Yurtdışındaki Türkler ilk defa 7 Haziran 2015 genel seçimlere katıldılar ve 2 milyon 831 bin dünya Türkünün %36’sı oy verdi. En yüksek oy oranını Almanya’daki Türkler % 44’le gerçekleştirdi. Niye bu Türkler bu kadar az katıldı? Bunun cevabı gayette açık çok sakat bir sistemle Yurtdışı Türklerine seçme hakkı verildi fakat seçilme hakkı verilmedi. Buna göre Yurtdışında seçen Türkler oylarını kime verdiklerini, hangi milletvekiline, hangi bölgeye verdiklerini bilmediler. İstanbul 1. bölgede seçen kişi aday listelerini okuma şansına sahipken, Köln’den seçime katılan kişi bu olanağa sahip olmadı ve o yurtdışı Türklerin verdiği oylar Türkiye’deki oylara katıldı ve tek etkili yeri Sakarya’da MHP’li milletvekilinin yerine HDP’li bir milletvekilinin seçilmesini sağladı. 2011 yılında 51 milyon olan Türkiye’deki seçmen sayısı 2015 seçimlerinde 55 milyona çıktı. Yurtdışındaki seçmen sayısı da 2 milyon 831 bin oldu.

Seçilme Hakkının Verilmesi Şart 
Bugün için 5 milyon 400 bini Avrupa Birliği sınırları içinde olmak üzere 6 milyon 800 bin insanımız Türkiye sınırları dışında yaşamaktadır. Bu Türkiye nüfusunun takriben % 9’unu oluşturuyor. 2014’de Cumhurbaşkanlığı ve 2015 de yapılan genel seçimlerde yurt dışında yaşayan Türkler ilk defa yaşadıkları ülkedeki konsolosluklarda oy kullanabildiler. Yeni yasa seçme hakkı vermesine rağmen seçilme hakkı vermemektedir.
Avrupa´daki Türklerin dağılımı
TAVAK Vakfı olarak son yapılan dökümlere göre Avrupa Birliği sınırları içinde ve dünyada yaşayan takriben 2 milyon 831 bini 1 Kasım 2015‘de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı seçimlerde oy verebilecek statüdedir. Bu sayı önemlidir. Türkiye’nin 3. seçim bölgesi olan İzmir’in seçmen sayısına yakın bir kitleye Avrupa’da sahibiz. Bu sayı yurtdışı Türk seçmen sayısı Türkiye‘nin 3. büyük ili olan İzmir‘deki seçmen sayısına yakındır ve 24 milletvekili seçebilir. 2015 seçimlerinde; yurt dışında ve tüm dünyada yaşayan 2 milyon 831 bin Türk’ün de öngörülen bölgelerde aktif ve pasif seçim haklarını kullanarak Ankara’ya 24 milletvekili gönderme şansı  olabilirdi. Bu milletvekillerimizin olası 12 seçim bölgesine dağılımları sağlanabilirdi.
Göçün 55 yıl sonra hala Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını vermemiş ve kaybetmemiş insanlara karşı Türkiye Cumhuriyeti’nin böyle bir borcu vardır. Anayasamızın eşitlik ilkesinden hareket edersek 1 Kasım 2015 seçimleri bunun için ilk deneyim olabilirdi.