Bir kadın hıçkıra hıçkıra ağlıyorsa, bırakın ağlasın, ağlasın ki içinde ki biriken öfkesini, acısını bir nebze de olsa atsın dışarıya yaralı yüreğinden. Hiçbir kadın kolay kolay, hıçkıra hıçkıra belki dakikalarca ağlamaz. Canının çok yanması, dayanma gücünü kaybettiğini  hissetmesi lazım. Yani Beyler, hep deriz ya “ bir damla taşırır dolmuş bardağı “ Bazen bir bakış, bazen bir ima, bazen bir cümle dolu yürekleri taşırabilir, bakarsınız ki gözyaşları sel olmuştur.  Yürekleri feryat figan için de inim inim inlemektedir. İşin tuhafı o son damla da hiç olmadık yerde veya  zamanında taşar. Ben en son dolmuşta hıçkırıklara boğulunca inip, yolda devam etmiştim. Sıkmaya engel olmaya çalışsam da başaramamıştım. Tek tek boğazımda ki düğümler adeta çözülmüştü. Umut çiçeklerimiz bir bir solsa da , yara üstüne yara alsak da, vefasızlık paçamıza yapışıp bırakmasa da dik dururuz, güçlü dururuz.

Gülümsemelerimiz hatta kahkahalarımız ile  hüzünlerimizi ustaca kamufle ederiz. Maalesef hayat bu konuda, her kadını ustalaştırmıştır.

Tüm samimiyetimle itiraf edeyim. Ben küçükken tıpkı çizgi film karakterlerin de olduğu gibi, annemin de sihirli güçleri var sanıyordum. Meğer ta o zaman farketmişim kadın olmanın zorluğunu da adını koyamamışım. Annem devlet hastanesinde çalışan bir hemşireydi. Akşam geldiğinde yemeğimizi yaparken bir taraftan da bizim ödevlerimizi yaptırır, kontrol ederdi.( Tabi nöbette değilse) Annemin yemek yapma saati bizim de mutfak masasında ders yapma saatimizdi. Evimiz, üstümüz başımız hep tertemiz olurdu. Evimiz de hazır yemeğimiz de eksik olmazdı. En önemlisi annem bizi de hiç ihmal etmezdi. İki işi birden yapmasına alışıktık. Ütü yaparken, sohbet ederdik mesela. Hayat onu da çok hırpaladı ama ezemedi.

Hayatı en çok vefakar annemden öğrendim. Ağlayıp, sonra gözyaşımı silip gülümsemeyi, kanayan yaralarıma rağmen  kahkaha atmayı, düşsemde kalkmayı, hayat çelme taksada “ Allah büyük “ demeyi, mücadeleyi, azimi, çalışkanlığı, titizliği, düzeni...

Güçlü kadınlar güçlü evlatlar yetiştirirmiş. Buradan da sonsuz minnetimi sana iletiyorum canım annem Allah senden Razı olsun.

Kadınlardan o kadar çok yaşanmış acı hayat hikayeleri dinledim ki. Kahrettim çaresiz kalışıma, kahrettim yetersiz kaldığımız için. Asil Türk savaşcı,  mücadeleci, çalışkan kadınımızın bugünkü geldiği nokta, gerçekten canımı acıtıyor.

Acaba çok mu fazla öz kültürümüzden uzaklaştık hatta Türklük nedir unuttuk mu diye hayıflanmadan yapamıyorum. “ Anadolu “ diye adlandırılan toprakların sahibiyiz biz. Türk kadını lütfen biran önce silkelen ve özüne dön, senin olan  haklarına sahip çık. Kişiliğine, bedenine, düşüncene sahip çık...

Ağlatsalar da, canını yaksalar da pes etmek yok. Dik duracağız, güçlü, donanımlı olacağız ki istediğimiz gibi güzel evlatlar yetiştirebilelim. Yarınlarımız, geleceğimiz olan çocuklarımızın bize benzeyeceğini unutmayalım. (Armut dibine düşer)

Erkekleri de biz annelerin yetiştirdiğini düşünürsek asıl gücün kadınlar da olduğunu çok rahat anlayabiliriz. Sevgi ve saygılarımla.

İLLEDE DOĞALLIK...

Yahu yeter...Kendiniz olun, neyseniz o olun. Doğal olun, iç sesinize, onun ihtiyaçlarına kulak verin.
Çimlerde uzanmanın, ayakkabılarınız ayağınızı sıktığında; elinize alıp yalın ayak yürümenin, içinizden geldiği gibi öylece konuşup gülmenin, bazen bir çiçekle bazen bir sokak köpeğiyle oynayıp konuşmanın, biriken yağmur sularında çocuğunuzla zıplamanın, parkta sallanmanın, sesiniz çirkinde olsa şarkı söylemenin, kitap okumanın, şiir dinlemenin, sevdiklerinizle rahat rahat saçmalayabilmenin, dostlarınızla gülmenin, paylaşmanın, Rabbimizin bizim için yarattıklarını kıymetini bilip, tadını çıkarmanın zevkine varın.
Egolarınızı bencilliklerinizi, endişelerinizi,
makamlarınızı, kıskançlıklarınızı "aman ne derler "çöpe atın gitsin. Hepimiz sadece kuluz. Hesabımızı da yalnızca Rabbimize veririz. Başkasına zarar vermeden, başkalarının hakkını çiğnemeden, iyi bir insan olmak gayretiyle doğru yaşamaya calışalım. Vicdanimiz yol haritamız olsun. Yeter ki empati yapmadan hareket etmeyelim. Gerisine karışana, cevap basit " sanane "
Gene çenem düştü sustum sustum...Herkese musmutlu ve bir o kadar doğal hayat diliyorum.