ABD yönetimi, AKP iktidarına ve Türkiye'ye ateş püskürüyor. Devletlerarası olması gereken ilişkiler, çekinilmeden basının önünde tartışılıyor ve Türkiye alenen suçlanıyor!?..

Dinmeyen ABD öfkesi nedir?

Türk Milleti'nin ABD nefreti...

Milletimizin nefreti durup dururken oluşmadı.

Türk milleti, bir cihan imparatorluğunun torunlarıdır. Bu millet, itilmeyi kakılmayı ve küçük düşürülmeyi hazmedemez.

Bu bizim genlerimize işlenmiş bir yaşam ve algılama tarzıdır.

ABD gemileri, Osmanlı'nın verdiği fermanlarla Cebelitarık'tan Akdeniz’e girebiliyordu...

Kore'de, ABD birliğini imha olmaktan kahraman Türk Ordusu canı pahasına kurtarmıştı.

Yıllarca Sovyetlere karşı kalkan olarak kullanıldık.

1962'de U-2 casus uçaklarının uçuşu, Küba krizi, Türkiye'nin kolayca poker masasına sürülebilecek değersiz bir müttefik sendromunu yaşamasına neden olmuştu.

Ama her şeye rağmen Türk Milleti, ABD'yi dost olarak görmeye çalıştı.

1974 Kıbrıs harekâtımız bardağı taşıran damla olmuştu.

Lozan'dan sonra Türkiye kararlı ve dik başlı olarak tüm batının karşısına dikildi.

Bu tarihten sonra Türkiye'yi çökertme planları hızla uygulamaya kondu.

Yıllarca süren ambargolar yaşadık.

Savaş uçaklarımızın lastikleri ve yakıtı ancak ithalat yolu ile geliyordu!?..

Ambargo kısmen aklımızı başımıza getirdi ve şimdi TAİ'de F-16'ları üretebilecek aşamaya ulaştık.

ABD'nin Irak işgalini, Türk Milleti hazmedemedi ve ABD'ye karşı olan öfke, nefrete dönüştü.

Yüzde 87'lerde seyreden ABD nefreti, son aylarda yüzde 92'lere çıktı.

ABD bir de komşusu Meksika'ya baksın!?

Meksikalılar neden ABD'den nefret ediyor?

ABD her şeyden önce bu sorunun cevabını arasın.

Meksika Devlet Başkanı Vicente Fox, ABD Başkanı George W. Bush'un çiftlik arkadaşı ama, ülkesinde Amerikan düşmanlığı öylesine büyük ki, iki ülke milli futbol takımlarının maçında bile "Usame" diye tezahürat yapılıyor, sokaklarda Amerikan bayrakları yakılmaya çalışılıyor.

Mexico City'nin ünlü Azteca stadyumunda Meksika ile ABD arasında oynanan Dünya Kupası eleme grubu maçı öncesinde çalan Amerikan milli marşı, yuh, ıslık ve "Usame" sesleri arasında kayboldu. 100 bin kişilik stadı tıka basa dolduran Meksikalı taraftarlar "Usame! Usame!" diye tezahürat yaptılar.

Aza sahip olan değil, çok isteyen fakirdir.

Seneca