1 Mayıs kutlamaları
On gün önce Ankara ve İzmir’den İstanbul’a gelen sınıf arkadaşlarımızla, programlarının uygun olduğu 1 Mayıs’ta buluşmak üzere sözleşmiştik. Ancak düşündüğümüz gibi olmadı. Bir kısım arkadaşlarımızın çocukları ve yakınları “Bugün 1 Mayıs. İstanbul’da ne olacağı bilinmez. Sakın dışarı çıkmayın” diye telefon etmişler, baskı yapmışlar. Tabii onlara uyduk bir tarafa çıkamadık.
50’li yıllarda 1 Mayıs’ın Bahar Bayramı olarak kutlandığı yıllarda kırlarda piknikler tertiplenir, oyunlar eğlenceler düzenlenerek hoşça vakit geçirilirdi.
Daha sonraki yıllarda iş ve çalışma hayatındaki gelişmelerin ardından, 1 Mayıs toplumsal içerikle bir bayram olarak kutlanır oldu. Ve 1 Mayıs’ta artık, emeğiyle geçinen kesimlerin birliği ve ortak kimliklerinin vurgulandığı büyük gövde gösterileri yapılmaya başlandı. O yıllarda bu gövde gösterilerinin kontrolü açısından güvenlik kuvvetlerine yardım amacı ile askeri kıtalar hazır bulundurulduğundan, kışlalarda ve çeşitli spor müsabakaları, oyunlar ve eğlenceler tertiplenir, yani askerler mesai yaparlardı.
Bizim meslek hayatımızın büyük bölümünde resmi tatil olan 1 Mayıs’ta biz hep görev başında olduk.
70’li yıllarda sendikal hareketlerin harekete geçirdiği büyük emekçi gruplar arasına, bölücü illegal teşkillerle anarşist ve teröristler sızmakta tabii gecikmediler. Sonunda İşçi Bayramı 1 Mayıs 1977’de Taksim meydanında düzenlenen mitingde, çevredeki bazı binalardan açılan ateş sonucu 34 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış, meydan kana bulanmıştı.
Bu hazin günün ardından 1 Mayıs korku ve endişesi, 35 yıldır hayatımızın adeta kabusu oldu. Baharın güzellikleri arasına sıkışan 1 Mayıs Taksim kutlamaları, kimi zaman yasaklandı, kimi zaman korku ve endişe içinde kutlandı ve hep gündemde oldu.
Son yıllarda Türkiye’de her yerde 1 Mayıs sükunetli bir karnaval havasında, coşku ile kutlanıyor. Ancak 1 Mayıs kabusu da hala yaşıyor.