2021 GİRİŞ

 

Artık hiçbir şey, eskisi gibi olmayacak.

Yeni bir çağın eşiğindeyiz.

2020 yılı; şimdiye kadar yaşadığımız yıllardan çok farklı oldu.

Ve bu yıl hepimizin en çok sorduğu soru, “daha neler göreceğiz?”di.

Peki,  neden acaba bunları yaşıyorduk? 

Neydi bu yılın diğer yıllardan farkı?

Astrolojik olarak bunların cevaplarını aradığımızda, o yılı diğerlerinden farklı yapan bariz farklılıklar vardı. 

Diğer yıllardan farklı olan tutulma sayıları, retrolar  ve “kötücül”(malefic) dediğimiz gezegenlerin sert açısal kontakları idi. 

Neden 2020 yılında; her zaman dört tane tutulma yaşarken, sene içine tam altı tane tutulma yaşıyorduk?

Neden 2020 yılında; yine diğer seneler görmediğimiz bir şekilde arka, arkaya bütün gezegenler retro oluyordu?

Aslında büyük resme uzaktan baktığımızda bunun en net cevabı, biz bir çağın sonundayız. Sezon sonunu yani final sahnesini yaşıyoruz…

Bizim jenerasyona rastlayan böyle bir, döneme denk geldik…

Ayrıca, bundan başka gökyüzünün matematiksel döngüleri ile gerçekleşen gezegen kavuşumlarının; “bir dönemi başlatmak ve bir dönemi bitirmek” gibi  bir görevleri var.  Ve onu da bu 2020 yılında yaşıyoruz…

Kısaca içinde bulunduğumuz bu zaman dilimine bir cevap verecek olursak; büyük resme bakarken (2160yıl = 1Çağ) bir çağın eşiğinde olduğumuzu ( KOVA ÇAĞI)  görürken; diğer taraftan da,  her yirmi yılda (küçük döngü = 20yıl)  bir Satürn ve Jüpiter’in bir burçta kavuşarak başlattığı; yeni dönemin KOVA burcunda başladığını görüyoruz. 

Her yirmi senede bir, toplumları dizayn eden iki gezegen olan Satürn ve Jüpiter bir burçta kavuşarak, yeni bir döngüyü başlatır ve bu süreç içinde toplumu dizayn eder. (Toplumsal tasarım)

Bunu zaten hep yaşıyoruz. 

Bu sefer bu başlangıcı özel kılan; Kova burcunda başlayan bu 20 yıllık yeni döngü ile, 2160 yıllık gelmekte olan Kova Çağ’ının temalarının örtüşüyor olması.

Dolayısı ile; 21 Aralık 2020’de başlayan bu süreci önemli kılan; her iki döngüde de önemle  KOVA vurgusunun altı çiziliyor olması…

2021 yılı ve sonrasını anlamak için; 2020 yılını, iyi anlamak gerekiyor.

Ayrıca, yaşananların ve yaşanacakların; ister pandemi, ister diğer olaylar olsun, bir parça da “İlahi sistemle” ilgisi olduğunu da anlamak gerekiyor.

İşin bir bölümü cüzzi irade(kişisel seçimlerimiz/kararlarımız) ile gerçekleşirken, bir bölümü de külli irade (İlahi plan/kadersel=tutulmalar) ile gerçekleşiyor…

(Tutulmalar=astrolojide kısaca açıklaması: kişisel olarak karşı koyamayacağımız, zamanı gelmiş, gerçekleşmesi gereken durumlar).

Dönelim 2020 yılına.

Her zaman bir yıl içinde 4 tutulma yaşarken, 2020 yılında  “neden altı tutulma yaşıyoruz?” diye incelediğimizde; 

-bu yirmi yıllık döngüde demek “insanlık” gerçekleştirmesi gereken “tekamülünde” henüz gerçekleştiremediği, geç kaldığı, veya eksik kaldığı tarafları olmalı ki;  

Gökyüzünün;  “köprüden önce son çıkış” olarak, 2020 yılında gerçekleşen bu fazladan tutulmalar ve gezegen retroları ile, “eksik taraflarımızı düzeltme imkanı”  sunduğunu görüyoruz.

Dolayısı ile 2020 yılını anlamaya çalışırken, bir de içinde böyle fırsatlar barındıran, özel bir yıl olduğunu görüyoruz.

Yani bir dönem biterken,  “Tekamülünü gerçekleştir. Hatalarından dersler çıkar ve belli bir olgunluğa ulaş” diyor.

Gelelim 2020 yılında yaşadıklarımıza ve bu yıla damgasını vuran salgına.

Bu yıl yaşanan pandemi ile, hepimizin eve kapanmamızın, sadece salgınla mı ilgisi vardı?

Salgın bir neden olabilir, ancak amaç çok farklı olabilir.

Bu salgın ile olayların bize göstermeye çalıştığı, dikkatlerimizi bir yere çekmeye çalışan “ilahi sistemin” bir mesajı olabilir mi?

Sistemin bize mesajının; bu salgın ile “ne olduğunu” anlamaya çalıştık mı?

-İnsanlığın biraz evde kalmasıyla, doğanın nasıl yenilendiğini, ozon deliğinin nasıl kendini çok kısa sürede yenilendiğini gördük mü?

-Havası kirli şehirlerin birkaç gün içinde nasıl pırıl, pırıl masmavi gökyüzüne kavuştuklarını gördük mü?

-İnsanlar evlerine kapandığında, boğazda sahillerde yunusların nasıl mutlu, mutlu dans edişlerini gördük mü?

-İnsanların evde kaldıkları süre içinde, Dünya’da sismik hareketliliğin nasıl azaldığını okuduk mu?

Adeta Dünya; “imdat, ölüyorum” diyordu, bunu algıladık mı?

Dünya’nın yeniden hayat bulması için, böyle bir salgın; belkide doğanın, kendine  ”format atma” mekanizmasıdır.

Belki doğal yaşam, “fabrika ayarlarına” dönmek istemiştir.

Bütün bunlar; dışımızda olanlardı; peki ya içimizde olanlar?!

Belki de yalnızlaşıp, kendi kendimize kalmamızın bize sunduğu fırsatlar sayesinde, kendi içimize dönüp düşünme fırsatı bulduk.

Hatalarımızla yüzleştik.

Hayatın koşuşturması içinde, ben ne yapıyorum? “Böyle bu koşturma nereye?”demenin fırsatını bulduk.

Bulmalıydık…

Eğer bulmadıysak, çok yazık. Oysa bunun için oldukça bol zamanımız vardı. 

Çünkü bunun için tüm Dünya’da sistem durmuş ve bizler zorunlu da olsa evde kalma fırsatı bulup, kendimizle yüzleşme fırsatı bulmuştuk…

2020 yılı, bir perdenin kapandığı ve bir şeylerin sonuna geldiğimiz  yıldı…

2020’de YILIN EN ÖNEMLİ TARİHİ: 21 ARALIK 2020 idi…

Bu tarihin bu sene hem, 20 yıllık döngünün bitişi ve yenisinin Kova burcunda başlangıcı; hem de yeni 1 çağ olan, “Kova Çağına yolculuk” ile alakası var.

Küçük resim =20 yıllık döngü / Toplumsal dizayn ( Satürn+Jüpiter kavuşumu)

Büyük resim=2160 yıllık döngü/ 1 çağ

Aslında astrolojik anlayışla, içinde bulunduğumuz resme  (büyük resim) uzaktan baktığımızda gördüğümüz, bir “çağ”ın sonuna gelip, bir başka “çağ”ın başlangıcında (Kova Çağı) olduğumuzdur.

“Çağ”lar, 2160 yıllık zaman dilimleridir.

Yaklaşmakta olan çağ, Kova çağıdır. 

Ancak bu Çağın tam olarak başlangıcı, matematiksel olarak (artı/eksi)  2160 yılı olacaktır. 

O tarihe kadar sıfır yılı ile başlayan Balık Çağı hüküm sürmektedir.

Ayrıca çok daha büyük bir resme bakacak olursak; 12 tane çağ ile (bir Zodyak çarkı), toplamda 25.920 yıllık bir tam döngüyü gerçekleştirir.

İnsan ömrünün kısalığından dolayı, bir tam döngüyü kavrayabilmemiz maalesef henüz mümkün değil.

En fazla içinde yaşadığımız çağı anlayabiliyoruz. Onun da sadece bir bölümünü.

Peki biz neyi yaşıyoruz?

Biz bir çağın finalini yaşıyoruz. 

Tam geçiş döneminde olan bir nesiliz. 

Bu kimine göre çok heyecan verici gelebilir. Kimine ise büyük bir şanssızlık gibi görünebilir.

Oysa böyle bir döneme rastladığımız için, çok özel bir nesil olduğumuzu düşünebiliriz. 

Bir çağın kapanışında, diğer bir çağın başlangıcında tam da “kapı eşiğinde” olan bir jenerasyonuz.

Nesiller olarak ta, muhtemelen biz ve torunlarımız ömrümüzü bu eşikte geçiriyoruz.

Yaklaşmakta olan çağın adı, KOVA çağıdır…

Kova, “hümanist” bir burç olduğundan; “insan” odaklı bir çağın geldiğini bilmek, en azından yüreklere su serpiyor.

Kova temaları denilince;

Özgürlükler, toplumsal olaylar.

Hümanizm, bütünün hayrına hareketler.

Tüm dünya yüzeyinde kollektif çalışmalar, yeni organizasyonlar, gruplar ve örgütler

Yeni keşifler, teknoloji ve tıb alanında büyük ilerlemeler

Tıb- dna alanında büyük keşifler ve muhtemelen, hastalıkların ortadan kalkışı.

Teknoloji  alanında daha önceden bilinmeyen, yepyeni uygulamalar. Muhtemelen teşhis konusunda  kullanılan yapay zekalar.

Yeni “micro-micro” mikroskoplarla, yeni “micro bilinmeyenler” dünyası ile tanışmalar. Dolayısı ile, henüz  akla hayale gelmeyen çözümler.

Marjinallikler, asilik, başkaldırı, ayaklanmalar, anarşizmin ile tüm Dünya’da hareketlilik.

Sıra dışı, daha önceden eşi benzeri  görülmemiş olaylar. Kaos.

“Hava” ve göklerle ilgili olaylar, yeni nesil teknolojik buluşlar.

Örnek HAARP gibi:  yeni buluşlar ile karşılaşacağımız sıra dışı felaketler.

Ve  2160’ya doğru, KOVA ÇAĞI = BİLGİ ÇAĞI = ÜSTÜN AKIL

 “Uzaylı” dediğimiz, “farklı” yaşam formları ile irtibatların da muhtemel olabileceği zaman dilimi. 

Muhtemelen, yeni  teknoloji  aracılığı ile “konvert” edilen lisanlar/iletişimler

Örnek: Dünya dışı ile uyumlanan iletişim.

Bilginin maden veya minerallere yüklenmesi, dolayısı ile bilgi transferi.

Örneğin: maden veya minerallerle, mesela; kuvarz taşı ile bilgi alış-verişi veya iletişim. 

Yada bugüne kadar okuyamadığımız, minerallerin çözülmeleri gibi, yeni bir buluşun açığa çıkması, dolayısı ile “üst düzey bilgi çağının” başlaması.

Çağ değişimleri 2000 küsür yıllık bir zaman dilimini kapsadığından, her jenerasyonun görmesi  elbette mümkün değil.

Biz bu geçiş  zamanına  tanıklık etmekte olan bir nesiliz. Şans mı, şanssızlık mı zaman içinde anlayacağız. Ancak bizler tanıklık ettiğimize göre özel bir zaman diliminde yaşadığımız da bir gerçek.

Elbette  Kova Çağını biz göremeyeceğiz, fakat o çağa doğru uyumlanma süreci bize rastladı.

Bu uyumlanma süreçlerini de 20’şer yıllık döngüler halinde adım, adım her 20 yılda bir, o burcun konusuna göre deneyimleyerek ilerleyeceğiz.

Bu süreçler her seferinde Satürn ve Jüpiter’in bir burçta kavuşum yapmasıyla  başlayan toplumları dizayn eden süreçlerdir. 

Çünkü Satürn ve Jüpiter toplumsal gezegenlerdir. Özel zamanları başlatır ve 20 yılın sonunda, toplum o konuyu öğrenmiş olur.

Eğer bu süreç içinde “insanlık” öğrenmesi gereken konularda geciktiyse, bir şekilde başaramadıysa; aynen 2020 yılında olduğu gibi fazladan tutulmalarla ve gezegen retrolarıyla (retrolar hataları düzeltme fırsatı sunar) eksik kalmış taraflarını düzeltmiş olurlar.

Tutulmalarla, alacağımız dersleri alarak, ulaşmamız gereken tekamülümüzü tamamlama şansımız olur.

Retrolarla da, geçmişte yapmış olduğumuz hatalarımızı düzeltme şansımız olur.  Affedelim ve özür dileyelim ki, bu 20 yılın dersleri tamamlanmış olsun…

Nasıl mı?

-Birine bir zarar verdik, ama bir türlü o konu veya olayla yüzleşmeden kaçtık diyelim. Bir Merkür retro döneminde, “özür dileyerek” o kişi ile yüzleşip af dileyip, bunu gerçekleştirebiliriz.

Ayrıca:

-Hayatımızda bize zarar vermiş birini, tuttuğumuz bir kini veya unutamadığımız bir olayı,  örneğin affederek de bunu gerçekleştirebiliriz.

Bitmekte olan 20 yıllık döngü:

Halen içinde olduğumuz (Mayıs 2000’den beri) ve bu yıl 21 Aralık 2020 kadar sürecek olan bu süreci “Oğlak” temaları olarak yaşamaktayız.

Oğlak; “maddiyata” önem veren, duygusal olmayan ve realist bir burçtur.

Peki nedir “Oğlak” temaları? 

Son 20 yılda hangi konularda yoğunluk yaşadık?

Sistem değişimleri: Her alanda örneklerini gördük. Tüm Dünya’de her türlü konuda sistemlerin yeniden yapılandığı ve değiştiğine şahit olduk. Temelinde hep maddiyat vardı. 

Yapı ve inşaat: En fazla son 20 yılda bu alanda bir yoğunluk yaşadık. Dünya’da her yerde adeta bir inşaat yarışı yaşandı. Temelinde yine maddiyat vardı.

Bankacılık sistemleri:  Tüm Dünya’da bankacılık ve para alanında değişimler yaşadık.  

Kova çağına hazırlık olarak, kripto ve sanal paraların ilk uygulamaları yine bu son yirmi yılda hayata geçirildi. Temelinde maddiyat var.

Sorumluluklar, görevler: özellikle iklim değişikliği ve hava kirliliği gibi alanlarda ülkeler üzerine düşen sorumlulukları alma konusunda, attıkları/atmadıkları adımlar ve neticeleri ile yine son yirmi yıla damgasını vurdu.  Anlaşmayan ülkelerin temelinde yine maddiyat vardı.

Maddiyat: son yirmi yılda Dünya yeni zenginleri ile tanıştı. Sık, sık bunlar değer olarak önümüze konuldu.

21 Aralık 2020’den itibaren, bu son 20 yıllık “Oğlak süreci” bitiyor ve çok farklı yeni 20 yıllık döngü olan Kova sürecine geçiyoruz. (Fakat bu henüz sözünü ettiğimiz Kova çağı değil, sadece ona yolculuk olan,  “toplumsal” olarak hazırlık süreci).

Ve bu süreçte en çok dikkatimizi çeken şeyin, yaşamın çok farklılaştığı olacak.

Artık hiçbir şey; eskisinin tekrarı veya devamı olamayacaktır.

Başlamakta olan 20 yıllık döngü:

Önümüzdeki 20 yıl boyunca, insanlar en çok “özgürlük” temaları ile gündem yaratacaklarını görebiliriz.

Bu “özgürlük” konularının, özellikle salgın hastalıklarla yaşanılan kısıtlamalarla yakından alakalıdır. İnsanlar kısıtlanmak istemeyecek, ancak kısıtlanmak zorunda olduklarını anlayacaklardır.

Bu da; KORONA veya benzer hastalıkların etkisinin öyle kolay, kolay geçmeceği hakkında bir fikir veriyor.

İnsanların sık, sık ÖZGÜRLÜKLERİ nedeniyle Dünya’nın farklı, farklı yerlerinde isyan ettikleri, gösteriler yaptıklarına şahit olacağız. Önümüzdeki yirmi yıllık dönemde anarşizm tavan yapabilir.

20 yıllık döngüde, toplumsal tasarımda: Pandemi

Öncelikle 21. Aralık 2020 de başlayan döngünün ilk iki buçuk yılında, sıkı bir disiplin uygulayıp, “kurallara uyarak yaşarsak eğer”, bu salgını anca yenebileceğimizi gösteriyor gezegen transitleri.

Aksi  takdirde; bu durum ile önümüzdeki 20 yıl boyunca mücadele edebiliriz. 

Eğer bu pandemi sürecinde  gerekli dersi çıkaramayıp, evrenin mesajını çözemez ve gerekli sorumlu davranışları yerine getirmezsek; önümüzdeki  20 yıl boyunca; covid-19 gibi bir sürü salgın ile mücadele ederiz.  

Taa ki biz öğrenene dek.

Satürn’ün Kova burcundaki transiti böyle bir süreç.

21 Aralık 2020’de başlayan Satürn+Jüpiter kavuşumu ile başlayan süreç Kova burcunda 2,5 yıl sürecek. ( Nisan 2023)

Dolayısı ile önümüzdeki 2,5 yıl boyunca sorumlu davranmayı  (Kova teması ile “bütünün hayrına”) öğrenerek yaşayacağız. 

Kendimizden başkalarını düşünerek, sorumlu davranmayı öğrenmek, toplumdan talep edilen. 

Satürn; transitinin bitiminde, sabırla sorumluluğunu yerine getireni ödüllendirir.

Eğer 2,5 yılda bunu başaramazsak (2023 İlkbahar); kalan 18 yıl içinde farklı, farklı salgınlarla ciddi bir şekilde mücadele ederiz. (2040 Kasım)

“Bu pandemi ne kadar sürecek?”, sorusunun cevabının: yine kendimize bağlı olduğunu görüyoruz buradan.

Satürn/Kova sürecinde bizden beklenen; kendimizden başkalarını düşünerek, “sorumlu” davranmayı ne kadar çabuk öğrenirsek, bu salgından o kadar çabuk kurtulacağızdır.(2023 ilkbahar)

Yoksa 20 yıl farklı, farklı salgınlarla uğraşacağız. (Kasım 2040)

Bu 20 yıllık döngüde, (toplumsal gezegen olan Satürn ve Jüpiter), toplumun yeniden dizayn edildiğini görüyoruz.  İnsanlık kollektif hareket etmeyi   ve “bütünün hayrına” davranmayı öğreniyor.

Salgından kurtulmak istiyorsak, kolektif olarak hep birlikte bu sorumluluğu almalıyız.

2021 yılını anlatmadan önce, özellikle nasıl bir geçiş döneminde olduğumuzu anlatmaya çalıştım.

Çünkü büyük resmi (2160 yıllık çağ )göremediğimizde, küçük resmi (20’şer yıllık Satürn+Jüpiter kavuşumları ile başlayan zaman dilimi) anlayamadığımızda, tek başına 2021 yılı yorumu, hiç bir şey ifade etmez.

21 Aralık 2020 itibari ile yeni bir çağa geçmek üzere eşik atlayacağımız, yolculuğumuza başlamış bulunuyoruz. 

2021 YILI

2021 yılında, yılın ilk yarısı Mayıs sonuna kadar; 2020 yılının devamı olarak yaşayacağız. 

Dolayısı ile ilk çeyrek yılda; genel anlamda değişen çok fazla bir şey olmayacak. Maske, mesafe ve hijyen konusunda, bir gevşeme bekleyemeyiz.

Ancak bu süreçte, salgından korunma kurallarını iyice öğrenmiş ve yaşantımızın bundan sonraki parçası olarak benimsemiş olacağız.

Yılın ikinci yarısından itibaren, bir çok olayın sonuçlarını net olarak görmeye başlıyoruz.

Salgını “yok” saymakla, yok olmadığını gösteren sonuçlarla, yılın ikinci yarısında net olarak yüzleşmiş olacağız.

Bu tablo ile yüzleştikten sonra, yaz boyunca “yeni yaşam stilimize” göre; hijyenik şekilde sadece kendimizi koruyarak değil, karşımızdakini de koruyarak yaşamayı öğreneceğiz. 

Toplum; bu yeni yaşam biçimini benimsemek zorunda…

Ancak yazın; havanın ısınmasıyla, yine salgın bitmiş gibi davranabiliriz. 2020 yazı gibi eğer yine sorumsuz davranışlar sergilersek, bunun da sonuçlarını Kasım 2021 itibari ile yeniden görebiliriz.

Aralık 2021 itibari ile yeni önlemler ve kurallara göre, Mayıs 2021 sonunda salgın neticesi olarak ortaya çıkan tablo, “Yeni Dünya Düzenine Geçiş” olarak gündem olabilir. 

Dolayısı ile 2021 yılında yaşanan tutulmalara göre; açığa çıkan ipuçlarından, 2021’de bu salgının bitemediğini görüyoruz.

Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak…

2021 yılını, tutulmalara göre takip eden yazılarımda detaylıca anlattım. Lütfen “öncevatan” gazetesinde takip etmeye devam edin.

Astrolog Özlem Çetinkaya YILMAZ

Kişisel harita çalışması isteyenler: Whatsapp 5312585128 arayınız.

Facebook grubuma üye olan 10 kişi,  2021 yılı için kişisel harita çalışması kazanacaktır.

Şu konuları 2021 yılı olarak sizin için hazırladım. 

2021 YILI

2021 Yılı - Giriş yazısı

2021 Yılı tutulmalar - Dünya ve Amerika

2021 Yılı Tutulmalar – Türkiye

2021 Koç

2021 Boğa

2021 İkizler

2021 Yengeç

2021 Aslan

2021 Başak

2021 Terazi

2021 Akrep

2021 Yay

2021 Oğlak

2021 Kova

2021 Balık