Ramazan ayının ortasında artan vakalar sonucu tam kapanma adı altında birçok yasak geldi. Bu yasakların temel amacı; yaz aylarına girerken turistleri korkutmamak ve ülkeye döviz girişini kolaylaştırmaktı. Kapanmaya başladığımız ilk günden itibaren birçok yasak havada kaldı. Bazı yasaklara güncelleme geldi. Bazı yasaklar ise daha sonra yürürlüğe girdi. 

Havada kalan önemli yasaklardan biri, hastanede randevusu olan ya da kontrolü olan kişilerin ellerinde belgesi yoktu. Bazıları randevularını iptal etti, bazıları da gitmedi. Marketler açıktı; fakat her mahallede bir market olduğu için insanlar sokağa çıktı bu bahaneyle. Bebek arabasını alıp, meydanda gezen insanlar gördüm. Durum böyleyken anlam veremediğimiz cezalar da kesildi insanlara. Alkol yasağına gösterilen tepki, uyulmayan yasaklara gösterilmedi. Toplu taşımalar hâlâ kalabalıktı. Esnaf hariç birçok yer çalışmaya devam etti. Asıl ulaşım sirkülasyonunu oluşturanlar, özel firmalarda çalışanlardı; fakat özel sektörün büyük bir kısmı çalışmaya devam etti. Bu işin olumsuz tarafı, iftardan sonra yasak bile olsa içecek servisi yapan yerlerin gizliden bu işi yürütmesiydi. Birçok kafe veya çay ocağı bunu gizlice yaptı. Onları suçlamıyorum; ama bu yapılanları da doğru bulmuyorum. Bu yasakların insanları arada bıraktığını bu gibi örnekler bize gösterdi. İnsanlar arada kalmak veya yasağa uymak yerine hayatta kalmayı tercih ettiler ve riski göze alarak yasak olmasına rağmen gizliden çalıştılar.

Yasaklara uyulmamasının ve insanları caydırmamasının en büyük sebebi; geçen yıl da buna benzer yasaklarla insanları sıkıntıya sokmamız ve bu sıkıntılara rağmen tekrar başa dönmemiz oldu. İşsiz kalan insanlar veya geçim sıkıntısı çeken insanlar bu tür yasakları artık istemiyor. Yapılan yardımların yetersiz oluşu ve sorunları çözmeyişi insanları ikna etmedi. Enflasyon ve kur farkının tavan yaptığı bir dönemde yasaklardan dolayı işsiz kalan insanların geçimleri çok daha zorlaştı. Bunun en büyük örneği; bu süreçte milyonlarca öğrenci online derslerine devam etmek için bilgisayar ve internet alamadı. 

Tüm bu zorlukları geçen yıl tecrübe ettiğimiz için bu yasakların birçoğu lafta kaldı. Ekonomi ve yasakların paralel olduğunu açıkça gördük. Aşılama çalışmalarının yavaş ilerlemesi ve ekonominin zor durumda olması bu yasakların tekrar uygulanmasını imkânsız hale getirdi. Hindistan varyantı gibi birçok varyant ortaya çıkmışken önümüzde tek bir seçenek kaldı. O da aşılama çalışmaları. Son bahara kadar aşılama çalışmalarında ilerleme sağlayamazsak aşılması zor sıkıntılar bizi bekliyor olabilir. 

TURİZM VE YASAKLAR

Yasaklar başladığında bu yasaklardan muaf olan gruplardan biri turistlerdi. On beş tane ülke açıkladık ve bu ülkelerden gelenlere test zorunluluğu kalktı. Üstelik bunu Hindistan varyantının patlak verdiği bir dönemde kaldırdık. Yaz ayında birçok turistin Türkiye’ye geleceğini düşünürsek, turistler için önlem almak zorunlu hale geldi. Birçok varyantı beraberlerinde getirecekleri için son bahara kadar rahatça gezecekler. Bu yüzden soğuk aylarda bu yayılımın olumsuzluklarını görmemiz muhtemel olacak.

Bunlara paralel olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı, “ i am vaccinated “yazılı maskelerle reklam filmi çekti. Maskelere yazılan bu İngilizce kelime, “aşımı oldum “demekti. Turistlerin olduğu yerlerde insanlar “i am vaccinated” yazılı maskeler takarak, turistlere güven verilmek istendi. Çekilen bu reklam filmi insanlar tarafından tepkiyle karşılandı. Birçok kişi, vatandaşların turistler kadar korunmadığını düşündü. Bu tepkiler sonucu reklam filmi geri çekildi; fakat tepkiler bir müddet daha devam edecek gibi duruyor. 

Pandemi döneminde sağlık alanında yanlış yürütülen iletişim çalışmaları şu anda turizm sektörüne de sıçramış gibi gözüküyor. Pandemi dönemi turizm ve iletişim çalışmaları, uygulamalarla paralel giderse bu alanda kaybedilen güven vatandaşa tekrar verilebilir.