Aralık ayı biraz da hüzün ayıdır. Takvim yapraklarının yeni yıla doğru evrilmesiyle birlikte hazan mevsimini yaşayan gönül erleri güz mevsiminde birer birer aramızdan ayrılır. Hazan mevsiminin yaprakları dallarından ayırması güz mevsiminde ayrılışın habercisidir bir anlamda. Aralık ayında aramızdan ayrılan siyaset, sanat, fikir önderlerini düşündüğümde ilk aklıma gelenler şunlar oluyor:

Mehmet Akif Ersoy, Namık Kemal, Orhan Şaik Gökyay, Hasan Basri Çantay, Hüseyin Nihal Atsız, Behçet Necatigil,  Oğuz Atay, Rıza Tevfik Bölükbaşı,  İsa Yusuf Alptekin... Ve  Miladi 31 Aralık günü Seyyid Ahmet Arvasi’nin ebedi istirahatgahlarına gidişiyle kapanır Aralık aynın hüzün perdesi.

Seyyid Ahmet Arvasi Hocam Aralık’ın son günü 31 Aralık 1988’de aramızdan ayrılmıştı. 

Arvasi Hocanın ölüm haberini duyduğumuzda arkadaşlarla ne yapacağımızı bilemedik. 

Başımız sıkıştığında kime danışacaktık! 

Ölümüne dek yazdığı gazetedeki köşe yazılarını okur ibret alma niyetiyle tartışarak hıfzetmeye çalışırdık. Bazen de kapısını çalar misafiri olurduk Arvasi Hocamızın!

Bizim neslin iman timsali ve sahabe örneğiydi. İslam İlmihalini elimizden düşürmez “Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz” kitabını anlamak için beynimiz zonklayıncaya kadar tekrar ederdik. 

Hayatı boyunca tek başına adeta bir okul, akademi ve bir ilim ocağı olarak, yazı ve sohbetleriyle gençlere irfan dağıtmaya devam etti.

Bir eğitimci ve fikir adamı olarak Türk Milli Eğitimine uzun yıllar hizmet eden, arkasından çok sayıda eser bırakan ve hayatını ülkenin geleceğine yön verecek uzman kadroları yetiştirmeye adayan Arvasi Hocam’ın  düşüncelerinde duruluk ve sadelik vardı. Onun sağlığında sokaklarda engin bir yürek, gençlerde vizyon vardı. Nice gönül, siyaset ve ilim ehli yetiştirdi.

“Seyyid Ahmed Arvasi, Cumhuriyet dönemi Türk toplumunun yetiştirdiği dikkate değer bir düşünce adamıdır. Fikirlerinin şekillenmesinde aile ortamında aldığı klasik  İslam kültürü ve Batı  kültürünün sentezi etkin olmuştur. Modern eğitim kurumlarında bir eğitim uzmanı olarak çalışırken kendine özgü fikri sentezi onu kısa zamanda ünlendirmiştir. O, Batı’nın aydınlanmacı düşünceye dayalı çözümlerini hareket noktası yapmış ama bununla sınırlı kalmamıştır.  Özellikle Maurice Blondel ve Türkiye’deki temsilcisi sayılabilecek Nurettin Topçu’nun hareket felsefesini, insanın yetkinliğini temellendirmede kullanmıştır.”[1]

Arvasi Hoca’nın  hayalindeki ideal insan tipi İmam Gazali’nin ortaya koyduğu insan tipidir. “İnsan önce dış gözü ile bakmalı, sonra iç gözü ile görmelidir. Yalnız şu var ki, dışa ait fevkaladelikler sonsuz değildirler. Birer sonları vardır ve âlemdeki cisimlerle ilgilidirler.  İçe ait harikuladelikler ise sonsuzdurlar, ruhları ve gerçekleri ilgilendirirler ki, bunlar sonsuzluğu ifade ederler. Yine dış göz, iç gözün anahtarıdır derler ve yaratılışın, tuhaflıklarını görmek bakımından faydasız da değildir. Bununla birlikte, dış gözü olup da iç gözü olmayanın mertebesi de hayvana yakındır.”[2] 

İslam ahlak ve faziletiyle Türk milletinin yüksek seciyelerinin birleştirilmesinde Hoca Ahmet Yesevi’nin attığı tohumların yeniden yeşermesi için ideal millet, ideal ülkü ve ideal İslam inancının yaşanması adına fertten cemiyete, cemiyetten devlet hayatına varıncaya kadar yeniden “Bismillah” diyerek başlanılması gerektiğini savunuyordu Ahmet Arvasi Hocam.

İslam’ı Araplaşmadan, öz benliğiyle yaşamayı başaran bir neslin yetişmesi için didindi, uğraştı. İslam’ı yaşayan ve anlatan kapasite ve anlayışta âlimlerimiz, hocalarımızın yetişmesi için var gücüyle çalışıtı, çabaladı. İslam’ın Türklükle var olabileceğini, ikisinin ayırılması durumunda milli ve dini değerlerin ortadan kalkacağını anlattı, yazdı. Maturidi anlayışıyla yaşadı,  bu anlayışa karşı çıkan düşünce ve çevrelerle mücadele etti.

Gidecek mekânımız, çalacak kapılarımızdan birisi daha 31 Aralık 1988’de kapandı! Seyyid Ahmet Arvasi Hocamız vefat etti!

Arvasi Hocamın vefatından sonra gençler yalnız kaldı. Okyanusta kılavuzu olmayan bir gemi gibi sağa sola çarparak yol almaya çalışan insanımız yeni Arvasiler yetiştirmeden yolu bulmaları bir hayli zor görünüyor.

Mekânın cennet olsun Hocam!

[1] Hüseyin Subhi Erdem,  Seyyid Ahmet Arvasi’de İnsanın Tekâmülü Fikri, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 21, Sayı: 2, Sayfa: 47-69, Elazığ-2011

[2] Gazalî, Kimyayı Seadet, çev. A. Faruk Meyan, Bedir Yay, İst, s. 28