Zarrab davasına bağlamında, Nisan ayında kesilecek cezalar, yalnızca Hakan Atilla’nın değil, doğrudan Türkiye’nin canını yakacak. Başta Halkbank olmak üzere, bazı bankalara yaptırımlar uygulanması, maddi cezalar verilmesi planlanıyor. Hakan Atilla davasına dönüşen Zarrab Dosyası’ndan yeni davalar için deliller üretileceği anlaşılıyor.

 Washington’ın, yani Trump’ın, Türkiye’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden kararına gösterdiği tepkinin intikamını almaya kararlı olduğu anlaşılıyor. Trump’ın 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı Günü ilan etmesi sürpriz olmayacaktır.. 

Rıza’nın sanık sandalyesinden tanık sandalyesine geçmesiyle davanın adı Hakan Atilla’yla birlikte anılmış olsa da, bu dava hafızalar “Zarrab Davası” olarak kaydedildi. “Hakan Atilla suçu yüklenen bir fedai mi?” tartışmaları sürerken, biz, Nisan ayında kesin sonuca bağlanacak davaya ilişkin kararın olası sonuçlarını irdeleyelim. Anlaşılan o ki, İran sokakları estirilen “İran Baharı” rüzgarlarıyla dalgalanırken, Türkiye’de de Zarrab fırtınası estirilmeye çalışılıyor. 

Zarrab davasının siyasi bir dava olduğu baştan beri konuşuluyordu. Hakimin seçiminden, Zarrab’ın ABD’ye ailesiyle birlikte yaptığı “geziden”, Zarrab’ın peşi sıra Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın Washington’a uçmasından anlaşılıyordu ki, Zarrab Dosyası’ndan Türkiye’yi üzecek, köşeye sıkıştıracak bir dizi siyasi sonuçlar elde edilmeye çalışıyordu. 

“Zarrab Dosyası” başlıklı yazımızda ayrıntılarından söz etmiştik; davaya bakan hakim, daha önceleri Fetö’cü bir emlak firmasının İstanbul’da düzenlediği bir sempozyuma katılmış, yaptığı konuşmalarda Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı  kıyasıya eleştirmişti. Türkiye hakkında böylesine önyargılı bir hakimin, Zarrab davası gibi, Türkiye bankacılık sistemini yakından ilgilendiren bir davaya bakması çok sakıncalıydı. İlginçtir, bu konuda ne Zarrab’ın ne de Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın avukatlarının bir itirazı olmadı! 

Zarrab itirafçı oldu; sanık sandalyesinden tanık sandalyesine oturdu; bütün suç Hakan Atilla’nın omuzlarına yüklendi. Yılbaşı tatilinde dosyayı, delilleri incelemesi beklenirken jüri, sürpriz yaptı ve kararını açıklayıverdi. “Sanık” Atilla beş davanın dördünde suçlu görülmüştü.

NEDEN NİSAN?

Mahkeme, Hakan Atilla’ya verilecek cezayı Nisan ayında açıklayacak. Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için Nisan ayı özellikle seçilmiş olabilir. Biliyorsunuz, 1915 Ermeni tehcirinin yıldönümü olan her 24 nisanda ABD başkanlarının ağızlarına bakar olduk; soykırım mı diyecekler, yoksa Meds Yeghem (Büyük Felaket) mi?  

Yıllarca tek kişilik bir ordu gibi çalışarak, yabancı kaynaklardan derlediği belgelerle  Ermeni soykırımının bir yalan, tarihi gerçekleri çarpıtan bir düzmece olduğunu ortaya koyan Şükrü Server Aya’nın tuğla gibi kitaplarına rağmen, kendimizi aklayabilmiş değiliz. Bu vurdum duymazlığımızdan dolayı, önümüzdeki Nisan ayında, Zarrab davasının yanı sıra, Ermeni soykırımı konusunda da ciddi sıkıntılar yaşayabiliriz. Şunu unutmayalım; Trump, Kudüs konusunda Türkiye’den yediği tokadın intikamını mutlaka almak isteyecektir. 

Nisan aylarında başımızda Ermeni Soykırımı Demokles’in kılıcı gibi sallanırdı. Bu 

TÜRKİYE’Yİ CEZALANDIRMAK İÇİN HAZIRLIKLAR YAPILIYOR

Washington’da, Trump’ın Kudüs kararı öncesinde de, Türkiye’yi köşeye sıkıştıracak bir takım hazırlıklar yapıldığı biliniyordu. Yalnızca Türkiye’ye değil, BOP’un en önemli hedeflerinden biri olan ve “Kürt Koridoru” ya da ABD/İ srail Koridoru” olarak anılan terör koridorunun önünü kestiğinden dolayı Rusya ve İran’ da bir takım yaptırımlar ve operasyonlar gündemdeydi. 

Beyaz Saray’ın karşı çıkmasına rağmen, Kongre Türkiye’yi de bu cezalandırılacaklar listesine sokma çabasındaydı. Bazı Kongre üyeleri, Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi alma girişiminde bulunan NATO üyesi Türkiye’ye otomatik olarak ceza kesilmesini savunuyordu. ABD’nin yaptırımlar uyguladığı, Ukrayna’da önünü kestiği  Rusya’nın doğalgazını Avrupa’ya ulaştırması konusunda Türk Akımı üzerinden destek veren Türkiye doğrudan ya da dolaylı yoldan mutlaka cezalandırılmalıydı. 

Kongre’de Maryland Temsilcisi Cumhuriyetçi Benjamin Carden ile Temsilciler Meclisi  Mali İşler, Terör ve Yasadışı Finansman Alt Komitesi Başkan Yardımcısı Robert Pitinger, Türkiye’nin bölgede bir takım terör örgütlerine destek verdiğine ilişkin çalışmalar yürütüyor, belge topluyor. Washington kulislerinden elde ettiği derin bilgilerle tanıdığımız Serdar Turgut, bu iki Kongre üyesinin, adlarını açıkça belirterek, bazı kişi ve kuruluşlara ağır yaptırımlar uygulanmasını istediklerini savunuyor. 

TRUMP İNTİKAM PEŞİNDE

Zarrab davasına bağlamında, Nisan ayında kesilecek cezalar, yalnızca Hakan Atilla’nın değil, doğrudan Türkiye’nin canını yakacak. Başta Halkbank olmak üzere, bazı bankalara yaptırımlar uygulanması, maddi cezalar verilmesi planlanıyor. 

Hakan Atilla davasına dönüşen Zarrab Dosyası’ndan yeni davalar için deliller üretileceği anlaşılıyor. Washington’ın, yani Trump’ın, Türkiye’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden kararına gösterdiği tepkinin intikamını almaya kararlı olduğu anlaşılıyor. Trump’ın 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı Günü ilan etmesi sürpriz olmayacaktır.