Bizim dönemimizde, bir 5 yıllık kalkınma planı yürürlüğe girdiğinde, hemen müteakip 5 yıllık kalkınma planının hazırlıklarına başlanır, plan, hedef ve öncelikleri belirlenir, özel ihtisas komisyonları teşkil edilip, çalışmaya başlar, staff, Yüksek Planlama Kurulu (YPK), toplantıları sürekli yapılır, yürürlükteki planın uygulama sonuçlarına göre, yeni plan ve yıllık programlar, tedbirler revize edilir, plan Bakanlar Kurulu’ndan, TBMM’den geçtikten sonra hazır olur, hemen devreye girerdi. Tüm bu işlevleri, biz DPT ve planlama uzmanları olarak gece-gündüz çalışarak, yerine, eksiksiz getirirdik. 

Devlet Planlama Teşkilatı, hükümetin, özellikle Başbakanların en fazla önem verdiği, eli ayağı olan, Anayasa ile kurulmuş, Bakanlıklar üstü bir konumdaydı. DPT’nin onayı olmadan hiçbir ekonomik, sosyal proje uygulanamazdı. Şurası muhakkak ki, eğer bugün Türkiye’miz belli bir gelişmişlik düzeyine erişmişse, planlı ekonomi, planların hazırlayıcısı olan DPT sayesindedir. Planlama uzmanları, yurtiçinde, yurtdışında, üniversitelerde eğitim görmüş, çok iyi yetişmiş, bilgili, donanımlı, uzman namusuna sahip kişiler arasından çok zor sınav, sonucu seçilirlerdi. Planlama sadece devlete değil, özel sektöre de üst düzeyde yönetici, eleman veren bir enderun niteliğindeydi. Ne yazık ki, DPT, Anayasal kuruluş olmasına rağmen, yok edilmiştir. 

20192023 yıllarını kapsayan 11. Kalkınma Planı, alelacele, adet yerini bulsun diye, hem de 2019 yılında başlayacağı ifade edilip, 2019 yılından 7 ay geçtikten sonra (Plan 19 Temmuz 2019’da TBMM’de kabul edildi.) meydana çıkmıştır. Planın, hedef ve önceliklerini burada tartışmayı yersiz buluyorum. Bu planın hedefleri, vizyonu yoktur. Zira, iktidar 2023 yılında GSMH’yi 2 trilyon dolara, ihracatı 500 milyar dolara çıkartacağız dediği halde, düşük hedefleri amaçlamıştır. Bu durumda, Türkiye’nin, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmesi mümkün değildir. Türkiye, gene 17-18. sıralarda olacaktır. Fert başına düşen milli gelirde, 2 sene önceki hedefe ulaşılması hedeflenmiştir. Yani, gelişme, refah hedefi yoktur. Yatırım, üretim, tasarruf, ihracat, ithalat, istihdam dengeleri iyi kurulmamıştır. Refah dağılımı, gelir dağılımı, eğitim, sosyal güvenlik, konut, sosyal hizmetler, sosyal yardım, çevre boyutları, neredeyse hiç yoktur, yetersizdir. Bu plan, vatandaşa umut veremiyor. Özal, Anavatan Partisi’ni kurmadan önce bir gün beni Yeniköy, Türk Bostanı Sokaktaki evine çağırdı. (Ben, o sırada özel sektörde, Tamek Holding/Pepsico’da Genel Müdürdüm). Bana “Biliyorsun, Başbakan Yardımcılığından ayrıldım, milletime, ülkeme, badema, siyaset yolu ile hizmet etmek istiyorum. Bu maksatla bir parti kuracağım, ne dersin” demişti. Ben, “Efendim, çok isabetli olur, sizin, direksiyonun başında, birinci adam olarak oturmanız, ülkeye hizmet noktasında en iyi durumdur.” dedim. Bunun üzerine gözlüklerinin üzerinden bakarak, “Bu partinin, nüvesini Plancılar oluşturacak” diyerek, DPT’ye verdiği önemi, tebarüz ettirmişti. Bilindiği üzere, ben dahil Vehbi Dinçerler, Hüsnü Doğan, Ekrem Pakdemirli, Işın Çelebi, Güneş Taner, Kazım Oksay, Metin Emiroğlu, Mustafa Keten, Mehmet Gültekin, Yıldırım Aktürk, Neşet Omay, gibi biz DPT mensupları, Turgut Bey’in yanında yer almıştık. 

Gene, Sn. Demirel, DPT’ye büyük önem verirdi. Ben, deruhte ettiğim her önemli görevde, ilk olarak Turgut’u (Özal) düşünürüm, dediği Özal’ı, DPT’nin başına getirmiş, kendisine Bakanlar üstü konum vermiştir. (Tabiatıyla daha sonra DYP, ANAP siyasetine, Demirel ile Özal arasında bazı siyasi gerginliklerin olduğu gerçektir.) Gene Başbakan Sn. Ecevit, DPT’ye her zaman büyük önem vermiş, plancı olan, bizim Daire Başkanımız, Mülkiyeli Hikmet Çetin’i DPT’den Sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak görevlendirmiştir. Hayret ettiğim husus, TBMM’de her partiden DPT mensubu, plancı arkadaşlarımız vardır. Örneğin; Lütfü Elvan, Cevdet Yılmaz, Erhan Usta, İlhan Kesici, Faik Öztrak gibi. Ayrıca DPT ile yakın ilgileri olan Dr. Abdullatif Şener, Akif Hamzaçebi, Haluk Ayhan, Murat Karayalçın, Hikmet Çetin, Enis Tütüncü, Aşkın Türeli, Algan Hacaloğlu, Mehmet Dülger, Durmuş Yılmaz gibi, hemen aklıma gelen plancı arkadaşlarımız mevcuttur. Bunlar DPT’nin ortadan kaldırılıp, yok edilmesine nasıl seyirci kalıyorlar, itiraz etmiyorlar. 

Tekraren ifade ediyorum. Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hazırlanan, Kalkınma Planları olmadan hazırlanan planlar, gerçek kalkınma planları olmayıp, Türk halkına, umut vermeyecektir. II. Planın, 2023 yılında nasıl bir sonuç vereceğini hep beraber göreceğiz...