Pek Muhterem, M.ÖZTÜRK’ün, yorum’larına verilen cevaplar ve mutala’a’nın devamıdır. 

Risâlecik’te, “Kadir gecesi’nin Ramazan-ı Şerif ayının hangi gecesi olduğunun gizlenmesi, mü’minlerin her geceyi Kadir gecesi bilip, her gece’de çok ibâdet etmeleri içindir.” deniliyor. Demek ki, Kadir gecesi Ramazan ayında gizlenmiştir. 

“Kadir gecesinin, Ramazan-ı Şerif’in 20’sinden sonraki tek gecelerde aranmasına dâir müteaddid hadîs-i Şerifler vârid olmuştur,” “Demek ki, kadir gecesinin hangi gece olduğu belli değildir. Resûl-i Ekrem Efendimiz, Kadir gecesini Ramazan-ı Şerif’in son on gününde tek gecelerde arayınız,” buyurmuştur. Buna da aslâ i’tiraz olunmaz.

“İmam-ı Şa’rânî Hazret’leri, Kadir gecesinin kaçıncı gece olduğunu, Ramazan-ı Şerif’in giriş günlerine göre şöyle tesbit etmiştir, deniliyor ve Ramazan-ı giriş günleri dikkate alınarak bir takvim veriliyor. (Sahife, 38, 39) Ve, “İmâm-ı Şa’rânî Hazretleri, Kadir gecesiyle bu usûle göre 30 sene müşerref olmuşlardır. Birçok ehlullâh da bu usulle Kadir gecesini bulmuştur,” deniliyor, İhtimâl değil, tesbit, bulmak bunlar kat’iyyet ifade eden cümlelerdir. Risâlecik’te yok ama, Fazilet Takvimi’nin 11 Haziran 2017 tarihli yaprağında, “Netice olarak, Ramazan-ı Şerif hangi gün girerse girsin, bu hisaba göre Kadir gecesi, Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gece’ye isâbet etmektedir. Ramazan-ı Şerif’in ikinci yarısında iki adet Cumartesi gününden 17, 19 gibi tek sayılı gecelerden biri Kadir Gecesidir.” 

DOĞRUSU NEDİR? 

Cenab-ı Hakk Ramazan-ı Şerif ayı içerisindeki Kadir Gecesi’ni pek çok hikmete mebnî olarak gizlemiştir. Ne Kadir Sûresi’nde ve ne de başka bir âyette Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğunu bildirmemiştir. 

Aişe Vâlidemiz radiya’llâhu anhâ, Resûl-i Ekrem Efendimize Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğunu sorduğunda, “Ey Âişe! Kadir Gecesi bir an bana gösterildi, sonra unutturuldu. Ramazan’ın son on günü tek gecelerde ara!” buyurmuştur. “O gece’ye rastlarsam ne yapayım, Yâ Resûlellâh!” dediğinde de “Allahım! Afvedicisin, Kerim’sin, (çok cömertsin,) afvetmesini seversin, beni de afvet!,” diye çok du’â et,” buyurdular. 

GİZLENMESİNDEKİ BA’ZI HİKMETLER: 

Cenab-u Hakk, İtaatler içerisinde, rızasını, bütün itaatlere daha çok rağbet etsinler, diye, ısyanlar içerisinde Gazabını, bütün ısyanlardan kaçınsınlar, diye, insanlar arasında Velî’lerini, bütün insanları ta’zîm etsinler, diye, hangi du’â’yı kabul edeceğini bütün du’â’lara mübâlağa etsinler, diye, Allah isimleri arasında, İsm-i â’zamı, bütün isimleri, ta’zîm etsinler, diye, bütün namazları muhafaza etsinler diye, beş vakit namaz arasında Salât-ı Vuztâ’yı, (orta namazı), tevbe’nin kabûlünü tevbelere devam etsinler, diye, eceli, (ölüm vaktini), her an ölüm korkusuyla yaşasın, diye, Ramazan-ı Şerif’in bütün gecelerini ihya etsinler, diye, Ramazan içerisinde de, Kadir Gecesini gizlemiştir. 

Cenab-u Hakk, Kadir Gecesini gizlemekle kullarına vâsî rahmetiyle tecelli etmiştir. “Ey Kulum! Eğer Kadir Gecesini bildirseydim, bilseydin, o gece itaat halinde ihya etseydin, bin ayın sevabını kazanacaktın, bildiğin halde, şehvetin, nefs-i Emmâren ve şeytan’ın, sana galip gelip ısyanla geçirseydin, bu takdirde bin ay ısyan etmiş gibi azaba düçâr olacaktın... 

Mecelle-i Ahkâm-ı İslâmiyye’nin bir maddesi aynen şöyledir; 

“Def-i Mazarrat, Celb-i, Menfe’atten hayırlıdır, “Kadir Gecesinin gizleniş hikmetlerinden birisi de, “Defu’L-Ikâb, Evlâ min Celbi’s-Sevap,” (azabı def’etmek, sevabı celp etmekten daha evlâdır.) 

Kadir Gecesi kat’î olarak belli olmadığı için, mü’min, bu geceyi bulmak için özel bir gayret sarfedecek, cehd edecek. Bu cehdine dahî, ayrı bir sevap ihsan olunur. 

Mü’min, kat’î olarak Kadir Gecesi’ni bilemediği için, belki Kadir Gecesine rastlarım, diyerek, bütün Ramazan gecelerini ihya edecek, ibâdetle, itaatle geçirecek. Kullarının, bu ibadet ve itaatiyle Cenab-u Hakk, Melek’lerine, hani, siz, “Hatırla ki Rabbin meleklere; Ben yeryüzünde bir halif yaratacağım, dedi. Onlar, bizler, hamdinle seni tesbih ve takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? dediler. Allah da onlara; Sizin bilemeyeceğinizi herhalde ben bilirim,” dedi.” (Bakara 2/30) 

Böylece, her Ramazan ayında, Ramazan-ı Şerif’in bütün gecelerinde, ihyâ ve itaat-ibâdetle geçirildiğinde, “Sizin bilmediklerinizi ben bilirim,” sırrı tecellî eder.

Kadir Gecesi’nin, Ramazan-ı Şerif ayının içerisinde olduğunda ittifak vardır. Kur’ân’ın Ramazan ayında indirildiğine dâir âyetle, Kur’ân’ın Kadir Gecesinde inzal buyrulduğu hakkında sure arasında tenakuz söz konusu olamaz. Fakat, hangi gece olduğu konusunda ihtimaller üzerinde ihtilâf edilmiştir; İbn-i Zerrîn, Ramazan’ın birinci gecesidir, Hasan-ı Basrî, 27. Gecesi, Enes bin Mâlik 29., Muhammed bin İshak 21., İbn-i Abbâs 23., İbn-i Mes’ud 24., Ebû Zer el-Gifâri 25., Ebâ bin Ka’b ve Sahâbe’den kalabalık bir cemaat 27., diğer ba’zıları da 29. gece olma ihtimali vardır, demişlerdir. Dikkat buyrulursa, Mütekaddimîn, (ilk) müfessirler ve Ashab-ı Güzin’den olanlar, asla, ta’yin ve tesbitte bulunmadan ihtimâl üzerinde durmaktadırlar.   

Kadir Gecesi’nin, Ramazan-ı Şerif’in birinci gecesi olduğuna kâil olanlar, Veheb’in rivâyetine dayanarak, Hazreti İbrahim Aleyhisselâm’a indirilen Suhuf, (Sahife’ler,) Ramazan-ı Şerif’in birinci gecesi indirilmiştir. Tevrat, Ramazan-ı Şerif’in altıncı gecesi, Suhuf-u İbrahim’den, Suhuf-u İbrahim’in indirilmesinden, yediyüz sene sonra indirilmiştir. Dâvud aleyhisselâm’a indirilen Zebûr, Ramazan-ı Şerif’in on ikinci günü, Tevrat’ın indirilmesinden beşyüz sene sonra, Haz.İsâ’ya indirilen İncil, Ramazan-ı Şerif’i on sekizinci gecesi, Zebûr’un indirilmesinden altıyüz yirmi sene sonra, Kur’ân-ı Kerim, Nebiyyi-i Zîşân salla’llâhu aleyhi ve sellem Efendimize, seneden seneye, her Kadir gecesinde indirilmiştir. 

Cibrîl-ü Emîn aleyhisselâm yedinci Kat Semâ’daki Beytü’L-İzzet’den, dünya semasına indirdi. Cenab-u Hakk Kur’ân-ı Kerim’i, yirmi sene, yirmi ayda Resûlü’ne indirdi. Bu ay, şüphesiz, büyük hayırların husûle geldiği Ramazan ayıdır. Ve yine şüphesiz, gayet şerefli, kadr-u Kıymeti yüksek, mertebesi âli olan bu ay’ın ilk gecesi Kadir gecesidir.” diyorlar. 

İbn-i Abbas radiya’llâhu anh, Allah ındinde sayıların en sevileni, tek olanlardır. Tek sayıların en sevimlisi de, yedi rakamıdır. Semevât, yedi kat, arz yedi dereke, cennet yedi tabaka, cehennem yedi dereke, tavaf sayısı yedi, secdeye varıldığında yedi uzuv yere kapanır, bütün bunlar Kadir Gecesinin yirmi yedinci gecesi olduğu ihtimalini kuvvetlendirmektedir. 

Kadir Gecesi’nin, Ramazan-ı Şerif ayının, son gecesi, 29. gecesi olduğuna kail olanlar ise, “O gece Mübârek Ramazan ayı içerisindeki bütün ibâdetler, itaât tamamlanmıştır. Ramazan’ın evveli, Peygamber’lerin evveli, Haz.Adem gibidir, Ahiri de, Peygamber’lerin en şereflisi Haz.Muhammed salla’llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz gibidir. Hadis-i Şerifte rivâyet olunduğuna göre, Ramazan’ın son gecesi, ilk gününden son gecesine kadar azap’tan kurtulanların sayısı kadar insan azap’tan kurtulur. 

Ramazan’ın birinci gecesi sanki bir oğlu doğmuş gibi şükür gecesidir. Son gece ise, oğlu ölmüş gibi ayrılık ve sabır gecesidir. Sabır’la şükür arasındaki fark da böylece idrâk olunur. 

Azîz Kardeşim. Kadir Gecesi için takvim verenler, ta’yîn ve tesbitte bulunanlar, Abdülvehhâbı Şa’râni Hazretlerinin, 40 sene, Kadir Gecesini keşfen tesbit ettiğini söylüyor olmalıdırlar. Tabiî ki, diğer ehlullah’ın da... Cenab-ı Hakk’ın Lihikmetin, gizlediği, tasrîh buyurmadığı, Haz.Peygamber’in gizlediği, haber vermediği bir hususta, keşf, kimin hakkı, kimin haddine?!... 

Rabbim bizi ve bütün Ümmet-i Muhammed’i, bid’atlerden, ifrat ve tefritten muhafaza buyursun!...