AĞAÇ İÇİNDEKİ GİZLİ ALEM

Abone Ol
Sonra sonra, ağaçların kesilince ağladığını, hatta ve hatta kanadığını duydum. Geçen zaman içindeki ömür yolculuğumda, şahit oldum da buna… Gel de birleştirme şimdi. Acaba ağaç içinde keşfettiğim insanlarının kanımıydı, kesildiğinde akan.  Ne bileyim ben! Belki de. Ağaç canlıysa ki öyle neden olmasın ki? Hepiniz mutlak görmüşsünüzdür ahşap üzerindeki bu insan figürlerini. Bu şekilleri insan figürlerine benzetmek bir tek benim marifetim sanırdım… Ta ki bir gün benden küçük kardeşimin gece uyuyamadığını fark ettiğim de, bu şekillerden korktuğu için uyuyamadığını söyleyene kadar! Demek ki bu şekiller, çocuk aklını bir hayli meşgul ediyordu. Peki, büyük aklı neden bu şekillerin mistik dünyasından bu kadar uzaktı. Ne bileyim. İnsanlar büyüdükçe gözünün önünü bile görmezler belki de ondan… Hal böyle olunca kalkıp ahşap üzerindeki şekillerin ne olduğuyla mı zihin yoracaklar. Benimkisi mistik bir dünya içerisindeki belkiler, acabalar… Biz bırakalım büyük aklıyla kör bakmayı da, çocuk gözleriyle cin bakalım. Öyle değil mi? Çünkü çocuk aklıyla düşünmek bilmediğimiz diyarların dünyasıdır aslında. Çocuk gözleriyle bakmak ise bilmediğimiz o diyarları görebilmektir. Eğer çocuk gözleriyle bakarsak, bir tek bizim dünyamızın olmayışını görürüz.  İnanınız ki bir ağaç bizleri sadece gölgelendirmemekte, sadece meyve vermemekte, belki de içinde bir alem barındırmakta, bir çok cana can katmakta. Bu sadece görünenin arkasındaki görünmeyen alemin nabzı. Hepsi bu.  O halde bu dünya hepimizin…
Mesele… Dünya içindeki dünyaları görmeyip ayaklarımızın altında ezmemek...
 Dikkat! Attığız her adımda, kopardığımız her bitkide, kestiğimiz her ağaçta hayat var.
Dikkat! Dünya bir okyanus…  Bu okyanusun her damlasının içinde bir dünya ve o dünya içinde hayatlar var.
Dikkat! Sizden başka sizler var. Sevgilerimle