Sevgili ve değerli okuyucularım uzun dönemdir ara vermiş olduğum yazıma başlamadan önce tüm sevgili bayan arkadaşlarımın ve ayrıca bey arkadaşlarımın da eş, anne, abla ve diğer bayan yakınlarının EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ'nü kutlarım... 

Beyler şimdi size soruyorum kadınlar sizin neyiniz? 

Evet, KADINLAR Anneniz, Sevgiliniz, Kardeşiniz, Karınız (Eşiniz) kısaca tanrının yarattığı en güzel varlıklar değil mi dir? Soruma cevaba gerek duymuyorum...Çünkü; saydıklarımın hepsi değerleriniz... Beyler kadınsız bir hayat düşünebiliyor musunuz? Mümkün değil dediğinizi duyar gibiyim...çark dönebilir mi?... Biz kadınlarsız yaşam çekilmez hal almaz mı?...Daha yüzlerce soru... 

Evet; evet aradan Başımızın belası...diyenlerde çıkacaktır...Olsun başınızın içindeyiz ya... 

Kabul etmek lazım ki toplum içinde biz kadınlardan takdirle söz etmemek, hem haksızlık hem de kelimeyi yerinde doğru kullandığımı düşünerek söylüyorum nankörlük olur. 

Kadınsız bir dünya düşünmek gerçekten çok mantıksız ve şaşırtıcı olmaz mıydı? 

Ama  benim esas anlatmak istediğim şey şu: 

Biz kadınların yaşam boyu bedenlerine tutsak oldukları bilinen bir husus. Bu amaçla “Kadının sadece cinsel obje olarak görülmesi toplum adına yapılan en büyük yanlışlık"... Sizce de öyle değil mi beyler? Muhakkak kabul edende  var etmeyen de var. Ne var ki biz kadınlar bizi cinsel obje olarak görmekten vazgeçin beyler diyoruz... 

Erkek ile birlikte mutlak varlığın halifesi olma normlarını yakalayabilmiş bir kadının, mütemadiyen beden kalıpları/sınırları içinde yaşaması, yapabileceği en son şey midir acaba? Daha tonlarca soru. 

Cevaplandırılması gereken soru budur. 

Önemli olan onun hayata renk katan tabii güzelliğinin yanında fikirlerini, yeteneklerini, katılım yaptığı alanda başarı sağlayabilmesini görebilmek değil midir? 

Bu takdirde istenen/arzulanan kişiliğine bürünebilir, insan gözünde büyüyebilir. Aksi takdirde toplum içinde saygınlığını yitirir ve bir eşya muamelesi görmekten de kurtulamaz... 

Sizce de böyle midir? 

Kadınlar olarak biz öyle bir konuyuz ki, bizi ne kadar incelerseniz inceleyin her zaman yepyeniyizdir...beyler;  şimdi size küçük sırlar vereceğim...  

Biz kadınlarla iletişime geçerken çok dikkat edin, çabuk kırılırız...Hayatta en çok istediklerimiz sevdiğimiz erkek tarafından sevilmektir…Çocuk gibi davranmayı sever şımartılmaktan hoşlanırız... Ama yinede hiç birimiz çocuk muamelesi görmek istemeyiz...Söylediğimiz şeyler çocukça da olsa dikkate alınmak isteriz...Bazen çocuk gibi davranmamıza izin vereceksiniz beyler; ama asla biz kadınları bir çocuk olarak görmeyeceksiniz…Biz kadınlar vitrinde gördüğümüz indirimi görünce dayanamayız ve mıknatıs gibi vitrine yapışırız...Ne var bunda? Dolabımızda benzer pabucumuz elbisemiz olsa bile indirimde gördüğümüzü almak isteriz...Neden olmasın? Sezonda fiyatları zaten pahalıydı...Yoksa seneye sen görürsün...Siz siz olun beyler o an bunlardan aynısı dolabında var sakın demeyin, bırakın biz alış-verişimize bakalım... Biz kadınlar cevabı olmayan saçma da olsa soruları sormada müthiş akıllıyızdır... 

Elbette...Yanıta göre muamele...Maksat sizin canınızı sıkmak değil beyler...Asla kendinizi suçlu hissetmeyin...Bu durumlar biz kadınlara zevk verir…Kadınlar asla sır saklayamazmış...Hayır, ben sakladıklarını düşünüyorum...Tabii ki her daim alternatifler olacak...Sizde de yok mu? Sabah olsa da Ayşe’ye Fatma’yı çekiştirmek ister miyiz? Yoksa çatlar mıyız? Ooo...Hanımlar nasıl bir soru dediğinizi duyar gibi oldum...Evet, yapan var yapmayan var...Ne var ki...Siz sanki yapmıyorsunuz? Ooo...saymakla bitmez tanık olduklarım...her neyse...Biz kadınlar telefonla konuşmayı çok severiz... Ayol kim sevmez ki...Sanki beyler bütün gün tıp oynuyorsunuz? Külahıma anlatın siz o masalları... Durup dururken eve bir buket çiçekle gelen koca ve sevdiğimiz kişi isteriz...Evet, isteriz tabii...Manevi duygular çok değerli bizim için... 

En duygu yüklü ve değer vererek sevdiğimiz hatta gözümüzden sakındığımız partnerimizin bizi aldatma şüphesini taşır mıyız? Taşırız elbette...taşımayanlar zaten?...Ne diyeyim lay lay lommm...Neden olmasın? Efendim erkek konuşurken kadın mutlaka lafın arasına dalar konuşmaya devam edermiş...soruyorum neden olmasın? Anti parantez diyerek konuya boyut ve ekleme yapabilir sen çok konuşuyorsun ya biraz da ben konuşayım mesajı verbiliriz...Ben bunu yapıyorum...Bu seni neden zorladı? Günlük hayatın içinde hepimizde var ve de olacak...Sakıncası  mı var? Olmasın arkadaş...Sen çok konuşuyorsun...Kadınız her konuda erkeklerle eşit olmak istiyoruz...Çünkü; hepimiz insanız...Ve aynı yaşamın mücadelesi içinde adil yaşam eşitliği istiyoruz...Hata mı bu? 

Kadınız asla haksız değiliz... 

En haksız konuda olsa dahi kendimize göre nedenlerimiz muhakkak vardır beyler… Hiçbir zaman biz kadınları bütünüyle elde edemezsiniz...Kendimize ait bir dünyamız var ve orada mutlu olmaya çalışırız...Dünyamıza girecek olan kimse bizim değerlerimiz ölçüsünde değer vermeli...Yoksa yok...Oyun bozulur...Hiçbir anahtar öyle durduk yerde bizim dünyamızın kapısını açamaz...Yalnız sevgi, saygı, birliktelik, dayanışma ve el ele yürek yüreğe yaşamı gögüslemek varsa anahtara bile gerek yok. Kendiliğinden o kapı zaten açılır...Bazen yalnızlık biz kadınların sığınadır...Dinlenme ve karar verme süreci yaşarız...Karışılmasını istemeyiz...O sığınağa ne zaman girecek ve ne kadar kalacağımıza kendimiz karar veririz... 

Hey beyler çıkmaya zorlamayın! Yoksa bizi sonsuza dek kaybedersiniz… 

Anladınız siz onu...Yazılacak daha neler yok ki...Ama daha fazla sözü uzatmak istemiyor ve yazıma Şems-i Tebrizi’nin şu sözleri ile son veriyorum...

 “Kadın; bilmeyene “nefs”, bilene “nefes”tir.” 

Hey beyler; 8 Mart Dünya Kadınlar günü sevgi bahçenizde olsun ya da olmasın tüm biz kadınlara kutlu olsun...İyi ki varız hem cinslerim, ana, bacı ve eş olarak hayatın mihenk taşları olan biz kadınlar olarak... 

Saygıdeğer okuyucularım sevdiğinize kadın-erkek ne fark eder sahip çıkıp değerini verdiğiniz sağlık ve mutluluk dolu yarınlar dileğimle...  

Sevgiyle kalın...