57. Alay Sancağı Marmara Üniversitesi’nde
DÜNYA HARP TARİHİNDE, 57. ALAY GİBİ, EMİRLE ÖLÜME KOŞAN BİR BAŞKA ASKER YOK
Çanakkale Savaşı'nda, dünya harp tarihinde bir başka benzeri olmayan bir ibret dersi, bir insanlık dersi, bir fedakarlık örneği yaşanmıştı. I. Dünya Savaşı sırasında büyük bir silah ve donanım üstünlüğü ile Çanakkale'ye saldıran düşmanların hedefi, Boğaz'ı ve Marmara Denizi'ni geçip İstanbul'u teslim alarak Osmanlı İmparatorluğu'na son vermekti. İngilizler, sömürgelerinden topladığı askerlerle ve zırhlı gemileriyle Çanakkale'yi ele geçirmek için saldırıyorlardı. Çanakkale yarımadasında düşman gülleriyle hallaç pamuğu gibi dövülmedik bir karış toprak kalmamıştı. Çanakkale’de, dünya tarihinin örneğine çok az rastlanan şanlı bir direnişin destanı yazıldı. Edebiyatımızın o muhteşem destan örneği “Çanakkale Destanı” da, bu topyekün direnişin verdiği ilhamla, İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy tarafından yazıldı.
I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusu imparatorluğun çeşitli cephelerine dağılmış olduğundan, Çanakkale yarımadasına yapılan düşman saldırılarına karşılık vermekte zorlanıyordu. İmparatorluğun çeşitli bölgelerinden ve İstanbul'dan eli silah tutan gençler, Mehmet Akif'in "Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın" çağırısına uyarak cepheye koşuyordu.
57. Alay da, ülkesine yapılan hayasızca akınları durdurabilmek için cepheye koşan, düşmanın üstün ateş gücüne vücudunu siper eden vatan evlatlarının oluşturdukları alaydı.
57. Alay, 25 Nisan 1915 sabahı, komutanları Yarbay Mustafa Kemal’in, “Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum!” haykırışı ile gözünü kırpmadan düşman saflarına saldıran 3000 Mehmetçik’in oluşturduğu efsane alaydı.
57. Alay, topraklarını savunacak taze kuvvetlerin yetişebilmesi için zaman kazanabilmek uğruna bilerek ölüme koşan, gelecek nesillerin bu topraklarda hür ve başı dik yaşayabilmeleri için en kıymetli varlıkları olan canlarını seve seve feda edebilen Cennetmekan vatan evlatlarının oluşturdukları alaydır.
57. Alay, bütün imkansızlıklara rağmen tarih sahnesinde kalabilme mücadelesi veren bir milletin şanlı direnişinin sembolüdür.
Ölüme, gül bahçesine girer gibi koşan vatan evlatları, son askerine kadar şehit olurken, yere düşmemesi için bir ağaç dalına astıkları sancak, o efsane 57. Alay’ın kutsal sancağı, bugün Melbourne’da (Avustralya) bir müzede sergilenmektedir.
57. ALAY RUHUNU YAŞATABİLMEK İÇİN GENÇLER SANCAK NÖBETİ TUTUYORLAR
Vatan bildiğimiz bu topraklarda hür ve bağımsız yaşayabilmek için, 57. Alay ruhunu yaşatmamız gerekir.
57. Alay ruhu, 25 Nisan'larda Conkbayırı'nda, 57. Alay'ın, bu topraklarda başımız dik yaşabilmemiz için en kıymetli varlıklarını seve seve feda ettikleri, "Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın" çağrısına uyarak ölüme koştukları alanda düzenlenen törenlerle yaşatılmaktadır.
Bu törenler kapsamında Conkbayırı’nda sabahlayan gençler, 57. Alay’ın son sabah namazını kılarak ölüme koştukları alanda topluca namaz kılmakta, şehitlerimizi rahmet ve minnetle anmaktadırlar.
Yine her yıl, o tarihi günün yıldönümünde,Conkbayırı’ndaki Atatürk'ün heykeli önünde yapılan devir teslim törenleriyle, 57. Alay’ın temsili sancağı, üniversite gençleri tarafından birbirlerine devredilmektedir.
Bu yıl, Conkbayırı’nda, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın da katılımıyla yapılan görkemli törende, 57. Alay Sancağı’nı Marmara Üniversitesi Öğrenci Konseyi, Çukurova Üniversitesi Öğrenci Konseyi’nden teslim aldı.
Marmara Üniversitesi Öğrenci Konseyi 57. Alay Sancağı’nı bir yıl süre ile bir kutsal emanet olarak saklayacak ve Çanakkale zaferinin yıldönümünde düzenlenecek bir törenle bir başka üniversitenin gençlik konseyine teslim edecek.
57. ALAY SANCAĞI MARMARA ÜNİVERSİTESİ’NDE SERGİLENİYOR
Marmara Üniversitesi Öğrenci Konseyi tarafından saklanmakta olan 57. Alay Sancağı, Marmara Üniversitesi’nin Türk Ocakları ile birlikte düzenledikleri “Avrasya Türk Dili ve Tarihi Öğretimi Uluslararası Sempozyumu” kapsamında düzenlenen bir törenle sergilenmeye başlandı.
57. Alay Sancağı ve Çanakkale Savaşı Fotograf Sergisi, Marmara Üniversitesi Rektörümüz Prof. Dr. Sayın Zafer GÜL, Rektör Yardımcımız Sayın Hamza KANDUR, Daire Başkanlarımız ve Öğrenci Konseyi Yönetim Kurulu Üyeleri ile çok sayıda öğrenci arkadaşımız katıldı... Çanakkale Savaşı Fotoğrafları Sergisi’nin açılışı ve 57. Alay Sancağı’nın sergilenmesi dolayısıyla düzenlenen törene İstaiklal Marşı ve Çanakkale Destanı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un torunu Sayın Semra Argon Hanımefendi’nin katılması duygulu anlar yaşanmasına neden oldu. Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Gül, törende Mehmet Akif’in torunu Semra Argon’a üniversite öğrencilerinin hazırladıkları üzerinde Çanakkale Destanı’nın yazılı olduğu bir plaket takdim etti.
MARMARA ÜNİVERSİTESİ GENÇLERİ 57. ALAY'IN SANCAĞINI ÇANAKKALE'DE YAPILAN BİR TÖRENLE TESLİM ALMIŞLARDI
Çanakkale’de, 57. Alay’ın temsili sancağı, 25 Nisan’da Conkbayırı’nda düzenlenen görkemli bir törenle, Marmara Üniversitesi’ne Öğrenci Konseyi’ne teslim edilmişti.
Çanakkale Cephesi’nin Yarbayı Mustafa Kemal’in, 25 Nisan 1915 sabahı düşman çıkarmasını haber alınca, emrindeki 57′nci Alayı Conkbayırı’na göndermesiyle başlayan ve tarihe, “Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum” sözleriyle geçen o gün, 98 yıl sonra yeniden yaşandı. 24 Nisan gecesi Çanakkale Savaşı’nın en ateşli çarpışmalarının yaşandığı alanlarda yapılan 57. Alay Yürüyüşü’nün son bulduğu noktada, Atatürk heykeli önünde yapılan sancak devir teslim törenine Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna, Türk Silahlı Kuvvetleri adına 1. Ordu Komutanı Orgeneral Yalçın Ataman, Türkiye İzcilik Federasyonu Başkanı Hasan Subaşı, Türkiye Öğrenci Konseyi Başkanı Nihat Buğra Ağaoğlu ve 20 bine yakın öğrenci katılmıştı.
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, törende yaptığı konuşmada, son zamanlarda, Çanakkale Savaşı’nın kahramanlarından Seyit Onbaşı’nın var olup olmadığının tartışıldığına dikkat çekerek şöyle demişti:
“Çanakkale Savaşı’nda böyle bir kahraman bulundu mu, bulunmadı mı tartışmalarının kaynağında, bir insan belinin iki yüz küsur kiloluk mermiyi kaldırıp, topun ucuna süremeyeceği gibi gereksiz bir tartışma var. Türk askerinin imanını bilmeyenler, Türk askerinin söz konusu vatan olduğunda, söz konusu bayrak olduğunda, söz konusu milli birlik olduğunda, söz konusu milletin istiklali olduğunda hangi imanla hangi yükü kaldıramayacağının farkında olmayanlar, ilk planda Seyit Onbaşı’nın varlığını tarih sahnesinden silmeye kalktılar. Bunlara asla fırsat vermeyeceğiz. Siz gençler, özellikle üniversiteli gençler, bu tarihin eşsiz kahramanlarına her zaman sahip çıkmaya devam edeceksiniz. Bugün Seyit Onbaşı’yı elimizden almaya kalkanlar, inanın bir gün Ulubatlı Hasan var mıydı, yok muydu diye tartışmaya başlayacaklar. Bir başka gün Fatih Sultan Mehmet var mıydı, yok muydu, Yavuz Sultan Selim var mıydı, yok muydu diyecekler. Bir başka gün Gazi Mustafa Kemal var mıydı, yok muydu? İstiklal harbi yaşandı mı, yaşanmadı mı, Samsun’a gerçekten çıkıldı mı, çıkılmadı mı tartışmasını gündemimize sokmaya çalışacaklar.” Avustralya ve Yeni Zelanda’nın milli tarihinin Çanakkale’de ortaya çıktığına dikkat çeken Bakan Kılıç, "Oysaki biz, Çanakkale’de kaybettiğimizden çok daha fazlasını kazandık. Biz bu yüzden, Çanakkale’yi hiçbir şeye değişmeyiz. Cumhuriyetimizin kuruluş yılı 1923’tür. Ama şunu unutmayalım ki, cumhuriyetimizin kurulduğu asıl yıl 1915 Çanakkale zaferidir. Eğer Çanakkale zaferi olmasaydı, bugün bu topraklarda var olan bir millet olamayacaktık. (…) Bizi biz yapan değerleri yaşatacağız. Bizi biz yapan değerlerle yaşayacağız” demişti.
Konuşmaların ardından Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi ve Gençliğin Ata’ya Cevabı okunmuş, 57. Alay’ın temsili sancağını geçen yıl emanet alan Çukurova Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Ahmet Serdar Tat, kutsal emaneti Marmara Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkan Yardımcısı Yunus Köse’ye devretmişti.
57. ALAYI TANIYALIM
57. Alay, Çanakkale Savaşı'nın başlangıcı sayılan Anzak çıkarmasını durdurmak üzere 25 Nisan 1915 sabahı emirle gözünü kırpmadan ölüme yürüyen Cennetmekan askerlerin oluşturduğu alaydır. Dünya harp tarihinde emirle ölüme koşan bir başka ordu, bir başka savaş henüz kaydedilmemiştir.
57. Alay, 1915 yılının Şubat ayında 19. Fırka'ya bağlı olarak kurulmuş 3 alaydan biridir. 57. Alay'ın ilk komutanı Binbaşı Hüseyin Avni'ydi (Arıburun).
22 Şubat 1915 günü 19. Fırka Komutanı Yarbay Mustafa Kemal tarafından sancağı verilen 57. Alay, 25 Şubat 1915 günü Eceabat'a (Maydos) geldi ve 26 Mart tarihinde de genel ihtiyat (yedek) askeri olarak Bigalı Köyü'ne yerleştirildi. 57. Alay askerleri 24 Nisan 1915 tarihine kadar Yarbay Mustafa Kemal ve Binbaşı Hüseyin Avni tarafından eğitilerek savaşa hazırlandılar.
57. Alay'ın yeri birkaç defa değiştirilmek istenmişse de, Yarbay Mustafa Kemal, düşmanın çıkartma yapma ihtimali yüksek noktalardan biri olması nedeniyle, askerlerini Bigalı Köyü'nde kalması konusunda ısrarcı olmuştu.
25 Nisan 1915 sabahı, kendisine bu yönde bir emir gelmemiş olmasına rağmen, Mustafa Kemal, düşman çıkartmasını haber alır almaz, kişisel inisiyatifiyle Conkbayırı'na doğru hareket etmiştir. 3 tabur ve bir dağ bataryasından oluşan 3000 askerlik 57. Alay, Mustafa Kemal komutasında Conkbayırı'na geldiğinde, kendisinden yaklaşık 4-6 kat daha büyük bir düşman gücüyle savaşmak durumunda kalmıştı.
BU YIL 57. ALAY RUHUNU YAŞATMALIYIZ
Çanakkale Cephesi’nin Yarbayı Mustafa Kemal’in, 25 Nisan 1915 sabahı düşman çıkarmasını haber alınca, savaşların kahraman birliği 57′nci Alayı Conkbayırı’na göndermesiyle başlayan ve tarihe, “Size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum” sözleriyle geçen o günün heyecanı, 98 yıl sonra yeniden yaşandı. 24 Nisan gecesi Çanakkale Savaşı’nın en ateşli çarpışmalarının yaşandığı alanlarda yapılan 57. Alay Yürüyüşü’ne Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın yanı sıra 20 bin genç katılmıştı.
57. Alay ruhunu yaşamalı ve yaşatmalıyız. Bir fırsat yaratıp Marmara Üniveristesi Göztepe Kampüsü'nde sergilenmekte olan 57. Alay Sancağı'nı, o kutsal sancağı ziyaret etmeliyiz.
57. ALAY SANCAĞI GERİ VERİLMELİDİR
Biz, İngiliz çıkarları uğruna topraklarımıza saldıran Anzak askerlerinin mezarlarına saygı gösterdik, dokunmadık. Gazi Mustafa Kemal, Çanakkale’de ölen Anzak askerlerinin annelerine seslendiği konuşmasında, “Evlatlarınız bizim misafirimizdir. Onlar bizim topraklarımızda huzur içinde uyuyorlar” demişti. Her yıl Anzaklar’ın torunları Çanakkale’ye gelip atalarını rahatça anabiliyorlar, ayinler düzenleyebiliyorlar. Avustralya yetkilileri, Türklerin gösterdikleri bu anlayışa karşılık, 57. Alay’ın sancağını sahiplerine vermeyi düşünemiyorlar mı? O şanlı sancağın yeri Melbourne Müzesi değil, Çanakkale Müzesi’dir. Çünkü müzedeki sancağın tanıtım plaketinde şöyle yazmaktadır: “Bu alay sancağı Gelibolu savaş alanından getirilmiştir, ama esir edilmemiştir. Türk ordusunun geleneklerine göre bir alayın sancağı, alayın son eri ölmeden teslim edilemez.
Bu sancak, sonuncu muhafızın da altında ölü olarak yattığı bir ağacın dalına asılı olarak bulunmuştur. Kahramanlık timsali olarak karşınızda duran bu Türk Alayı Sancağını selamlamadan geçmeyin.”
(Fotoğrafta Mehmet Akif Ersoy’un torunu Semra Argon ve Haber Müdürümüz M. Kemal Sallı 57. Alay Sancağı başında..)