Amerika Birleşik Devletleri dünyanın en iyi yüksek öğretim kurumlarını barındırmaktadır. Sistemleri muazzam ve üniversiteleri en iyi sıralamalarında ilklerde yer alıyor. Üniversitede okurken yolumuzun kesiştiği ve dersini zevkle aldığım Michael Hocam ile yolumuz ABD’de kesişti. 2014’te ABD Dış Politikası aldığım ve sonrasında Miami’de yüksek lisans için tekrar yolumuzun kesiştiği Prof. Dr. Michael Dylan Cora ile ABD’nin eğitim sistemini konuştuk. Türkiye’den buraya gelecekler neler yapmalı? Üniversite seçerken neler dikkat etmeli? ABD ile Türkiye arasında üniversite eğitim farklarını Prof. Dr. Michael Dylan Cora ile konuştuk.

Değerli hocam ile gerçekleştirdiğimiz röportajın satır başları:

Michael Hocam öncelikle ABD ve Türkiye arasına üniversite eğitiminde nasıl farklar var?

Temelde Türkiye’de YÖK merkezli bir üniversite eğitim sistemi varken ABD’de 50 Eyaletin her biri kendi bağımsız Yüksek Öğrenim departmanları vasıtasıyla üniversitelere izin, ruhsat, denetleme ve akademik yönetmelikleri uygulatır. Washington DC’deki ABD Milli Eğitim Bakanlığı’nın Eyalet yönetimleri üzerinde hiçbir yetkisi yoktur. Diğer taraftan hem ulusal hem de uluslararası yüksek standartları sağlayabilmek açısından “akreditasyon” unsuru ABD üniversitelerinde çok önemlidir. Akreditasyon kurumları ABD Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yetkilendirilir. Üniversitelerin akredite olması isteğe bağlıdır ve zorunlu değildir. Ancak, akredite olmayan üniversitelerin yabancı öğrenciler için I-20 davet mektubu çıkartmaları, ABD’li öğrenciler için devlet burslarından istifade edilmesi ve mezunlarının federal devlet işlerinde eğitimlerini belgelemeleri mümkün değildir. Ayrıca, Türkiye’de de YÖK akredite olmayan ABD üniversitelerini tanımamaktadır, denklik belgesi de vermemektedir. Bundan dolayı ABD’de yüksek öğrenim görmek isteyen tüm öğrencilerin ilk yapmaları gereken şey YÖK’e resmi olarak başvurarak tanınırlık belgesini almalarıdır. Yoksa mezun olduktan sonra ya da ara sınıflarda Türkiye’ye transfer olmak istediklerinde denklik alamayacaklar ve çok zor durumda kalabileceklerdir. 



ABD’de kaç adet üniversite bulunmaktadır?

ABD’nin resmi yüksek öğrenim istatistik merkezi olan NCES kayıtlarına göre 2017 senesinde toplam 1911 üniversite bulunmaktadır. California 216 üniversite ile en fazla yüksek öğrenim kurumuna sahip eyalet olup, onu 155 üniversite ile Texas, 114 üniversite ile New York ve 112 üniversite ile Florida takip etmektedir. 

Neden YÖK ABD’deki bazı üniversiteleri tanıyor da aynı kaliteye sahip bazı üniversiteleri tanımıyor bu durumun Türk öğrencilere etkisi nedir Michael Hocam?

Belirttiğim gibi akreditasyon unsuru YÖK tarafından tanınma açısından en önemli unsurlardan birisi. YÖK’ün resmi açıklamasında “Yükseköğretim Kurulunun akredite ettiği bölgesel akreditasyon kuruluşları tarafından tanınan üniversiteler Yükseköğretim Kurulu tarafından tanınmaktadır. Amerika'daki üniversite sayısının fazla olması; ENIC/NARIC benzeri bir merkezi network sisteminin olmaması; Üniversitenin tanınmasının derece bazında (lisans yetkisi var, yüksek lisans yetkisi yok ya da yüksek lisans yetkisi var, lisans yetkisi yok ya da doktora yetkisi var yüksek lisans yetkisi yok gibi) olması” gibi sebeplerden her üniversite ve her programın münferiden incelenip tanınırlık ve denklik verilmesi söz konusu. Burada kanaatimce ABD Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi olarak yayınladığı “bölgesel (regional)” ve “milli (national)” akreditasyon kuruluşları tarafından akredite edilen tüm üniversite ve akredite edilmiş bölümlerin YÖK tarafından tanınarak denklik verilmesi yerinde bir uygulama olacaktır. Son dönemde bir çok milli (national) akreditasyona sahip üniversitenin YÖK tarafından tanınmamasından dolayı Türk öğrencilerin sorun yaşadıklarına şahit oldum.

 
Hem uluslararası ilişkiler hem işletme alanında uzmanlıklarınız var. Akademisyen olmak isteyen gençlere neler söylemek istersiniz?

Hayatımın büyük bir kısmını diplomatik misyon ve NATO ortamlarında geçirdiğim için Uluslararası İlişkiler gençliğimden beri hep çok önem verdiğim bir alan olmuştur. O yüzden lisans ve yüksek lisans çalışmalarımı Uluslararası ilişkiler ve Avrupa Birliği üzerine gerçekleştirdim. Doktora çalışmalarımı da İşletme konusunda tamamladım. Alanlarım ile ilgili çok sayıda yayımlanmış uluslararası kitaplarım, akademik makalelerim ve konferanslarım mevcuttur. Diğer taraftan 21. Yüzyıl’ın ileri dinamiklerinde uluslararası ilişkiler ve iş dünyası günümüzdeki globalleşmenin ulaştığı noktada entegre olmuş, akademik dünyanın reel dünyaya teoriden pratiğe giden net bir yolla ışık gösterir hale gelmesi elzem bir hal almıştır. Böyle bir ortamda akademisyenlik bir meslek değil bir duruş, bir tutum ve bir hayat görüşüdür. Akademisyen olmak isteyen gençlere yaşam boyu sürecek bir araştırma, inceleme, raporlama dünyasına hazır olmalarını, bunun getirisinin hem birey olarak kendilerine, hem akademik ve reel iş dünyasına faydalı olmanın mutluluğu, ülkesi ve milletine hizmet etmiş olmanın haklı gururu olacaktır.

 


Sadece akademisyenlik değil sektör tecrübenizde var ikisini nasıl yönettiniz? Neler yaptınız Michael Hocam?

Akademik hayatımın dışında uzun yıllar uluslararası faaliyette bulunan başta ABD’li ve Türk olmak üzere bir çok dış ticaret ve yatırım kuruluşlarının yabancı pazarlara giriş, direk yatırım konularında üst düzey yöneticilikleri ile kurumsal kültür ve organizasyonları konusunda danışmanlıklarında bulundum. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri konusundaki uzmanlığımdan bu pazara girecek yatırımcılar istifade ettiler. Özel sektörün dışında ABD Dışişleri Bakanlığı’nda da diplomatik misyon görevinde bulundum. Türkiye’de Adana ABD Konsolosluğu’ndaki Dışişleri Bakanlığı görevi federal devlet iş yönetimi ve vizyonu konusunda birebir tecrübe kazanmamı sağladı. 

Diğer taraftan akademisyenlik bambaşka bir hazdı benim için. Doğuş Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, Okan Üniversitesi gibi saygın kurumlarda hocalık yaparken, çok sayıda devlet üniversitesi ve özel sektör kuruluşlarında keynote speaker olarak konferanslar verdim. Ayrıca ABD’de yayımlanan bir akademik derginin de baş editörlüğünü de sürdürüyorum. 2015 senesinde İstanbul Okan Üniversitesinde idari görev olarak uluslararası ofis müdürlüğünü sürdürürken, Sn. Bekir Okan’in uluslararası vizyonu ile ABD Florida eyaletinde ABD yasalarına uygun olarak bağımsız oluşum kurma çalışmaları ile birlikte ABD’ye giderek Okan International University’in süreçlerinde Akademik Direktör ve Campuıs President olarak görev yaptım. Ayrıca, ABD Florida’da San Ingacio University, Westfield Business College gibi üniversitelerde akreditasyon ve eyalet lisans çalışmalarında bulundum. Su anda ABD’de üniversite kurmasını, ruhsat ve akreditasyon süreçlerini bilen bir kaç Türk kökenli akademisyenden birisi olmak benim için özel bir gurur. 

ABD’de üniversitelerden bahsederken Akreditasyon ve Lisans konularından bahsettiniz, bunu biraz daha acar misiniz? Sizin bu konuda ABD’deki birkaç uzmandan biri olduğunuzu biliyorum. ABD’de bir üniversite kurmak kolay mı?   Prosedür nasıl çalışıyor?

Amerika’da yüksek öğretimde iki ana adım var. Birincisi bulunulan eyaletten üniversite kuruluşu ve işletilmesi için lisans, yani ruhsat almak ve muhafaza etmektir. Bu işlem oldukça bürokratik, zorlu ve detaylı bir işlemdir. Çok iyi bir planlama, iyi bir ekip ve altyapıya ihtiyaç gösterir. Eyaletlerin Yüksek Öğretim Kurumlarına bağlı bir komisyon huzurunda bir ruhsat onay süreci tamamlanır, yıllık denetlemeler ve komisyon kurulları önünde yapılan sunumlar ile her sene yenilenir. Bu meyanda ABD’de akademik yatırımlarda bulunan vizyon sahibi BAU Global başkanı Sn. Enver Yücel, Okan Grubu başkanı Sn. Bekir Okan gibi değerli iş adamları ile ABD’de temsilcilikleri ve aktif akademik işbirlikleri bulunan Anadolu Üniversitesi, İbn Haldun Üniversitesi, TOBB gibi kurumları anmak isterim. Ruhsat sürecinden sonraki ikinci adım ise akreditasyondur. Akreditasyon isteğe bağlı zorunlu olmayan bir işlem de olsa hem yabancı öğrencilerin vizeleri için gerekli I-20 belgesi, hem ABD’li öğrenciler için devlet bursları, hem mezunların federal işlere girebilmeleri ve hem de uluslararası diploma denkliği sağlanabilmesi için akreditasyon şarttır. National (Milli) ve Regional (Bölgesel) akreditasyonlar kadar programlar ile ilgili, örneğin ESL İngilizce Programları akreditasyonları, online eğitim akreditasyonları gibi akreditasyonlar vardır. Bunlar ortalama 2 sene ile 5 sene arasında çok komplike ve ciddi bir çalışma gereken prosedürler ve denetlemeler sonucunda tamamlanır. Ben su ana kadar ABD’deki üç ayrı akreditasyon kurumu ile (ACICS, ACCSC ve CEA) hem ABD’de üniversitelere hem de yabancı üniversitelerinin kendi ülkelerinde ABD akreditasyonu sağlamaları konusunda çalışmalarda bulundum. 


ABD’de doçent ya da profesör olarak akademisyenlik yapan Türkler, Türkiye’ye dönmek istediklerinde kendilerinin akademik unvanlarının verilmediğini söylüyorlar. Bunun nedeni sizce nedir ve etkileri neler oluyor?
Haklısınız, yukarıda da belirttiğim tanınırlık konusu akademisyenler için de geçerlidir. ABD akademisyen olarak görev yapan Türk vatandaşlarının, Türkiye’ye geri dönmeden önce doçentlik ve veya profesörlüklerinin Üniversiteler Arası Kurul vasıtası ile onaylatmaları gerekmektedir. Kriterler ÜAK web sitesinde açık bir şekilde ortaya konulmuştur. Ancak, anlattığım akreditasyon konusu sadece öğrenciler için değil akademisyenler için de bağlayıcı bir durumdadır. Üniversitelerarası Kurul başvuru şartlarının en başında görev yapılan ABD üniversitesinin YÖK tarafından tanındığına dair belge istemektedir ve bazı durumlarda üniversite “bölgesel” değil de “milli” akreditasyona sahip ise YÖK tarafından tanınma konusuna sorunlar yaşanmaktadır. Bu sebepten dolayı YÖK’ün ABD Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylı bölgesel ve milli akreditasyon kuruluşlarından onaylı tüm ABD üniversitelerini tanıması gerçekten çok önemlidir ve bu konuda YÖK nezdinde çalışmaların yapılmasını özellikle tavsiye ediyorum.

Son olarak ABD’de eğitim görmek isteyenlere neler söylemek istersiniz?

 ABD çok sayıda kaliteli ve yüksek standartlarda üniversiteyi barındırmaktadır. CWUR sıralamasında dünyanın en iyi ilk üç üniversitesi ABD’dendir, ilk on üniversitenin de sekiz tanesi yine ABD’dedir. Öğrenci adaylarına eğer lisans eğitimi almayı düşünüyorlarsa izlemeleri gereken iki yol olduğunu söyleyebilirim. Bunlardan biri dört yılık bir üniversiteye kayıt olmak, diğeri ise iki yıllık bir Community College’a kayıt yaptırarak 3. ya da 4. yılınızda seçtikleri üniversitedeki bölümlerine devam ederek lisans eğitimlerini tamamlamalarıdır. Yüksek Lisans ve Doktora konusunda ise üniversiteleri, bulundukları eyaletleri iyi incelemelerini, internet üzerinde bulabilecekleri çok sayıda değerlendirme sitelerinden önceden bilgi, referans ve mezunların tecrübelerini incelemelerini tavsiye ederim. Üniversite sıralamaları çok önemlidir ama mezunların veya öğrencilerin direk yorum ve tecrübe paylaşımlarını da göz ardı etmemek lazım. Elbette daha önce de belirttiğim gibi başvuracakları üniversitenin Türkiye’de YÖK tarafından tanınıp tanınmadığını muhakkak öğrenmeleri çok önemlidir.


Röportaj: Anıl Sural

www.twitter.com/AnilSural

Fotoğraf: Rona Doğan