RÖPORTAj: Habib BABAR

Almanya Köln'de tiyatro sanatçısı olarak yaşayan Wilma Elles'in hayatı Türkiye'de çekilen ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’dizisinden aldığı teklifle tamamen değişti… Rolü gereği herkesin nefretini kazanan bir kadındı artık o… O yuva yıkıcı Caroline olarak girdi hayatımıza… Bir dönem izlenme rekoru dizideki muhteşem rolüyle Türk izleyicisinin gönlünde taht kurdu… Mütevazi kişiliği, güler yüzü ile evlerin kızı oldu Wilma Elles... Güzel oyuncu yapımcıların dikkatini üzerine çekmeyi başarmıştı,ardı ardına gelen dizi ve sinema filmi teklifi Wilma Elles’i zirveye taşımıştı… Ünlü oyuncu  Türkçeyi artık neredeyse akıcı bir şekilde konuşuyor. Elles yabancı dillere karşı bir yeteneği olduğunu söylüyor. İngilizce, Fransızcanın yanı sıra Arapça da okuyup, yazıyor. Üniversitede hem tiyatro hem de İslam bilimi eğitimi almış, dolayısıyla bizim kültürümüze yabancı değil. Wilma Elles ile dününü bugününü konuştuk, haydi buyurun bu keyifle sohbetimize…

AİLEM OYUNCU OLMAMA KARŞIYDI

BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?

Ben Almanya’nın Köln şehirlinde anne babanın ikinci çocuğu olarak dünyaya geldim. Büyük babam büyük elçiydi. Annem ve babam büyükbabamın evinde yaşadılar.Bu evdeki olanları çok iyi hatırlıyorum. Etkinlikler ve yemekleri düzenlendi vs. Ardından 3 çocuk daha geldi. Anne ve babam 35 sene evli kaldı. Annemi maalesef yaklaşık 5 sene önce kaybettim. Anne ve babam benim oyuncu olmamı asla istemediler ve çok karşı çıktılar. Ben oyuncu olmak için direnince 17 yasındayken beni evden attılar ve geri döneceğimi sandılar. Ancak ben kendi dairemde kalmaya, okulumu ve üniversiteyi bitirip  hayatım için para kazanmaya başardım. Onlar hem şaşırdı hem de sonra çok gurur duydular. İlişkimiz her zaman çok yakındı. Benim sadece daha makul bir mesleği seçmemi istediler. O yüzden oyunculuk okulun yanında  Siyaset, İslam Bilim ve Tiyatro ve Film Bilimleri üniversitede okudum. Kendimi hem sanatçı olarak, hem iş kadın olarak görüyorum ve o şekilde geliştiriyorum.

4 YAŞINDAN BERİ OYUNCU OLMAK İSTEDİM

OYUNCULUKTAN ÖNCE NELER YAPIYORDUNUZ?

(Bu sorumuza gülerek yanıt veriyor….) Oyunculuk tan önce? Öyle bir zaman hatırlamıyorum çünkü 4 yaşından beri oyuncu olmak istedim. Her zaman ya kardeşlerimle, köpeğimle, ya en yakın arkadaşlarımla farklı karakterleri girip  oyunlar yaptık ve evimizin terasında komşuları sergiledik. Sonra dans, gitar ve san ve oyunculuk dersler aldım ki oyunculuk kabiliyetlerimi gelişsin diye. Paramı ya mankenlik, ya da oyunculuktan kazandım. Bunun yanında ek işler yaptım. Ek işleri yapmamın sebebi ise merak ettiğim için ve oyunculuk kabiliyetlerim yükselsin diye yaptım. Mesela bir ay garsonluk, bir ay ekmek fabrikası’nda, bir ay çiçekçi’de, bir ay ofisinde, bir hafta parlamentoda amcamın yanında, bir ay at binme hoca olarak vs. çalıştım.

NE ZAMAN KAMERALARLA TANIŞTINIZ?

Kameralarla 10 yasındayken tanıştım. Çünkü oyunculuk okulumda kamera ile çalışmalar yaptık. İlk TV rollerini 14 yasındayken oynadım.

İLK SİNEMA FİLMİMİ TÜRK YÖNETMEN ÇEKTİ

İLK FİLMİNİZ İN İSMİ NE?

14 ile 20 yaşlarımda yaklaşık 40 kısa filmlerde oynadım. Daha sonra Türk yönetmen Gökhan Sayım’ın çektiği “Das Weinen Davor” isimli sinema filminde başrol oynadım.Yönetmenin bir Türk olması tesadüf değildi…(Gülmeye başlıyor…) Bugüne kadar sanırım yaklaşık 30 sinema film çektim ve 5 dizi de rol aldım. ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki, Yeter, Filinta, Gurbette Aşk, en son Arka Sokaklar’da oynadım. Türklerle her zaman hayat boyu yollarım kesişti ve çok iyi ilişkilerim oldu. Almanya’da zaten şimdi 8 milyon Türk (kökenli) yaşıyor.

TÜRKİYE’YE NASIL GELDİNİZ?

2008’de Karadeniz de çekimleri yapılan “Türk Usulü”isimli film için gelmiştim. Bu filmden sonra bana ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’dizisini tavsiye ettiler.2010 yılında ise bu dizi için geldim. O gün, bu gündür Türkiye’de oyunculuğumu sürdürüyorum.

TÜRKLERLE YOLLARIM HER ZAMAN KESİŞTİ

KISA SÜREDE TÜRK HALKININ GÖNLÜNDE TAHT KURDUNUZ, BUNUN SIRRI NE?

Dediğim gibi ilk okul arkadaşım bile bir Türk’tü. Türklerle yollarım her zaman kesişti. Fazla beklemeden projeden projeye yer aldım. Birçok  iyi arkadaşım burada. Türk kültürü tam bana göre.  Buraya çok alıştım ve ne kadar da seyahat etsem, başka  ülkelere film için gitsem yine Türkiye’ye dönüyorum. En sonunda da Ailemin ilk Türk’ü ben oldum.

TÜRK SİNEMA NASIL BULUYORSUNUZ?

Türk sineması seyirci sayısı açısından çok başarılı. Türkler sinemaya gitmeyi çok seviyorlar ve sinemaların kalitesi de çok iyi ve lüks. Hepimiz sinemada film izlemeyi çok özledik. Pandemi bittiğinde ilk önce sinemaya gitmeye arzu ediyorum. En çok seyirci kapan filmleri aslında her sene nerdeyse aynıdır. Umarım daha farklı projeler sinema severlerle buluşur. Daha şaşırtıcı ve değişik filmler çekilir. Mesela gelecekle alakalı olan bir film, ya da farklı daha önce hakkında çekilmemiş olan bir film çok görmek isterim. Madenin içinde, fobilerle alakalı, bir bebeğin gözünden vs…. Güzel olur…

2021 YILI İÇİN HEYECANLIYIM

HİÇ UNUTAMADIĞINIZ BİR ANINIZI BİZİMLE PAYLAŞMAK İSTER MİSİNİZ?

Hiç unutamadığım bir anı, aslında çok fazla anı var… Ölüm ve doğumla ilgili olanlar tabi ki en unutulmaz oluyor. Ama Sizi şuanda üzmek istemiyorum. En unutulmaz an ilk Türkiye’ye geldiğim akşam. Tek başına, yeni otelimde oturuyorum ve yaklaşık 2 saatlik bir fırtına , gök gürültü ve yıldırım le dahil kopuyordu  bu benim için çok büyüleyici bir andı…’ Acaba benim geleceğim bu fırtınaya mı benzeyecek’  diye kendime sormuştum.

YENİ PROJELERİNİZ VAR MI? 

 En son Sebahattin Kat’ın yapımcılığını, Hakan Kurşun’un yönetmenliğini yaptığı “Sakin ol’isimli sinema filminde yer aldım. Aralık ayının sonlarında İzmir’de çekilen filmde Hakan Meriçliler, Levent Sülün ve Tüba Ünsal’da oynadı. Şuanda hemen çekilecek olan bir projem var. Ama şuanda henüz üzerinde konuşamıyorum.  Sanırım pandeminin sakinliğini yazarlar iyi değerlendirdiler çünkü birçok senaryolar geldi bana. Çok şükür. 2021 yıl için heyecanlıyım.

DOĞUM YERİ : KÖLN ALMANYA

GÖZ RENGİ: YEŞİL MAVİ

BOYU: 177 CM

HOBİLERİ: PROJE ÜRETMEK, PROJE İÇİN ÇALIŞMAK, FİKİRLER GELİŞTİRMEK, RESİM YAPMAK, DANS, ŞARKI SÖYLEMEK, YENİ ŞEYLER İLK DEFA DENEMEK, SEYAHAT ETMEK.

FOBİLERİ: BÖCEKLER, AKREP, DEPREM

EN SEVDİĞİ RENK: KIRMIZI

TUTTUĞU TAKIM: SPOR YAPANIN , EN İYİSİ OLANIN HERKESE TEBRİK EDİYORUM.