Milli Eğitim Bakanlığınca düzenlenen 17. Milli Eğitim Şurası 13–17 Kasım 2007 tarihleri arasında yapılacak. Şuraya, eğitim çevrelerinden 800'e yakın kişinin katılması bekleniyor. MEB’in en yüksek danışma ve karar organı olan milli eğitim şuralarına, eğitimle ilgili tüm çevreler davet edildi. Toplantılarda alınan kararlar, onaylandıktan sonra bir takvime bağlanarak, uygulamaya konuluyor. Şuranın gündeminde iki madde yer alıyor. Bir: Türk Millî Eğitim Sisteminde Kademeler Arasında Geçişler, Yönlendirme ve Sınav Sistemi. İki: Küreselleşme ve AB Sürecinde Türk Millî Eğitim Sistemi. Şu ana kadar 81 ilde ve 13 bölgede şura çalışmaları yapıldı. 10 Temmuz 2006 itibari ile il ve bölge raporları Ankara’ya ulaştırıldı. Rapor haline getirilen çalışmalar, Şura üyelerine dağıtılmak üzere basıldı. Ayrıca, ABD, Avusturya, Avustralya, Belçika ve Rusya Federasyonu'nun eğitim sistemleriyle ilgili bilgiler de Şurada ele alınmak üzere derlendi. Şuranın ağırlıklı konusunu, sınav sistemi ve AB'ye giriş sürecinde Türk eğitim sistemi oluşturacak. Bu çerçevede, Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) ile Ortaöğretim Kurumları Sınavı (OKS) masaya yatırılacak. Bunun yanı sıra okul kademeleri arasındaki geçişler ve yönlendirme de ele alınacak. İlki 1939 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel başkanlığında “Cumhuriyet Maarifinin Plan ve Esasları”, “Çeşitli Öğretim Derecelerindeki Müesseselere Ait talimatnamelerin incelenmesi” ve “Bütün Müfredat Programlarının İncelenmesi” konu başlıklarının ele alındığı Şura, son olarak 1999 yılında mesleki eğitim konusunda düzenlendi. Şura çalışmalarını organize eden Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof.Dr. İrfan Erdoğan, şuranın “özgür bir ortamda gerçekleşeceğini” belirterek, “Şuradan, toplumu gerecek, toplumun bütün kesimlerinin katılmayacağı bir tavsiye kararı çıkmasını beklemiyorum” dedi. 17. Milli Eğitim Şurası’nın, 7 yıl aradan sonra düzenlendiğini kaydeden Erdoğan, “Önemli bir altyapı çalışması gerçekleştirdik. Her bir şuranın döneme özgü bir ana teması olur. Şuralarda, şuranın düzenlendiği dönemden sonraki yıllar için bir eğitim vizyonu ortaya çıkmış olur. Çünkü çok sayıda eğitimcinin, eğitimle ilgili sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin, vali, belediye başkanı gibi yöneticilerin geniş bir katılımıyla gerçekleşen bu denli başka bir platform yok.” Dedi. 17. Milli Eğitim Şurası’nın ana konularının Türkiye’nin içinde bulunduğu dönemle “çok ilgili” olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Bugüne kadar yapılmış şuraların her birçok değerliydi ama özellikle bu şuranın, içinde bulunduğumuz zamana özgü sorunlara değinme fırsatı yaratacağı için çok işlevsel olduğunu düşünüyorum. Çünkü özellikle son yıllarda Türk eğitim sisteminin aşırı derecede sınav odaklı olduğundan bahsediliyor. OKS ve ÖSS etrafından dönüp dolaşan eleştiriler var. Eğitim sisteminin sınava dayalı hale gelmesinden dolayı tahrip olduğu dile getiriliyor. Eğitim sistemi, özellikle son yıllarda sınav bağlamında ele alınıyor ve bir çıkış noktası aranıyor. İşte bu çıkış noktası şurada ortaya konabilir. Bu açıdan şura, konusu itibarıyla çok işlevsel ve farklı. Asıl değişiklik yapılması gereken alan eğitimdir. Eğitim, felsefi açıdan, yöntem açısından, AB’ye giriş bağlamında ele alınmak durumunda. Şimdiye kadar bu yönde adımlar atıldı, AB ülkeleriyle uyum çalışmalarına hız verildi. Ancak bunların topluca ele alınması ve AB perspektifinde önümüzü görmemize yol açacak bir vizyonun ortaya konması açısından, şura faydalı olabilir. Yani, şurada ele alacağımız her iki konu da yeni ufuk geliştirmemiz gereken konular. Bu nedenle şura, yapılmış olmak için değil, geleceğe ışık tutmak için gerçekleştirilmiş olacak.” Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof.Dr. İrfan Erdoğan, üniversiteleri temsil edecek kişileri seçmeleri için YÖK’e yazı yazdıklarını belirtti. Erdoğan, “Bugüne kadarki şuralarda, üniversite rektörlerini, dekanları Milli Eğitim Bakanlığı davet ederdi. Bu kez üniversite temsilcilerine, özellikle rektör, dekan düzeyindeki üniversite yetkililerini YÖK belirledi. Bu, ilk kez oluyor” diye konuştu. YÖK’ün şuraya katılacakların listesini gönderdiğini ifade eden Erdoğan, buna göre 15 devlet, 5 vakıf üniversitesi rektörünün, 10 eğitim fakültesi dekanının, 20 eğitim fakültesi öğretim üyesinin, 10 eğitim fakültesi dışındaki fakültelerden öğretim üyesinin ve 2 öğrenci temsilcisinin şuraya katılacağını söyledi. Erdoğan, bunların dışında kendilerinin de üniversitelerden öğretim üyesi davet ettiklerini, YÖK’ün seçtikleriyle birlikte şuraya üniversite çevresinden 137 kişinin katılacağını ifade etti. Şura için üyeleri gönderilen materyaller gerçekten aydınlatıcı ve katılımcılar için önemli ipuçları veriyor. Yani 17. Milli Eğitim Şurası için hummalı bir çalışma yapılmış. Böylesine kapsamlı çalışma gerçekleştirdikleri için başta Milli Eğitim Bakın Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik’e olmak üzere, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Sayın Prof. Dr. İrfan Erdoğan’a ve Genel Sekreter Sayın Nazım İrfan Tanrıkulu’ya ve diğer emeği geçenleri kutluyorum. Şuranın başarılı geçmesini ve ülkemizin geleceği adına güzel adımların atılmasını diliyorum.