıyılar, uzaklardan geçen feribotun yaydığı güçlü dalgaların bize ulaşmasına kadar geçen süre kadar sustu. "Abi ne içersiniz" diyen garsonun sesine uyandı, çayımızı içerken üşümemiz azaldı. 
   Bu sefer dalamadı uzaklara, ama boştu yine bakışları. Sigara içmesi için dışarı oturmuştuk. Çok derinden çekiyor ama konuşurken dumanın çok azı dışarı çıkıyordu sanki. Onca yıllık eşi ile boşanma arifesindeydi. Kararsızlık, kafa karışıklığı, maddi sorunlar, çocukları eşe dosta ne diyeceği, "en çok da annem üzülecek" derken düşen yüzü ve ona göre üç beş ayda on yıl yaşlanmıştı. Onun temel sorunu güvensizlikti bir şeylerin farklılaşması eşinin değişen davranışları onu kötü hissettiriyor eskisi gibi değillerdi artık! Güven her şeyden öteydi…