Pek Aziz ve Muhterem, Yorumcu Kardeşlerim ve Okuyucularımız: 

Sosyal Medya denilen, internet ortamında, sitesinde ve başka sitelerde, sanki, İmam-ı Rabbânî Evlâdı, Nezih Câmiamızın bir temsilcisi, bir sözcüsüymüş gibi davranan, Câmia’mızın zâhirî ve ba’zı dünyevî hususlardaki ba’zı idarecilerin isimlerini vererek ahkâm kesen birisi var! 

Yaptığımız tahkîkatta ve sosyal medya zemininden elde ettiğimiz ma’lûmata göre, bu şahs’ın kullandığı adı, soyadı, Mehmed Fahri Sertkaya uydurma-sahte, adı soyadıdır. Zaman zaman da, M.F.S. remzini kullanmaktadır. 

Aslen, Afyonkarahisar Nüfusuna kayıtlı, Rabia’dan doğma, Süleyman oğlu, 27.03.1981 doğumlu, Tuncay Tokay. Hâlen, İstanbul-Kartal, Topselvi Mahallesinde ikamet etmektedir. Kendisinin bir müddet Trakya Üniversitesi, Elektrik ve Elektronik veya İletişim Önlisans bölümlerinden birisine devam ettiği ve fakat me’zun olup-olmadığı hakkında bir bilgi yok.

İçtimâ-î ve sosyal durumuna gelince, Millî Görüş istikâmetindeki faaliyetlere katılmış, Anadolu Gençlik Derneğine üye olmuş, öyle anlaşılıyor ki, şimdiye kadar herhangi bir ipe sap olamamıştır. Allah kimsenin başına vermesin! Annesi intihâr etmiş, annesinin intiharına babasının sebep olduğunu ileri sürmüş babasıyla da herhangi bir baba-oğul ilişkisi kurulamamış bir zavallı... Bütün bunların da ötesinde, cinnet raporlu, cezâî ehliyeti bulunmayan, kendisinin da’vâ etme ehliyeti bulunmadığı gibi, herhangi birisinin da’vâ’sına muhatap olma ehliyetinden mahrûm birisi... 

Yânî, birileri tarafından her an için kullanılmaya müheyyâ, fitili çekilmiş bir el bombasıdır. 

Birileri, muhtemelen, azgın-azılı bir gripto FETÖ.’cü, bu zavallıyı Nezîh Câmia’mız ile Devletimizin, Milletimizin, Türkiye’mizin hâkim partilerinin arasını açmak, Milletimizle aramıza fitne sokmak için kullanmaktadır. Bildiğim kadarıyla Câmia’mız adına açılmış herhangi bir internet sitesi bulunmamaktadır. Ve hiçbir zümreye, gruba veya şahsa, sözcülük veya temsilcilik de verilmemiştir. Akademi Dergisi diye bir dergi de hiçbir zaman bizim nâşir-i efkârımız olmamıştır. 

Değerli Kardeşimiz, S.K. Beyefendi internet vasıtasıyla cep telefonuma bir bilgi iletti. Şöyle ki, Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesinde Kelâm hocası olan, titrini ve müktesebatını vermemiş, Kelâm hocası demekle yetinmiş, İlhami Güler ismindeki bu zât, Kur’ân-ı Kerim’in âyetlerinin değiştirilemez olmadığını asırların şartları muvacehesinde hâşâ! değiştirilebileceğini, değiştirilmesi gerektiğini söylüyormuş... “Kur’ân’a inanmayandan Kelâm Hocası olur mu?” sualini sorduktan sonra, bu kişinin vazifeden uzaklaştırılması için bir imza kampanyasının başlatıldığını ifade ile siz de bir imza veriniz,” diyor. 

Aziz Kardeşim. Bir tek İlhami Güler’i vazifeden uzaklaştırmak ne ifade eder ki, Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve son yıllarda pıtırak gibi yerden fışkırırcasına, Vakıf Üniversite’lerinde açılan, onlarca İlâhiyat Fakültelerinde benzeri görüşleri savunan yüzlerce İlhami Güler’ler vardır. 

Cumhuriyet sonrası Medrese’lerin kapatılması ve Dârulfünûn’un Üniversiteye tebdilinden sonra, Türkiye’de ilk kurulan İlâhiyat Fakültesi, 1949 yılında, Tek Parti Mütegallibe C.H.P. zamanında, dini, minberden, mihrab’dan ve kürsüden yıkmak üzere, kurulmuş bulunan, Ankara Üniversitesi, İlâhiyat Fakültesidir. İmâlat hatası istisnalar hariç, bu fakülte ve bu fakülte’nin hoca’ları, kendilerine kuruluşu sırasında üzerlerine tahmil edilen bu vazifelerini noksansız yerine getirmişler-getirmektedirler. 

Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi mensubu hoca’ların kurduğu, Ankara Okulu’na mensup hocalar, Batılı müsteşrîklerden daha mütecâviz, mülhidâne görüş ve fikirlere sahiptirler. Mürted, mülhîd ve zındık hoca’lar, Dünya Kiliseler Birliği ve Amerikan Avanjelist’lerinin desteği ve mâlî yardımları ile Almanya’nın en önemli üniversite’lerinden birisinde kürsü (Anabilim Dalı) kurmuşlar-kurdurmuşlar, bu üniversite ve Almanya’daki diğer üniversitelerde eğitim ve öğretim gören, Türk asıllı’ları idlâl etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu mülhîd, mürted ve zındıklar, aynen İlhami Güler gibi, Kur’ân âyet’lerinin sâbite (değişmez-değiştirilemez) olmadığını, zamana ve coğrafî şartlara göre değiştirilebileceğini, Kur’ân âyetlerinin söylendiği sayıda olmadığını, Kur’ân-ı Kerim’in tahrif’den masun ve mahfuz olmadığını, Tevrat ve İncil gibi, Kur’ân-ı Kerim’in de tahrif edilebileceğini, Hâşâ! Kur’ân-ı Kerim’de bıktırıcı tekrarlar bulunduğunu iddia ediyor, yazıyor, çiziyorlar. 

Dostumuz, Muhterem Pederleri Emin Saraç Hoca ile uzun yıllara sârî Merhabamız olan, Y.Ö.K. Başkanı, Prof. Dr. Yekta Saraç Bey, Yüksek Öğretim Kurumlarında FETÖ’cü arıyorsa işte bunlar! Bunlardan daha gripto, bunlardan daha azılı FETÖ’cü mü olur? 

Pek Muhterem Kardeşim Turgut ALP Beyefendi. 

16.07.2018, saat 09:13 i’tibariyle Yorumunuz: 

Aziz Kardeşim. Du’â dilek ve temennilerinize şükranlarımı sunarım. Bu zemine daha fazla katkınızı beklerim. Derin hürmetlerimle... 

YORUMCU’LARA CEVAPLAR VE MUTALA’ALAR!... (4/40) 

Osman Karaman’a Cevap – 13.07.2018 – 10:45

Osman Bey bu kadar aceleci olmayın. Ortalığın biraz aydınlanmasını bekleyin. Kim doğru kim yanlış o zaman ortaya çıkar. Zamanında Menderes ve Demokrat Partisi de bugünkü AK Parti gibi değil miydi? Herkes teveccüh ediyordu ama Üstazımız buna rağmen Millet Partisine oy verin dedi. Biraz bekleyelim. 

Aziz Kardeşim. Osman Karaman Bey Kardeşimize cevap vermişsiniz. Bu cevabın doğru olan bir tek ciheti vardır. “Bekleyelim, görelim”. Misal olarak gösterdiğiniz Menderes ve Demokrat Parti misâli, bugünkü ittifak ve partileri için geçerli değildir. Size tavsiyem, bilmediğiniz hususlarda ahkâm kesmeye kalkmayın! Hazretimiz (K.S.) hiçbir zaman ve hiçbir yerde, devrin “Millet Partisi’ne rey veriniz,” dememiştir. Uğradığı bütün mezâlime rağmen, hep siyâsetin dışında ve üstünde kalmıştır. Zevâhiri kurtarmak için Mürşid-i Kâmil ve Mükemmil’e iftira etmeyiniz. “Millet Partisi’ne rey veriniz,” dememiştir. Millet İttifakının en büyük partisi, kadîm ezelî-ebedî İslâm düşmanı, C.H.P., gizli müttefiki P.K.K., iltisaklı, proje partilerine hiç rey veriniz dememiştir. Susunuz, susunuz, Fitne-i uzmâ’nın dışında kalmaya bakınız... 

ALTIN YÜZÜK (ALYANS) TAKMAK CAİZ MİDİR?... (2) 

Aczimin Giryesi – 13.07.2018 – 00:42

Muhterem hocam, alyansım bu yazıdaymış, buldum çok şükür! Beni bir hayli yordu ama... Selam ve hürmet. 

Aziz Kardeşim. Sizi bir hayli yormuş olduğumuzdan dolayı sizden özür dileriz. Alyansınızı bulduğunuza sevindim. Unutulmasın, en yakînî ilim, büyük bir merak ve tecrübe ile kazanılan ilimdir. Bu zemine daha fazla katık vermenizi bekliyorum. Ormanın Kralı Arslanın gaybubeti, çakalların ve tilkilerin at oynattıkları bir arena’ya dönüşür. Bilmukabele selâm ve hürmetler... 

YORUMCU’LARA CEVAPLAR VE MUTALA’ALAR!... (4/40) 

Ahmet CE-12.07.2018 13:49

Fetö’nün bıraktığı yerden dinler arası futbol turnuvasını düzenleyen hangi iktidar? Herkes Fettullah Gülen’e övgüler düzerken Müslümanları dinden çıkarabilecek itikadi konularda bilgilendiren cemaat hangisi hoca.

Aziz Kardeşim. Söylediklerine ve yazdıklarına hâkîkaten kendin inanıyor musun? Televizyon kanalınız yok, mevkuteniz yok, efkâr-i Umûmîyye’yi her hususta tenvir edecek herkesin güvendiği bir internet siteniz yok. Mihrab’da yoksunuz, minberde yoksunuz, kürsülerde yoksunuz, seminer, açık oturum ve televizyon mülâkâtında fikirlerinizi açıkça beyan edecek cevvâl hatipleriniz de yok. Mevzu’u bahis “bilgilendirmeyi acep nasıl yaptınız?!”

YORUMCU’LARA CEVAPLAR VE MUTALA’ALAR!... (4/40) 

Osman Karaman-11.07.2018 16:55

Dün bir kardeşimizden bizzat duydum. Daha önce erzak vs. yardımı yapan bir vatandaş, yardım için gelen kardeşlerimize, bundan sonra bana gelmeyin gidin teröristlerden yardım toplayın diyerek kovmaktan beter etmiş. Kardeşlerimiz adına tabi üzücü bir durum. Ama bunların yaşanacağı baştan öngörülmeliydi. 16 yıldır millet mersine, cemaat tersine gidiyor. Nereye kadar böyle devam edecek?

Aziz Kardeşim. Bendeniz, bugünlerde İstanbul dışındayım. Anlattığınıza benzer hikâyeler her yerden geliyor. İlmik ilmik, göz nuru, iğne ucuyla kazanılan i’tibâr, ne yazık bir fiske ile yerle bir edilebiliniyor. Aziz Milletimiz bizi, her türlü siyâsî, iktisâdî ve içtimâî tartışmanın üstünde, himmete tâlip, (burada kasdettiğim himmet, Mel’ûn FETÖ’nün himmeti değildir.) hizmete râğıp bir Câmia ve cemaat olarak tanıdı, bildi. Aksi bir davranış görünce derîn bir hayâl kırıklığına uğradı. Aksülamellerinde haklıdırlar. Ama, Bu Nezîh Câmia’nın kâhir ekseriyyeti “Lâ Taâte Li’l-Mahlûk ınde Isyani’l-Hâlık,” şuuruyla, sürü zihniyyetiyle hareket edenler hâriç olmak üzere, vicdanlarının sesini dinledi ve doğru olanı yaptı. Elbette zor olacak, fakat Câiamız bu bâdireyi de atlatacaktır. Çünkü, Câmia’mızın gerçek sahipleri vazifelerinin başındadır... 

YORUMCU’LARA CEVAPLAR VE MUTALA’ALAR!... (4/40) 

Yorumcu 1-10.07.2018 13:03

Alihan Ağabeyimiz, Mustafa Hoca’mızın belirttiği gibi aynen Kemal Ağabeyimizin yaptığı gibi ehvenişer olarak tercihini yapmıştır. Siyasete bu camiayı bulaştırmamıştır. Siyaseti hizmetlerin önüne koymaya gerek yoktur.

Yola devam. İnşAllah daha iyi olacaktır hizmetler. Gelip geçici siyasi tercihlerle hizmetleri kıyas etmemek gerekir. 

Aziz Kardeşim. Ehven-i Şerr eğer Millet İttifakı partileri, İttihad ve Terakkî bakiyesi, Müslüman-Türk’ün ruh kökünün ezelî ve ebedî düşmanı ve bu durumunu asla, inkâr ve gizleme lüzumu dahî hissetmeyen, C.H.P., Markist, Leninist, hiçbir insânî ve ma’nevî değeri bulunmayan, C.H.P.’nin gizli müttefiki, H.D.P., P.K.K., bunlara yama olmaya can atan, FETÖ projesi, lideri olan Hatun’un Anıtkabir ziyâreti sırasında, “İmanımı tazelemeye geldim Atam!” diyen birisinin partisi ve isimlerini bile zikretmeye değmeyen küsurat partileri ise, acep, Eşedd-ü Şerr hangileridir?

Siyâset, hem de siyâsetin en basiti ve çirkini eğer hizmetin önüne konulmasaydı, bu tartışmalara lüzum kalır mıydı? 

Câmia ne yazık, gırtlağına kadar siyasete bulaştırılmıştır. 

Ders alınıp bu vahim hatadan bir an evvel dönülmelidir...