Adressiz bir yürekte yapayanlız kalmakmış, hiç kalkmadan düşmekmiş yokuşlardan. Sınırları düşünmeden, yumak yumak sarılmakmış sevdaya. Hava gibi solumakmış zamanında, yokluğunu ölüm bilmekmiş sarışın teninde kaybolmak, boğulmak gözlerinin yosununda, eninde sonunda ya da her anında onda kalmakmış. Hayallere dalıp ,gerçekliği tokat gibi yemekmiş yüzüne. Gecelerce ağlamakmış, her bakışta aramakmış gözlerini, her gülüşte anımsamak, kıyaslamakmış. Savaşmakmış hayatla, bocalamak, yarım kalmakmış aşk, tenhalarda asılmakmış hayata. Yüzün gülerken gözlerine küsmekmiş, yıkılmadım demek için çabalamakmış, yarınları umursar gibi yapıp, hep onda asılı kalmakmış. Aşkı hayat öğretirmiş meğer, kitaplar yalandan dermiş; insan başına gelince bilirmiş, aşkın ne denli güzel ve bir o kadar sızılı olduğunu... Dışardan davulun sesi hoş gelirmiş doğru; ya yürekte çalan müzik, sevdayı sözcük sözcük, satır satır işlerken hoş mu, yoksa kocaman bir boşluk mu, yaşayan bilirMİŞ...
Bir kez gerçekten aşık olur insan, bir kez gerçekten sever sadece... Sonu hüsran olmasa yine aşk olur mu adı. Vuslata çeyrek kala bitmese bu kadar derin kalır mı yarası, muamma, muammalarda yaşamak kolay mı? Hep zorda kalmak, hep o anda yaşamak....  Adı aşk, tek kişiye bölünmüş, tek perdelik oyun. Başrolde ben ya da başkası ne fark eder. O yaşayanı vurur can evinden, ayırmaz isimleri, takılmaz şehirlere, yaşa ve gör der sadece. Yaşa, gör ve öl! Yanlızlığa yumdum gözlerimi, görmediniz. Böldüm yüreğimi adsız kahramanlara, bilmediniz. Boğuldum iç seslerimin denizinde, adressiz gecelerde sabahladım, yudumladım kuytuluğumu kadeh kadeh, fark etmediniz. Sarıldım en büyük boşluklara, yalandan avuttum kalbimi, kalabalıklarda yenildim tekliğime. Mutluluk sandığım anlara tutundum, tarihsiz kaldım takvimsiz bir günde. Bilmezsiniz! Parçalanmışlık iki kişilik yaşanır aslında.. 
Parçalanan, kanayan, ağlayan, parçalardan arta kalan bir yürek ve savaşın galibi...
Ne kazandığını bilmeyen, mutsuz, sıkkın, belki o da buruk, yine de zaferin kutlu olsun emi! Bilinmez, ben her seferinde yüreğinin seferine yenilmiş savaşçı... Bir varmış bir yokmuş, asla sonu olmayan basit bir aşk masalı... Ve arayıp durmuş, kalbindeki tanrısını, yarım kalmış yazısını.