Amerika ile son zamanlarda gündemden düşmeyen S-400 krizine dair Emekli Albay Coşkun Başbuğ ile konuştuk..

Geçtiğimiz gülerde ABD Hava Kuvvetleri Genel Sekreteri Heather Wilson’un Türkiye’nin S400 almaktan vazgeçebileceğine dair açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Anadolu’da yaygın bir atasözü şöyle der; “Gönül sohbet ister kahve bahane.’ Bu sözü Türk Amerikan ilişkisine uyarlarsak şöyle diyebiliriz. “Amerika kriz ister S-400 bahane.”

Evet olaylara geniş pencereden bakarsak Amerika Türkiye’nin S-400 alımında haklı olduğunu ve asla vazgeçmeyeceğini adı gibi biliyor. Bu konuda ki tehditlerinin bir işe yaramayacağının farkında. Ancak buna rağmen yaygara koparmaktan da asla vazgeçmiyor. Peki neden? Burada bizler tarafından esas cevabı aranması gereken soru bu. Amerika neden bu konuyu sürekli gündemde tutmak istiyor. Esasen bu kısır döngü içindeki yaygaradan Amerika şunları hedefliyor; Amerikanın en büyük korkusu bu satışın domino etkisi yaratması ve diğer ülkelerede sıçraması. Bu ekonomik olarak Amerika da ciddi yaralar açacak ve tamiratı zor hasarlara neden olacaktır. 

İkinci büyük korkusu ise savunma sanayindeki pazarı Rusya’ya kaptırması.  

Üçüncü ve son olarak Amerika S-400 konusunda olan gelişmeleri gelecekte Türkiye’ye karşı bir koz olarak kullanabilmek  için sürekli bu konuyu büyütüyor. yoksa Amerika bu konudan dönüş olmadığını çok iyi biliyor. 

Türkiye bu tehditlere boyun eğer mi, ne dersiniz? 

Türkiye asla boyun eğmez ve bu projeden asla vazgeçmez. Çünkü Hava savunma zafiyetimiz hayati meselemizdir ve bu  nedenle muhtemelen de temmuz ayında S-400’ ler Türkiye'de konuşlanacaktır.

 

Bu konuda ABD’nin Türkiye’ye söz söyleme ayar verme hakkı var mı Allah aşkına? 

Olayları tarafsız bir gözle inceleyin, Amerika'nın bu konuda söz söylemeye asla hakkı olmadığını  rahatlıkla görebilirsiniz çünkü Türkiye hava savunma  konusunda ki zafiyetini gidermek için ilk olarak Amerika'nın kapısını çalmıştır. Ancak sözde müttefikimiz Amerika bu talebi görmezden gelmiş ve bu konuda Türkiye’yi çaresiz bırakarak adeta Rusya ile işbirliğine zorlamıştır

S 400’lerle patriotları kıyasladığınızda S 400’lerin patriotlara oranla bir çok üstün özelliği olduğunu görürsünüz. gerek menzil gerek fiyat gerek teknoloji transferi konusunda S400 uzak ara önde. Dolayısıyla Türkiye bu konuda da büyük bir avantaj yakalamış durumda. Bu nedenle Gerek fiyat gerek teknik özellikleri konusunda iyi bir alışveriş olduğu kanaatindeyim.

 

Patriot alım projesi yattı mı peki? 

Asla!!  Türkiye şartları kabul edilirse patriot alımına da sıcak bakıyor. Özellikle böylesi hassas konularda tek taraflı bağımlılık risklidir. Yarın rusya ile ne olacağını kimse kestiremez. Ancak bu konuda bazı taleplerimiz var. Öncelikle teknoloji transferi, ortak üretim. Sonrasında makul fiyat ve kredilendirme. Ancak Amerika bınların hiçbirine yanaşmıyor

F-35 projesi ve NATO tehdidi işler mi?

Bunlarında hepsi birer kuru tehdit, komik blöfler. Amerika Türkiye’yi NATO dan çıkarmayı bırakın uygulamayı aklından dahi geçiremez. Aksi takdirde bu NATO’nun dağılması ve PESCO’nun kurulması demektir. Ama NATO ama PESCO yanına Türkiye’yi almadan hiç bir varlık gösteremez. F-35 konusu da aynı. Türkiyenin bu projeden dışlanması projenin sonu demektir. Siz bakmayın İsrail’in ben bu açığı kapatırım söylemlerine. Bunlar ucuz yahudi kurnazlığı. F-35 projesinde Türkiye diğer ülkelerle kıyaslanamayacak derecede görevler üstlendi gerek üretim gerek bakım konusunda. Zaten pilotların Amerika’daki eğitimi başlamıştı geçtiğimiz gümlerde bakım ekibininde eğitimleri başladı. Gördüğünüz gibi planlanan faaliyetler tıkır tıkır işliyor Anadolu deyimiyle kervan yürüyor..