Canımı sıkan şeyler var:
Türkiye'de siyasetin kalitesi yükselmedikçe, kanımca hiç bir şey iyiye gitmez.
Bu çok açık ve net.
Son örneklere bakalım:
Seçim yapıldı ve bitti.
Yeni parlamento oluştu. Parlamenterler yemin etiler.
Parlamenter düzeni yıkan parlamenterlerin yeni düzende yer kapma gayretkeşliğini gördükçe zaten içimiz bulanıyordu.
Yemin edilirken bir de baktık; İyi Parti milletvekillerinden iki kişi, Sayın Bahçeli'nin elini öpüyor...
Diyebilirsiniz ki "Bunda ne var; kötü bir şey değil ki bu!"
Bana göre de evet.
Evet de; bu zamana değin Sayın Bahçeli'ye onca laf söylemelerin, ithamlarda bulunmanın anlamı neydi?
Bu efendiler değil miydi milletin karşısına çıkıp oy isterken, MHP'ye ve Bahçeli'ye etmedikleri sözleri bırakmayan!
AKP ile ittifak nedeniyle yerden yere vuran...
O halde demek ki bu kişiler, milleti yanıltarak, onları kandırarak; var olan durumdan yararlanarak oy gaspında mı bulundular demeliyiz şimdi?
Ya seçimlerden hemen sonra İyi Parti'li kimi milletvekillerinin ve kurucu kişiliklerin, AKP'ye göz kırpmalarına ve sanki cumhur ittifakının küçük ortağına muhtaç değilsiniz, biz de varız demeye getirmelerine ne demeli?
Buraya kadar mıydı her şey yani?
Sonra CHP'nin haline bakın:
Seçimden hemen sonra halkın onca destek verdiği Sayın Muharrem İnce'nin halktan uzak duruşunu, ketumiyetini; son ana kadar kazandık, kazanıyoruz, öndeyiz; ikinci tura kalıyoruz diye diye halkın yanıltılmasını; seçimin yapıldığı gün bitmeden havlu atıp "Adam kazandı kardeşim!" tivitlerinin atılışını; sonra da ortadan liderlerin kaybolup kendilerine gönül veren kişilere karşı bir teşekkürü etmek için bile günlerce bekleyişlerini...
Sonra kurultay olacak, olmayacak tartışmalarını ve dünden yarına birbirini tutmayan tuhaf tavırları...
Olmuyor kardeşim, olmuyor.
Demokrasimiz kör topaldı; iyice felce uğradı işte bu samiyetsiz görüntülerden...
Bana göre, bu seçimi Türk Demokrasi Tarihi'nin en ibret verici seçimi olmuştur.
Ortaya çıkan yeni sistemin, Türk demokrasisi için uygun olmadığına inanıyorum:
Buna bir de siyasetçimizin tutarsızlığı, dünden bugüne yanar döner halleri eklenince, iyice içimi bulantılar alıyor.
Evet, içim bulanıyor.
Gerçeğe gerçek:
Kaybeden ne yazık ki Türk demokrasisi ve halk olmuştur.
Ben şahsen, halkın önemli bir kesiminin yaralandığını ve iradelerinin halkın istencin dışında bir temsiliyete evrildiğini düşünüyorum. 
Yadsıyamam:
Canım sıkılıyor bu çirkin şeylere, hem de çok...
Muhalefet umut olamıyorsa, demokrasiden mi söz edilir kardeşim.
Prof. Dr. Kemal Ar