Dünya Cenneti denen çok kıymetli tek incisi
Sende doğdum sende yaşamak istedim hep ömür boyunca
Çeyrek asır ayrı kaldım kader plânı öne koyunca
Neden sonra kavuştum kavuşmasına İstanbul'a amma
Çözemedim sırrını ah oldun benim için hep muamma
Bir başkadır senin havan, suyun, taşın toprağın tarihin
İmrenir sana dünya çünkü hep yüzüne gülmüş talihin
Her köşeden karşı çıkar zarif ince minareler
Bunu görmek için sokakları arşınlar avareler
Boğazında süzülür sülün gibi güzelim şehir hatları
Her kıyının bir başka olur seyrine doyum olmaz tatları
Her köşesi alır götürür insanı tarihin bucağına
Ne de çok bilmiş koca ihtiyarın sessiz sakin kucağına
Dünyanın gözü senin üstünde bıkmadan durdukça duruyor
Ele geçirmek için seni kimbilir ne hülyalar kuruyor
İstanbul güzel bir şehir ama bir de Türklerin olmasa
Dememiş miydi bir Amerikalı tarihçi duyup tasa
Ne demeli hırs içinde kıvranan Fener Patrikhanesine
Ekümenlik sevdası güden dinmeyen dünyalık yaresine
AB'nin bile gözleri İstanbul denince bir hoş oluyor ışıl ışıl
Vatikanlaştırmak için çareler düşünüyor uyurken biz mışıl mışıl
Alabiliriz demeye getiriyorlar İstanbul'u AB'ye
Çünkü biliyorlar ki eşit İstanbul tek başına Türkiye'ye
Elbette yektadır güzel İstanbul dünya bilsin yekta
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kaldıkça ayakta
İstanbul'u övmeye tâkat getiremez diller
Sana emin ol gıptayla bakıyor bütün iller