RÖPORTAJ: HABİB BABAR

Onu Türk Sineması’nın efsane oyuncusu merhum Kemal Sunal’ın filmlerindeki ‘Emine’ tiplemesiyle sevdik. O çocuk yaşlarda sahnelerle tanıştı, muhteşem güzelliği ve yorumuyla dinleyenlerini adeta mest ediyordu. Henüz 18 yaşındaydı Meral Zeren, kendisini izlemeye gelen Uğur filmin sahiplerinin dikkatini çekiyor. Sahne aldığı yerde Zeren’e film teklifinde bulunuyorlar…  Bu teklifi hiç düşünmeden kabul eden ünlü oyuncu Cüneyt Arkın’ın başrollerini paylaştığı ‘Battal Gazi Destanı’isimli filmde ‘Prenses Elenora’ tiplemesiyle kamera karşısına geçti. Oyunculukta gösterdiği başarısıyla tüm yapımcıların dikkatini üzerine çekmeyi başaran Meral Zeren,100’ü aşkın sinema filminde oynadı. Özellikle Kemal Sunal filmleriyle Türk Sinema Severlerin gönlünde taht kurdu. Bir döneme damga vuran Meral Zeren’e dününü ve bugününü sorduk. Haydi buyurun bu keyifli sohbetimize…

SİNEMA İLE İLK KEZ NASIL TANIŞTIĞINIZI BİZA ANLATIR MISINIZ?

Tabii.. Ben çocuk yaşta yani 13 yaşında  sahnelerde şarkı söylemeye başladım. Yani benim sanat hayatım şarkıcılıkla başladı. 18 yaşındaydım yine sahnedeydim. O gün Uğur Film’in sahipleri beni izliyor ve çok beğeniyorlar. Sahnem bittikten hemen sonra beni masalarına davet ettiler. Cüneyt Arkın’ın başrollerini paylaşacağı ‘Battal Gazi Destanı’filminde oynamam için teklifte bulundular. Benim sinemaya karşı çok büyük ilgim olduğundan bu teklifi hiç düşünmeden kabul ettim. Çünkü hayallerimin gerçekleşeceği bir teklifti. Kısa bir süre sonra sete gittim ‘Prenses Elenora’ rolüyle kamera karşısına geçtim. 

FİLM TEKLİFLERİ YAĞMAYA BAŞLADI

PEKİ SONRA NE OLDU?

Sonra peş peşe birçok film geldi 80’lere kadar. Seks filmleri furyası başlayınca pek sinema filmi çekilmez oldu. Ben de o yıllarda Selami Şahin’den Türk Sanat Müziği dersi almaya başladım ve solist olarak tekrar sahnelere döndüm. Zeki Müren ve Ajda Pekkan’la Çakıl’da sahne aldım. İkinci Türk Müziği solisti bendim. Sonra 1980’de Banker Bilo’da rol teklif edildi. En son büyük sinema filmim de odur. Yani 100’ü aşkın sinema filminde başrol oynadım. Tabii rahmetli Kemal  Sunal ile oynadığım filmler şöhretime şöhret kattı. İnsanlar beni komedi filmlerindeki oyunculuğumu daha çok sevdi. ‘Emine’ karakteri bir döneme damga vurdu diyebilirim.

ARDINDAN MÜZİKALLER GELİYOR SANIRIM?

Evet, “Kanlı Nigar” ve “Evet mi Hayır mı” müzikalleri... O yıllarda tiyatro oyunculuğu konusunda da kendimi eğittim. Sonra 1985’te “Duvardaki Kan” dizisi teklif edildi. O zamanlar TRT 1’in en büyük yapıtlarındandı... O diziyle tekrar bir çıkış elde ettim ve bu kez de assolistlik teklifi geldi.1986’da assolistliğe başlamış oldum. Zaten o yıllarda Yeşilçam kalmamıştı artık. Tek tük diziler yapılıyordu. 1992’de “Aile Bağları” dizisini çektik. Solistlik devam ediyordu. Biriktirdiğim paralarla ve Emirgan’daki evimi satarak şimdi oturduğum Bebek’teki villayı satın aldım. 

ARKADAŞLARIMIZ KÖŞELERİNE ÇEKİLMİŞ DURUMDA

SİZCE, AMERİKA’NIN HOLLYWOOD’U SAYILAN YEŞİLÇAM’DA SİNEMA SANATÇILARINA HAK ETTİĞİ DEĞER VERİLİYOR MU?

Bu sorumuz karşısında içini çekiyor… Tam anlamıyla hayır. . Çünkü belirli kişilere veriliyor. Yıllarını sinemaya adamış birçok arkadaşımız maalesef köşelerine çekilmiş durumdalar. O kadar çok sinema filmi ve  dizi çekiliyor ki. Yıllarını oyunculuğa adamış, tek geçim kaynağı olan Yeşilçam oyuncuları ne yazık ki unutuluyor. Bu arkadaşlarımıza fırsat verilmiyor. Bu çok üzücü bir durum.

20 YAŞINDAYDIM 50 YAŞINDAKİ ERKEĞE AŞIK OLDUM

HAYATINZDA HİÇ UNUTAMADIĞINIZ AŞIK OLDUĞUNUZ BİRİ OLDU MU?

Gülerek yanıt veriyor bu sorumuza… Böyle bir soru soracağınızı tahmin etmemiştim.. Bari bu sorunuzun cevabını vereyim..(Gülmeye devam ediyor…)Evet tabi ki oldu. Ben henüz 25-26 yaşlarında iken, tam 50 yaşında bir erkeğe gönlümü kaptırdım, onunla her Pazar buluşuyorduk. Ne yazık ki gönlümü kaptırdığım bu adam bir süre sonra yaşama veda etti. Onun ölümüne çok üzülmüştüm. Onu hiç unutmadım. Pazar günlerinin benim için ayrı bir güzelliği var  Pazar günleri 50’lik sevgilimi sürekli hatırlarım. Çünkü onunla birlikte peri masallarındaki gibi unutulmaz bir aşk yaşadım. O benim beyaz atlı prensimdi. Ona gerçekten aşıktım. Ondan sonra da hayatıma ciddi bir erkek girmedi.

SELAMİ ŞAHİN’DEN AYRILDIM

SELAMİ ŞAHİN İLE NİŞANLANIP DAHA SONRA AYRILDINIZ BUNUN ASIL SEBEBİ NEYDİ?

Selami Şahin ile nişanlı kaldığımız süre içinde aslında çok güzel günlerimiz oldu. Ancak bazı aşklar filmlerdeki gibi mutlu sonla bitiyor. O günlere tekrar dönecek olursak ben o sıralarda Taksim Maksim Gazinosu’nda sahneye çıkıp program yapıyordum. Bir gece Selami her zamanki gibi beni seyrtetmeye geldi. Yanında Bülent Ersoy vardı. Birlikte aynı masada oturuyorlardı. Ben programımı bitirdim Selami Bülent Ersoy ile oturmaya devam ediyordu. Ben ona kızdım ve çıkıp eve gittim. Gece saat 02’00’ı gösteriyordu. Selami eve geldi. Biraz oturdu ve  tekrar gideceğini söyledi. Onun bu hareketine çok sinirlendim ve nişanı bozdum. Benim nişanlım o saatten sonra yanımda olmalıydı. Selami o dönemler kadınlara biraz düşkündü, yani biraz çapkındı. Ancak altın gibi bir kalbi vardı. Onun hakkını yemek istemem. Bana çok değer verirdi. O şimdi benim için geçmişte kalan çok iyi bir dost.

EN BÜYÜK AŞKIM KEDİ VE KÖPEKLERİM

ŞİMDİLERDE HAYATINIZDA KİMSE VAR MI?

Hayır yok… Kalbimi kimseye kaptırmıyorum. Kalbim artık bende benim evde kedilerim ve köpeklerim var. Evlenmediğim için çocuklarım olmadı. O nedenle benim tek çocuklarım onlar. Hayvanlarımla kendime ait evimde mutlu bir hayat sürdürüyorum.

BUGÜNE KADAR YAPMAK İSTEYİPTE YAPAMADIĞINIZ BİR ŞEY VAR MI?

Evet var. Eğer ayıp olmasaydı bikiniyle caddede dolaşmak, sokakta bağıra bağıra birisine küfür etmek, denizin ortasında kayık içinde TV izlemek, İstanbul’u çok sevdiğimden Helikopter ile İstanbul’u gezmek  ve Başbakan olmak isterdim. 

PEKİ SİNEMAYI ÖZLEDİNİZ Mİ?

Evet hakikaten çok özledim. Meral Zeren birkaç yıldır epey dinlendi. Artık geriye dönüş başlasın diye düşünüyor. Bundan sonra bende varım demek istiyorum. Güzel Sinema filmlerinde, değerli dizilerde oynamak istiyorum.

Bu keyifli röportaj için çok teşekkürler Meral hanım…

Ben teşekkür ederim Habib bey