23 Nisan 1920, ilk meclisin açılış tarihi; Mili egemenliğin kayıtsız ve şartsız millete verildiği gün… 

23 Nisanda açılan TBMM; bu günkü devletimizin asli kurucu iktidarıdır. Bu iktidar yeni devlete hukuki, siyasi statüsünü kazandıran, Saltanatı kaldıran, egemenlik hakkını millete veren, milli ordumuzu yöneten ve kurtuluş savaşımızı kazanan meclistir. 

Köhnemiş, işgalciler önünde diz çökmüş, halkına ve tarihine ihanet içinde kalmış bir devletin yerine Anadolu bozkırının tam ortasında kendi öz evlatlarının iradesiyle ve tüm ulusu niteleyen Türkiye Cumhuriyeti adıyla kurulan tam bağımsız ve özgür devletimizi kuran bu meclistir. 

Yıllardır Milli Bayramlarımızı o veya bu nedenle kutlamamızı engellemeye çalışanlarla mücadele ettik ve kazandık.  

Milli Egemenlik öyle bir ışıktır ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, yok olur. Biz bunların bilincinde bir Ulusuz.

Atatürkçü düşünceyi yani demokrasiyi, barışı, aydınlanmayı, aklın ve bilimin yolunu, Cumhuriyeti savunan biz Mustafa Kemal’in Askerleri; yıllardır Cumhuriyet düşmanları ile mücadele ettik. Bugün de aynı mücadele azmi ve kararlılığı içindeyiz.

Başkanlık ve Anayasa değişikliği diyorlardı ve değiştirmek için referanduma gidildi. Sonuç; yüzde ellinin kabulü olmadan anayasa referandumu kabul görmüş oldu.

Anayasa Değişikliği paketinde gördüğümüz birçok şeyin bizce en önemlisi Rejim değişikliği, bölünme ve egemenliğin tek adama devri idi. Bunu tüm vatandaşlarımıza anlatmaya çalıştık. Propaganda sürecinde, seçimde sandık başında orantısız bir güçle karşı karşıyaydık.  Sonuçlar açıklanması sürecinde de sonuçlara orantısız bu gücün müdahil olduğunu kaygı ile gördük ve yaşadık.

Tüm baskılara rağmen Cumhuriyete gönül vermiş insanlar bu referandumu kazanmışlardır. Cumhuriyet ve egemenlik adına birçok demokratik kitle örgütü, oda, sendika, siyasi parti, aktivistler bir araya gelmiş biz olmayı başarmışlardır. Biz bizi bu referandum sayesinde tekrar kazandık ve bir olduk dik olduk.

2019 yerel ve genel seçimleri; tek adam rejimimi yoksa Atatürk’ün kurduğu Laik, demokratik, parlamenter, sosyal hukuk devletimi diyeceğimiz son dönemeç dedik ama 2019 da by-pass oldu ve 24 Haziran seçimleri ile karşı karşıyayız. 16 Nisan da kabul gören Anayasa Değişikliği bu seçim ile hayat bulacak.

Olağanüstü koşullar altında geçecek bu süreçte, olağan koşullar varmış gibi olağan politikalar üretemeyiz. Mücadele siyasi partiler arasında değil, Cumhuriyetle-Karşı devrim/emperyalizm arasındadır. Bu bilinçle, siyasi parti kimlikleri öne çıkarılmadan, Cumhuriyetçi tabanı birbirine kilitleyecek ortak değerlerden sapmadan, fiili ya da yasal ittifaklar kurarak "birlikte" yeniden Cumhuriyetin kurucu felsefesindeki ilkelerin kazanması için çalışmalıyız.

Türk Halkına güvenmeliyiz ve yeterince bilgilendirmeliyiz. Çünkü halkımız bilgilendirildiğinde doğru kararı veriyor.

"Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" şiarıyla bütünleşerek mücadele eden, cumhuriyetin temelini, ilkelerini yaşam biçimi haline getirmiş olan halkın gücünü göz ardı edenler başarılı olamazlar. 

Ülkemizi yeniden mutlu, geleceğe güvenle bakan özgür insanların ülkesi haline getirecek program ve ilkeler, Mustafa Kemal Atatürk'ün eseri olan Cumhuriyetimizin kurucu felsefesinde vardır. Yapacağımız tek iş, bu köklere sıkı sıkı sarılmaktan ibarettir.

Atatürk ilke ve devrimlerine karşı bölücü, yıkıcı ve gerici çevrelerce sürdürülen açık ve örtülü savaşımın hüsrana ve yenilgiye uğrayacağına olan inancımızı çocuklarımızın ve gençlerimizin aydınlık yüzlerinde görmenin sevinci içindeyiz. Ancak biliyoruz ki tüm bu boş çabalar ilk meclis ruhunu asla söndüremeyecek ve ülkemizin vefa duygusu yüksek halkınca geriye püskürtülecektir.

Ulusal Egemenlik ve çocuk bayramımızın coşkusunu bu boş gayretler değil ama her gün bir yenisini duyduğumuz çocuk taciz ve suistimal haberleri ne yazık ki gölgelemektedir. TBMM açılış tarihi olan 23 Nisan öksüz, yetim ve korunmaya muhtaç çocukların şahsında tüm Türk çocuklarına hediye edilmiş ilk milli ve resmi bayram günümüzdür. 

Atatürk emekleme döneminde bir çocuk olan Cumhuriyetimizi yükseltecek ve devam ettirecek olarak; işte bu çocuklara, yani yükselen yeni nesile güvenmişti. Biz de güveniyor ve inanıyoruz.

Ülkemiz mutsuz çocuklar ülkesi imiş. Çocuklarımız yarınlarımız. İlk Milli bayrama sahip çocuklar bizim çocuklarımız. Çocuklarımızın Nice 23 Nisanları mutlu ve umutlu kutlamaları da bizlerin elinde…  Onları yarınlarının, umutlarının, aydınlık yüzlerinin çalınmasına asla izin vermeyeceğiz.

Milletin devredilemez hakkı olan egemenlik hakkı hiçbir siyasi emele, şahsa terk edilmeyecektir. Bu mücadelede en büyük umudumuz, egemenliğimizin ve bağımsızlığımızın teminatı gençliğimize, Türk çocuklarına inancımızdır tamdır. Bizde çocuklarımızın tacize uğramadığı, kadınlarımızın öldürülmediği, emeğin en yüce değer olduğu bir ülkeyi özlüyoruz. Silkelenip devrimci bir bilinçle, dayanışma içinde amaca yönelmeliyiz. Bunu 98 yıl önce yaptık. Yine yapabiliriz.

Başta şehit ve gazi çocuklarımız olmak üzere tüm çocuklarımızın ve ulusumuzun bayramı kutlu olsun derken, Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bağımsız Türkiye için canlarını feda etmiş tüm vatanseverleri saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz.