Bu yaz Kazakistan’da «ASTANA» Uluslararası Finans Merkezi’nin (AUFM) resmi tanıtımı yapılacak. Platform, fiilen övünebilecek başarılara sahip. Başlangıçta ütopik olarak görünen proje, kesin bir başarı kazandı ve Astana’nın yeni Hong Kong veya Londra olabileceği ortaya çıktı.

Başlangıç olarak, AUFM’ın ne olduğunu açıklamak gerekir. Başka platformlara eş olarak, menkul kıymetler ve altına yönelik uluslararası anlaşmaların büyük bir kısmında yer alan dünyaca ünlü şirketlerin temsilcilikleri, bankalar, uzman kredi finans kurumları burada toplanmıştır. AUFM, herhangi bir şirketin hisselerini yerleştirebileceği, yatırımcıların ise yatırım yapmaları için istediği aracı seçebileceği bir platformdur. Bunun karşılığında Kazakistan, böyle bir yapının organizatörü olarak, yatırımlar, teknoloji, mali işlemlerden avantaj ve en önemlisi imaj elde edecektir.

İleri teknoloji şirketlerinin anlaşmalarında uzmanlaşmış Nasdaq borsası ve dünyada en büyük yatırım bankalarından Goldman Sachs gibi finans dünyasının devleri AUFM’ın stratejik ortakları ve hissedarları olmuştur. Bunun yanı sıra, platforma ilk kayıt yaptıranlardan biri, kendi çapında dünyada en büyük olan Çin Geliştirme Bankası’dır. Bir projeye katılmak için bu tür yapıların kesin bir talep listesi olması gerektiğini anlamak gerekir ki, AUFM bu taleplere uygundur.

2018 yılının sonuna kadar AUFM platformuna yaklaşık 100 şirket, planlara göre 2019 yılında en az 250 şirket ve 2020 yılının sonuna kadar yaklaşık 500 şirket kayıt olacaktır. İlaveten, coğrafi konumu itibariyle, AUFM Avrupa, Asya, Orta Asya, Kafkas, Yakın Doğu ülkeleri için bir finans merkezi olacaktır. Kazakistan’ın AUFM projesini gerçekleştirmesi konusunda ne kadar ciddi olduğunu anlamak için, Cumhuriyet ekonomisini genişletmeye yönelik olarak Finans Merkezinin büyük stratejinin bir bölümü olduğunu hesaba katmak gerekir. Bunu oluşturma fikri, ilk kriz dalgasında, dünya ekonomisi büyümesinin duraksaması ve petrol fiyatının düşmesi esnasında ortaya çıktı. Kazakistan, ekonomiyi yeni sarsıntılardan koruması gerektiğini anlamıştı. En doğru karar, yabancı sermaye getirmekti. Bu planda AUFM, kesin başarı getirecek yöntem olacaktır.

Yani bu Kazakistan için sadece imaj projesi olmayıp, Milli siyasetin istikameti, Ekonomiyi sabitleme ve vatandaşların refahını yükseltmeye yönelik stratejik bir plandır. O yüzden finans platformu hazırlama işine Cumhuriyet iktidarının yaklaşımı, bir temel oldu. Ve ortaklar elbette ki bunu anlamaktadır. Moskova’da benzer bir merkez açılmasına rağmen, mükellef olup, platformda sermayesini yerleştirmek isteyen Rus şirketlerinin arasında AUFM büyük ilgi toplamıştır. Fakat Ruslar Astana’ya daha çok güveniyor. İşte bu, kalitenin göstergesidir.

Astana’ya yabancı iş adamlarının ilgisini anlamak kolay. Ülke içinde yatırımcıların faaliyetine ilişkin dolaylı veya direk bağlı tüm süreçler oldukça basitleştirilmiştir. Evrakları hazırlama, işleme sokma, tüm bu işleri aynı yerde Kazakistan temsilcileri yapmaktadır. Bunun yanı sıra, temsilciler hedef müşteri ile onların dilinde konuşmaktadır: tüm vergi ve gümrük işlemleri İngilizce’ye çevrilmiştir. Kazakistan’da yatırımcılara yönelik indirimli vergi rejimi ve İngiliz hukuku esaslı bağımsız mali mahkeme sunulmuştur. Bu uygulamalara, her biri ayrı ayrı olmak üzere başka finans kurumlarında da rastlanır. Esasında AUFM onların en iyilerini bir araya toplamıştır.

Siyasi istikrar, kriz döneminde bile sağlam ekonomi, ortaklarla elverişli şekilde iş yapma ve genel olarak misafirperverliği sayesinde daha önce de yatırımcılar tarafından şımartılan Kazakistan, önemli seviyede yatırım kapasitesini genişletebilir ve kendisi için tamamen yeni faaliyet yönünü geliştirebilir. Astana’nın beklentisine göre, AUFM’ın var olması sayesinde birikim etkisi, 2028 yılında 40 milyar doları geçebilir.

Tabii, bu projeyi tamamen gerçekleştirmek ve bu rakamlara ulaşmak gereklidir, fakat bunu Kazakistan’ın başaracağı şüphesiz. Başlangıçta eleştiri, kuşku ve anlaşmazlığa yol açmasına rağmen, Cumhuriyetin ve iktidarın nazarında, başarılı bir şekilde gerçekleştirilen bir proje mevcut ve ülkenin yeni başkenti Astana. Herkesin bildiği konforlu, sıcak Almatı’dan iklim olarak soğuk ve az kişinin bildiği Astana’ya başkenti taşıma fikrini başlangıçta herkes şaka olarak algıladı. Sonra şehrin oluşumu en az 40-50 sene sonra gerçekleşir diye düşündüler. Bu sene Astana 20’inci yılını kutluyor.

Astana, bitaraf olarak Cenevre’den daha başarılı olarak Suriye görüşmelerinin platformu oldu ve Astana, Uluslararası EXPO fuarının yapıldığı yer. Astana, Bilim ve Teknoloji ile ilgili Fikri Mülkiyet Nesneleri zirvesinin yapıldığı şehir, Astana 1999 yılından beri ilk Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı zirvesinin gerçekleştiği platform. Saymaya devam edebiliriz. Astana başkent olmayı, yüksek teknolojiye sahip büyük şehir olmayı, tüm dünyanın dikkatini üzerine çeken merkez olmayı başardı. Neden Avrasya’nın Finans Merkezi de olmasın ki?

Kemal TANER Orta Asya Uzmanı, Bağımsız Gazeteci