“DÜŞÜNEN ORDU, ÜRETEN ORDU, YARIŞAN ORDU”

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Hilmi GÜLER ile röportaj.

Bu hafta: ‘52’ plaka numarasına sahip, Doğu Karadeniz kapısı konumunda yer alan mavi ve yeşilin birleştiği kıyıları, koy ve kumsalları, temiz kıyısından başlayan yüksek dağları, eşsiz yaylaları ile tarihinin yanı sıra kültür ve doğa turizminde de zengin olmasıyla gelecek vaat eden bir şehir olan Ordu ilimizi konu aldık.

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi GÜLER, Ordu’nun vizyonunu değiştiriyor.

Yaklaşık 7 yıl Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı görevinde Türkiye’ye enerji alanında çağ atlatan, Bakü-Tiflis-Ceyhan, TANAP, NABUCCO, Şahdeniz gibi büyük ve stratejik projelerin fikir lideri ve uygulayıcısı olan, elektrik iletim hatları, doğalgaz, petrol ve su projeleriyle Türkiye’yi bir enerji merkezi konumuna getiren Hilmi GÜLER, bugün bütün tecrübesini memleketi Ordu için kullanıyor

Enerji Bakanlığı’ndaki aktifliğini Ordu’da da gösteren ve kısa zamanda büyük mesafe alan Hilmi Güler, “Düşünen Ordu, Üreten Ordu, Yarışan Ordu” sloganı ile Ordu’nun vizyonunu değiştirmek için kolları sıvadı.

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Hilmi GÜLER’den mevcut ve yeni projelerinin yanı sıra Ordu iline ait genel özelliklerin bilgisini de istedik. İşte o röportaj:

Sayın Başkanım, öncelikle yeni görevinizin hayırlı olmasını diler, vazifeniz de başarılar temenni ederiz. Geçmiş başarılı projeleriniz sayesinde sizi basından tanıyoruz. Rica etsem bu kez önce vatan gazetesi okurları için kendinizi tanıtır mısınız?

Güzel dilek ve övgünüz için teşekkür ediyorum.1949 yılında Ordu’da doğdum. İlk ve Ortaokulu Ordu’da İsmet Paşa İlk ve Ortaokullarında bitirerek; 1966 yılında Ordu Lisesinden, 1972 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden (ODTÜ) Metalurji ve Malzeme Mühendisi olarak mezun oldum. Aynı üniversiteden Master ve Doktora derecelerini aldım.

Sırasıyla ODTÜ Mühendislik Fakültesi Metalurji Mühendisliği Bölümü’nde Yarı-zamanlı Asistan, Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde Tam-zamanlı asistan olarak çalıştım, öğretim üyeliği yaptım. Malzeme ve İmal Usulleri dersleri verdim.

1976 yılında, Türk Uçak Sanayii A.Ş.’ye (TUSAŞ) girdim. Grup Başkanı olarak, çeşitli uçak ve uçak sistemlerinin seçimi, proje değerlendirme, tezgâh ve teknoloji seçiminde görev aldım. 1979 yılında araştırmacı olarak TÜBİTAK’a geçtim. Yönetim Kurulu’na seçildim. Bilim ve Teknoloji Politikasına ilişkin çalışmalara ek olarak, Roket Teknolojisi ve Silah Sistemleri üzerine yapılan araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde görev aldım.

Yaptığım doktora çalışması ile özellikle, roket motor boruları ve lançer yapımında kullanılan kompoze malzeme üretim teknolojisi ve malzeme özelliklerinin tespiti konusunda uygulamaya dönük bilimsel katkılarda bulundum.

Türkiye; Ereğli Demir Çelik A.Ş.(ERDEMİR)’de Yönetim Kurulu’nda beş yıl (1985-1991) süreyle görev yaptım. ERDEMİR’deki görevi süresince; maliyeti düşürmek, verim ve kaliteyi artırmak gayesiyle demir-çeliğin ana girdileri üzerine uzun süreli ve geniş çaplı çalışmalar başlattım. Bunları, Komisyon Başkanı sıfatıyla aktif katılımda bulunarak yürüttüm. Bu çalışmaların hepsi tamamlanarak uygulamaya konuldu.

1991 yılında Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu’na (MKEK) Yönetim Kurulu Başkanı olarak atandım. Yerli silah sanayinin gelişmesine katkılarda bulundum.

Ordu’da, Ordu Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (OSİAD) Kurucu Genel Sekreterliğini yaptım. Ordu iline ait çeşitli özgün yatırım ve kalkınma projeleri hazırladım.

1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesine geçtim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde İGDAŞ‘ta Yönetim Kurulu Üyesi ve Murahhas Üye (CEO) olarak görev aldım. İstanbul’da hava kirliliğine karşı doğalgazın yaygınlaştırılması için yoğun biçimde çalıştık. Özel projeler yürüttük. Büyükşehir Belediyesine ait şirketlerin yönetiminde bulundum.

1996-1997 yıllarında Etibank Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Türkiye’deki tüm üretimlerden sorumlu Başbakanlık Başdanışmanı olarak çalıştım. Etibank Genel Müdürlüğü döneminde Bor ve Trona (Doğal Soda), Krom yatırımlarına ağırlık vererek yeni projeler başlattık.

AK Parti’nin kuruluş çalışmalarına katılarak, AK Parti Kurucu Üyesi oldum. AK Partinin programını hazırlayanlar arasında yer aldım. MKYK Üyeliği ve AR-GE’ den Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı yaptım. Oluşturduğumuz özel çalışma gruplarıyla AK Parti’nin “Türkiye Perspektifi ve Proje Alanları” adlı çalışmayı hazırladık.

Türkiye’nin temel ihtiyaçlarını kapsayan bu 12 proje alanı ve bunların alt detay projeleri hazırlanarak 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra oluşturulan bakanlıklara dağıtıldı. 3 Kasım 2002’de Ordu’dan AK Parti milletvekili seçildim. 58, 59 ve 60. Hükümetlerde 2002-2009 yılları arasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı görevini yürüttüm.

Bakanlığım döneminde; ‘Enerji Arz Güvenliği’ başta olmak üzere, Enerji Verimliliği (ENVER), rüzgâr, hidroelektrik türbinlerinin, sondaj makinelerinin ve güneş panellerinin yerli yapımı YERSAN Hareketi, Hidrojen Enerjisi ve özel bor bileşikleri üzerine özgün yeni çalışmalar başlattık. Geniş katılımlı çalışma grupları oluşturarak, Genel Müdürlerle birlikte il il Türkiye’yi gezerek projelerin bizzat tanıtımını yaptım

Bu dönemde aşağıdaki uluslararası projeler sayesinde Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Boru Hattı Projesi, Bakü-Tiflis-Erzurum(BTE) Şahdeniz Doğalgaz Boru Hattı Projesi, Türkiye-İtalya-Yunanistan Doğalgaz Boru Hattı Projesi, Türkiye-Bulgaristan-Romanya-Macaristan ve Avusturya arasındaki NABUCCO Doğalgaz Boru Hattı Projesi, Yer altı doğalgaz depoları, Özel Ceyhan Enerji Bölgesi,

Türkiye – İsrail Petrol, Doğalgaz, Elektrik, Su ve Fiber Optik İletim Hattı Projesi, Türkiye – İsrail – Hindistan petrol taşıma projesi, Türkiye-Mısır Arasındaki Arap Doğalgaz Boru Hattı Projesi,

Türkiye Kıbrıs Su Boru Hattı Projesi, UCTE (Türkiye Avrupa Elektrik İletim Hattı) Projesi, Kuzey Afrika Ülkeleri ile Türkiye Arasındaki MED ring Elektrik İletim Hattı projesi, Yunanistan, Suriye, Irak, İran, Gürcistan gibi komşularımızla kurulan elektrik iletim hatları, doğalgaz, petrol ve su ortak projeleriyle Türkiye’yi bir enerji merkezi konumuna getirdik.

Ayrıca bu dönemde bir ilk olarak; “Enerji Envanteri” çalışmaları ile Türkiye’nin Rüzgar, Güneş, Jeotermal, Biomas, Kömür ve Maden Haritaları çıkarıldı. Başta bor, linyit altın olmak üzere madenler ve endüstriyel mineraller konusunda yer altı zenginliklerinin ekonomiye katılması için yoğun çalışmalar yapıldı.

Daha önce işletilmeyen kömür işletmeleri ekonomiye kazandırıldı. AK Parti’nin sosyal politikaları gereğince Türkiye’de bir ilk olarak; yaklaşık 10 milyon ton kömür bu dönemde yıkanıp, paketlenerek dar gelirli vatandaşlarımıza dağıtıldı.

Yine bu dönemin önemli projelerinden biri olan; Karadeniz’de petrol ve doğalgaz arama ve tarama çalışmaları başlatılarak tamamlandı. Peşinden Karadeniz’de derin deniz sondajları başlatıldı. Yerli doğalgaz üretilerek kullanıma sunuldu. Bu sayede, doğalgaz kullanan illerin sayısı 9 ilden 66 ile çıkarıldı. İllerin hava kirliliği ile mücadelesine katkıda bulunularak, Türkiye’nin önemli sorunlarından biri olan hava kirliliği giderildi.

Elektrik, petrol ve tüpgaz yasalarıyla Enerji Piyasasının serbestleşmesi sağlanarak, rekabet ortamı oluşturuldu. Bu arada petrol istasyonları modernize edilerek halkımızın hizmetine sunuldu.

Elektrik üretiminde özel sektörün önü açılarak, kamuya yük olmadan yapılan yatırımlar sayesinde, Türkiye Elektrik ithal eden ülke konumundan çıkarak, elektrik ihraç eden ülke konumuna getirildi. Türkiye’de “Enerji Bilinci” ve güvenli “Yatırım Ortamı” oluşturularak yatırımlar Anadolu’da tabana yayıldı, 30 kadar olan yatırımcı sayısı 3.000’e çıktı. Ilısu, Yusufeli, Boyabat gibi barajlar ve Konya Mavi Tünel gibi projeler başlatıldı. Yenilenebilir enerji alanında, rüzgar, hidroelektrik ve jeotermal yatırımlarında büyük artışlar sağlandı.

Bakanlık görevimden ayrıldıktan sonra, TBMM AGİTPA (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesi) Türk Grubu üyeliğine seçildim. Enerji arz güvenliği başta olmak üzere uluslararası alanda AGİT bünyesinde görev yaptım.

30 Mart 2019 yerel seçimlerinde Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın referanslarıyla Ordu büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterildim. Sıkı bir seçim çalışması gerçekleştirerek Ordu halkının gösterdiği ilgi, destek ve teveccüh ile yüzde 57 oranında oy alarak Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı seçildim.

Peki, Ordu’yu da bizlere tanıtın dersek neler söylersiniz?

Mavi ile yeşilin kucaklaştığı, insanı ve doğasıyla çok başka bir dünyadır Ordu. Diğer Karadeniz şehirlerine oranla kendini hayli geliştirmiş ve gelişmeye de açık olan güzide şehrimizdir.

Bir bal, balık ve fındık diyarıdır. Dünya bal üretiminde Türkiye, Çin’in ardından dünya ikincisi olurken, Türkiye’de ise Ordu ili en fazla bal üretimiyle birinciliğini sürdürüyor. Karadeniz denildiğinde akla gelen sembollerden biri de hiç şüphe yok ki balıktır. Balığın en güzel ve lezzetli yenilen noktası ise Ordu’dur. Gerek balık çeşitliliği gerekse de doğal ve sakin koylarımızda Türkiye’nin ve Karadeniz’in en lezzetli balık çeşitleri Ordu’da bulunuyor.

Fındık Ordu’da her şeydir. Fındık apayrı bir dünyadır Ordu’da. 1810-1815 yıllarında ilk zirai dikimleri yapılan ve bugün 110 binin üzerindeki fındık üreticisi tarafından ortalama 166 bin ton fındık üretimi gerçekleştirilen Ordu, tek başına Türkiye fındığın % 30' unu sağlayan şehirdir. Bu bakımdan dünyada da tektir.

Ağustos ayında fındık alanında önemli bir uluslararası organizasyona imza attınız. Fındık üreten 3 ülkenin ortak işbirliği deklarasyonu Ordu’da imzalandı. Bu önemli gelişme nasıl sağlandı?

Bu sezonun fındık politikasının üreticimizin istediği fiyat ve alım sistemi doğrultusunda oluşturduk. Bu amacımıza ulaştıktan sonra ikinci bir adım atarak fındığı uluslararası alana taşıdık.

Dünya fındık üretiminin yüzde 80’ini oluşturan ancak bugüne kadar birbirlerinin alternatifi gibi politika izleyen Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan’ı Ordu’da biraraya getirerek ortak hareket etme ve ortak politikalar üretme konusunda Tarım ve Orman Bakanımız Bekir Pakdemirli’nin yakın desteğiyle tarihi bir adım attık.

Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı ve Azerbaycan Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı ile Gürcistan Çevre Koruma ve Tarım Bakanlığı arasında ‘Fındık Alanında Stratejik İşbirliği Deklarasyonu’ imzalanmasını sağladık.

Bugüne kadar 3 ülke arasında Ankara, Bakü ve Tiflis gibi başkentlerde imzalanan bu tür anlaşmalar bu kez Ordu’da imzalandı. 3 ülkenin Tarım Bakanı Ordu’da biraraya gelerek dünya fındık sektöründe tarihi bir adım atarak ortak hareket etme kararı aldık.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Azerbaycan Cumhuriyeti Tarım Bakanı İmam Karimov ve Gürcistan Çevre Koruma ve Tarım Bakanı Levan Davitashvili’nin imzaladığı iyi niyet deklarasyonu ile Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan ülkeleri fındık alanında ortak işbirliğini geliştirmek, ortak üretim, kalite, verimlilik için potansiyel ve ihtiyaç duyulan bilimsel, teknik ve teknolojik işbirliği yapacak.

Aynı gün 3 ülkenin fındık hasadını düzenlediğimiz ‘Fındık Hasat Şenliği’ ile Ordu’da başlattık. Bu birliktelik Uluslararası Kabuklu Meyveler Konseyi (INC) benzeri bir birlikteliğin de temellerinin atılmasına zemin oluşturacak.

Göreve başladığınızda Ordu ilimizin önemli bir problemiyle karşılaştınız mı?

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yaptığım 7 yıl Ordu’nun havaalanı, üniversite, Tıp Fakültesi, 1000 kişilik öğrenci yurdu, doğalgaz, sahil yolu gibi ana problemlerini çözüme kavuşturmuş, Altınordu ve Ünye çevre yolu inşaatlarını başlatmıştık. Hatta Karadeniz ile Akdeniz’i boydan boya birleştiren Karadeniz-Akdeniz yolunu başlatmıştık. Şu anda yol yüzde 90 seviyesinde bitti. Ordu etabı da bitmek üzere. 2020-2021 yılı içerisinde bu etap tamamlandığında Türkiye hem stratejik hem de ulaşım alanında büyük kolaylık sağlayan bir projeye kavuşmuş olacak. Ben şahsen bu projeye çok önem veriyorum. Bu yol eğer bir de ileride demiryolu ile taçlanırsa, hatta petrol boru hattıyla yapılırsa, bu yol Doğu Akdeniz’in enerji kaynakları açısından büyük öneme sahip olacak.

Dolayısıyla genel hizmetler açısından ana stratejik yatırımları Ordu’ya kazandırmıştık. Yatırımlar anlamında bir sıkıntı yoktu ancak en önemli konu denizin kullanılamaması, tarihi zenginliklerin yeterince ele alınamaması, doğal güzelliklerin turizme açılamaması ve köy-kent ilişkisindeki çarpıklık idi. İnsanlar 1950’li yıllardan başlayarak yarım asır içerisinde daha iyi yaşam bulmak umuduyla yüksek ve iç kesimlerden sahil bölgelerine, ya da il dışına göç etmişti. Köylerde nüfus azalmıştı. Fındık bahçeleri 11 ay boş kalıyordu. Bu durum ekonomik ve sosyal durumu olumsuz etkilemişti. Bu durumu tersine çevirmek, nüfusu tarım projelerine yönlendirmek, nüfus dengesini kırsal alana çekmek için bir vizyon ve düşünce oluşturmak için projeler hazırladık.

Bu sorunları aşmaya yönelik çalışmalarınız var mı veya olacak mı?

Klasik Belediyecilik genellikle asfalt, kaldırım, çöp toplama gibi işleri başarmak gibi algılanır. Bunlar bizim asli görevimiz. Bunu en iyi şekilde yapıyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanı görevine seçilince ana felsefemizi ve vizyonumuzu ‘Düşünen Ordu, Üreten Ordu, Yarışan Ordu’ olarak belirledik. Bunun için önce zihniyet değişimini ön plana aldık ve insanımızı düşünmeye, üretmeye ve yarışmaya teşvik ettik.  Öncelikle zihniyetin değişmesi ve insanımızı kırsal kesimde hayvancılığa, et-süt üretimine, eko-turizme yönlendirmek ve teşvik etmek için projeler uygulamaya başladık. Çok süratli olarak 4 şirket kurduk. Birincisi; nitelikli tarım için ORTAR, çağdaş turizm faaliyetleri için ORTUR, yazılım ve teknoloji için ORYAZ, enerji ve altyapı için OREN’i kurduk.

Kırsal kesimde hayvancılığın daha da zenginleştirilmesi ve canlandırılması, sahil bölgelerindeki insanların tarıma yönlendirilmesi için tarım projeleriyle işe başladık. Bu amaçla 400 bin adet sebze-meyve fidesi dağıttık. Bugün o fideler filiz verdi ve şimdi seralar sebze ürünleriyle kendini göstermeye başladı. Ardından koyunculuğun canlandırılması için 30 adet damızlık koç olmak üzere 330 adet Bafra koyunu dağıtımı gerçekleştirdik. Bunun ardından 3200 adedi dişi, 800 adedi erkek olmak üzere 4000 adet kaz dağıtımı yaparak kırsal kesim insanımızın yavaş yavaş bu yola sevkettik. Yakın zamanda damızlık koyunlar ve damızlık kazlar çoğalacak ve çiftçilerimiz binlerce koyun ve kaz ile hayvancılık, besicilik, et ve süt üretimi yapar hale gelecek.

Türkiye’de bal üretiminde birinciyiz ancak arı sütü üretimi yok denecek kadar azdı. Bunu canlandırdık. Kadın çiftçilerimize eğitim verdik ve bugün arıcılık yapmaya başlayan hanım kardeşlerimiz ürettikleri arı sütünü kilosu 5-7 bin liradan satıyor. Gençlerimizi, büyük şehirlerde ayda 2 bin lira asgari ücret için çalışmak yerine arı sütü üretimine, sebze-meyve üretimine, hayvancılığa, et-süt üretimine teşvik ettik. Kırsal kesimdeki insanımız ürettikleri sütleri satamıyordu, biz kurduğumuz tarım şirketi vasıtasıyla süt alımı yapmaya başladık. Yüksek ilçelerimizde süt evleri kurduk. Bu süt evlerinde şimdi sütten peynir ve süt ürünleri üretimini gerçekleştiriyoruz.

Ordu aynı zamanda dünyada en çok fındık üretilin bir il. Ancak bahçelerimizde fındık toplayacak işçi bulamıyorduk. Bu açığı da il dışından, Doğu ve Güneydoğu’dan sağlanan işçiler vasıtasıyla gideriyorduk. Sonradan hesapladık ki, her yıl sadece fındık hasat dönemi olan Ağustos ve Eylül aylarında il dışına giden para 45 milyon liraydı. Bu paranın il ekonomisinde kalması için yeni bir proje başlattık ve fındığa Büyükşehir elini attık. Şirket vasıtasıyla kurduğumuz sigortalı fındık toplama ekipleri oluşturduk. Gelecek yıldan itibaren hem bu projeyi daha da büyüteceğiz hem de diğer fındık üretimi yapılan illere proje desteği vereceğiz.

Ayrıca çikolata üretimine ağırlık verdik. Kibele markasıyla deneme üretimlerine başladık.

Fikir aşamasındaki yeni projeleriniz nelerdir?

Belediye olarak zaten klasik hizmet anlayışı dediğimiz yol, su, temizlik gibi hizmetleri aksatmaksızın yapıyoruz. Biz klasik belediyecilik anlayışının çıtasını biraz daha yükseltmek için istihdam ve ekonomiye katkı sağlamayı amaçlıyoruz ve öncelikle tarım, turizm, enerji ve dijital teknoloji alanlarına ağırlık veriyoruz. Bunun için öncelikle tarım, turizm, enerji ve yazılım üzerine 4 tane şirket kurduk. Tarım şirketiyle Ordu’nun kırsal alanındaki tüm tarım ürünlerinin üretim, tüketim ve pazarlanmasını canlandıracağız. Son yıllarda Doğu Karadeniz’de turizm sektörü büyüyor. Biz mevcut pastadan pay almak yerine pastayı büyütmeyi hedefledik. Bir yandan yaylaları birleştiren yeşil yol projesini kesintisiz sürdürürken, bir yandan yaylalarımıza yeni tesisler kazandırıyoruz. Enerji alanında ve özellikle yenilenebilir enerjiye ağırlık verecek, Ordu’nun derelerinden, suyundan, güneşinden, rüzgarından elektrik üreteceğiz. Dahası, her ilçe kendi su kaynaklarından kendi enerjisini sağlayacak. Dijital şehir olmak için alt yapı çalışmalarımız ileri bir aşamaya geçti. Teknoloji alanında dijital bir dönüşüm içerisindeyiz. Ordu’yu ‘Akıllı Şehir’ yapıyoruz. Hayatımız daha kolay olacak, dünyanın her yeri ile kesintisiz ve en modern dijital sistemle haberleşebileceğiz.

Sayın Başkanım, vatandaşlarla sıklıkla bir araya geliyor musunuz, halkın belediyeye bakışı ve beklentisi nasıl?

Vatandaşlarımızla her fırsatta birlikteyiz. Bazı yerlerde ayda bir veya haftada bir halk günü yapılır. Göreve gelince ben her gün halk günü yapmaya başladım. Her gün 16.00-18.00 saatlerini halk gününe ayırdım. Vatandaşlarımızla birebir görüşerek onları dinliyorum. Halk gününde tüm yöneticilerimiz aynı masada bulunuyor. Vatandaşın şikayet ve taleplerini anında not alıyor anında talimat veriyoruz, bekletmiyoruz. Vatandaşın huzuru şehrin huzurudur. Şehrin ve şehirlerin huzuru ülkenin huzurudur.

Ayrıca zaman zaman Beyaz Masa’da oturup gelen telefonlara bakıyorum. Vatandaşımız telefonda benim olduğumu görünce önce şaşırıyor sonra alışıyor. Şikayet ve talepleri bizzat not alıp ilgili yerlere talimat veriyorum. Hemşerilerime her zaman söylediğim bir sözüm var: “Ben yok, biz yok, siz varsınız” diyorum. Bu vizyon ile Ordulu hemşerilerimizle güzel bir bağ kurduk.

Sayın Başkanım, yardıma muhtaç ve engelli vatandaşlar için ne yaptınız, neler yapıcaksınız?

Yardıma muhtaç ve engelli vatandaşlarımız için nakdi, gıda, yakacak, eşya, yol, akü, kırtasiye, çocuk bezi gibi yardımların yanısıra, akülü veya manuel tekerlekli sandalye, hasta karyolası, engelli hizmet aracı, ev temizlik ve ev tadilat hizmeti veriyoruz.

Yine yaz döneminde engelli kardeşlerimiz için ‘Engelsiz Plaj’ yapıldı. Engelli çocuklarımız için engelsiz oyun grupları gerçekleştirdik. Engelli vatandaşların denize ulaşabilmesini sağlayan rampalar yapıldı. Kaldırımlarda ise engelli vatandaşların kullanımına uygun hale getirdik.

Engellilerin sosyalleşmelerine yardımcı olacak, yaşantılarını kolaylaştırıcı bir engelsiz yaşam merkezinin açılması, 52 Kart Projesi ile tespit edilen vatandaşlarımızın evinin ihtiyacını istediği markadan alabilme ve istediği marketten yararlanmasına imkân sağlamak, Mobil Mutfak Tırı ile üniversite öğrencilerine sıcak çorba dağıtılması ile ihtiyaç sahibi, sünnet çağına gelmiş çocuklara yönelik toplu sünnet düğünü yapılması gibi çalışmaları da önümüzdeki haftalarda gerçekleştireceğiz.

Kadınlar, gençler ve çocuklar için neler yapacaksınız?

Kadınlar için Altınordu, Fatsa ve Ünye ilçelerinde Kadınlar Plajımız bulunuyor. Çocuklar için; ihtiyacı olan ilçe belediyelerine ait köy ve mahallelerde oyun grupları yaptık. Ayrıca Altınordu ilçesinde Akyazı mevkiinde yaptığımız Su Parkı uygulamasını Ünye, Fatsa ve Perşembe ilçelerinde gerçekleştireceğiz. Ünye ve Altınordu ilçelerinde ip tırmanma kuleleri ve yarış parkurları yaptık. Yine Altınordu İlçesinde en yoğun kullanıma sahip olan Tayfun Gürsoy Parkında modern oyun elemanları ile yeni nesil oyun gruplarının yapılmasını planlıyoruz.

Yine sosyal belediyecilik uygulamalarının başarılı bir örneği olan Altınordu Mimar Sinan Bilgi Evi’nde çocuklarımızın bilgi ve becerilerini geliştiren ve okul dışındaki zararlı ortamlardan uzak durmalarına yardımcı olan eğitimler veriyoruz. Öğrencilere yönelik bilgi destek programı, değerler eğitimi, yaz etkinlikleri, kütüphane, internet ve bilişim hizmetleri ile gezi programları gibi birçok etkinlikte uyguluyoruz.

Efendim, sokak hayvanlarına ne gibi yardımlarınız olacak, sahipsiz ve bakıma muhtaç sokak hayvanların faydalanabilmeleri amaçlı hedeflediğiniz yeni projeleriniz var mı?

Sokak hayvanları bizim ilde yaşam ortaklarımızdır, paydaşlarımızdır. Onlara karşı vicdan sorumluluğumuz vardır. Göreve geldiğimizde, Altınordu ilçesinde bulunan hayvan barınağında 30 yıldan bu yana küçük değişiklikler dışında bir çalışma yapılmadığını gördük. Bunun üzerine barınağı daha da büyütmek için kolları sıvadık. İlk etapta barınağın yanında bulunan Park Bahçe Şube Müdürlüğüne ait sera alanından 2 dönüm alarak birleştirdik. Bu alana 41 adet açık ve kapalı alana sahip köpek kafeslerinin yapımına başladık.

Fatsa ilçesinde ise can dostlarımız için besleme ve doğal yaşam alanı oluşturuyoruz. Burası için çok güzel bir proje hazırladık. Bir hayvan hastanesi olarak hizmet verecek ve günümüzün en modern ve çağdaş imkanlarının yer alacağı bu tesis Türkiye’de parmakla gösterilen bir tesis olacak.

Ünye ilçesi Kızılkaya mevkiindeki hayvan barınağında ise yoğun bir çalışma gerçekleştiriyoruz. Alanın tel çitle çevrilmesi, personel için iki odalı konteynır kabin alımı tamamlandı. Köpeklerin korunması için sundurma yapımı, yem ve köpek kulübeleri ise imalat aşamasında. Ayrıca alana su bağlanması ve elektrik hattının çekilmesi için çalışmalar sürüyor.

Bu işin bilimsel ve teknik çözümü için ilimizde bir Veterinerlik Fakültesi kurulmasına çalışıyoruz.

Yani bu konudaki tüm çabamız can dostlarımızın rahat, geniş ve refah bir barınma alanı oluşturulması içindir.

Sayın Başkanım, Ordu'da yeşil alan ve park sayılarını arttırmakla ilgili çalışmalarınız oldu mu?

Belediyemiz sorumluluğunda bulunan yeşil alan miktarı yaklaşık 723 bin metrekare'dir. Park, kavşak ve orta refüjlerde mevsimlik çiçek dikimi, bitki bakım ve ağaçlandırma işlerini periyodik olarak sürdürüyoruz. Ordu bir çiçek şehri olacak, rengarenk bir estetik  merkezi olacak.

Anlaşılan çevreye önem veren başarılı belediye başkanlarımızdan birisiniz. Peki, çevreyi ve doğayı korumak ile ilgili yeni çalışma projeleriniz olacak mı?

Göreve gelir gelmez çevre konusundaki ilk işimiz vahşi depolama yapılan çöp alanlarını kapatmak oldu. Ünye ilçesinde deniz kenarında, nahoş bir görüntü bırakan ve 35 yıldır çöp dökülen alanı kapattık. Bu alanı, üzerini toprakla kapatıp yeşil alan ve park haline getirerek halkın kullanımına açıyoruz.

Ayrıca Fatsa ilçesinde 20 yılı aşkın çöp dökülen alanı da kapatıldı.

Ünye ilçemizdeki çöp ayrıştırma tesisimizi kısa zamanda tamamlayarak hizmete almaya çalışıyoruz. Altınordu ilçesindeki çöp ayrıştırma tesisimizi teknolojik olarak büyüttük. İlçelerden toplanan çöpler bu tesislerde ayrıştırılıyor. Biyolojik evsel atıklar ise Çaybaşı ilçemizde tamamen modern ve çağdaş usullerle yaptırdığımız ve toprağa en küçük bir sızdırma olmayan tesisimize getiriyoruz. Bu alan dolduğu zaman üzeri kapatılarak tamamen eko-sisteme dönüşüyor. Şu anda Ordu’da çöp problemi ortadan kaldırmaya çalışıyoruz.

Bunun yanısıra plaj, sahil ve park alanlarının temizliği düzenli olarak yapılıyor. Yapılan peyzaj proje düzenlemelerinde yeşil hakimiyetinin korunmasının yanı sıra doğal malzemelerin kullanımına dikkat ediyoruz.

Sıfır Atık Projesi kapsamında vatandaşı toplu taşımaya yönlendirmek ve Sıfır Atık- Geri Dönüşüm farkındalığını arttırmak amacıyla bir çalışma yaptık. 15 bölgeye bu atıkmatiklerden koyduk. Atık türlerine göre ücret tarifesi belirledik. Vatandaşlarımız bu atıkmatiklere bıraktığı atık kadar toplu taşıma kartlarına o kadar bedel yüklüyoruz.

Hava kalitesinin iyileştirilmesi konusunda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı iken bölgeye doğalgazı getirmiştim. Halen doğalgaz bulunan Altınordu, Ünye ve Fatsa ilçelerinin dışında kaliteli kömür yakılması konusunda sıkı bir denetim gerçekleştiriyoruz. Analiz sonucu uygun çıkmayan kömürlerin yakılmasını kesinlikle engelliyoruz. Hatta kömürlerin tekniğine uygun yakılması ile ilgili toplantılar yapıyoruz. Toplantılarda doğru verimli kömür yakma teknikleri anlatılarak kaliteli kömür yakma konusunda bilinçlendirme faaliyetleri yürütüyoruz. Esas amacım yenilenebilir enerji yani güneş, rüzgar, biyogaz gibi esaslı elektrik enerjisini hakim kılmak.

Sayın Başkanım Ordu’nun turistik, kültürel ve doğal varlıklarını koruma veya onarmaya yönelik ne gibi çalışmalarınız olacak?

Öncelikle Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ilk bilimsel arkeolojik kazısı olma unvanına sahip Kurul Kalesi’nde arkeolojik kazılar 10 yıldır sürüyor. Ancak bu kazılar sadece yaz döneminde 1-2 ay sürüyordu. 2300 yıllık antik bir tarihe sahip Kurul Kalesi'nde yapılan kazı çalışmalarında bugüne kadar tahtında oturan 200 kilo ağırlığında ve 1 metre boyunda 'Ana Tanrıça Kibele' heykeli ile yaklaşık 2 bin parça tarihi eser ile 300 basamaklı dehliz merdiven, milattan önceki dönemlere ait pişmiş topraktan çatı kiremitler, duvar örgüsü seramik parçaları da bulundu.

Ancak biz bunu yeterli bulmuyoruz. Bu alanda yılda 1-2 ay yerine 12 ay boyunca kazı yapılması için çalışma yapıyoruz. Göbeklitepe'de olduğu gibi bu alanın üstünü kapatıp 12 ay boyunca burada kazı çalışması yapacağız. Buranın üzerine kar yağıyor, yağmur yağıyor, güneş vuruyor belki burada bulunan tarihi eserler bu etkenler nedeniyle kırılıyor, eziliyor veya başka bir zarara uğruyor. 12 ay boyunca orada gece gündüz bir çalışma yaparsak, müthiş eserler bulabiliriz. Bir senenin içerisinde dört mevsim var. Biz bu dört mevsimde disiplinli çalışırsak 4 yıllık iş yapmış olacağız.

Bunun yanında Mesudiye ilçesinde Ön-Türklerden bugüne kadar gelen Esatlı Yazıtları var. Mesudiye ilçemiz aslına bakılırsa eski Türk yerleşimleri ve eski Türk mezarları olan tümülüsler açısından zengin tarihi alanları bünyesinde barındırıyor. Yine 2300 yıllık tarihe sahip Fatsa Cıngırt Kalesi, Ünye Kalesi, Gölköy Kalesi, İkizce Gençağa Kalesi gibi tarihi varlıkları turistik bir cazibe haline getirmek için çalışmalara başladık.

Bunların yanısıra en önemli turistik merkezlerimizden olan Aybastı İlçesi Perşembe yaylasındaki gölet ile Ünye İlçesi Yunus Emre Kuruluş Parkı düzenlemesini yaptık. İlimizde bulunan ve toplamı 36 bin metrekare olan mavi bayraklı plajların her türlü bakım işleri ve gerekli koşulların uygunluğu konusunda sıkı takip yapıyoruz.

Ordu’nun saklı kalmış tarihini gün yüzüne çıkararak yatırımların öncüsü olmak için çaba gösteriyoruz. 1890-1900 yıllarında Gülyalı ilçesi Kestane Mahallesi’nde kesme taştan iki katlı olarak yapımı gerçekleştirilen Merkez Cami’nde restorasyon çalışmalarını tamamladık ve ibadete açtık.

Ayrıca tarihi ve kültürel miraslarını gelecek nesillere aktarmak amacıyla Osmanlı dönemine ait Altınordu, Ulubey ve Gülyalı ilçelerinde bulunan toplam 7 çeşmede restorasyon çalışmalarını tamamladık.

Efendim Ordu ilimizin özellikleri hakkında da birkaç bilgi isteyeceğiz sizden. Ordu ismi nereden gelme ve isminin anlamı nedir?

Bir çok rivayet var ancak bunların içinde en çok bilinen ve kabul edileni ise şudur: 18.yüzyılın başlarında şimdiki Ordu şehrinin merkezi Eskipazar civarı idi. Önceleri vergi toplamak için Osmanlı Devletinin görevlendirdiği, yetkili kimseler zamanla başlarına buyruk hareket etmeye başladılar. bu yüzden bölgede asayiş kalmadı. Yıllarca devam eden bu huzursuzluğu haber alan İstanbul Hükümeti, Canik’te bulunan Osman Paşa’yı bu bölgede asayişi sağlamakla görevlendirdi. Osman Paşa askerleriyle birlikte gelip Ordu’nun Bucak semtine yerleşti. Askerler buradan her sabah Bayramlı’ya gidip vazifelerini gördükten sonra akşam Bucak’a dönüyordu. Halk, "Ordugaha gidelim" şeklinde konuşa konuşa karargahın bulunduğu semtin adı, zamanla Ordu yeri, Ordu sahası olarak benimsenmiş, böylece Ordu adı iyice yerleşmiştir.

Ordu denilince akla ilk gelen nedir?

Önce cana yakın, sanatsever insanları ve doğaüstü güzellikleri ve sonra fındık, kivi, bal, balık ve Ordu’nun Dereleri…

Ordu'nun kültürel faaliyetleri nelerdir?

Öncelikle Büyükşehir Belediyemiz bünyesinde bulunan Meslek ve Sanat Eğitimi Kursları’nda (ORMEK), genç yaşlı her kesimin gizli kalmış yeteneklerini de ortaya çıkarıyoruz. Kursiyerler ORMEK kursları sayesinde yeteneklerini geliştirirken her birinin el emeği göz nuru olan ürünlerini El sanatları Çarşısı’nda ekonomik kazanca dönüştürüyor.

Allah’ın bize en büyük nimetlerinden biri olan zamanı kıymetli işlerde değerlendirmek istiyoruz. Bununla ilgili olarak hem güzel şeyler üretiyoruz hem yetenekleri keşfediyoruz hem de faydalı, hayırlı işler yaparak yeni ürünler ortaya çıkarıyoruz. Bu çalışmalar işsizliğe engel olacak, ekonomimize katkı sağlayacak ve estetik kaygımıza çözüm olacaktır. Kişisel gelişim alanında verilen eğitimlerle kalitemizi artıracağız.

Bunun yanında dünyada ender görülecek nitelikte 54 yıldır perdelerini kapatmayan Ordu Büyükşehir Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu (OBBKT) perdelerini açık tutmaya devam ediyor. Ordu, Cumhuriyetin ilanından sonra ilk tiyatro sahnesi açan şehirlerden birisidir.

Altınordu, Fatsa ve Ünye ilçelerinde büyük sanat galerilerimiz bulunuyor. Bu sanat galerilerinde her türlü sergi ve sanat gösterilerine yer veriyoruz.

Ordu halkı sanatı ve sanatçıyı çok seven bir şehirdir. Son yıllarda bunun durağanlaştığını farkettim. Biz sanatı, tiyatroyu ve kültürel faaliyetleri bundan sonraki süreçte Orduluların günlük hayatının bir parçası yapacağız.

Ordu'nun turistik yerlerini tanıtır mısınız?

Öncelikle Boztepe, denizden yaklaşık 500 metre yükseklikte şehrin manzarasını teleferik ile veya tepede yer alan tesisler sayesinde izleyebileceğiniz ve ayrıca yamaç paraşütü yapabileceğiniz harika bir yerleşkedir.

Yunan mitolojisinde zenginliği ve iktidarı sembolize eden 'altın post' efsanesinin yayıldığı yarımadanın turizm cazibesini arttırmak için atağa geçiyoruz. Deniz altındaki batıklar ve mağaraların turizme kazandırılması için çalışma başlattık. Yason ayrıca Karadeniz sahili boyunca üzerinde kilise bulunan tek yarımada olma özelliğini taşıyor. Yason yarımadasının fotoğrafını Türk Hava Yolları’nın yurt içi ve yurt dışı uçuşlarında ekranlı TV’lerine konulmasını sağladık. Çok olumlu tepkiler aldık ve insanlar Yason’u görmek için Ordu’ya geliyor. Ayrıca Ordu’nun havadan ve denizden fotoğraflarını çekerek tüm güzellikleri yansıtan kataloglar hazırladık.

Bu arada biz Vosvos ve karavan turizmini başlattık. Vosvos’lar her yıl mavi ile yeşilin birleştiği, insana huzur veren yaylalarımızda bir hafta boyunca tur atıyor. Vosvos Festivalini her yıl geliştirerek daha da büyütecek ve uluslararası hale getireceğiz.

Karavan turizmi son yıllarda ivmesini yükselten bir turizm alanı. Bu yıl 55 karavan Ordu’ya gelerek Ordu’nun denizini, doğasını ve yaylalarını gezerken bir çok noktada konaklama yaptı. Yeni karavan rotaları belirleyerek her yıl bu turistik çalışmayı geliştireceğiz.

Gölköy ilçe merkezine 17 km mesafede bulunan krater gölü olan 26.5 hektar büyüklüğündeki tabiat parkımız olan Ulugöl de, 4 mevsim romantizmiyle renk armonisi sunar.

Ordu, Türkiye’nin havaalanına en yakın kış kayak merkezine ve yaylasına da sahip bir il.  Çambaşı yaylamızda 650 dönüm arazi üzerine oluşturduğumuz komplekste halen 5 yıldızlı otel inşaatımız sürüyor. Ayrıca çam ormanlarının arasında dağ evi mimarisi ile inşa edilmiş 8 adet bungalow ev bulunuyor. Kayak tesislerinde 4 adet olan pist sayısı 15’e, toplam 5 km olan pist uzunluğunu 14 km’ye çıkarıyoruz.

Fatsa ilçesi’nde tıpkı bir timsaha benzeyen ve doğal kayalıklardan oluşan Timsah Kayası’nın turistik cazibesini de arttıracağız.

Aybastı ilçesinde 1500 rakımlı Perşembe yaylasında bulunan menderesleri bir dünya mirasıdır. Yorgunluk atmak, piknik yapmak, safari, yamaç paraşütü için en ideal yayladır. Yaylada aynı zamanda, eşsiz güzelliğe sahip tabiat harikaları, tarihi eserler ve alanlar mevcuttur. Kümbetler, Çiseli Şelalesi, Karga Tepesi bunlara örnektir. Türklerin Anadolu'ya gelmesinden itibaren yerleşimin ve yaşamın devam ettiği yayla, girişinde yer alan doğal gölü ve şelalesiyle de gelen yerli ve yabancı turistlere farklı alternatifler sunuyor. Turizm merkezi olması nedeniyle yapılaşmayı yasakladığımız yaylaya gelen turistler, pansiyon ve apart evlerde konaklayabilir. Bu arada Perşembe Panayırı tarihi Kırkpınar Şenliklerinden daha eski bir tarihe sahiptir. 900 yılı aşkın düzenlenen güreş şenlikleriyle ünlü yaylamızın en önemli özelliği ise Türklerin Karadeniz'e ilk giriş kapısı olmasıdır. Perşembe yaylasında, 1105 yılında Trabzon Rum Devleti'ne karşı savaşırken şehit düşen Danişment Gazi'nin komutanı Emir Kümbet ve 6 bin şehidimiz mezarı vardır.

Kısacası Ordu, Karadeniz Bölgesi’nde uçsuz bucaksız ormanları, bol oksijenli yaylalarının yanı sıra dereleri, yöresel organik lezzetleri ve eko-turizmin en güzel yaşanabileceği bir yerdir diyebilirim.

Ordu'nun yöresel yemekleri ve özellikleri nelerdir?

Bizim yemeklerimiz yöresel bitki ve sebzelerle balık ağırlıklıdır. Bu bakımdan Akdeniz mutfağına benzer. Kendine has isimleri vardır. Kayganalar, sebze kavurmaları, pancar çorbası, hamsili pilav (içli tava) gibi…

Yöresel yemeklerimizi tanıtmak için planlarımız hazır. Öncelikle eko turizmi canlandırarak yöresel lezzetlerimizin öne çıktığı bir çalışma sergileyeceğiz. Ordu’nun lezzetlerinin gurmelerin çekim merkezi olması için tanıtım atağına geçiyoruz. Ordu’nun yöresel lezzetlerini gastronomi alanında kabul ettireceğimize inanıyorum.

Sayın Başkanım, değerli zamanınızı ayırıp, bizlerle paylaşmış olduğunuz bilgilerden dolayı size sonsuz teşekkürlerimizi sunuyor ve başarılarınızın devamını diliyoruz? Efendim son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Hande Hanım biz teşekkür ediyoruz. Ordu’ya geldiğimde ‘ben yok, biz yok, siz varsınız’ demiştim. Sevgiyi büyütmeye geldim diyerek duygularımı açıklamıştım. Şimdi bu sözlerimi yerine getirmek, daha da özgüveni yüksek bir Ordulu profili ile projelerimizi bir bir uyguluyoruz. Amacım, güzel hemşehrilerimle Düşünen, Üreten ve Yarışan Ordu’yu gerçekleştirmek. Katılımcı, şeffaf ve adil bir yönetimle Ordu’muzun geleceğini birlikte çizmek. Bu benim için hayatımın en anlamlı, şerefli pâyesi. Allahım izin verirse bu onurlu görevi yüzümüzün akıyla başarmak en büyük hedefim…

 ****

52 Ordu

Doğu Karadeniz’in ergonomik kapısı,

güzel tabiatı ile doğa harikası,

mavi ile yeşilin benzersiz yansıması

ve termal kaynakları ile bir şifa noktası

olan Ordu, turist ağırlama bölgesidir.

Kıyı turizmi, yayla turizmi ve benzeri,

bol turizm potansiyeline sahip olması,

dağlarında trekking, yamaç paraşütü gibi,

sayısız etkinliklere imkan sağlaması,

oldukça zengin sosyal ve kültürel yapısı

ile Ordu, gelişmiş bir turizm merkezidir.

*

Bol meyve, sebzenin ve fındığın ana yurdu;

Karadeniz’e coşkuyla akan şelaleler

kayak merkezlerinde göklere uzanan kar,

el sanatına tekrar hayat veren ustalar,

geleneklerin zarif kültürünü yansıtan

tarihi anlatan eski evlerle konaklar,

görülmeye değer hoş minareli camiler,

kardeşlikle birliği çağrıştıran mabetler,

zaferlerin izleriyle zamana direnen

kesme taşlarla örülmüş onlarca kaleler

ile verimli torakların kentidir; Ordu.

Hande Hamdiye Ağırman