MAKALE: KAZAKİSTAN CUMHURİYETİ CUMHRBAŞKANI KASIM-JOMART TOKAYEV 


 ABAY

Bu yıl Abay Kunanbayulı’nın doğumunun 175. yıl dönümü. Milletimizin yüce evladının doğum yıl dönümünü layıkıyla kutlamak için özel komisyon kurulup hazırlık çalışmalarına başlatıldı. Ulusal ve uluslararası düzeyde büyük etkinliklerin düzenlenmesi öngörülmekte. Ancak bunu yapmadaki amacımız sadece kutlama değil, ufkumuzu genişletip manevi bakımdan gelişmektir.

Abay Kunanbayulı’nın bir bilge, düşünür, şair, eğitimci, yeni millî edebiyatın kurucusu, tercüman, besteci olarak ülke tarihinde ebedî iz bıraktığı kesindir. Bilgenin şiirleri ile kara sözlerine (nasihatlerine) Kazak millî kimlik ve yapısı, yaşam tarzı, dünya görüşü, mizacı, iç dünyası, dini, anlayışı, dili, ruhu yansımış olup daha sonra Abay Dünyası adını bulan eşsiz olgu meydana gelmiştir.

Geçen yıl Abay şiirlerini okuma yarışması yapıldı. Laylim adlı kız öğrencinin başlattığı ulusal kampanyaya ben de katıldım. Öğrencilerden ülkenin önde gelenlerine kadar herkes, hatta dünyaca tanınan şahıslar tarafından ilgi duyulan bu kampanya birkaç ay devam etti.

Bunun sayesinde tüm Kazakistan, Abay mirasını bir daha incelemiş oldu. Bu, Abay’a karşı saygının göstergesi ve kuşaklara iyi eğitim verme yöntemidir. Abay şiirlerini okuma kampanyasının bu yıl, şairin yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde tekrar canlanacağından eminim.

Ulusumuzun Lideri Nursultan Nazarbayev’in “Geleceğe Doğru Yol: Manevi Yenilenme” adlı makalesinde toplumsal zihniyeti tekrar canlandırmanın önemi hakkında yazıldı. Millî zihniyeti koruma ve onu zamanla uygun hâle getirme devlet düzeyinde öneme sahip meseleye dönüştü. Zira zihniyeti canlandırmakla XXI. yüzyılda ülkemizi hızlı bir şekilde geliştirmek mümkün olabilecektir.

Bu konuda Abay mirasının çok yarar sağlayacağını düşünüyorum. Yüce şairin eserleri günümüzde de önemini kaybetmiş değildir. Abay’ın düşünce ve tezleri hepimiz için her zaman manevi besin olabilecek niteliktedir.

Bundan dolayı milletimizin manevi yenileme işinde Abay’ın eserlerini temel alarak verimli kullanma konusunu bir daha düşünce eleğinden geçirmesi gerekmektedir.

Ben bu makalede Abay sözlerinin bugün için önemi, Abay eserlerinden milletimizin ne tür ibret alması gerektiği hakkındaki düşüncelerimle paylaşmak isterim.

 KAZAKİSTAN CUMHURİYETİ CUMHRBAŞKANI KASIM-JOMART TOKAYEV 

MİLL KİMLİK ÖRNEĞİ 

Yenilenme, geçmişi yitirip yeni değerlere başlatma anlamına gelmez.

Hakikatte bu millî mirasımızı bugünkü olumlu süreçlerle uyumlu bir biçimde geliştirmeyi öngören bir olgudur. Bu bağlamda Abay’ı atlamamız mümkün değildir. Çünkü büyük düşünür bundan yüz yıldan fazla zaman önce milleti yenilemeye, canlandırmaya, yeni yaşama uyum sağlamaya davet etmiştir.

Elbası Nazarbayev’in “Dönemler değişerek dünyanın şekli değişse de halkımızın Abay’a karşı duyduğu sevgi değişmeyecek, aksine zaman geçtikçe büyüklüğünün bilinmeyen yönlerini ortaya çıkararak yeni sırlarıyla beslenecektir.

Abay, milleti ile ebediyen birlikte yaşayacak, yüzyıllarca Kazak ülkesini ve milletini zirvelerin doruklarına çıkarmaya devam edecektir” ibretli sözleri şair mirasının ebedî vasiyet olarak değerlendirildiğini net göstermektedir.

Abay’ın eserlerine dikkatle bakacak olursak onun daima halkının ve yurdunun ilerlemesini, gelişmesini can-ı gönülden arzuladığını, bunun öğüt ve nasihatini yaptığını fark ederiz. Gelişmenin temelinin eğitim ve bilimde bulunduğu herkese malumdur. Abay, Kazak milletinin durmadan okumasını, öğrenmesini her şeyiyle istemiştir. “Bilgin olmadan övünme” diyerek eğitim görmeden başarılara ulaşmanın mümkün olmadığını belirtir. “Bilgiyi satarak mal ve mülk arayacak değiliz” görüşünü ileri sürerek halkın ve ülkenin zengin olması için eğitim görmesi, bilimi öğrenmesi gerektiğine dikkatleri çeker. Yüce Abay’ın “Çıkar düşünme, şerefini düşün. Fazlasını öğrenmeye gayret et” tezini bu açıdan anlamamız gerekmektedir.

Bu tezler şimdi de çok günceldir. Hatta eskisinden daha da önemlidir. Zira ХХІ. Yüzyıl’daki bilimin amacının zirvelere çıkmak, büyük başarılar için çabalamak olduğuna şahit olmaktayız.

Bizim görevimiz ise önde gidenlerin peşinde değil, sırasında olmaktır.

Bunun için öncelikle eğitimi çağdaş döneme uygun olarak geliştirmek gerekir. Bu amaç doğrultusunda kapsamlı çalışmalar yapılmasına rağmen ülkemizin eğitim sisteminde hâlâ kusurlar söz konusudur. Eğitimi geliştirme yöntemlerini seçim öncesindeki programımda ve geçen sene Ağustos ayında düzenlenen konferansta net açıklamıştım.

Eğitimci Statüsü Hakkındaki Yasa’nın kabul edilmesi de bu yönde yapılmakta olan olumlu girişimlerden biridir. Bu, kaliteli eğitim verme işini geliştirmek için atılan somut adımdır. Hangi toplum olursa olsun öğretmenin toplumda önemli bir yeri mevcuttur. Öğretmenler eğitimli ve bilinçli nesiller yetiştirmede çok mühim rol üstlenirler. Öğretmene saygı göstermek, değerini bilmek hepimizin görevidir. Bundan dolayı devlet, eğitim görevlilerinin itibarını yükseltmeli, rahat çalışmaları için gerekli koşullar sağlanmalıdır.

Abay’ın en çok öğütlemek istediği konulardan biri dil öğrenmektir. Şair yirmi beşinci kara sözünde yabancı dil öğrenmenin insanlara getirisinin ne olacağı üzerinde dururken: “Bir milletin dilini ve ilmini bilen kişi onunla eşitlik davasına girebilir, yalvarıp yakarmak zorunda da kalmaz” der. Demek ki kendimizden ileri milletle aynı seviyede olmak istersek onun dilini öğrenmemiz önemlidir.

Mevcut yeni tarihî durumda hepimizin ana dilimizin gelişmesine, tanıtılmasına önem vererek seviyesini yükseltmemiz gerekir. Ayrıca İngilizce öğrenmeye de öncelik vermeliyiz. Gençlerimiz ne kadar çok dil bilirse o kadar geniş imkâna sahip olurlar. Ancak onların ana dilini bilmesine büyük önem verilmelidir. Yetişmekte olan nesil, Abay’ın dediği gibi bilimi tam kazanmış, kendi diline saygı duyan ve birkaç dilde iyi konuşan bireyler olduğunda şüphesiz ki milletimize sadece yarar sağlayacaklardır.

Günümüzde dünya her gün değil, her saat değişmekte. Hangi alan olursa olursa yeni görevler ve yükümlülükler ister. Bilimdeki yeni gelişmeler insanı ilerilere taşır. Sadece zekâ ve düşüncelerle ilerlenecek dönem gelmiştir. Yeni devir kervanına katılıp ilerlemek için zihinlerin açık olmasını sağlamamız gerekir. Bu adım, medeniyetin iyi örneklerini ulusal çıkarlarla uygunlaştırmayı ister. Böyle durumlarda kendimizin köhne, ilerlememize engel olan alışkanlıklarımızdan vazgeçmeliyiz.

Abay’ın bazı davranışlardan dolayı canı sıkılıp “Derin düşünce, derin ilim aramaz. Yalan ve gıybettir hep işi” diyerek sürekli eleştirel bakış sergilemesinin nedeni budur.

Şair, halkına çeşitli hüner kazanma öğütleri verir. Bunun dönemin talepleri olduğunu iyice anlayıp milletine önden seslenmiştir. Hatta bugünlerde dile getirilen entelektüel millet oluşturma düşüncesinin Abay’dan başladığını söylemek pek mümkündür. Büyük düşünür, her kelimesiyle milletin ufkunu genişletmeyi amaçlamıştır.

Bu yüzden Abay’ı derin tanımaya önem vermemiz gerekmektedir. Abay’ı tanımak, insanın kendi kendini tanımasıdır. İnsanın kendi kendini tanıması ve daima gelişmesi, eğitim ve bilime öncelik vermesi ise olgunlaşmaktır. Entelektüel millet dediğimiz işte budur. Bundan dolayı Abay’ın sözleri nesle yön gösterecek bir Demirkazığa dönüşmelidir.

Abay, her Kazak çocuğunu yurtsever olarak yetiştirmeye davet etti. Abay’ın eserleri, vatanseverlik mektebi, ülkeye ve halka değer vermenin temelidir. Bu yüzden vatandaşlarımızın eğitimli olmasını istersek Abay’ı okumaktan, şiirlerini ezberlemeden usanmamalıyız.

Biz ülkemizi, milletimizi Abay gibi sevmeliyiz. Yüce şair, milletinin kusurlarını çok eleştirse de güttüğü tek amaç, Kazak milletini, halkını ilerilere taşımak olmuştur.

Abay’ın zengin eserleri Kazak milletini yeni nitelikte oluşturmaya hizmet eder. Şairin eserlerindeki düşünce ve tezler her gençte milletine, ülkesine ve toprağına karşı vatanseverlik duygu ve sevgisini aşılar. Bu yüzden bilge Abay’ın eserlerinin özünü genç neslin zihnine aşılamak, hayati besin kaynağına dönüştürmek milleti yenilemeye götürecek önemli adımlardan olacaktır.

DEVLET İŞİ ÇIKARI YANLISI  

Biz, egemen ülke olarak gelişip kalkınmak için devletçilik yapımızı güçlendirmeliyiz.

Yasanın üstünlüğünün ve toplum kurallarına uymanın herkesin birer görevi olduğunu anlamak gerekir. Halkın iktidara saygı duymaması devletçilik yapımız için büyük kusur olacaktır. Bundan dolayı vatandaşlara, özellikle gençlere devlete saygı duymanın önemi anlatılmalıdır. Bu konuda dikkatleri tekrar Abay’ın eserlerine çevirmek yerinde olur.

Yüce şair eserlerinde milletin çıkarlarını öne çıkarıp millî birliği yüceltti.

Abay, adaletli bir toplum kurma düşüncesini ortaya koydu. Öyleyse Abay’ın görüşleri ХХІ. Yüzyıl’daki Kazakistan toplumu ve halkın birlik ve beraberliği açısından çok değerli. Bilge Abay’ın tutumları uygar devlet prensipleri ile uyum sağlar. Ancak yasanın üstün, yönetimin şeffaf ve halka hesap verme işinin yüksek seviyede olması, vatandaşların devlet işine aktif bir şekilde katılması durumunda adalet net bir şekilde sağlanabilir.

Benim “Halkın Sesine Kulak Asan Devlet” başlıklı kavram kâğıdım, sözünü ettiğim adaletli toplum fikrini geliştirmek amacıyla sunuldu. İktidar ile toplum arasındaki yapıcı diyalog, devlete karşı duyulan güveni arttıracaktır. Hükümet üyeleri, bakanlar ve valiler, devlet meseleleri ile toplumsal öneme sahip meselelerde kararlar alırken vatandaşların önerileri ile isteklerini göz önünde bulundurmalıdırlar. Bunu Abay’ın belirttiği adaletli toplumu oluşturmanın ön koşulu olarak bilirim.

Yüce şair, “Mühim meclis kayboldu, Millet fısıltıya geçti” sözlerini boşuna söylememiştir. Ülkeyi yönetenlerden hoşnut olmadıklarını fark ettirir.

“Fısıltıdan başka işi yok, işe becerisi yok” yurttaşlarımızın sayısının artmaması için iktidarın her zaman halkın sesine kulak vermesi şarttır. Güncel konuların devlet ve vatandaş tarafından birlikte ele alınması, çözüm bulması amacıyla Milli Toplumsal Güven Konseyi oluşturduk. Konseyin çalışmalarının verimli olması için üyeleriyle görüşmekte, çalışmalarını hep takip etmekteyim.

Abay eserlerinde meritokrasi meselelerine de büyük önem verilir. Şair, insanı statüsüne göre değil, isteği ile emeğine göre değerlendirmiştir. Yüce şair, Kazak gençlerine yol göstererek kılavuzluk etmiştir.

Hâli hazırda Kazakistan’da siyasi yenilenme süreci devam etmekte. Elbası’nın destekleriyle yönetime genç yöneticiler gelmeye başladı. Buna bakmaksızın ülkemizin köklü siyasi değişime ihtiyaç duyduğu düşüncesi sık dile getirilmekte. Ancak bu konuda millî anlaşmaya varmak, devletin imkânlarını gerçek değerlendirmek ve üstlenilen göreve sorumlulukla bakmak çok önemlidir.

“Değişim” diye bas bas bağıranlar, ülkemizin geleceğini kestirmekten uzak olup, populist düşünce ve görüşlere dayanırlar.

Popülizm, dünyada olumsuz bir politika olarak bilinmekte. Dünyanın farklı köşelerinden net stratejisi olmayan, yalın sloganlarla yönetime gelmek isteyen grupların sesleri sık yükselmekte. Bunun gibi şamatayı seven insanlar hakkında Abay: “Yalın sözle kudurtup, Gider bir gün ortada bırakıp” der. Gerçekten de bu süreç hangi ülkeyi olursa olsun geride bırakacak, millî birliği zayıflatacak tehlikeli bir süreçtir.

Bize Abay’ın dediği gibi böbürlenmek, başkaları hor, kendimizi yüce görmek, dava peşine düşmek hiç yakışmaz. Her adımımızı net basarak dünyada ve ülkemizde meydana gelmekte olan olayları akılla tahlil edebilmeliyiz. İstikrarımızla kalkınmamızın güvencesi niteliğindeki uyum ve birliği her şeyden üstün tutmak gerekir. Devletin çıkarını gözetecek olursak önce geçmişle günümüz arasındaki bağı korumayı, dökülen terle verilen emeklerin boşa gitmemesini düşünelim.

Ancak böyle bir siyaset yürütmekle stratejik amaçlarımızın hepsine ulaşıp Kazakistan’ı ilerlemiş devletler sırasına katabileceğiz.

YENİ TOPLUM YANLISI  

Yeni Kazakistan’ın özünü yeni toplumun oluşturacağı kesindir. Bu bağlamda öncelikle ulusumuzun değer ve kıymetini arttırarak halkımızın rekabet gücünü geliştirmeye öncelik vermeliyiz. Ayrıca toplumun gelişmesine engel olan, birlik ve beraberliğimize zarar veren olumsuz özelliklerimizden kurtulmalıyız.

Bugün bazı dünya aydınları klasik kapitalizmin krize uğradığı uyarısında bulunup geleceğine şüphe ile bakarlar.

Zira dünyada zenginle fakir, bilgiliyle cahil, şehirle köy arasındaki mesafe artmıştır. Bu sürecin hızı zaman geçtikçe artmaktadır. Ticaret sadece çıkar gözetirken bilgililer farklı çevre oluşturdu, her biri sadece kendisi için sorumluluk yüklenir oldu.

Şehirler hızla büyüyüp kalkınırken küçük yerleşim birimlerinin kalkınması duraksadı.

Bilim insanlarına göre bunların hepsine sosyal sorumluluğun zayıflaması sebep olmakta.

Sosyal sorumluk nasıl yerine getirilir? Elbette bu kolay iş değil. Bu çetin meselenin çözümünü Abay’ın “Tam İnsan” formulünden aramak yerinde olacaktır. “Tam İnsan”, İngilizcedeki “A man of integrity” kavramına denk gelir. Bu, çok bilgili, kendine güvenen, iyilik ve hayra çabalayan insan tasviridir. Bugün yaygınlaşmakta olan bu kavramı Abay, daha on dokuzuncu yüzyılda açıklamıştır.

İnsan yaşamı olduğu gibi çeşitli ilişkilerden oluşur. Aksi takdirde insan toplumdan kopuk kalır. İlişkiler ise mutlaka karşılıklı sorumluluk meydana getirir. Bu sorumluluk kendi başının çıkarlarını yüksek tutan bencillik belirdiğinde sarsılır. Bundan dolayı Abay: “Aklı, gayreti ve kalbi birlikte tut. O zaman başkalardan farklı olursun” diyerek insanın parlak zekâ ve büyük gayretten başka sıcak kalbe ihtiyaç duyduğunu söyler.

Şair bu üç kavramı daima birlikte ele alır, ilk ikisinin kalbe tabii olması gerektiği düşüncesini taşır. Bu, Kazak halkının hayati felsefesidir.

Bunun gibi anlayış ve kavrayışla yaşam süren halkımız, kendisi zor durumdayken başka ulus temsilcilerini bağrına basmıştır. Kendisi yiyecek sıkıntısı çekerken bir dilim ekmeğini paylaşarak yemeyi farz bilmiştir. Daima büyüğe saygı, küçüğe sevgi, sürünenle yıkılana tutamak ve dayanak olabilmiştir. Bu değerleri yüceltip nesillerden nesillere ulaştırmak suretiyle halkımız millet olarak yaşama devam etmek için var gücüyle çabalamıştır.

Bizim, Abay’ın “Tam insan” tezini tekrar incelemiz gerekir. Bilim insanlarımız bu yönde yeni araştırmalar yapmalıdırlar. “Tam insan” kavramının aslında yaşamımızın her alanının, kamu yönetimi ile eğitim sisteminin, ticaret ve aile kurumlarının temel direğine dönüşmesi gerektiği kanaatindeyim.

Abay eserlerine konu olan meselerden biri başkasının sırtından geçinmeyle mücadeledir. Şair, vurdumduymaz olmamaya, eğlence peşine düşmemeye, uyanık olmaya davet eder. Sürekli çalışarak gelişmeyi uygun bulur. Uygun davranışın tasa ve sıkıntıyı gidereceğini ispatlayıp başkasına yük olmayla mücadelenin psikolojik yönleri üzerinde durur. Bugün sık dile getirilen duygusal zekâya da dikkatleri çeker. Övünme ve başkasına yük olma psikolojisinden kurtularak gayretle çalışma, bilgi arayışında bulunma nasihatleri verir.

Abay’ın şiirlerindeki “Usanmadan çalışırsan doyar karnın dilenmeden”, “Karnın tokluğu, işin yokluğu azdırır insanoğlunu”, “Kendine güven, emek ve akıl ikisi seni her sıkıntıdan kurtarır” gibi çok değerli düşünceleri hepimiz biliriz. Herkes bu özet mesajları zihnine sıkıca yerleştirerek durmadan çalışmalı ve dürüst emekleriyle çevresine örnek olmalıdır.

Halkımız emeğin kıymetini iyi bilir. Ebeveynimizin savaş cepheleri için yaptıkları ağır çalışmaların büyük güce dönüştüğünü hiç unutmadık. Bugün de sıradan emek sahiplerinin örnek teşkil eden pek çok çalışmalarına şahit olmaktayız. Bundan kısa zaman önce onların bir kısmına devlet ödülü takdim edildi.

Her şeyden önemlisi bugünkü barış döneminde her vatandaşın kendi emeğinin ülke ekonomisini kalkındırmada doğrudan etkili olduğunu anlamasıdır.

Abay’ın kendi döneminin iş ve çalışma teşvikkârı olduğunu söylemek mümkündür. Büyük düşünür eserlerinde işiyle kazanç sağlayanları, çalışkanlık becerileri edinme alışkanlıklarını örnek gösterir. Yaşam seviyesini yükseltmek için yeni çalışma yöntemleri edinmeye çağırır. Girişimciliği, iş dürüstlüğünü üstün görür. Örneğin onuncu nasihatini “Üşenmeden çalışsa, bıkmadan arasa, uygun bir iş yapsa, kim zengin olmaz?” diye özetler.

Abay’ın fikrine göre para kazanmak için el sanatı öğrenmek gerekir. Nitekim, para tükenir, el sanatı tükenmez (otuz üçüncü söz). Yüce şairin bu düşüncelerinin çağdaş Kazakistan toplumu için de geçerli olduğu kanaatindeyim. Bu yüzden biz, ham maddeye bağımlı olma psikolojisinden kurtulmayı, küçük ve orta ölçekli girişimleri mümkün olduğunca geliştirmeyi önceliklerimizden olarak belirledik.

DÜNYA KÜLTÜRÜNÜN BÜYÜK ŞAHSİYETİ   

Günümüzde medeniyetli devletlerin neredeyse tamamı ortaya çıkardıkları büyük şahsiyetleriyle övünebilir. Onların arasında politikacılar, devlet ve fikir adamları, komutanlar, şair ve yazarlar, sanat ve kültür insanları yer alır. Kazak milletinin de büyük şahsiyetleri az değil. Onların arasında Abay’ın farklı bir yeri mevcuttur. Ancak biz büyük düşünürümüzü dünyaya gerekli düzeyde tanıtamamaktayız. 

Ben uzun yıllar süren diplomatik görevlerimde başka ülkelerin politikacılarıyla, çeşitli alandan uzmanlarıyla çok sık görüşme imkânına sahip oldum. Yabancı ülke vatandaşlarıyla insanoğluna ortak bir çok önemli sorun üzerine konuşup fikir alışverişinde bulunarak görüşlerimi belirtirdim. Genel olarak, onlar Kazakistan’ın siyasi ve ekonomik başarıları konusunda iyi bilgi sahibidirler. Ama manevi ve kültürel değerlerimiz konusunda yeterli bilgi sahibi değiller. Bunun üzerine “Kazakların millî kimliğini, kültürünü neden Abay vasıtasıyla tanıtmıyoruz?” sorusu ortaya çıkar.

Bilge Abay, Kazak coğrafyasında yetişen ve dünyaca tanınan ünlü bir düşünürdür. O, tüm insanoğluna akıl ve fikir ürününü armağan etti.

Abay’ın şairlik gücünün derin kök ve kaynaklarını inceleyen araştırmacılarımız onun Kazak folklorundan, Doğu ve Batı’nın söz sanatlarından, Rus edebiyatından, tarihî eserlerden beslenmiş olduğunu belirtirler.

Abay’ın doğa üstü dehası onun din hakkındaki görüşlerinden de açıkça görülür. O, “Allah’ın kendisi de gerçek, sözü de gerçek. Gerçek söz hiç bir zaman yalan olmaz.” der. Onun bu kanıya Doğu ve Batı filozoflarının eserlerini derinlemesine öğrenerek, araştırarak, inceleyerek vardığı açıktır. O, otuz yedinci sözünde  Allah’la ilgili görüş ve düşüncelerini tam olarak belirtir. 

Abay’ın manevi dünya görüşünü değerlendiren ilahiyatçı filozof bilim insanları onun eserlerindeki “Kamil Müslüman” kavramına ayrıca dikkat çekerler. Onun eserlerindeki “Kamil Mülüman” kavramı sadece Kazaklarla ilgili olarak değil, bütün İslam dünyasıyla ilgili olarak söylenmiş olmalı. İşte, bizim büyük düşünürümüz Abay, bilge Abay dünya düzeyinde söz konusu dinî bakış açısıyla yücelmeye devam edecek bir şahsiyettir. 

Başkentimizde geleneksel olarak semavi ve geleneksel dinlerin liderlerini bir araya getiren kongre düzenlediğmizi biliyorsunuz. Bu tür etkinliklerin amacı ile bilge Abay’ın ilkeleri arasında bir uyum vardır. 

Şairin bütün insanoğlunun manevi dünyasının temizliğini korumaya yönelik çabaları düşündürücüdür. 

M. Avezov’un “Abay Yolu” romanı ile Abay tipi, edebî bir tip olarak dünya edebiyatında yerini almıştır. Ama bu, Abay’ı öğrenmenin, tanımanın sadece bir yönüdür. Gerçek Abay’ı, şair Abay’ı tanımak için onun şiirleri ve kara sözlerinde belirtilen fikir düşüncelerinin önemi ortaya çıkarılmalıdır. Onun eserleri dünyanın başlıca dillerine aslı korunarak güzel bir şekilde tercüme edilmeli. Şimdilik, bunu tamamen başarmış olduğumuz söylenemez. Millî şairlerin eserlerini başka dillere tercüme etmek kolay değil. Çünkü tercümanın da söz konusu düşünürün düzeyinde bir yetenek sahibi olması gerekir. Bizim Abay üzerine araştırmalar yapan bilim insanlarımız, dilcilerimiz ve ilgi duyan vatandaşlarımız bu konuya özellikle önem vermelidirler.

Elbası Nursultan Nazarbayev: “Abay, Kazak halkının manevi hazinesine büyük katkılarda bulunan bir bilge olmakla birlikte, Kazakların ulusallaşması uğruna büyük emek veren bir düşünürdür.

Abay, dünya bilgeleri arasında yer alan olağanüstü bir şahsiyettir.” demişti. Gerçekten de, bilge şairin eserleri sadece Kazakların değil, bütün insanoğlunun maneviyatını zenginleştirecek bir düzeydedir. Çünkü Abay’ın eserlerinin muhtevası insanoğlunun ortak manevi değerleriyle doludur. Onun kara sözleri dünya halklarının ortak değeri sayılır. Bu, klasik tarzdaki öğretici fikir düşüncelerinden bir demettir. Özlü söz, öğretici söz, vecizeler diye adlandırılmasına rağmen, bunlar edebiyatta özel bir türü oluşturur.  

Abay kara sözlerinde insanoğluna ortak mirasları yüceltmekle birlikte, manevi zirvelere doğru yol alarak uzakları hedeflediğini gösterir. Onun nasihatlerinin temeli: insani değerler, kültür ve iyiliktir. Bilge Abay’ın nasihatlerine eşdeğer bir eser aramaya koyulursak Fransız düşünürü Montaigne’nin yazıları akla gelir. Montaigne, kendi kimliği ve insan doğası üzerine daha çok dururken Abay’ın kara sözlerinin temel misyonu düşünmek, düşünmeye sevk etmek, amacı ilkeye dönüştürmektir. Bu da büyük bilgenin kara sözlerinin çok değerli bir eser olduğunu gösterir. 

Dünya kültüründe Abay’ı ne kadar çok tanıtabilirsek milletimizin itibarını da o kadar artırmış oluruz. Günümüz kürselleşme ve bilgi işlem teknolojileri döneminde Abay’ın sözleri herkesi düşündürmeli. 

Dünya genelinde bilim ve eğitimin çeşitli alanlarını geliştirmeye büyük katkılarda bulunan ve bütün insanoğluna ortak düşünürler olarak tanınan şahsiyetler var. Örneğin Çin söz konusu olunca Lao Tsi ve Konfüçyüs, Rusya söz konusu olunca Dostoyevskiy ve Tolstoy, Fransa söz konusu olunca Voltaire ve Rousseau hemen akla gelir. Bunun gibi Kazakistan denilince yabancıların hemen Abay’ın ismini söyleyebilecekleri bir düzeye ulaşmalıyız. Başka milletlerin “Kazaklar, Abay’ın mensup olduğu millettir” diye saygı duyması bizi onurlandıracaktır. 

Abay’ı ne kadar översek yakışır. Onun örnek yaşamı ve güzel eserleri sadece Kazakların değil, bütün dünyanın örnek alacağı niteliktedir. Abay’ın insan ve toplum, bilim ve eğitim, din ve gelenek, doğa ve çevre, devlet ve yönetim, dil ve ilişki hakkındaki düşünceleri yüzyıllar geçse de değerini kaybetmeyecektir.  Çünkü şairin miras bıraktığı eserler, tüm insanlığa manevi besin değerindedir. 

Kazak ülkesi var oldukça Abay ismi de yücelmeye devam edecektir. Onun özlü sözlerini manevi değerlerimiz olarak yüksek tutarsak modern dünyada ülkemizin de itibarı artmaya devam edecektir. 

Her şeyden önce, Abay’ı halkımızın bir değeri olarak öne çıkarmalı ve tanıtmalıyız. Medeniyetli ülkelerin Kazakların millî kimliğini, kültürü ve edebiyatını, manevi düzeyini dünya genelinde tanınmış büyük evlatlarının tanınırlık derecesine göre değerlendireceğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Dolayısıyla, Abay’ı çağdaş Kazakistan’ın bir markası olarak dünyaya geniş çapta tanıtmak gerekir. Bu, genç nesillerimizin kutsal bir vazifesidir.

BÜYÜK KUTLAMALARDAN ALACAĞIMIZ İBRET  

Biz, millî şuurumuzu yeniden canlandırmak ve rekabet gücüne sahip bir millet oluşturmak istersek Abay’ın eserlerini dikkatle okumamız gerekir. Onun toplumdaki çeşitli olay ve süreçlere ilişkin görüşleri günümüz Kazakistan için de geçerlidir. Sadece kendi çağının değil, şimdiki toplumumuzun da gerçeklerini ortaya koyan Abay, ulusal ülkümüzün değişmez bir kutup yıldızıdır. 

Her Kazak’ın evinin üst köşesinde dombıra bulunsun diye bir sloganımızın bulunduğu herkesçe bilinir. Bunun gibi her evde Abay’ın kitapları ve Muhtar Avezov’un “Abay Yolu” romanı da bulunmalı diye düşünmekteyim. 

Gelecek nesiller Abay’ın yolunu devam ettirmeli. Bu ise, büyük şairin hayalinin gerçekleşmesi anlamına gelir. Bundan dolayı, biz, hem Abay’ın düşüncelerinden hem de düzenleyeceğimiz kutlama etkinliklerinden ders almalıyız. 

Bu yıl Abay’ın doğumunun 175. Yıldönümü dolayısıyla uluslararası ve ulusal düzeyinde 500’i aşkın etkinlik düzenlenecek. Bunların arasında Ağustos ayında Semey şehrinde UNESCO ile birlikte organize edilecek “Abay Mirası ve Dünya Maneviyatı” konulu uluslararası bilimsel ve uygulamalı konferans başlıca etkinlik olacak. Bunun yanı sıra, Ekim ayında Nur-Sultan’da “Abay ve Manevi Uyanış” konulu uluslararası bir konferans tertiplenecek. Bu etkinliklerde Abay şahsiyeti ve mirası detaylı olarak incelenerek onun eserlerinden XXI.Yüzyıl’ın çağdaş Kazakistan şartlarında yararlanma yolları ele alınacaktır.  

Önemli projelerden biri de büyük şairin eserlerinin 10 dile tercüme edilip yayınlanmasıdır. Abay’ın eserleri tam olarak İngiliz, Arap, Japon, İspanyol, İtalyan, Çin, Alman, Rus, Türk ve Fransız dillerine tercüme edilecek. Şairin hayatı, miras bıraktığı eserler ve Kazak kültürünü geliştirmedeki rolü hakkında birkaç belgesel ve “Abay” dizisi çekilecek. 

Şairin doğum yıl dönümünü kutlama etkinlikleri sanat alanına da yansıyacak. Ülke ve uluslararası düzeyde tiyatro ve müzik festivalleri düzenlenecek. Bu yılın ödülleri Abay’ın eserlerine ithaf edilecek. Edebiyat ve sanat alanındaki başarılı eserlere verilen devlet ödülüne artık “Abay Devlet Ödülü” adı verilecek. 

Abay’ın şahsiyeti ve mirasıyla ilgili etkinlikler yurtdışında da devamını bulacak. Rusya, Fransa, İngiltere ve diğer ülkelerdeki Kazakistan Büyükelçilikleri bünyesinde “Abay Merkezi” bölümlerinin kurulması planlanmakta. Bu kültürel etklinlikleri israfa yol vermeden düzenlemek gerekir. 

Doğu Kazakistan Bölgesi Akşokı yerleşim birimindeki Kunanbay Öskenbayulı’nın sülalesine ait mezarlık restore edilip düzenlenecektir. 

Bununla birlikte, Abay’ı daha geniş çapta tanıtmak için Hükümetin aşağıdaki etinkinlikleri ele alması gerekir diye düşünmekteyim:

Semey bölgesi, Kazak tarihindeki kutsal bölgelerden biridir. Bundan dolayı, ülkenin manevi gelişmesinde önemli yeri bulunan Semey şehrinin tarihî bir merkez olarak belirlenmesi yerinde olacaktır. Büyük Abay ve Şakarim’in, Muhtar Avezov’un doğduğu topraklar özel saygıya layıktır. Dolayısıyla, söz konusu şehri sosyal ve ekonomik yönde kapsamlı bir şekilde geliştirerek orada bulunan tarihî ve kültürel mekânları yeni taleplere uygun bir şekilde yenilememiz gerekir. Hükümete bunlarla ilgili işlemleri yerine getirme talimatı veriyorum. 

Doğum yıl dönümü kutlamaları kapsamında Abay’ın kutsal mekânı olan ünlü Jidebay’ı bayındırlaştırarak büyük şairin ruhunu ziyaret etmeye gelecek halk için uygun duruma getirilmesini sağlamalıyız. 

Bununla birlikte, Abay’ın Jiydebay-Börili Devlet Tarihî-Kültürel ve Edebî-Anıtsal Koru-Müzesi’ne önem vererek ilmî ve tanıtıcı çalışmaların yapılacağı bir merkeze dönüştürmek lazım olacak.

Jiydebay’da müze yapılmak üzere Abay Mirası adlı yeni bir bina inşa edilmesi gerekir. 

1918’de Semey’de Muhtar Avezov ve Jüsipbek Aymavutov’un temelini attığı, 1992’de yeniden yayımlanmaya başlayan Abay Dergisi devlet tarafından desteklenmeli. 

Söz konusu ve diğer etkinlikler, büyük Abay’a karşı derin saygımızın ifadesi olarak ve onun zengin mirasını tanıtmak için yapılacaktır. Öyle ise, bütün Kazakistan halkını söz konusu çalışmalara aktif bir şekilde katılmaya davet ediyorum.

  *   *   *

Biz, Abay’ın doğumunun 175. Yıldönümü kutlamalarına toplumsal bilinci uyandıracak, bir ülke, bir halk olarak gelişmememize yeni hız kazandıracak bir etkinlik olarak büyük önem vermekteyiz.

Bu kutlama etkinliklerindeki başlıca amacımız, milletimizin büyük üstadlarına karşı olan minnet borcunu ödemesidir. Abay’la ilgili sınav, bizim için ağır ve büyük bir sınav olacaktır. 

Elbasımızın önayak olması, halkımız destek vermesi ile büyük işleri başardık. Dünyanın önde gelen 50 ülkesi arasında yer almayı hedefledik, bu hedefimize süresinden önce ulaştık. 

Dünyanın önde gelen otuz ülkesi arasında yer almayı hedefledik, bu hedefimize de ulaşacağız. Bu hedefimize ulaşmada bize Abay mirası yardımcı olacaktır. Artık önem vermemiz gereken husus, “Abay’ın yardımını anlayabildik mi, inceleyebildik mi?” sorularıdır.

Büyük şahsiyetin doğum yıldönümünü kutlama etkinlikleri, karşımızdaki büyük görevi şerefle yerine getirmenin yolunu aramaya itmelidir. Her vatandaşın bu kutlamalardan önce ülkemiz, devletimiz hakkında derinlemesine düşünüp taşınmasını arzularız. Abay bize neleri emanet etti? Abay bizden neleri yapmamızı istedi? Abay bizden neyi beklemişti? Abay halkının hangi işine sevinmişti? Onu sevindiren işlerimizden bir şeyler öğrenebildik mi? Abay Kazakların hangi işinden dolayı üzülmüştü? Onun sevmeyip üzüldüğü işlerden uzak durabildik mi? Başkası bir yana, şairin dediği beş asil işi gerçekleştirip beş düşmanı kendimizden uzaklaştırabildik mi? diye düşünürsek, bir çok şeyi öğrenmiş, anlamış oluruz. 

Abay mirası, bizim bir ulus olarak birleşmemizi, ülke olarak gelişmemizi sağlayacak kutsal bir değerdir.

Genel olarak, yaşamın her alanında Abay’ın aklıyla hareket eder ve dediğini yaparsak bir ulus olarak itibarımız artacak, bir devlet olarak hedef ülkümüze ulaşacağımız muhakkaktır. 

Abay’ın hayali, halkın hayalidir. Halkın hayali ve emanetini yerine getirmek için hiç bir şeyimizi esirgememeliyiz. Abay’ın öğüt nasihatleri ve öğretileri XXI. Yüzyıl’da Kazakistan’ı zirvelere taşıyacaktır.     

Türkiye Türkçesine Aktaran: Elmira Kaljanova, Uluslararası Türk Akademisi Uzmanı

Makaleyi Türkçe’ye aktaran Uluslararası Türk akademisine teşekkür ederiz....