Yaşamak için, mücadele şarttır der  Mustafa Kemal Atatürk

Yaşam; insan için gerçekten paha biçilmez bir nimettir. Bunun farkındalığına varmak çok ama çok daha önemli...  Peki nedir bu farkındalıklar?

İnsan ne için ve ne amaçla yaratılmıştır? 

Amacı ve gayesi nedir ?

İnanamak,gayret etmek ve sabretmek...

Çünkü biz insanoğluna boşuna ruh ve beden verilmedi. Yüce ALLAH insanı en güzel şekilde yaratmıştır... Ve ona Aklı, ruhu, bedeni en büyük nimetleri sunmuştur... Gerisini insanın çabasına ve gayretine sunmuştur... 

MUCİZE !!!

Yıllar önceydi bundan tam tamına 10 seneye yakın zamandı. Herşeyin yemek ve içmekten ibaret olduğunu sanırdım.. en güzel yemekleri yer üstünede yatmadan önce abur cuburlarla kendimi ödüllendirirdim. Sahne aldığımdan dolayı geceleri işim biter dayardım en güzel yemekleri mideme.. Yarınımı düşünmeksizin akılsızca hareket ederdim. Çünkü inanmıyordum bir gün bir mucizenin oluşacağına. Olmaz diyordum artık kilolu olmak kaderim. Böyle gelmiş böyle gider zannediyordum. 2012 Nisan ayının başlarıydı. Bir gün Sinema Sanatçısı ve yönetmen bir kardeşim beni telefonla aradı. Bir kaç lafın belini kırdıktan sonra Nerdesin? dedim. Bir Spor salonundayım abi dedi ? Ya benim için konuşur musun? Zayıflamak istiyorum dedim. Sağolsun hemen beni Salonun Hocalarından Nurgül Orhan (Hilmi Yavuz Hocamın eşi) ile konuşturdu. Sağ olsun o kadar güzel motive ettiki beni tamam dedim. O günü karar verdim. 

RUTUBET VE NEM KOKAN DUVARLAR BAŞARIMA ŞAHİT OLDULAR 

Sevgili Müzisyen abim Fırat erek ile anlaştık o günü ertesine. Bu arada sabahında 4 paket çikolata yedim hunharca.  Zaten spora başlıyorum bir daha yemem diyerekten. Benim spora başladığım salon bodrum katıydı.  Merdivenleri yüksekti. Yani kilolu bir insanın aşağıya inmesi çok zordu . Müzisyen arkadaşımın yardımıyla aşağıya indim. Tabi beni gören iki spor Hocam ister istemez tereddüt etiler benim için ilk oluyordu Spor salonu. Kasvetli havanın,  rutubet ve nemin etkisinden midir bilmiyorum ama ilk antrenmanda gözüm korktu. Ben burada asla spor yapamam dedim. Gel gelelim o rutubet ve nem kokan Salon beni baştan yarattı.  Kader işte  bana o kadar şans ve uğur getirdi ki anlatamam ... inanın ben bile inanamıyorum bazen kendime. 

AFFERİN SANA

Nasıl verdin o kiloları? Afferin sana diyordum. Çünkü gerçekten de 144 kiloluk bir adamın kilo vermesi o kadar da kolay değildi nihayetinde.. 

Bodrum katında ki salkım söğüt umudum ve  başarı serüvenim inancım ve mücadelem ile başlamıştım. Tabii Hocalarımın burada ki rolü ve emeği çok büyük. ALLAH onlardan razı olsun. Ben hayatım boyunca her zaman inançlarımla zorlukların üstesinden geldim. Kişi kendine inanmazsa ve özgüveni yoksa başarı elde edemez.

Kilolarımı verince yıllarca hasret çektiğim en güzel giysileri giydim ve hayalini kurduğum ilk albümümü piyasaya sürdüm. 

30 bedene kadar indim. 

İDOL OLSUN... 

Kiloları verdikten sonrada sertifikalarımı aldım.  Şimdilerde ise Antrenörlük ve yaşam koçluğu yapıyorum. Yurt içi ve yurt dışından yüzlerce mağdur obezite hastalarına ve umudunu yitirmiş yeteneklere ışık oluyorum çok şükür.

Büyük emekler verdim ve sonunda karşılığını aldım.. Azmin elinden hiç bir şey kaçmıyor. Yüreğinizle isteyin. Gerisi çorap söküğü gibi geliyor...

Benim bu başarı öyküm size öğüt olsun, şifa olsun, idol olsun...