MACARLARDAN ALAMADIĞIMIZ ÇELİK FABRİKASI Muhterem okuyucularım; Ağır sanayimizin az bilinen, unutturulan veya önü kesilen meselelerinden biri olan Türk makine sanayiinin gelişmesinde, MACAR ÇELİK FABRİKASI hikâyesini anlatacağım bu yazımda. Amacım bir dönemi ve zihniyetini kendi şartlarına uygun hatırlatmaktır. 1927 yılında Türkiye'ye gelen büyük bir Macaristan ticaret heyeti, Son Sadrazam Ahmet Tevfik Paşa’nın oğlu’nun kurduğu "Ali Nuri ve Şeriki" firmasını mümessil (temsilci) olarak seçer. Heyet başkam, Kral Naibi amiral Horty'nin oğludur. Macar heyeti, bugün ellerinde üç çelik fabrikasının bulunduğunu, ancak savaştan sonra devletlerinin çok küçüldüğünü, bir tanesinin bile kendilerine yettiğini, Bu nedenle bir tanesini Türkiye’ye satmak istediklerini bildirirler. Bu vesile ile gelip fabrikayı kuralım, işletelim, sizin işçilerinize öğretelim ve bunu siz işletebileceğiniz duruma gelince de yurdumuza dönelim derler. Kurulacak bu fabrikada, demiryolu raylarındandan başlayarak, vagon ve lokomotif, traktör ve her türlü ağır makina parçalarının imal edebileceğimizi ifade ederler. "Hayır" der bizimkiler "biz böyle eskipüskü fabrika istemeyiz, biz modern bir fabrika kuracağız" derler ve bu güzel teklifi red ederler. Macar heyetini karşılayan ve tekliflerini bir fırsat olarak değerlendiren şirket sahibi Ali Nuri Okday Bey, İsmet Paşa'ya çıkar durumu anlatır, ısrar eder, fakat İsmet Paşa da kararlıdır, o da modern bir fabrika ister. Ali Nuri Okday Bey akşam yazıhaneye döndüğünde, ağlamaklıdır, "nasıl olur" der, İsmet gibi büyük bir asker ve son derece zeki bir insan bu konuyu anlıyamıyor? Onlar bekledikleri modern fabrikalarını kuruncaya kadar, bu fabrika kendini çoktan amorti etmiş ve yurda işbilir işçi yetiştirmiş olacaktı. Ama olmadı. Diğer Ağır sanayi hamleleri gibi bu hamle de gerçekleşemedi. Nitekim sadece Karabük Demir Çelik Fabrikası ancak 1939 yılında kurulabildi ve eksiklerinin tamamlanması yıllar sürdü. Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin o zamanki önemli sıkıntılarından biri de geleceği iyi görebilen iş adamı, sanayici, ekonomist, siyasetçi ve devlet adamının çok az olması, olanların da önlerinin keslmesi idi. Bu gün, statikocu, partizan ve her şeyi devlet yapar zihniyeti ile müteşebbisin önüne geçilerek daha ne zamana kadar geri kalmaya devam edeceğimizi henüz bilemiyorum. Devam Edecek!..