Güçlü gazeteler ve onların sosyal medya muzcuları haberlere son dakika müjdesi diye girdiler.

Nobel ödüllü Aziz Sancar: Türkiye'de olsam aşı için kuyruğa girerdim!

Nobel Ödüllü biri kuyruğa girdiyse “sende gir kuyruğa” demekti bu!

Sağlıktan eğitime, eğitimden bilime herşeyin kararını veren NO BEL!

Aynı yere çalışan bir gazeteci de boş durmadı “aşı için kolumu açtım bekliyorum” diye yazdı!

İçimden iyiki aşı koldan yapılıyor diye sevindim.

Yoksa Orhan Veli’nin tabiri ile “Yazık Oldu Süleyman Efendi’ye” derdik!

Gelelim asıl gerçeğe.....

Kim bu Nobel?

Kısa...

Kısa.

Alfred Nobel, dinamitle uğraşırken biraderleri olan Ludvig ve Robert da, onun bulduğu dinamit sayesinde Bakü'de zengin petrol yataklarını daha hızlı keşfederler.

Bu yüzden zenginliğinin büyük bölümünü de bu petrol yataklarından sağlar.

Ayrıca hiç evlenmeyen Nobel, kadınları pek sevmediği de bilinilir.

Toplumun iki gücünden biri olan kadınlara, Nobel’in düşmanlığını sorgulamadan adına barış ödülü verilmesini hiç konuşmuyorum....

Şimdilik!

Zira kadına düşman olanın insana değer verdiğini kim söyleyebilir.?

Ne der bizim bilindik şair, düşünür, halk ozanı, dik duruşlu adam gibi adamı, benim de abimin bacanağı olan (bunu ilk kez söylüyorum evet abimle bacanaktı ve bu hususta söylenmedik bir kaç sözümüzüde yakında yazacağız) Neşet Ertaş:

“Kadınlar insandır, bizlerde insanoğlu”

Neymiş?

Kadına sadece kadın olduğu için düşman olan insanoğlu, insan olamazmış.

Kadınlara oy hakkı verilmesine de şiddetle karşı çıkmıştığı tarihi vesikalarda saklıdır.

Meseleye burdan bakınca Nobel isimli bu adamın, nasıl zavallı olduğunu idrak etmekte zor olmasa gerek!

Bu adam dinamitin mucidi!

Adamın babası da “savaş tanrısı” Ruslara silah satıyor ve aile iflası, savaşı bitiminde denk geliyor.

Ölümlünden öncede Nobel basından kendi ölüm haberini yaptırıp tepkileri kontrol ediyor.

Gazeteler ÖLÜM TACİRİ ÖLDÜ diye manşet atıyor.

Gelen haklı tepkilerin üzerine ise gerçekte ölmeden, insanlıktan özür diliyor.

Oldumu sana bizim savaş tanrısının oğlu:

Barış Tanrısı Nobel!

Biz akıl sahipleri bu sosyal olaya şeytani zeka diyoruz, aptallar ise üst akıl!

Ayrıca kendisine, 'dinamiti buldu' diye küfredenlerin büyük kısmının atom bombasının yapılmasına yardım eden Einstein'ı saygıyla anması da ayrı bir komedi ya, neyse!

Kimi dostlarıma sordum.

Acaba dedim.

Kendime dedim ki; “yapma adam belki masumdur, istişare et” dedim.

Ekşi Sözlük’ten Vikipedi’ye ve kütüphaneye, okuyan düşünen dostlara sordum ve gördüm ki; yanlış yolda değilmişim ve bu adamlarda bilimin Ebu Cehil’i!

Bilim ile din ayrışırsa ortaya çıkan bilimin Ebu Cehil’i, anne rahmindeki bebeyi öldüren firavunluk düzeninin askerî temsil makamı olur!

Hitler’in gaz odaları bilimsel değil miydi?

İstişarelerimizden: 

“Nobel: Batının herşeyde en iyiye biz karar veriziriz meselesi ve her dalda dünyada boşluk bırakmayız ve bizden daha iyi karar mercii yok meydan okumasıdır.

Batının binbir türlü silahlarından bir tanesi.

Kültür, sanat, spor, siyaset ve bir çok alanda küresel emperyalizmin çalışma alanlarındandır....

Bir sporcu branşında 10 kere dünya şampiyonu olsa da, en zirve saygınlığı henüz almamıştır.

Ne zaman ki olimpiyat şampiyonu olur, zirvededir..

Nobel, oscar, olimpiyat vs

En iyisini biz seçeriz!

Örneğin bizde edebiyatın Nobel'ini “Orhan Pımık” aldı.

Oysa yaşar Kemal birkaç kez aday oldu vermediler.

Gerçek ne; Orhan Pamuk Yaşar Kemal'in çırağı olamaz.

Algı ne; Orhan Pamuk Türkiye'nin en saygın ve en iyi yazarı.

Orhan Pamuk ne derdi "Türkler 1,5 milyon ermeniye ve 30 bin Kürde soykırım yaptı.

Orhan Pamuk ne derdi "Türkler 1,5 milyon ermeniye ve 30 bin Kürde soykırım yaptı.”

Tüm bu gerçeklerden ne anlıyoruz?

Adına ödül verilen Nobel ne kadar sağlamsa, adına ödül alan bilim insanıda o kadar sağlamdır.

Hakka ve hakikate kalem oynatan, okuyan yazan, düşünen, şair, yazar, eğitimci dostlarım:

Nobel:

Bu adam okumuş adam. 

Mürekkep yalamış adam.

Mühendis ve kimyager, değil mi?

Oku.!

Okumak yetmez, seni terbiye eden Allah adı ile oku!

Yani ilmin, kendini bilmek oluğunu bil.

DİKKAT LÜTFEN!

Bilimle dini ayrıştıran, bilim adamı olsa da, din adamı olsa da, asla hakikati görememiş zavallı kafası karışıklardır.

Çin’den başlayan salgının Çin’den gelecek aşısı için kolunu açıp bekleyen bilimci, gazeteci, kolunu açıp beklemeyeni “hayin” diyen zavallı, bilimle dini ayrıştırma aracı yapan tariksiz ahlaksız tarikatler!!!

EY KURUMSAL TEMSİLCİLER:

1,5 milyarlık İslam alemi, adına ödül verilen “savaş Tanrısı” Nobel’in ödülünü almayı erdem sayıp, zulme baş kaldırının, ihanete başkaldırının, şirke başkaldırının sembolü olan Hazreti Muhammet adına ödül alıp-vermeyi hayata geçirmediyse insanlığından utansın...

Sizi gidi doğum günü magazincileri!

Dikkat ediniz dininden demiyorum, zaten o anlayış dinden çıkmıştır ama lütfen insanlığından utansın.

Doğru yolda olana selam olsun!

Dipçe: Batıya Doğuya bilim adına öğrenci gönderdiği için kendisiyle gurur duyanlar, ülkemizdeki beyni kaçıranlar, yeni dünya düzeninde en büyük pay sizlerin olacaktır.

Kendinizle ne kadar gurur duysanız azdır.

Ancak torunlarınız sizden utanacaklar!