Yavuz hırsız, ev sahibini bastırırmış. Lakin bu sefer iş, Yavuz'u da geçti.
Dün akşam Trabzon semalarında yaşanan bir hakem rezaleti vardı.
İşin ilginç yanı, Akyazı semalarında uçuşan martılara maç sonu Trabzon cephesine ait açıklamaları dinletsen, muhtemelen onlar dahi gülerdi!
Sayın Doğan’ın maç sonunda yaptığı açıklamalara inanamadım!
Açtım tekrar dinledim, yine inanamadım! Hatadır, yanlıştır, bu kadar da olamaz dedim, meğerse bu kadar da olmuş! Maç sonunda Ertuğrul Doğan’ın açıklamalarına, muhtemelen Ertuğrul Doğan bile inanmamıştır!
Maç bitmiş, sahada rakamlarla HEZİMET olmuş!
Beşiktaş vurmuş ama yıkamamış, sahanın her yerinden eyyam akmış!
Ancak Trabzonspor'un maçı kazanamamasının tek sorumlusu olarak Ali Şansalan gösterilmiş!
Fıkra bu kadar! Evet tam bir Karadeniz mizahı! Bir an konuşanın Temel ya da Dursun olduğunu hayal ettim zira onlar ancak bu kadarını fıkralarda yaşatabilirlerdi. Hadi Ertuğrul Doğan göremedi ya da gördüğünü protokolden süzemedi, yahu hiç mi etrafında başkanın danışmanları yok! Hiç mi başkanı uyarmıyorlar! “Sayın Başkan maçta HİÇBİR VARLIK GÖSTEREMEDİK, SUSALIM DA AYIBIMIZI ÖRTELİM” diye kimse uyarmadı mı? Lehinize verilen kırmızı kart Trabzon İdman Ocağında bile baksanız kırmızı iken, maçın Trabzonspor aşığı hakemi oyuncunuzu sadece uyarmış, sonra devreye TEKNOLOJİ girmiş de kart verilmiş! Tam gol yiyeceğiniz esnada Ali maçı durdurmuş, sizi ipten almış! Kaleciniz kendi evinde zaman geçirir duruma düşmüş! Oyuncunuz Savic, Immobile’ye ceza sahası içinde 9 kusurlu hareketin 17 tanesini yapmış, o tabirde adeta çığır açmış, Laz Ali yarım metre 2 metre önündeki pozisyona devam demiş! Siz de hiç yüksünmeden, utanmadan maç sonu çıkıp, “Böyle hakem olmaz! TFF başkanı ile görüşeceğim” diyerek camianızı uyutmuşsunuz! Ne güzel değil mi? Bırakın bunları başkan, Laz Ali sizi dün ipten aldı ipten!
Gelelim bunca haksızlığın içinde Beşiktaş'ın ne oynadığına…
Beşiktaş cephesi haklı olmasına rağmen maç sonunda MAALESEF yeterince Laz Ali’den bahsetmese de, yukarıda biz BAĞIMSIZ GAZETECİLER gerektiği kadarını anlattık. Ancak, Beşiktaş’ı yazan, anlatan ve yorumlayanların bu ülkeye çok fazla gelen birtakım özellikleri vardır. Her zaman yaşanan durumdan, kendi payına olan yanlışlara da lisan-ı münasiple değinirler! Bizler ipleri tutulmayanlar olarak, daha testi kırılmadan yazabilenlerdeniz. Şimdi gelin size Laz Ali’nin maçı berabere bitirmek için adeta gözlerine mil çektirdiği bir maç sonra, Beşiktaş tarafındaki eksik ve hatalardan bahsedeyim. Beşiktaş'ın %75 topa sahip olduğu, 7 tanesi isabetli toplamda 22 şut çektiği, 663 pas yapıp, 555 isabet bulduğu bir maçı galip bitirememesinin tek sebebi hakem ile açıklanamaz. Transfer döneminde BAS BAS BAĞIRDIM, “bu takıma net 2 kanat oyuncusu lazım”, “sol bek lazım”, “sağ bek lazım”, “kadro kaliteli ancak derin değil”, “yedek kulübesi yetersiz” diye. Zorluk derecesi yüksek ilk maçta tüm bu defolar gün gibi ortaya çıktı. Gio maça sağ kanatta bile tam olmayan Rashica’yı sol kanatta oynatarak başladı çünkü net bir sol kanat oyuncusu yoktu! 34.dakikada baktı olmuyor, Rashica’yı sağ kanada, Mario’yu sol kanada çekti. Baktı olmadı, Mario sol içe devrildi, Masuaku net bir sol ön gibi oynadı. Baktı yine olmadı, bedenen sahada, ruhu farklı alemlerde gezen ruh adam Muçi’yi sağ kanada attı, bu sefer de zaten yarım yamalak olan Svensson çırak kaldı! Gio ne denese olmuyor, Beşiktaş kanatlardan asla ve asla üretemiyordu, bu sefer de belki orta yapan ümidi ile aylardır topa doğru düzgün dokunmamış Onur’u sahaya sürdü ama o da çare olamadı. Beşiktaş, 10 kişi kalan rakibinin merkezi 10 + Laz Ali ile kapması sonrası, kanat akınları ile bu savunmayı delmek istese de ortada çok büyük bir problem vardı, Beşiktaş'ın KANATLARI YOKTU! Gio’ya kötü bir haberim var, Beşiktaş ocak ayına kadar bu oyuncu rotasyonsuzluğu ile oynayacak! O yüzden saha içi başka çözümler bulunmazsa, 26 Eylül sonrası fikstür çekilmez olur! Nasıl bulur, ne yapar bilemem çünkü transfer sezonu bitiminde "kadro yeterli ve alternatifim çok" demişti. şimdi sıra bu alternatifleri göstermekte.