Putin’in “Dünyanın yalnızca ABD'nin çıkarları doğrultusunda inşa edilmesine karşı çıkıyoruz. Çok kutuplu bir Dünyanın oluşması, uluslararası arenada herkese saygı gösterilmesi, herkesin çıkarlarının gözetilmesi için verilen mücadelede galip gelinecektir." sözü, her Devletin Dünya nimetlerinden eşit olarak paylaşılması anlamına geliyorsa ne güzel!
Rusya-Ukrayna savaşının yıl dönümünde Çin Halk Cumhuriyeti, 12 maddeden oluşan bir “barış planı” teklifinde bulundu. Bu teklifin ilk maddesi “Tüm ülkelerin egemenliğine saygı duymak!” Kulağa ne kadar da hoş geliyor. Buna karşın, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, “Çin’in Rusya ile yakınlığı nedeniyle tarafsız bir arabulucu olamayacağını” ve buna ilaveten de “Adil ve kalıcı bir barıştan başka bir şey istemiyoruz” söylemi var. “Adil ve Kalıcı bir barış” kimin için? Tüm Dünya Devletleri için mi? Öyleyse ne de güzel!
Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı askeri operasyonun üzerinden bir yıl geçti. 15 ülkede yapılan bir araştırmaya göre bu savaş Batı'yı birleştirdi ama Dünyanın geri kalanıyla arasını açtı. Aynı zamanda gelecekteki küresel düzenin hatlarını belirleyen bir uçurumu da ortaya çıkardı.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR) adlı düşünce kuruluşu tarafından yapılan çalışmada Fransa, Almanya ve Polonya'nın da aralarında bulunduğu dokuz AB üyesi ülke ile İngiltere ve ABD'nin yanı sıra Çin, Rusya, Hindistan ve Türkiye'de; Rusya-Ukrayna savaşına dair görüşler araştırıldı. Sonuçlar, kıtalar arasındaki gerilimi gösteriyor. Araştırmanın savaşa, demokrasiye ve küresel güç dengesine yönelik tutumlarda keskin coğrafi farklılıklar ortaya koyduğunu belirten uzmanlar, Rusya'nın operasyonlarının "Batı sonrası" bir Dünya düzeninin ortaya çıkışına işaret eden tarihi bir dönüm noktası olabileceğini belirtti.
Anket, Batı'nın Rusya'ya bakışının son bir yıl içinde sertleştiğini gösterdi. İngiltere (yüzde 77), ABD (yüzde 71) ve dokuz AB ülkesinde (yüzde 65) büyük çoğunluk Rusya'yı ülkelerinin çatışma içinde olduğu bir "düşman" ya da "rakip" olarak görüyor.
Öte yandan ankete katılanların ABD'de yüzde 14’ü, AB ülkelerinde yüzde 15’i ve İngiltere'de yüzde 8’i Rusya'yı çıkarlarını paylaşan bir "müttefik" ya da "gerekli bir ortak" olarak görmektedir. Önerilen 10 tanımdan ikisini seçmeleri istenen anket katılımcılarının ABD'de sırasıyla yüzde 45 ve yüzde 41'i "saldırgan" ve "güvenilmez" tanımlarını seçerken, bu oranlar dokuz AB ülkesinde yüzde 48 ve yüzde 30, İngiltere'de ise yüzde 57 ve yüzde 49'dur.
Ankete katılan dokuz AB ülkesinde halkın ortalama yüzde 55'i ekonomik kriz pahasına da olsa Moskova'ya yönelik yaptırımların devam etmesinden yana.
Ancak ankete katılan Batılı olmayan ülkelerden gelen yanıtlar çok farklı! Örneğin, Çin (yüzde 76), Hindistan (yüzde 77) ve Türkiye'de (yüzde 73) çok sayıda insan Rusya'yı savaş öncesinden “daha güçlü” ya da öncesi kadar "güçlü" gördüklerini belirtti. Üç ülkede yapılan araştırmada katılımcılar (Çin yüzde 79, Hindistan yüzde 79, Türkiye yüzde 69) Rusya'yı ülkelerinin stratejik bir "müttefiki" ve "gerekli bir ortağı" olarak görmektedirler.
Benzer şekilde, Çin’de yüzde 41, Türkiye’de yüzde 48 ve Hindistan'da araştırmaya katılan yüzde 54’lük kesim ise Ukrayna'nın toprak kaybetmesi anlamına gelse bile savaşın mümkün olan en kısa sürede sona ermesini istediklerini belirtti...
Gerçekte adil ve kalıcı bir barış anlayışıyla tüm ülkelerinin egemenliğine saygı duyulan bir anlayış, Dünyamızı güllük gülistanlık bir hale getirmez mi? Madem Dünya Liderlerinin görüşleri bu yönde o halde bu kadar savaş, bu kadar ölüm neden var? Günümüzde, hayalini bile kurmakta zorlandığımız Dünya Liderlerinden gelen bu güzel ve anlamlı sözlerin hayata geçme olasılığının yaşadığımız acı gerçekler karşısındaki rolü, barışı bekleyen insanların her zamanki hayal kırıklıklarından öte olmayacak gibi görünüyor! Dünya savaşların ve büyük kaos olaylarının gölgesinde yeni bir döneme giriyor. Bu dönemde Türkiye’nin yeri ve önemi her geçen gün artmaktadır.