“Bilim demek alışılmışın dışında işlerle uğraşmak demektir”

ABD’nin en prestijli ödülleri arasında yer alan “Başkanlık Genç Bilim İnsanları ve Mühendisler Ödülü”ne (PECASE) bu yıl 2 Türk de layık görüldü. Doç. Dr. Sinan Keten ve Doç. Dr. Nurçin Çelik... Bu iki isim ödülü bizzat Beyaz Saray’da gerçekleşicek görkemli bir ödül töreni ile alacak. Henüz 30’lu yaşlarında önemli başarılara imza atan bu iki gençten Doç. Dr. Sinan Keten ile Chicago’da bir kafede buluştuk. Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği ardından, dünyanın en önemli üniversitelerinden biri olan Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde (MIT) yüksek lisans ve doktora çalışmasını yaptı. Şu an 33 yaşında ve Northwestern Üniversitesi McCormick Mühendislik Fakültesi’nde doçent olarak görevini sürdüren Sinan Keten ile başarısının sırrını, aldığı ödülü ve çalışmalarını konuştuk...

Ödülden nasıl haberiniz oldu?

Beyaz Saray’dan ödül için seçildiğime dair bir email geldi. Daha sonra ise basında liste yayınlandı. 2014’te aday olarak gösterilmiştim ama sonuçlar ancak belli oluyor. Umudumu kesmiştim demeyeyim ama ne yalan söyleyeyim ödülü unutmuştum. Ofise gidip böyle bir haber almak çok şaşırtıcı.

Ödülden bahsedebilir misiniz pek?

Biraz şans gerekiyor. O kadar çok başarılı araştırmacı ve profesör var ki... size daha önce fon sağlayan kuruluşlar, sizi ödül için aday gösterebiliyorlar. Adaylık kriterlerinde ise yaptığınız araştırmanın başarısı, topluma katkısı, eğitim alanındaki çalışmalar gözönüne alınıp cv nize bakılarak karar veriliyor. Daha önce Deniz Kuvvetleri’nde ödül almıştım. Başarının sırrı ne diye sorarsanız eğer, kendim için söylüyorum iyi okullarda okumak ve farklı alanlarda çalışmam. Ben daha önce deprem inşaat mühendisliğinde araştırmalar yaptım, doktorada ise örümcek ipeği ile ilgili araştırmalar yaptım. Örümcek ipeği-örümcek ağı en dayanıklı  malzemelerden biri. Küçük bir örümcek ipliğini kırmak için çelikten daha kuvvetli bir malzeme gerekiyor. Oradan temel ve malzeme birimlerine, oradan da polimer ve bio malzemeleri araştırmalarına yöneldim. Herkesin gittiği yoldan değil farklı bir yoldan gitmek istedim. 

Genç Bilim İnsanları ve Mühendisler Başkanlık Kariyer Ödülü ile onurlandırıldınız. Yüzbinlerce akademisyenden sadece 102’si bu ödüle layık görüldü. Ve siz bunlardan birisiniz. Neler hissettiniz?

Çok gurur duydum ve sevindim. Türkiye’de farklı çevrelerden pek çok tebrik mesajı geldi ve güzel haberler yapıldı. Çok mutlu oldum ve herkese çok teşekkür ediyorum. Doktora çalışmalarımı da sayarsak yaklaşık on seneyi aşkın bir süredir ABD’de biyomalzemeler ve polimerlerin bilgisayarlar aracılığı ile tasarlanması, doğada bulunan malzemelerin daha iyi anlaşılması için çalışmalar yapıyordum. Bu çalışmalar akademik çevreler tarafından yakından takip ediliyordu ancak bu ödülün daha geniş bir tabanda görünürlüğümüzü oldukça arttıracağını düşünüyorum. Bu ödül doktora çalışmalarını yapmak için dünyanın farklı köşelerinden gelip araştırma grubumuza katılmış olan öğrencilere imkan sağlayacak. Hesaplamalı malzeme bilimi dediğimiz, deneysel metotlara göreceli olarak yeni olan bu alanın gelişmesine faydalı olacak. 

Beyaz Saray’dan ödül alacak kadar nasıl başarılı oldunuz?

Eğitime çok önem veren bir ailem olduğu ve en iyi okullarda okuma fırsatı bulduğum için çok şanslı olduğumu düşünüyorum ve bunun başarımın temeli olduğuna inanıyorum. Bu anlamda edindiğim donanımı kullanarak insanlığa faydalı olmayı ve öğrendiklerimi bir sonraki nesile aktarmayı çok önemsiyorum. 

Massachusetts Institute of Technology’de doktora çalışmalarım sırasında örümcek ipeğinin neden çok kuvvetli bir malzeme olduğunu açıklayan çalışmalarım oldukça ilgi çekmişti, teorik modellerim sonraki yıllarda ipek ve doğadaki başka proteinlerden elde edilen biyomalzemelerin tasarımına yol gösterdi. Doktoradan hemen sonra Northwestern Üniversitesi’nde 2010 yılında Yar. Doç. olarak görevime başladım ve kısa sürede polimer ve biyomalzemelerin hesaplamalı malzeme bilimi konusunda dünyada takdir edilen gruplardan biri olduk. 2011 yılında Beyaz Saray tarafından oluşturulan Malzemelerin Genomu Girişimi hesaplamalı malzeme bilimi konusunda bize güzel imkanlar sağladı. Ulusal Bilim Vakfı ve Savunma Bakanlığı tarafından proje ve ödüller aldık. Şu an ekibimiz yaklaşık 15 kişi, çoğunlukla doktora öğrencilerinden oluşuyor. Dünyanın en seçkin öğrencilerden oluşan bu ekibin başarımızın temeli olduğu konusunda şüphem yok, onlar olmadan bunların hiç biri gerçekleşemezdi. 

Bu başarınızda yanlız değilsiniz yani?

Elbette... Bana bu güne kadar bir şeyler öğretmek için emek sarf eden, kendimi geliştirmeme yardımcı olan, bana yol gösteren herkese; bu anlamda en öncelikle aileme ve değerli hocalarıma ve arkadaşlarıma atfediyorum...  

“Çok etkileyici çalışmalarından dolayı bu sıra dışı bilim adamları ve mühendisleri kutluyorum” dedi ABD’nin görev süresi dolan eski Başkanı Obama. Nasıl sıra dışı başarılı bilim adamı oldunuz?

Sıra dışı çok hoş bir kelime, aslında bilim demek zaten alışılmışın dışında işlerle uğraşmak değil midir? Kimsenin cevabını bilmediği soruları cevaplamak, uzun vadede insanoğluna faydası olabilecek şeyleri keşfetmek için çabalıyoruz. Kişisel olarak hep kendime kimsenin gitmediği bir yol bulmak için uğraştım. Sanırım bu sebepten İnşaat Mühendisliği’nde başlayan eğitimim biyomalzemelere kadar uzanan ve pek de çizgisel olmayan bir güzergah takip etti. Disiplinlerarası çalışıyor olmam da uzun süredir anlaşılmayan bazı problemlere farklı bir bakış açısı geliştirmemi kolaylaştırdı. Ekip olarak önemli bir konu bulduğumuzda başlangıçta her ne kadar o konuya hakim olmasak da aklımıza koyduktan sonra faydalı bir sonuç üretebileceğimizden asla şüphe etmedik. Bu sayede örümcek ipeğinin neden bu kadar dayanıklı olduğu, neden temel özellikleri birbirine yakın olan polimerlerin nanoteknoloji ile üretilen elektronik cihazlarda farklı yapısal performans gösterdiğini, nanosellüloz gibi doğadan elde edebileceğimiz malzemelerin kompozitlerini nasıl hesaplamalı olarak tasarlayabileceğimizi,  hücrelerimizin dengesini sağlayan nano boyuttaki su kanallarından esinlenmiş deniz suyu arıtma filtrelerinin nasıl tasarlanabileceği gibi geniş bir yelpazede ilgi çekici makaleler yazabildik. 

Nano yapılı polimetrik ve biyomoleküler alanlarında araştırmalar yapıyorsunuz. Bunu bizim anlıyacağımız dilden biraz anlatabilir misiniz lütfen?

Polimerler küçük moleküllerin birbirlerine tekrarlar halinde eklenmesiyle oluşan çok uzun zincirli moleküllerden oluşan malzemelere denir. Gündelik hayatta karşılaştığımız pek çok madde polimerik yapıya sahiptir. Giydiğimiz kıyafetler, üzerine yazı yazdığımız kağıt, gözlüğümüzün camı, hatta yediğimiz yemekler bile aslında polimer olarak sınıflandırılabilir. Doğadaki polimerlerin pek çoğuna biyomoleküller diyoruz, DNA, dokumuzu oluşturan proteinler örnek gösterilebilir. Bizim araştırmalarımız hem doğada bulunan hem de sentetik olarak üretilen polimerik malzemelerin performansını arttırarak kullanım alanlarını genişletmeyi hedefliyor. Bunun için de bilgisayarlar aracılığı ile maddenin yapı taşlarını bir genetik mühendisinin canlılara yaptığı gibi değiştirip hızlı ve ucuz bir biçimde daha iyi sonuçlar elde etmeye çalışıyoruz. Örneğin normalde kağıt yapımında kullanılan hamurdan elde edilen nanoselluloz dediğimiz, saç telinin kalınlığından neredeyse bin kat daha ince parçacıkları kullanarak kırılmayan gözlük camı yapabileceğimizi hayal ediyoruz. Yeni malzemelerin, özellikle moleküller boyutunda yapısı çok karmaşık olan biyomalzemelerin ve kompozitlerin tasarımı onlarca yıl sürebiliyor ve keşif sürecinde deneyler çok masraflı olabiliyor. Elimizdeki hesap yöntemleri şu an hala bazı deneyleri tümüyle atlamak için yetersiz ancak bunların gelişmesiyle bu süreci bilgisayarla kısaltabilir ve maliyetini düşürebiliriz. Hesaplamalı bilimler bu konuda müthiş öneme sahip çünkü normalde yapamayacağınız veya gözlemleyemeyeceğiniz bir deneyi, ya da daha yer yüzünde olmayan bir malzemeyi bilgisayarda canlandırıp özelliklerini inceleyebiliyorsunuz. Sonra deneysel çalışan gruplarla birlikte bu fikirleri gerçekleştiriyoruz. 

Boğaziçi Üniversitesi mezunusunuz. Neden Türkiye’de eğitim ve çalışmalarınıza devam etmediniz?

MIT ve Northwestern dünyada parmakla sayılacak kadar az derecede seçkin eğitim kurumları. Buralardaki imkanlar, eğitim felsefesi, insanların dünya görüşü oldukça farklı diyebiliriz. Sadece Türkiye değil dünyanın hiçbir yerinde olmayan olanaklar karşınıza çıkıyor. Dünyanın her yerinden ultra zeki ve çalışkan dostlar ve iş arkadaşları ediniyorsunuz, gece gündüz birlikte çalışıp hayallerinizi gerçekleştiriyorsunuz. Gerçekten güzel ve özel bir ortam olduğunu düşünüyorum. 

ABD’ye gelmek isteyen gençlere önerileriniz neledir?

Kendilerini geliştirmek için çok çalışsınlar. Kısa yolu seçmesinler, dürüst olsunlar ve kolaya kaçmasınlar. Okudukları ve duydukları şeyleri sorgulamaya önem versinler. Kimsenin onlara neyi becerip beceremeyeceklerini söylemesine etmesine izin vermesinler, yılmasınlar. Kendilerini ve yaptıkları işi pozitif ayrıştıran özelliklere ağırlıklarını verirken çok yönlü olmaya da önem verirlerse daha mutlu ve daha başarılı olabilirler.

Sinan Keten Kimdir?

Sanırım akademik kariyerimle ilgili bilgileri paylaştım. Daha öncesinden bahsedeyim. İstanbul’da doğdum ve büyüdüm. Orta ve Liseyi ablam ile birlikte Robert Kolej’de okudum, aynı okuldan mezun annemin özellikle o yıllarda bana emeği çoktur. Ailem benim başarılı ve mutlu olmam için bütün imkan ve vakitlerini seferber ettiler, başarımı en çok onlara borçluyum. Rahmetli anneannem, ben çok küçükken gözlük taktığım için bana hep profesör derdi, akademisyen olunca kendini doğrulayan bir kehanet oldu bu. Orta okul, lise ve Boğaziçi’nde bateri ve spora bolca vakit ayırdım. MIT de caz orkestrasında çaldım ve küçük bir müzik bursu sayesinde doktoram boyunca okul dışında caz davulu eğitimi aldım ve irili ufaklı pek çok grupla konserler verdim. Hem teknik ve hem de yaratıcı zeka ile ilgili konularda gelişim sağlamama imkan veren okullarda okuduğum için şanslı olduğumu ve bunun eğitimin önemli bir parçası olduğunu düşünüyorum. 

Son söz sizin buyrun..

Çalıştığımız konularla ilgilenenler bizi keten-group Twitter adresinden https://twitter.com/ketengroup  veya http://www.keten-group.northwestern.edu adresinden takip edebilirler. Türkiye’deki bilimle ilgilen herkese ve tabii özellikle gençlere sevgilerimi sunuyorum ve başarılar diliyorum. Bize fikir danışmak isterlerse asla çekinmesinler, yardımcı olabilirsem mutluluk duyarım.