Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) seçimlere bir buçuk ay kaldı. Önce koronavirüs daha sonra polis şiddetine yönelik protestolar derken ülkede seçim heyecanı geç de olsa resmen başladı.

ABD’de başkanlık seçimleri 4 yılda bir yapılırken, daha yaygın adıyla Kongre olarak bilinen parlamento seçimleri iki yılda bir yapılır. Dolayısıyla her başkanlık seçimi döneminde Kongre seçimleri de yapılırken, “ara seçimler” denilen dönemlerde sadece Kongre seçimleri yapılır. Temsilciler Meclisi üyelerinin tamamı iki yıllığına seçilirken Senato üyelerinin üçte biri, halkı altı yıllığına temsil etmek üzere Washington’a gönderilir. Dolayısıyla Senato üyeleri altı yılda bütün üyelerini seçimlerle yenilemiş olur.

ABD'de 59. başkanlık seçimleri, gerek koronavirüs salgını ve gerekse posta yoluyla oy kullanma tartışmalarının gölgesinde 3 Kasım Salı günü yapılacak.

Koronavirüsten dolayı ülkede diğer seçimlere benzemeyen farklı bir atmosfer var. 2020 seçimlerinde postayla oy kullanılması gündemde.


156 yıllık postayla oy kullanma geleneği

1864 başkanlık seçiminde, iç savaşta cephedeki asker oy kullanabilsin diye başlatılan posta yoluyla oy kullanma imkanı, şu sıralar koronavirüsten dolayı hiç olmadığı kadar revaçta. Yeni olmayan bu yöntemle hali hazırda 2016 başkanlık seçimlerinde 35 milyona yakın kişi posta yoluyla oy kullandı. ABD Başkanı Donald Trump ise posta yoluyla oy kullanmaya karşı. Oyların çalınabileceğini her fırsatta dile getiriyor. Bundan 156 sene önce Demokratlar da komutanların oyları değiştireceği iddiasıyla posta yoluyla oy kullanmaya karşı çıkmıştı. 3 Kasım'da yapılacak seçimler için Trump'ın seçmenlere mesajı net: protesto için sokaklara çıkıyorsanız oy kullanmak için de çıkabilirsiniz. Trump, posta yoluyla oy kullanmanın seçimlerde hileye yol açacağı ve Demokratların işine yarayacağına dair daha önce de birçok iddiada bulunmuştu.


Trump seçmenleri iki kez oy kullanmaya çağırdı

Trump postayla oy kullananların bir de sandığa giderek ilk oylarının sayılıp sayılmadığını test etmelerini, eğer oyları sayılmadıysa sandıkta da oy kullanmalarını istedi. Fakat iki kere oy kullanmak yasa dışı. Başkanlık seçimlerinde iki kere oy kullanan biri tespit edildiği takdirde oyu geçersiz sayılıp, ömür boyu oy kullanma hakkı elinden alınabilir.


29 Eylül’de Trump ve Biden karşı karşıya gelecek

Sokaklarda seçim heyecanını yaşayamayan Amerikalılar için iki başkan adayının tv ekranlarında karşılaşmaları büyük önem taşıyor. İlk tartışma programı 29 Eylül Salı günü gerçekleşecek. Peki bu programlar seçmenin kararını etkileyecek mi? 2016’daki başkanlık seçimi öncesi Trump’la Hillary Clinton arasındaki tartışma programını yaklaşık 84 milyon kişi izlemişti. Bu rakam ülkede oy veren nüfusun nerdeyse üçte birini oluşturuyordu. Bu açıdan bakıldığında büyük bir kitleye ulaşıldığını söylemek mümkün. 3 Kasım seçimlerinde virüs yüzünden halkla buluşamayan iki adayın programdaki performansları seçmenler nezdinde hiç olmadığı kadar önemli olacak.


Anketlerde Biden önde

Demokrat aday Joe Biden neredeyse tüm anketlerde yüzde 7 ile 10 puan Trump’ın önünde görünüyor. Fakat anketler ne kadar güvenilir? 2016’da Trump’ın rakibi Hillary Clinton’ı hatırlayalım. Clinton ülke genelinde rakibinden 3 milyon fazla oy almasına rağmen Trump kritik eyaletleri kazanarak toplam 304 delegeyle başkan olmuştu. ABD’de seçim kanunları gereği  en çok oyu alan aday değil, toplam 538 delegenin yarıdan bir fazlasına, yani 270 delegeye ulaşan aday kazanıyor. Peki 538 rakamı nereden geliyor? Amerika'daki 50 eyaletin ikişer senatör hakkı var bu 100 delege demek. Yine her eyaletin nüfusuna göre belirlenmiş delege sayısı var. Ne kadar çok nüfus o kadar çok delege. Bu da nüfusu yüksek olan eyaletlerin, başkan seçiminde daha belirleyici rol üstlenmesine neden oluyor. Seçici Kurul'da en fazla delegeye sahip eyalet 55 sandalye ile California. 50 eyalette toplam 435 kongre üyesi bulunuyor. Kalan 3 kişi ise eyalet olarak sayılmayan başkent Washington DC’den.

ABD'nin kuruluş döneminde getirilen bu sistem, ülke genelindeki tüm seçmenlerin ortak iradesinin adil bir şekilde Beyaz Saray'a yansıtılmasını amaçlıyor. Nüfusu yoğun olan bazı büyük eyaletlerin tek başına seçim sonuçlarını belirleyemediği, bazen küçük bir eyaletin dahi başkanın seçilmesinde kritik rol oynayabildiği bir delege sistemi işliyor.

2020 Başkanlık seçimlerinde swing state yani salıncak eyaletler olan Florida, Michigan, Wisconsin, Pennsylvania, North Carolina ve Arizona seçimlerin kaderini belirleyecek.


Bloomberg’den Biden'a dev bağış

Kasım ayındaki seçimler için Demokrat Parti’den aday adayı olan hatta kampanyalar için 1 milyar dolar harcayan ancak daha sonra yarıştan çekilen Michael Bloomberg, Biden’ın Florida’yı kazanması için 100 milyon dolar harcayacak.


Seçimlerde sandığa gitme oranı düşük

ABD’de seçimlere katılım diğer ülkelere oranla oldukça düşük. Başkanlık seçimlerine katılım %50 civarında seyrederken ara seçimlerde bu oran %30’lara düşüyor. Son dönemde hem seçmen kayıtlarında hem de seçime katılma oranlarında artma eğilimi görülse de bu oranlar hâlâ %50 dolaylarında.

Peki oy verme oranları neden düşük? En temel neden Amerikan vatandaşları doğrudan seçmen olamıyorlar. Oy verme için bir kayıt sistemi var.  Her eyalette farklı uygulamaları bulunan bu kayıt sistemi nedeniyle birçok Amerikan vatandaşı seçmen kartlarını almadıkları için sandığa gitmiyor ya da gidemiyor. İkinci bir neden sürekli bir seçim ortamının bulunması.

Daha seçici davranan vatandaşlar da sadece gerçekten önemli olduğunu düşündükleri seçimlere katılmaya özen gösteriyor. Örneğin başkanlık seçimlerine katılım daha fazla iken Kongre seçimlerine olan katılım daha düşük. Bir diğeri neden  henüz sabit bir yerde ikamet etmeyen ve/veya eğitimini sürdüren gençlerin seçimlere katılmaması. Son belki de en yaygın sebep, seçimlerin haftasonu değil iş günlerinde yapılması. Salı günü yapılan seçimlerde pek çok çalışan işini bırakamadığı için sandığa gidemiyor.


Seçim sonucunu tahmin etmek için henüz çok erken

ABD seçimleri için bir buçuk ay uzun bir süre. 3 Kasım’a kadar olan süreçte yaşanacaklar çok önemli. Mesela ne koronavirüs ne de protestolar öngörülen gelişmeler değildi. ABD seçimlerinin tarihine bakıldığı zaman son 1 hafta her zaman kritik olmuştur. Ayrıca Amerikalılar için en önemli kriterin ekonomik veriler olduğunu unutmamakta fayda var.