ABD’deki seçim sistemi Türkiye’den biraz farklı. Haliyle seçim kampanyaları da ona göre oluyor. Örneğin Türkiye’deki seçim çalışmaları son bir kaç ayda gerçekleşirken Amerika'daki kampanyalar 2 yıl öncesinden başlayabiliyor. Öyle olunca reklam giderlerinin de fazla olduğu seçim çalışmalarında Türkiye’den farklı olarak bağış sistemi de çok önemli. Ve özellikle seçim kampanyalarında çalışacak gönüllüler bulmak aday için hayati önem taşıyor. ABD’de vatandaş olan ve oy kullanma hakkı olan Amerikalı Türkler gönüllü olarak kampanyalarda çalışabiliyorlar. Ancak profesyonel olarak bu işi yıllardır yapan, bunun eğitimini almış hatta yılların tecrübesini ders olarak veren bir Türkle tanıştım: Melissa Gokmogol. Aslında tanışıklığımız Trump’ın seçim kampanyası dönemine denk gelmişti ancak hem yoğunluktan hem de seçim zamanı yerli basına ayrılan zamandan fırsat bulup röportaj gerçekleştirememiştik. Yaklaşık 40 yıldır ABD’de yaşayan ve 2 dönem Donald Trump’ın seçim çalışmalarında farklı bölgelerde Direktör olarak görev yapan Melissa Gokmogol ilk kez Türk medyasına konuştu ve kendisiyle hem çalışmalarını hem de Amerika'daki yaşamını konuştuk.

Röportaj: Rona Doğan
Fotoğraf: Anıl Sural
Önce Vatan Gazetesi Washington DC


Melissa Hanım öncelikle ABD'ye gelişiniz nasıl oldu?
Amerika’ya 1982 senesinde ailemle geldim. Politikaya profesyonel olarak atılmadan önce başarılı bir iş hayatım vardı ve edindiğim tecrübelerimi seçim kampanyalarına uyguladım, çünkü çok farklı değiller. İş hayatında sattığınız bir ürün var ve bu ürünü çok iyi pazarlamanız gerekir başarılı olabilmek için. Seçim kampanyaları da aynı öyle. İyi bir stratejiniz olması gerekir. Her oy verene ve vermeyene ulaşmanız gerekir. Bunun için de pazarlama tekniklerini iyi bilmenin büyük avantajları olduğunu gördüm.

Şu an bir düşünce kuruluşunda çalışıyorsunuz. Seçim kampanyalarındaki tecrübelerinizi bir de başkalarına aktarıyorsunuz değil mi?
Evet, politik aksiyon komite yani PAC diye anılan bir komitenin Başkanı olarak görev yapıyorum Ocak 2021’den beri. Amacımız muhafazakar adaylara destek vermek ve kampanyalarının her açıdan başarılı olmasını sağlamak. Ben aynı zamanda kampanya eğitimi veriyorum adaylara. Hem uzun senelere dayanan tecrübemi hem de kitap bilgilerimi bir araya getirdim bu eğitimi vermek için.

2016 ve 2020 seçimlerinde Donald Trump’ın da seçim kampanyasında profesyonel olarak çalışan tek Türksünüz. Trump kampanyasında neler yaptınız hangi yerlerden sorumluydunuz bahsedebilir misiniz?
2016’da Amerika’nın en büyük organizasyonlarından biri olan NRA (National Rifle Association)’nın ILA (Institute for Legislative Action) kolu, yani politika kolu tarafından batı Iowa’ya gönderildim ve o bölgenin sorumlusu olarak çalıştım. NRA-ILA o zamanki aday Donald J. Trump’ı başından itibaren destekledi ve önemli eyaletlere kampanya yöneticileri gönderdi Trump’ın seçilebilmesi için. Amerika çapındaki 22 NRA-ILA temsilcisinden birisi de bendim. Ve görev aldığım Iowa’dan çıkan 6 delege oylarının tamamı Trump’a gitti. Her eyaletin nüfusuna göre delege oyları var. Örneğin Kaliforniya’nın 54 delege oyu var, Iowa’nın 6 delege oyu var, Arizona’nın 11 delege oyu var, vs. Başkanlar bu alınan delege oylarına göre kazanıyorlar. Yani bir eyalette en çok oyu alan o eyaletin bütün delege oylarını almış oluyor. 2020’de ise Trump kampanyasının batı Arizona bölge Direktörü olarak çalıştım. Yani bu bölgenin kampanya yöneticisi olarak görev yaptım. Bu bölge oylarının Trump’a gitmesinden sorumluydum, ve benim bölgemden çoğunluk oylar Trump için çıktı. Yani kampanyayı başarı ile bitirmiş oldum. Her iki kampanya döneminde de profesyonel olarak çalışan tek Türktüm.

Son görevinizde oldukça ağır bir yükün altından başarıyla çıktınız. Peki daha önce hangi kampanyalarda çalıştınız?
Ben ilk defa 1992 seçimlerinde gönüllü olarak çalışmalar yaptım. Purdue Üniversitesinden Siyasal Bilgiler lisans, George Washington Üniversitesi'nden Political Management Master ve Yale Üniversitesi Kampanya Okulundan’da kampanya yöneticisi olarak mezun olup gönüllü olarak başladığım çalışmaları profesyonelliğe çevirdim. 2014’te Nevada Cumhuriyetçi Parti’nin İletişim Direktörü olarak görev yaptım, Indiana Cumhuriyetçi Parti’den eyalet delegesiydim, Nevada eyaletinde hem ABD Kongresi hem de eyalet milletvekili seçimlerinde kampanya yöneticiliği yaptım, ve NRA-ILA’nın eyalet kampanya sorumlusu olarak Batı Iowa, New Jersey, ve Nevada’da kampanya yöneticiliği yaptım. Ohio eyaletinde “ballet initiatıve” denilen yani kanunlaştırılması istenen konunun halkın oylamasına getirilmesi ile ilgili olan kampanyanın yöneticiliği yaptım, 2019 senesinde de Trump kampanyasında Batı Arizona’nın bölge Direktörü olarak Kasım 2020’ye kadar çalıştım. Seçim bitince bizim kampanya işimizde biter. Ben Cumhuriyetçi gruplara konuşmacı olarak gitmeye devam ediyorum ve tabiki adayları eğitip başarılı kampanyalar olması içinde çalışmalarım devam ediyor. Bu işlerde profesyonel çalışmadan önce Güney California’da 12 milyon Dolar değerinde toptan ürünler üzerine bir şirketim vardı. 2008’deki kriz çok kötü etkileyince ben de kapattım. Orada öğrendiğim tecrübeleri seçim kampanyalarına uyguladım ve görünen o ki başarılı da oldum.

ABD’de hem göçmen hem de bir Türk kadını olarak başarılısınız. Nasıl bir duygu, zorlukları var mı? Hayatınızı nasıl etkiliyor bu durum?
Röportajlarınızla okudukça gurur duyuyorum. Türk kadını olarak yabancı bir ülkede başarılı olmak çok gurur verici. Hangi alanda olursa olsun, bir yabancı olarak başarılı olmak demek yanınızdaki Amerikalılardan iki kat daha fazla çalışıyorsunuz demektir. Hiç bir başarı gümüş tepside verilmiyor bu ülkede. Bileğinizin ve zekanızın gücü ile herkesten fazla çalışıp almışsınızdır bu başarıyı. Ama Türk Türkiye’den çıksa da, Türkiye Türk’ün içinden, kalbinden çıkmıyor. İşimden dolayı çevrem hep Amerikalılarla çevrili olsa da ben Türklüğümle gurur duydum. Guruplar önünde yaptığım konuşmalarda mutlaka Türk olduğumu belirtirim. Her alanda ismimizi duyurmamız çok önemli. Politik alanda Cumhuriyetçiler tarafında profesyonel olarak çalışan tek Türküm şimdilik. Amerika’daki Türklerin buranın politikası hakkında daha geniş bilgiye sahip olması gerektiğine inanıyorum. Partilerin platformlarını bilmeden sadece kulaktan dolma oy veren veya adaylara destek verenler var. Eğer Türk toplumunu temsil eden organizasyonlar bu konuda eğitim veya seminerler verirse buradaki halkımız daha bilinçli olarak politikaya yaklaşmış olur. Bu da daha çok kişinin politikaya katılmasını sağlar. Amerikan Kongresinde bir çok değişik ülke kökenli ve ırktan temsilci var. Örneğin, İlhan Omar, Somalili Müslüman bir kadın. Rashida Tlaib Arap uyruklu bir kadın. Neden bir Türk de olmasın ki?

Türkiye denilince sorayım gidiyor musunuz? Türkiye’de özledikleriniz neler?
Benim annem ve babam burada yaşıyorlardı onun için her sene gitmedim. Özellikle okul dönemlerinde ve 2015’den beri seçim zamanlarında hiç bir yere gidemedim. İstanbul benim doğup büyüdüğüm yer ve ben İstanbul’u çok seviyorum ve özlüyorum. Özellikle Kadıköy’den vapurla karşıya geçmek en zevk aldığım ve özlediğim şey. Türk marketleri ve restoranları açıldığından beri yiyecek olarak özlediğim herşeyi burada bulabiliyorum ama Boğaz sadece İstanbul’da var...

Donald Trump sizce 2024’te yarışacak mı? Trump’ın arkasında hala büyük bir destek var ne dersiniz?
Göründüğü kadarıyla 2024’de tekrar adaylığını koyacak galiba. 2016’dan beri destek verenler 2024'te aday olursa tekrar destekleyecekler. Halk Trump seçilmeden önceki aynı şikayetleri yapmaya ve Başkan Biden’ın ilk 100 gününü eski Başkan Trump ile karşılaştırmaya başladılar. Ayrıca çok büyük bir kitle seçimlerde hile olduğuna inanıyor ve bundan son derece şikayetçi. Çok iyi durumda olan ekonominin Biden Hükümetiyle ilk bir kaç ayda kötüye götürmesi de insanların şikayetlerini arttırdı. Hiç şüphesiz Trump’ın aday olması halinde çok büyük bir kitle Trump’ı destekleyecek. Şimdiki söylentiler bunu gösteriyor fakat hiç bir şey kesin değil,  özellikle politikada. Bekleyip görücez hep beraber.

Cumhuriyetçi olmasınında yanında bir Trumpizm var mı sizce? Neden Trump bu kadar sevildi?
Kesinlikle. Çünkü Cumhuriyetçilerin içinde de Trump’ı sevmeyenler vardı. Trump politikacı değildi ve ayrıca New York’lu olmasının konuşma tarzında etkileri büyüktü. Türkiye gibi burada da bölgelere göre değişik şiveler ve konuşma tarzları var. New York’lu ne kadar hızlı konuşursa, Alabama’dan birisi de o kadar yavaş konuşur. Bazıları Trump’ın konuşma tarzını beğenmediler, fakat senelerdir Washington DC’deki politikacıların siyasetlerinden ve boş vaatlerinden bıkmış olan halk Trump’ın yalın ve düşündüğünü olduğu gibi söyleyen üslubunu hemen benimsedi. Halktan, “benim aklımdan geçenleri söylüyor” ifadeleri duymaya başladık. Bir iş adamının ekonomiyi ve bir çok sorunu çözebileceğine inanarak bir değişiklik istedi Amerikan halkı. 2001’den beri olan savaşlar, kötü ekonomi, 8 sene Obama’nın bir çok konudaki yanlış yönetimi insanlarda bezginlik yaratmıştı. Ayrıca Demokratların içinde Hillary Clinton’ı sevmeyenler vardı. Hem 2016’da hemde 2020’de Demokratlardan Cumhuriyetçi tarafa geçenleri biliyorum sırf Trump’a oy verebilmek için. Amerikan halkı yanılmadı. 4 sene gibi kısa bir sürede bir çok politikacının ve Başkanın senelerdir yapamadığını başardı Trump. Son 60 yılın en iyi ekonomisi geldi. İşsizlik en alt düzeye indi. Dolar değer kazandı. Stock market çok iyi bir gelişim gösterdi. Benzin fiyatları $1.65 ile $1.80 civarında seyretti. Obama zamanında benzin fiyatları 4 Doları geçiyordu. Orta Doğuda barış yaratıldı, ve en önemlisi Meksika sınırına duvar ile koruma getirildi. Bu duvar hem Amerika’ya güneyden giren uyuşturucu hemde insan ticareti açısından çok önemli idi. Yani Trump parti politikası yerine tamamen Amerika için ne gerekli ise onu yaptı. Seçim döneminde ne söz verdi ise hepsini tek tek yerine getirdi. Amerikan halkı ilk defa uzun senelerdir seçim kampanyası sırasında verdiği sözü yerine getiren bir Başkan’a tanık oldu. Kariyer politikacı olmadığı için önüne konulan engelleri iş tecrübesine dayanarak rahatlıkla aşabildi ve sadece Amerikan halkına verdiği sözleri yerine getirmek için çalıştı. O yüzden bir Trumpizm var.

ABD’deki seçim kampanyalarından bahsedebilir misiniz biraz? Nasıl organize ediliyor. Türkiye ile aynı ya da farklı neler yapılıyor?
Türkiye ve Amerika hükümet sistemi olarak farklı fakat seçimler bence hep aynı baza dayanır. Kampanya mesajı nedir? Kampanyanın yöneticisinin seçim bölgesini çok iyi bilip analiz edebilmesi gereklidir. Örneğin, bölgenin demografisi nedir? Bunların yüzde kaçı oy kullanmış? vs gibi bilgilerin değerlendirilmesi gerekir kampanya yöneticisi tarafından. Küçük kampanyaların fazla bütçesi olmadığından gönüllü çalışanlara çok ihtiyaç vardır. Büyük kampanyaların çok çalışanı olsada, genede gönüllü çalışanlara ihtiyaç vardır. Seçimlerde en önemli unsur rakibinden daha fazla oy alabilmek. Bu da kampanya mesajının en iyi şekilde lanse edilmesi ve oy verene ulaşılarak oluyor. Kampanya çalışanı olarak günde 10-14 saat minimum çalışmayı da unutmamak lazım. Kampanya işi Pazartesi'den Cuma'ya sabah 9:00 akşam 5:00 işi kesinlikle değildir. Kampanyanın başlangıcında 8-10 saat civarında çalışılır, ortalarda bu 12-14 saate çıkar, seçime 1-2 ay kala günde 14-16 saat çalışmak lazımdır. Çalıştığım 15 ay boyunca hiç aralıksız haftada 7 gün ve bu saatler çerçevesinde çalıştım. Başka türlü başarılı olmak zor.. Özellikle Başkanlık seçimi gibi büyük bir kampanyada. Ben kesinlikle kampanya işini seviyorum. Çok uzun saatler çalıştığım halde, insanlarla birlikte olmak beni mutlu ediyor. Ayrıca hiç bir kampanya aynı değildir. Hepsi birbirinden farklı dokularda. Aynı şekilde organize edilse de, farklı bölgeler, farklı insanlar, farklı mesajlar, farklı adaylar, çok çalışmak gerektiren bu işi monotonluktan çıkarıyor.

ABD’deki 39 senelik hayatınıza dönüp baktığınız zaman hiç unutamadığınız bir anınız var mı?
Tabiki 39 senede çok anılar birikiyor fakat 2020 yılını herhalde hiç unutamayacağım. Bunca senedir kampanya çalışması yapıyorum, pandemiden dolayı yaşadığımız zorluğu unutmayacağım. Fakat her şerde bir hayır vardır derler, bende ne kadar yaratıcı olabildiğimi öğrendim bu yaşanan zorlukların içinde. Dışarı çıkmadan evden başarılı bir kampanya yürüttüm. Mayıs ayından itibaren sıcaklıklar 45-50 dereceyi buluyor Arizona’da. Yaz aylarında sıcaklıklar hep 50’lerde seyrediyor. Galiba Temmuz ayında bir gündü, yere bastığımda kaldırımdan ayağımın yandığını hissettim. Fakat bütün bu zorluklara rağmen kampanya durmuyor, hergün işe devam edilmesi gerekiyor. Zorluklar insanlara ne kadar güçlü ve yaratıcı olduklarını gösteriyor. Bende onu öğrendim ve 2020’yi hiç unutmayacağım herhalde.

Dünyanın farklı yerlerinde bu röportajı okuyan gençlere tavsiyeleriniz desem? Ne önerirsiniz gençlere?
Bulundukları yerlerdeki yerel halk ile beraber olmaktan çekinmesinler. Benim burada gözlemlediğim, yeni gelen Türkler hemen çevredeki öbür Türkleri buluyor ve dışarı açılmıyorlar. Ne kadar dışarıya açılırsak o kadar kendimizi tanıtabiliriz. Çok güzel bir kültürümüz, adetlerimiz var ve onları ancak biz tanıtabiliriz yabancılara. Ayrıca bulunduğunuz ülkenin politikası ile ilgilenin. Her çıkarılan kanun sizin günlük hayatınızı etkiler. Sesinizi çıkarmaktan çekinmeyin. Gençler staj imkanlarını denesinler. Sadece bir tek alana bağımlı kalmasınlar. Politikayı meslek olarak seçeceğim hiç aklıma gelmezdi, yaptığım gönüllü çalışmalarla sevdiğimi gördüm. Gençler de değişik alanları denesinler. Stajlar en güzel tecrübe bence. Purdue Üniversitesinde okurken Indiana eyaletinin Kongre Üyesinin seçim kampanyasında staj yaptım. Bana sonradan referans oldu. Hem başkalarının sizi tanıması hem de tecrübenize tecrübe ekleyecek çok güzel bir deneyim. Gençlere değişik alanlarda staj denemelerini tavsiye ederim.

Ve tabii ki koronavirüs. Son seçim çalışmaları oldukça sönük geçmişti. Normalde eyalet eyalet dolaşan Başkan adayları korona yüzünden neredeyse miting bile yapamadı. Virüs sizin hayatınızı, çalışmalarınızı nasıl etkiledi?
Benim işim insanlarla olmak, toplantılara gitmek, gönüllüleri eğitmek, konuşmalar yapmak gibi sosyalleşmeyi gerektiriyor, çünkü seçim kampanyaları masa başından yönetilmiyor. Devamlı insanlarla birlikte olmayı gerektiriyor. Mart 2020’de kampanyanın en hızlı zamanında dışarı çıkmamız imkansız oldu ve evden çalışmaya başladık. Tabiki bütün çalışmalar zoom ile devam etti fakat benim gibi sosyal birisi için çok zor oldu eve kapanıp kalmak. Çok zor günlerdi, diliyorum en kısa zamanda tamamen kurtulalım bu pandemiden.

Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Öncelikle bana ayırdığınız vakit için size çok teşekkür ederim. Bir Türk gazeteci olarak bizi Beyaz Saray’da temsil ettiğiniz içinde sizi tebrik ediyorum.
Amerika’daki adaylara verdiğim kampanya eğitimini Türkiye’de de verebilirim. Hem senelerdir kampanyaların içinde bizzat edindiğim tecrübe, hemde aldığım kampanya yönetimi eğitimimden faydalanabilir adaylar. Burada olduğu gibi Türkiye’de de kadın adayların siyasette olması çok önemli. Ayrıca konuşmacı olarak da gruplara katılmaktan gurur duyarım.