Azerbaycan’ın millî şairi ve “Çırpınırdın Karadeniz” marşının yazarı Ahmed Cevad, şehadetinin 84. yıldönümünde Yerli Düşünce Derneği'nde, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu’nun katılımı ile anıldı.

Ahmed Cevad’ın adı, iki kardeş ülke insanlarının zihinlerinde, özellikle “Çırpınırdın Karadeniz/ Bakıp Türk’ün Bayrağına” isimli unutulmaz şiiriyle yaşamaktadır.

Azerbaycan’ın millî şairi ve “Çırpınırdın Karadeniz” marşının yazarı Ahmed Cevad, şehadetinin 84. yıl dönümünde Yerli Düşünce Derneği'nde Yalçın Topçu’nun katılımı ile anıldı. 

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, iki kardeş ülke insanlarını birbirlerine perçinleyen “Çırpınırdın Karadeniz/ Bakıp Türk’ün bayrağına” şiirinin yazarı Ahmed Cevad’ı şehadetinin 84. Yılında yaptığı duygusal konuşmada, hem şairin hayatını hem ünlü şiirin yazılış ve besteleniş hikayesini anlattı ve özetle şöyle konuştu: 

“5 Mayıs 1892'de Gence'nin-Şemkir ilçesinin Seyfeli Köyü’nde dünyaya gelen, Can Azerbaycan’ın Millî Şairi, Türk dünyasının büyük evladı, Şehit Ahmed Cevad Ahundzade, ülkemizde çok büyük kesimlerce “Çırpınırdı Karadeniz” eseri ile bilinir.

SSCB’nin komünist rejiminin katilleri, 1920’de Can Azerbaycan’ı işgal etmesi ile birlikte şehidimiz içinde tarifsiz bir zulüm, tahkir ve takibat da başlamış oldu.

Sovyet Rusya’nın Komünist katilleri, yıllarca sürdürdükleri mesnetsiz suçlamalar ile defalarca tutukladıkları Türk dünyasının şehidini, 1937’de karşı-devrimci faaliyetlerde bulunma ve Pantürkizm gibi suçlamalarla kurşuna dizerek şehit ettiler.

Komünist Rus adaleti, Şehit Ahmed Cevad’ın suçsuz olduğuna dair berat kararını şehadetinden 18 yıl sonra vermiş ve bu karar neticesinde, 1955 yılında şehidimizin itibarı iade edilmiştir. Rab’bim katillerine ebedî cehennemini, şehidimiz Ahmed Cevad’a da bütün şehitlerimizle birlikte cennetini ve cemalini nasip eylesin inşallah.

Türk milleti onun, I. Dünya Savaşı’nda Rus işgaline uğrayan Anadolu topraklarında “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi” ve “Kardeş Yardımı Kömeği” vasıtasıyla Anadolu’daki kardeşlerine yapmış olduğu yardımları asla unutmadı, unutmayacak. Yine, 7 yaşında Kuran’ı okuyan, gönüllü olarak Osmanlı ordusuna yazılıp, Balkan Savaşı sırasında Bulgarlara karşı savaşan bu kahraman evladını asla unutmadı, unutmayacak ve unutturmayacak.

Can Azerbaycan’ın yetiştirdiği; Türk dünyasının kahramanı, münevveri ve mücahidi Şehit Ahmed Cevad, dünya durdukça her daim rahmetle, minnetle, saygı ve şükranla anılacaktır. “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi" mensubu olarak; Batum, Trabzon, Kars, Ardahan, Sarıkamış ve Erzurum’daki Türklere ve Rus ordusuna esir düşen Osmanlı askerlerine yardım götürdüğünde, işgal altındaki Türk vatanını ve kardeşlerinin hâlini görünce, Nevruz Bayramı’nı yapmamış; yürek yangınını, 22 Mart 

1915’te yazdığı “Ne Gördümse” adlı şiiri ile dile getirmiştir.

Sözlerime, bu şiirinin bir dörtlüğü ile son veriyor, sizleri tekrar saygıyla selamlıyorum. 

“Sordum garip minareden

Akşam oldu, ezan hani? 

Baykuş konmuş minberlere

Diyen hani, duyan hani?”

Ruhu şad, mekânı cennet olsun. El-Fatiha.

………………………. “ÇIRPINIRDI KARADENİZ”İN HİKAYESİ…………………………….

Ahmed Cevad’ın adı, iki kardeş ülke insanlarının zihinlerinde, özellikle “Çırpınırdın Karadeniz, Bakıp Türk’ün Bayrağına” isimli unutulmaz şiiriyle yaşamaktadır. 

 Osmanlı’nın 1. dünya Savaşı’nda, imparatorluğun çeşitli cephelerdeki mücadelelerini büyük bir heyecanla izleyen Azerbaycan’ın milli şairi Ahmed Cevad,  milli marşa dönüşen “Çırpınırdı Karadeniz”in sözlerini, 15 Kasım 1914’de Gence’de yazmıştır. 

Ahmed Cevad’ın “Çırpınırdın Karadeniz” şiiri, 1918 yılının başlarında, Azerbaycan ünlü bestecisi ve fikir adamı Üzeyir Hacıbeyli tarafından, Osmanlı’nın en zorda olduğu bir dönemde, Enver Paşa’nın Nuri Paşa (Killigil) komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’nun Azerbaycan Türklerini soykırımdan kurtarmak amacıyla Azerbaycan’a gönderilmesinden duyduğu heyecanla bestelenmiştir. 

İki kardeş ülke insanlarını birbirine kenetleyen bu ünlü şiir, ilk kez, 1919 senesinde Ahmed Cevad’ın ikinci şiir kitabı olan “Dalga”’da yayınlanmıştır. Şiirin el yazması, Ahmed Cevad’ın Bolşevikler tarafından hapse atıldığı dönemde, şairin diğer el yazmalarıyla birlikte yakıldığı tahmin edilmektedir.

 Segah makamında bestelenen “Çırpınırdı Karadeniz”in, Üzeyir Hacıbeyli tarafından  el yazısı ile yazılmış notası da kayıptır. Bu ünlü eserin notasının 1918 senesinde, bestecisinin evi Ermeniler tarafından yakıldığı zaman ya da Azerbaycan Halk Cumhuriyeti dağıldıktan sonra Hacıbeyli’nin zorunlu olarak İran’da yaşadığı dönemde kaybolduğu sanılmaktadır. 

ÇIRPINIRDIN KARA DENİZ       

 

        Çırpınırdın Karadeniz,

        Bakıp Türk’ün bayrağına 

        “Ah” deyerdin, hiç ölmezdim,

        Düşebilsem ayağına.

        Ayrı düşmüş dost elinden,

        Yıllar var ki, çarpar sinem,

        Vefalıdır, geldi giden,

        Yol ver Türk’ün bayrağına.

        İnciler dök gel yoluna,

        Sırmalar düz sağ, soluna

        Fırtınalar dursun yana

        Selam Türk’ün bayrağına.

        Hamidiye o Türk kanı

        Hiç birinin bitmez şanı

        Kazbek olsun ilk kurbanı,

        Selam Türk’ün bayrağına.

        Dost elinden esen yeller,

        Bana şiir, selam söyler

        Olsun bizim bütün eller,

        Kurban Türk’ün bayrağına

      (15 Aralık 1914, Gence/Azerbaycan)

İki kardeş ülke arasındaki dostluk ve kardeşlik ilişkilerini “Çırpınırdın Karadeniz” gibi milli marşa dönüşen bir eserle perçinleyen, aynı zamanda hem hüzün hem de neşeli zamanlarımızda bizi tek yürek yapan bu unutulmaz eseri meydana getiren değerli can kardeşlerimiz Ahmed Cevad Üzeyir Hacıbeyli’yi  şükran ve minnetle anıyoruz. 

……………………………….SUSMARAM………………

Ahmed Cevad’ın fırtınalı ve acı dolu bir yaşamının son eseri, 1937’de kurşuna dizilmeden önce yazdığı ve ziyaretine giden çok yakın bir arkadaşına ezberleterek bizlere ulaştırdığı çok güçlü bir özgürlük özlemi olan “Susmaram” adlı şiiridir. Ahmed Cevad’ın herhangi bir şiirini yazılı olarak bulundurmanın cezası ölümdü. Ahmed Cevad, cezaya çarptırılmasını istemediği arkadaşına; “Ağaçlara bakarak ben söyleyeyim, sen dinle, ama bunu ezberle. Bugünler gelip geçecek, güzel günler, hürriyet dolu günler geldiğinde oğluma ulaştırırsın ve yayınlatarak milletime hediye edersin” demişti. Ahmed Cevad’ın son şiiri SUMARAM’ı Azerbaycan Türkçesiyle okuyalım: 

SUSMARAM 

Men bir gulam, yük altında ezilmişem,

sevinç bilmez bir mahkumam, ahu-zardır sırdaşım,

damga vurub, zencirleyip tullamışlar zindana,

karlı-buzlu cehennemler mesken olmuştur mana.

Mene dinme, sus deyirsen, ne vahtacan susacam,

Buhranların, hicranların, mahbesinde galacam,

Niye susum, konuşmayım, insanlıkta payım var,

Menim ana vatanımdır talan olan bu diyar.

Niye susum, konuşmayım, Türk Yurdudur, bu toprak,

Oğuzların, İlhanların vatanında kimdir, bak!

Susmayacam, goy assınlar yük altında ölünce,

Tahkirlere döze-döze, düşman mene gülünce.

Süd vererken doğma anam böyle demiştir bana;

Seni gurban besleyirem Türk Yurduna, vatana,

Bu dünyada azadlığı şan şöhretten üstün tut,

Alçaklığı, yaltaklığı rezilliği sen unut!

Senin sevgin vatan olsun, millet olsun, men olum,

Südüm sana haram olsun hıyanet etsen oğlum!

Nasıl susum, konuşmayım, men eyleyim hıyanet?

Hani sevgi, hani vatan, de nerde kaldı millet?

Men bir gulam, yerim altun, suyum gümüş, özüm aç,

Atam mahkum, anam sail, elim herşeye möhtaç,

Dil yaranıb konuşmaya, men konuşabilmerem

Aç galbimi, yar sinemi, ciğer veremdir, verem!

Köramal tek sürünmekde denen var mıdır mana?

Ne vaktacan çörek üçün girek her alçak role,

Men Türk evladıyam, derin aklım, zekam var,

Ne vaktacan çiğnimde gezecektir düşmanlar,

Ne kadar ki, hakimlik var, mahkumluk var, men varam,

Zulme karşı isyankâram, ezilsem de susmaram!!!

Ahmed Cevad’mızı Rahmet ve saygıyla anıyoruz.