MEHMET EREN KARABULUT

“Annemin Küçük İnsanları, Savaş Sahrası, Cenk Peşinde”

Bu hafta röportaj konuğum Mehmet Eren Karabulut. Yine örnek alınası bir röportaj. Evlatlarımız bizlerin yansıması derim birçok makalemde. İşte bu satırlarda bu söylemin ispatı.  Son dönemlerde yeni jenerasyon evlatlarımız telefon, bilgisayar, tablet ve telefonla yatıp kalkar oldu. Mehmet Eren bütün ezberleri bozarak 14 yaşında olmasına rağmen “Annemin Küçük İnsanları, Savaş Sahrası ve Cenk Peşinde” isimli 3 tane kitap çıkardı. Maşallah sana Mehmet Eren. Mehmet Eren Karabulut 7 Şubat 2007 doğumlu. “Aslı Abla; büyüyene kadar annem ve babam biz mızmızlanınca bize telefon ve tablet vermektense önümüze kâğıt, kalem koyarlardı. Bu şekilde hayal gücüm genişledi ve küçücük bir şeyden harika hikayeler oluşturmaya başladım. Orta Okula başlayınca tarihe ilgim artmaya da başladı. Bu ilgi son dönemlerde TV kanallardaki tarihi dizilerle güçlendi. Bizim evde okuyan yazan çok, onlardan etkilendim ama bana göre herkes yazabilir, özelliklede hayal güçleri geniş olan kişiler.  Hayali olan sadece hayalini kurduğu şeyi yazsa zaten yazmış olur diye düşünüyorum. Yayınevleri çok ilgili değiller bizim gibi yazmaya hevesli kalemlere. Sadece popüler isim mi diye bakıyorlar. Annem matbaa ile anlaşarak bir bütçe ayırarak bastırıyor. Ama bu da zorluyor. Bu konuda bende yayınevlerinden destek bekliyorum. Benim gibi yazmaya ilgisi olanları desteklesinler. Çünkü pahalı bir iş sürekli kendiniz, anneniz, babanız basamaz ki.” İfadelerini kullanan yaşı küçük ama bakış açıları çok büyük Mehmet Eren Karabulut kardeşimizle röportajımız sizlerle.              

Şahanesin sen Mehmet Eren. Yine gururla tuşlara vurduğum bir röportaj. Senin yaşındakiler tableti telefonu elinden bırakmıyor. Gerçekten senin gibi evlatlarımızı görünce geleceğe dair umutlarım çoğalıyor. Söyleşimize seni tanıyarak başlayabilir miyiz? Kimdir Mehmet Eren Karabulut? Bir günü nasıl geçer?

7 Şubat 2007’de dünyaya geldim. Büyüyene kadar annem ve babam kardeşlerimde dâhil olmak üzere, biz mızmızlanınca bize telefon ve tablet vermektense önümüze kâğıt, kalem koyarlardı. Bu şekilde hayal gücüm genişledi ve küçücük bir şeyden harika hikayeler oluşturmaya başladım. Orta Okula başlayınca tarihe ilgim artmaya da başladı. Bu ilgi son dönemlerde TV kanallardaki tarihi dizilerle güçlendi. Bir günüm genellikle canlı derslerle geçiyor ama onun dışında müzik dinleyip, resim çizip, kitapta okuyarak, yürüyüş yaparak geçiyor.      

İlk kitabını çıkartmayı ne zaman ve nasıl düşündün?

İlk kitabımın adı “Annemin küçük insanları” 2018 de basıldı. Annemin bana anlattığı bir hikâyeden ilham alarak 8 sayfalık küçük bir kitap yazdım. Annem bana sürpriz yaparak basmıştı. Basılacağını hayal etmemiştim. Kitabı basarak doğum günümde imza günü konseptiyle bir parti düzenleyerek arkadaşlarımı davet etmişti. Bu güzel sürpriz ve partiden sonra hemen 2. Kitabı yazmaya karar verdim. Artık basılacağını bildiğim için daha hevesliydim. 

Bu ilk kitabın değil maşallah. Diğerlerinden de bahset lütfen. Örnek olsun herkese ve yaşıtlarına. Kitaplarının ismini belirlerken göz önünde bulundurduğun kıstaslar nelerdir? Herhangi hikâyeleri var mı kitap isimlerinin?

“Cenk Peşinde”

Genellikle kitabın kurgusuna göre belirliyorum. Mesela “Cenk Peşinde” kitabımı ele alalım. O dönemlerde tarihe ilgim yoğun olduğu için konusu cenk olan bir kitap yazdım, adını da konusu gibi Cenk ile ilgili olduğu için Cenk Peşinde koydum. Kitap isimlerimi konu ile alakalı olarak belirliyorum.  Duyduğum bir hikâyeden etkilenerek üzerine düşünüyorum, önce ismi belirliyorum, sonra konusunu ve karakterlerimi oluşturuyorum yazmaya başlıyorum. 

Konularını nasıl seçiyorsun? Konu seçimi tesadüfimi oluyor ya da hayatta karşılaştığın bazı olaylardan mı etkilenip yazıyorsun?

Konularım ilgi alanlarıma göre değişiyor. İlk kitabım olan Annemin Küçük İnsanlarını annemin anlattığı bir hikâyeden ilham alarak yazmıştım. Fakat tarihe ilgim başlayınca konuları dizilerden, okuduğum tarih kitaplarından veya da filmlerden ilham alarak yazıyorum.

Yaşadığın coğrafyanın yazı yolculuğuna etkisi var mıdır?

İstanbul tarihi bir şehir, tarihe merakım olduğundan etkisi olduğunu düşünüyorum. 

Ruh dünyan nereye ait Mehmet Eren? 

Eski döneme 1100, 1200’lü yıllara ait hissediyorum kendimi ama bu döneme de uzak olduğum söylenemez.

Kitaplarında genel tema ve içerikten biraz bahsedebilir misin?

Son iki kitabım tarih ilk kitabım ise macera ve fantastik ama bundan sonra hep tarih yazmayı düşünüyorum.  Bu konuda kendimi geliştirmeyi hedefliyorum. Sadece yazmıyorum aynı zamanda tarih üzerine kitaplar da okuyorum.

Mehmet Eren kardeşim, yazmak senin için hayat boyu sürecek bir serüven mi yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğün bir zaman var mı?

Hayatım boyu hiç bırakmayacağım alışkanlıklarımdan biri olduğuna inanıyorum. Aslında yazı yazarken iyi hissediyorum, kendimi olayların içerisinde buluyorum ve bu duygu anlatılmaz yaşanır. Hayalini kurup gerçekleştiremediğim her şeyi kalemimle gerçekleştiriyorum. Yazmak bana hayallerimi yazarak da olsa gerçekleştirme fırsatı sunduğunu düşünüyorum.               

Yazı yolculuğunda gelecek ile ilgili projelerinden bahseder misin?

Yeni kitaplar yazmayı düşünüyorum. Hayali kurgusu olan ama yine de tarih üzerinden gitmeyi düşünüyorum. 

Bu yolculukta en büyük desteği kimlerden aldın? 

ANNEM YOLUMU AÇTI ÇOK YARDIMCI OLDU

Annemden aldım, gerçekten çok yardımı dokundu. Yolumu açtı. Nasıl, nereden başlayacağıma yardımcı oldu. Yeteneğim olduğunu fark edince ilk baskıyla teşvik etti. Hep heveslendirdi.  Okulda karneler gününde ilk baktığı yer kaç kitap okuduğun ve davranış notu kısmıydı matematik puanı değildi. Yazı yazmamızı, resim çizmemizi ve kitap okumamızı yani sosyal hayatımızı ders notlarının önünde tuttu. Bunlar çok önemli bir çocuk için. 

Ne tür okuyucu kitlesine hitap ediyorsun?

Her yaştan insana hitap ediyorum. Çocuk kitabını bir büyük okuyarak çok şey öğrenebilir aslında. 

Yeni bir projen var mı? Var ise kitap ne zaman çıkıyor ve okuru bu yeni kitapta ne gibi sürprizler bekliyor?

Farklı bir tarzda yazdım, ilk üç kitabımdan çok farklı. Ancak fazla bilgi vermek istemiyorum, çıkınca hep beraber görelim. 

"Cenk Peşinde" kitabınla birlikte güzel bir okur kitlesi yakaladın bunu yakınen takipteyim. Kitap ile ilgili dönütler nasıldı Mehmet Eren?

Çok güzel dönüşler geldi, kitabın karakterleri ve olayları beğenilmişti devamını soranlar bile oldu. Ama öyle bir beklentimde olmadı açıkçası yazmıştım, beğenmiştim, mutluydum.

Şu an gündemde olan Corona virüs meselesi hayatımızın tam ortasına oturmuş durumda. Bu husus kitap satışlarında, dergi ve gazete gibi yazılı basımlarda kötü bir etki yaptı. Birçok aktif piyasa çöktü. Bu konu hakkında neler söylemek istersin? 

Maalesef ülkemiz Coronavirüs ile büyük bir imtihan geçirdi ve geçirmeye de devam ediyor ama bu olumsuzu da olumluya dönüştürebiliriz. Mesela ben kendimle daha çok vakit geçirdim ve farklı yeteneklerimi keşfettim.    

Bende bu yazabilmek meziyetinin sonradan kazanıldığına inananlardan değilim.  Seni yazmaya özendiren şeyler neydi?

BİZİM EVDE OKUYAN YAZAN ÇOK, ONLARDAN ETKİLENDİM

Bizim evde okuyan yazan çok, onlardan etkilendim ama bana göre herkes yazabilir, özelliklede hayal güçleri geniş olan kişiler.  Hayali olan sadece hayalini kurduğu şeyi yazsa zaten yazmış olur diye düşünüyorum. Ben önce hayal ediyorum sonra yazıyorum mesela.         

Kimsenin okumayacağını bilsen bile yazar mıydın?

Yazmazdım büyük ihtimalle. Yani yazsam bile basmazdım desem daha doğru olur. Kendi kendime yazardım herhalde bilemiyorum ama desteklenmek önemli

Türkiye’de kitap yayımlamak zor mudur? Bu yolculuğa adım atacak lakin hiç bilmiyorum ne yapacağımı diyen genç kalemdaşlarımız için bir kitabı yayımlatmak için hangi süreçlerden geçmek gerekir?

YAYINEVLERİNDEN DESTEK BEKLİYORUM

Yani bende daha tam pişmedim yanlış bilgi verebilirim, işin ustası olmadığım içi pek fazla bilmiyorum. Yayınevleri çok ilgili değiller. Sadece popüler isim mi diye bakıyorlar. Annem matbaa ile anlaşarak bir bütçe ayırarak bastırıyor. Ama bu da zorluyor. Bu konuda bende yayınevlerinden destek bekliyorum. Benim gibi yazmaya ilgisi olanları desteklesinler. Çünkü pahalı bir iş sürekli kendiniz, anneniz, babanız basamaz ki.          

 Sence herkes kitap yazabilir mi Mehmet Eren? Yazmak bir yetenek midir?

Herkes yazabilir, bir yetenek ama bana göre geliştirilebilir bir yetenek. Üzerine gider ve pes etmezseniz mutlaka geliştirip mükemmel olmasa da bir kitap yazabilirsiniz. Yeter ki insan istesin

Cenk Peşinde isimli kitabını inceledim çok başarılı. Yürekten kutluyorum. Yazı yazmak sence senin tek mesleğin olabilir mi? Başka bir deyişle, tek uğraşının yazmak olduğunu düşünebiliyor musun? 

Senarist olmak istiyorum ama zaten o da yazma gerektiren bir meslek olduğu için evet bir meslek olabilir. 

Bende yazmak istiyorum diyen senin gibi tazecik genç yazarlara tavsiyeler desem? 

Kitap okumalarını, hayal kurmalarını, doğada yürümelerini tavsiye edebilirim. Gökyüzünü izlemek, doğayı izlemek, insanları izlemek çok şey katıyor bana. Çok yazmalarını değil anlamlı yazmalarını öneriyorum. Yazdığınızın bir anlamı olursa kitap olur. 

Röportaj: Aslı M. Sarı