Yoğurt mayalamak için eskiden beri sütü iyice kaynatırlarki içindeki su buhar olup uçsun. Neden? Yoğurt sert olsun, kaşığın izi belli olsun diye.
Elbette şimdi burada yoğurt mayalamayı anlatacak değiliz. Haberi okuduğumda gururdan olsa gerek burnumun direği sızladı! Bir lise talebesi kızımız projesi ile dünya birincisi oldu. Nasıl gurur duyulmaz? Bu aynı zamanda Türkiye’nin gururu  Cumhuriyetimizin 91. yılını kutlamakta olduğumuz.şu günlere denk gelmesi insana ayrıca keyif veriyor. Bunda cumhuriyet var, demokrasi var, laiklik var, sosyal devlet var, çağdaş eğitim var, kızların okuma özgürlüğü var, hepsinden önemlisi bu kızımızın büyük azim ve emeği var. Özlenen muasır uygarlığın bütün izleri var.
Bakın modern Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, işte böyle başarıların oluşması için yıllar öncesi ne demiş:
“Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.”
Lise 12. sınıf öğrencisi olan İlayda Şamlıgil, ödül aldığı bu proje ile TÜBİTAK’ın yarışmasına katılmış, dereceye girememiş. Polonya’daki yarışma sonrası bir aylık eğitim hakkı kazanan İlayda, “Süt ve meyve suyunun kalitesi içindeki su oranından belli oluyor. Elbette belli bir miktar su konulması gerekiyor ama fazlası kaliteyi düşürüyor. Bu problem üzerinde çalıştım.. Suyun içine bir mıknatıs yerleştirdiğinizde suda gözle görülmeyecek deformasyonlar oluşur.-Ne kadar deformasyon varsa o kadar su olur- tezinden yola çıkarak sıvılardaki su oranını ölçen cihaz yaptım.”
Arkadaşlarına 24 saat ders çalışmak yerine daha verimli çalışmalarını öneren İlayda, ödül aldığı projeden başka çalışmaları da olmuş. Mesala, metro istasyonlarında kanserojen radon gazı ölçümü yaptı. Bunu İstanbul Valiliği ve İ.B.B. ile paylaştı. Asıl projesini ise meyve suyu ve sütlerin içinde yer alan suyu ayrıştırmak için bu cihazı yapmaya karar verdiğini söyleyen İlayda, duygularını dile getirirken konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir yıl boyunca çok çalıştım. Öğretmenlerimin de desteği ile yaptığım deneylerde sonuca ulaştım. -Sıvılardaki Su Oranını Mıknatısla Ölçebilen Ucuz, Hızlı ve Taşınabilir Bir Sistem - adını verdiğim projeyi geliştirdim.. Bu proje ile TÜBİTAK’ın yarışmasına başvurdum. Dereceye giremedim. Buna üzüldüm ama bir gün başaracağımı biliyordum. Yine bu projeyle Polonya’da -Nobel Fizik Ödülüne Doğru İlk Adım - adlı yarışmaya katıldım. 80 ülkeden 5.000 proje arasından birinci oldum. Polonya’dan aldığım birincilik, çalışmalarımın boşa gitmemiş olduğunu gösterdi.”
İnanılır gibi değil ama cetvel, küçük bir kap ve mıknatıstan oluşan bu projenin maliyeti ise sadece ve sadece 10.- TL. Alnından öpüyorum bu akıllı kızımızın...